Clicky

Header Reklam
Header Reklam

Sistine Kilisesine Kurulan Carrier Klimatizasyon Sistemi

05 Ağustos 1993 Dergi: Ağustos-1993
Sistine Kilisesine Kurulan Carrier Klimatizasyon Sistemi

Pekçok kişi tarafından dünyanın en büyük sanat eseri olarak kabul edilen Michelangelo'nun Sistine Kilisesi'ndeki Freskleri, yapıldıklarından günümüze kadar çevresel yıpranmalarla karşı karşıya kalmışlardı. Trafikten kaynaklanan egzost dumanlar ve kirli hava kilisenin açık pencerelerinden içeriye süzülmekte; ayrıca her yıl kiliseyi ziyaret eden iki milyon kişinin vücut sıcaklığı ile nefesi kilise içindeki nemde büyük değişimlere neden olmaktaydı. Bu kirler hava türbülansları ile taşınarak kilisenin iç yüzeylerine depolanmaktaydı. Isı ve nemdeki değişimlerin sürekli etkisiyle Sistine Kilisesi'nde büyük hasar meydana gelmişti. Sanki bütün bunlar yetmezmiş gibi, önceki yüzyıllarda kaçınılmaz olarak yakılmış bulunan sayısız mum ve tütsüler de kilise içinde yağlı is tabakaları oluşturmuştu ayrıca Freskler üzerine. Fresklerin güzelliğini azalan hayvansal kökenli tutkallar kat kat sürülmüş ve yine Freskleri sözde temizlemek için fırçalama ve diğer hasar verici tekniklerden yararlanılmıştı. Ayrıca geçmiş yüzyılarda çalışmış ustaların çekiç, çivi ve merdivenlerle bıraktığı izler de mevcuttu. Ama bütün bu olumsuzluklar, sonunda ortadan kaldırıldı. 

Önce: Vatikan Yönetimi'nin almış olduğu bir kararla, Vatikan'ın en deneyimli ve yetkin restorasyon ustalarının çok yüksek uzmanlık düzeyindeki becerileriyle, on yıllık bir çalışma sonunda kirler temizlenerek Michelangelo'nun dehasının ürünleri olan renk ve şekiller gün ışığına çıkarıldı. Freskler, yaş alçı üzerine pigmenı boyalar uygulanmasından sonra kireçtaşı gibi sertleştiğinden Michelangelo'nun eseri oldukça iyi durumdaydı. Ama yaklaşık beşyüz yıllık kir ve isin özenle ortadan kaldırılması, orjinal yüzeyin, yeniden atmosferin yıpratıcı etkilerine açık hale getirilmesi anlamına da geliyordu. Bu durumda bir koruma sistemi gerekliydi. Durumu değerlendiren Vatikan, Vatikan Teknik Hizmetler Bölümü'nde çalışan deneyimli Vatikan mühendislerine yardımcı olmak üzere, dünyanın en büyük Klima firması olan Carrier'e başvurdu. Bunun üzerine Carrier, sistemin tasarımından önce, uzun yıllar, nem ve hava akımı çalışmaları ile bilgisayar modellemesini kapsayan bir araştırmayı yürüttü. Sistine Kilisesi'ni koruyacak donanımın çok dikkatli bir şekilde yerine konulmasından önce, Vatikan uzmanları da Kilisenin kendine özgü özelliklerini uzun uzun araştırdılar.

TASARIM
Donanım açısından sistem basit gibi görünüyordu; bir Carrier ehilleri ve birkaç klima santralı. Fakat sistemin tasarım gereksinmelerinin karmaşıklığı ortaya pekçok sorun çıkarttı. Fresklerin zarar görme olasılığının dikkate alınması ve Kilise'yi ziyaret edecek olanlarla kilise görevlilerine konfor koşullarının sağlanması gerekiyordu. Çalışma kapsamında yeralan Kilise'nin içindeki ısı ve hava akım çalışmaları; ziyaretçiler hergün kiliseden gelip geçtikçe, sıcak ve nemli bir havanın kilise döşemesinden tavana doğru yükseldiğini ortaya koydu. Kilise döşemesinin altında yerden sıcak hava sistemi ise, daha önceleri kir ve diğer zarar verici parçacıkları çok daha güçlü bir şekilde tavana üflemiş bulunuyordu. Çalışmalarla sıcak havanın tavan boyunca yayıldığı ve bu sıcak hava içindeki nemin Fresk malzemesi tarafından absorbe edildiği belirlendi. Bazı koşullarda. Fresklerin üzerinde nem yoğuşması bile oluşabiliyordu. Bütün bunlara ek olarak aşırı nem Fresklerin üzerinde küf ve toz birikimlerin meydana gelmesine neden olabilecekti. Yeni klima sistemi tarafından kullanılan taze havanın bütünüyle temizlenmiş olması gerekiyordu. Bunun için de havayı yıkayan ve nemlendiren suyun da uygun bir biçimde saflaştırılması, arıtılması zorunluydu. Fresklerin üzerinde nem yoğuşmasını önlemek ve düzensiz nem farklılıklarından kaçınmak için, Fresklerin yakınındaki hava ısısının ve hava çiğ noktasının yanışının Fresk yüzey ısısının da sürekli olarak denetlenmesi izlenmesi söz konusuydu. Kilise ziyaretçilerinden kaçınılmaz olarak kaynaklanan kirin kilise içinde sirküle edilmesini önlemek içinse hava akımının da kontrol edilmesi gerekliydi.

DONANIMIN YERLEŞTİRİLMESİ
Çalışmanın başlangıcında karşı karşıya kalınan en büyük sorun donanımın yerine konulmasıydı. Öyle ki büyük ebattaki özel donanım parçalarını, yalnızca bir kilise değil; aynı zamanda paha biçilmez sanat eserlerinin yuvası olan, 15. yüzyıldan kalma bir binayla bütünleştirmek gerekiyordu. Bu bağlamda, klima santralının, ilgili donanımın ve boruların görünmemesi ve 26 km. uzunluğa ulaşan kabloların saklanması sözkonusuydu. Çünkü, daha önce de değindiğimiz gibi, kilise her yıl iki milyon kişi tarafından ziyaret edilmekteydi. Donanımın yerine yerleştirmesi şöyle dursun, araştırma yapabilmek için bile, sadece Vatikan'dan değil; diğer yetkililerden izin almak zorunluluğu vardı. Kurulacak sistemin uygun konfor koşulları sağlayacağı ve sanat eserinin güzeliğini bozmayacağı hususunda herkesin ikna edilmesi konusu da bir diğer yanıydı. Bütün bu sorunlara ve engellere karşın, projeye girişildi; çünkü Fresklerin ne pahasına olursa olsun korunması gerekiyordu. Tüm sistemin fiziksel montajında başka sorunlarla da karşı karşıya kalındı. Chiller Ünitesi'nin, Kilise'nin altındaki mevcut tesisat odasına konulabilmesi bu ünite önce demonte edildi; daha sonra yerinde yeniden monte edildi. Carrier 17.000 m3 klimatize edilmiş hava sağlayan çift duvar modüllü bir ünite imal etti. Bu ünitenin kilise dışındaki teras bölümüne konulması gerekiyordu. Ünitenin etrafına bir bina yapılarak, ünite ile çevresi arasında bir uyum sağlandı. Hava menfez ve kanallarının, soğutma kulesinin, pompaların, boruların ve vanaların tümünün yerlerine çok dikkatli bir biçimde yerleştirilmeleri ve yine uygun olan yerlerde susturucu ve titreşim alıcılarının kullanılması gerekiyordu. Vatikan Teknik Hizmetler Bölümü'nün beceri ve deneyiminden yararlanılması söz konusu olmasaydı, varılan pratik sonuçların pek azında başarı elde edilebilecekti. Bu bölümün katkıları gerçekten de çok büyüktü. Öte yandan Vatikan restorasyon uzmanları da, takımda yaşamsal bir rol oynamış ve projenin her aşamasında kendilerine danışılmıştır.

SİSTEMİN ÇALIŞMASI
Sistemin çalışmasında en önemli etken nisbi nemin kontrolüdür; çünkü nisbi nemde büyük dalgalanmalar ortaya çıkması halinde, su alçı ve sıvanın içinden dışına ve dışından içine hareket edecektir. Isı farklılıklarını en aza indirmek fresk malzemenin genişleme ve büzülmesini azaltacağından Carrier sistemi ile nemlilik oranın % 55 ( ± % 5) ve ısıyı yazın 25°C (± 1°C), kışın 20°C (± 1°C) arasında tutmak suretiyle çevre koşulları stabilize edilmiştir. Sistemde seçilen kontrol noktaları ise nemin fresklerin yüzeyinde yoğuşmamasını sağlamaktadır. Ayrıca ısı ve nem kontrolü sürekli olarak yapılmaktadır. Sistem ayrıca sirküle eden havanın kalitesini ve akış dizgesini kontrol edecek şekilde tasarımlanmıştır. Hava ünitesinde uygun ısıtma ve soğutma sağlanmasının ötesinde dışındaki hava içindeki zerrecikleri abilmek için bu hava ön filtre işleminden geçirildikten sonra, kimyasal fillrelenme yapılmakta; hava yıkanmakta ve hassas filtrelemeden sonra toz ve diğer kirleticilerden arıtılmaktadır. Böylece temizlenmiş hava Kilise'nin dış duvarı boyunca yerden hava kendinden geçtikten sonra Kilise'nin güney cephesinde yerden 6 pencerenin altına gizlenmiş difüzörler vasıtasıyla dağıtılır. Difüzörler, birbirinden bağımsız iki hava akımı sağlarlar. Bu akımlardan biri fresklerin yüzeyi boyunca düşük hızlarda akar; diğeri ise kilise içindekilere ayaklarının altında döşeme düzeyinden alınan klimatize edilmiş bir "serinletici" hava sağlar. Bütün tesisat Carrier Comfort Network (CCN) tarafından elektronik olarak kontrol edilmektedir. Kilise'de 92 adet sensor mevcuttur. Bunlardan birkaçı ilerde olası sistem parça yenilemelerindeki aksaklıkları önlemek amacıyla destek ünitesi olarak görev görmektedir. Sistem ömrünün, benzeri sistemlerin ömründen daha uzun olması da, güvence altına alınmıştır. Bütün tesisat CCN sistemi ile bağlantılı olup sisteme iki bilgisayar terminali ile girilmektedir. Bu terminallerden birisi Vatikan'ın enerji merkezinde yeralmakta, diğeri ise Vatikan'ın restorasyon uzmanlarının emrinde bulunmaktadır. Böylece sistemden elde edilen bilgi ve verilerin biraraya getirilmesi ve değerlendirilmesi olanaklı hale geliyor. Evet; Michelangelo'nun dehasının ürünü olan Freskler artık güvence al-tındalar. Carrier sistemi ile bilim adamları Kilise'nin mikro-iklimini yakından izleyip gelecekle ilgili koruma stratejileri geliştirebilirler. Böylece 20. yüzyılın teknolojisi sayesinde, Michelangelo'nun dehası gelecekteki pekçok kuşağın gözlerini kamaştırmaya devam edecek.

Carrier firması, ısıtma ve klima sistemleriyle ekipmanları alanında, dünyanın en büyük kuruluşudur. United Technologies Corporation (UTC)'nin bir alt kuruluşu olan Carrier havacılıkta, bina sistemlerinde ve otomativ sanayiinde, çok geniş bir yelpazeyi kapsayacak şekilde, yüksek teknoloji ürünleriyle destek hizmetlerini sağlayan öncü bir kuruluş olarak görev görmektedir.

Termodinamik'in Notu : Bu metin, United Techonologies Carrier-Press Information : The Sistine Chapel Project adlı İngilizce metnin Türkçe çevirisidir. İngilizce metni ve metin­le ilgili fotoğrafları bize gönderen Carrier Türkiye temsilcisi Arduman Klima Sanayii ve Servisi Ltd. Şti.'ne teşekkür ederiz.