Header Reklam
Header Reklam

PM1: İnsan Sağlığını Korumak için Yeni Odak

07 Eylül 2016 Dergi: Eylül-2016
PM1: İnsan Sağlığını Korumak için Yeni Odak

Yazan: Pelin Aybay, Camfil Türkiye

 

Hepimizin bildiği üzere, hava kirliliği insan sağlığı için zararlıdır. Hava kirliliği konusunda daha az bilinen ise, havadaki küçük parçacıkların insan sağlığı için daha tehlikeli olduğudur. Sağlıklı iç ortam havası elde etmek için, 1 μm ve daha küçük partiküllerin filtrelenmesine odaklanmak gerekmektedir -yani PM1 (Particulate Matter 1).

İnsan bedeninin küçük boyuttaki partiküllere karşı koruması yoktur bu yüzden PM1 partiküllleri oldukça tehlikelidir. Akciğerlerimiz PM1 seviyesindeki partikülleri tutabilmektedir. Nefes alındığında, PM1 partikülleri, akciğerlerin en derin kısımlarına kadar taşınmaktadır, önemli bir kısmı ise alveoli hücre membranlarından geçip, kan akışına karışarak, damarların iç kısımlarına zarar verip, kardiyovasküler sistem dokularına nüfuz ederek organlara yayılabilmektedir.  En kötü senaryo ise, PM1 partiküllerinin bunama, kangren, ödem, kalp krizi, akciğer kanseri ve sonrasında erken ölüme varan daha pek çok ciddi rahatsızlığa sebep olmasıdır.  

  • Hava kirliliği dünya çapında her yıl 5.5 milyon erken ölüme sebebiyet vermektedir.
  • Hava kirliliği, global ölüm sebepleri sıralamasında 4. sıradadır ve bu süreçte hastalıklarda çevresel risk faktörleri konusuna öncülük etmektedir.
  • Aynı zamanda Dünya Sağlık Örgütü (WHO), dizel araçlar gibi dış hava kirliliklerinin kansere sebebiyet verdiğini açıklamıştır.
  • PM1, en tehlikeli hava kirleticidir. 0.25-0.50 mikron çapındaki havadaki ince partiküller, özellikle kardiyovasküler hastalık riskini artırarak, insan sağlığıyla yakın ilişki içerisindedir.

PM1 partiküllerini verimli bir şekilde ayırabilen hava filtreleri, sadece insanları ciddi sağlık probleminden korumakla kalmaz aynı zamanda, havalandırma sisteminde bulunan PM1 boyutundaki bakteri ve virüslerden koruma ile ortamda bulunan insanların daha sağlıklı şekilde üretkenliğe devam edebilmesini sağlar. Araştırmalara göre, PM1 filtrelerine ihtiyaç duyulmasındaki diğer bir gerçek ise, küçük partiküllerin % 90’ının dış ortamdan gelmesidir. Bilindiği üzere, bir partikül ne kadar küçükse havada asılı kalma süresi o kadar uzun olur, dolayısıyla bu küçük partiküller yüzlerce kilometre uzağa taşınabilmektedir. Peki, bu taşınabilen, küçük partiküllerden insanları nasıl koruyabiliriz? Cevap, PM1 partiküllerinin en az % 50’sini tutma verimine sahip olan (F7 verimi ve daha yüksek verimler) yüksek kaliteli hava filtreleridir. Diğer avantaj ise, bu verimdeki filtrelerin, PM1 partiküllerini tutarken, PM2.5 ve PM10 büyüklüklerinde (ve kaba tozları) partikülleri de tutabilmeleridir.

Sağlıklı mı, Değil mi? Mikroskobik Farklılık!

Çıplak gözle görülebilen en küçük partikül 40–50 μm’dir. İnsan bedeni PM1 partikül büyüklüğünde olsaydı, PM2.5 bir fili, PM10 ise 20 metre uzunluğundaki bir balinayı temsil ederdi. Tüm bu PM ölçüleri mikroskobik seviyede oldukça küçük gibi görünse de, aralarındaki fark, en küçük partiküllerin çok daha fazla tehlikeli olacağını göstermektedir.

 

PM1, Vücut İçinde Neler Oluyor?

Solunum sistemimizde en derinlere ulaşabilen partiküller, yaklaşık 0.01– 1 μm boyutundaki PM1 partikülleridir. Vücutta partikül birikmesi, partikülün boyutuna ve solunum yollarından geçip geçememesine bağlıdır.

Akciğerlerimiz ve Temiz Hava

Akciğerlerin fonksiyonel olabilmesi, kapilariteye bağlı olarak gaz değişimi yapılan alveolilerin yani hava keselerinin en derinlerine ulaşabilen temiz havaya bağlıdır. Kan, kılcal damarlar boyunca akar ve CO2 açığa çıkarır. Aynı zamanda alveoliler aracılığıyla O2 alır. Oksijen, alveolilerden kaslara ve organlara taşınır. Karbondioksit ve diğer kirli gazlar, nefes verdiğimizde vücudumuzdan atılır. Virüsten daha ufak boyuttaki nano-partiküller, alveoli hücrelerinin duvarlarında depolanabilir. Bu duvarlar toplamda 70 m²’lik bir alandır ve zararlı bileşimler ile partiküllere karşı oldukça hassastır. Eğer bu küçük bileşimler solunum sistemimizde kalırsa, amfizem veya ödem gibi hastalıklardan, erken ölümlere varan daha ciddi rahatsızlıklara sebebiyet verebilir.

Her Gün: 1 kg Yemek, 2 kg Sıvı ve 25 kg Hava Tüketmekteyiz

 

 

Kaba Tozlar:

10 μm veya daha büyük çaptaki partiküller “Kaba Tozlar” sınıfına girmektedir. İnsan vücudu; burun, burun kılları ve mukoza tabakası sayesinde bu tozları filtreleyebilmektedir. Bu tozların sağlığa etkisi sınırlıdır.

PM10:

10 μm veya daha küçük çaptaki partiküller “PM10” sınıfına girmektedir. PM10 partikülleri, solunum kanallarında dolaşabilmeleri etkisiyle, akciğer fonksiyonlarında bozukluğa sebep olabilmektedir.

PM2.5

2.5 μm veya daha küçük çaptaki partiküller “PM2.5” sınıfına girmektedir. PM2.5 partikülleri, akciğerlere nüfuz ederek, akciğer fonksiyonlarında bozukluğa, göz ve cilt problemlerine sebep olabilmektedir.

PM1

1 μm veya daha küçük çaptaki partiküller “PM1” sınıfına girmektedir. PM1 partikülleri, dolaşım sistemine katılacak kadar küçüktürler ve bunama, tümor veya kardiyovasküler bozukluk gibi hastalıklara sebep olabilmektedir.

Kötü Hava Semptomları

Kötü hava kalitesinin vücuttaki etkisi büyüktür. Yüksek partikül konsantrasyonuna ve kirliliğe sahip olan hava, belli semptomlara sebebiyet verebilmektedir. Ciddiye alınması gereken tehlike çanları ise, kaşınan, kızaran gözler, akıntılı burun, boğaz gıcıklığı, baş ağrısı, yorgunluk ve astım benzeri semptomlardır. Her insanın, kötü hava koşullarından farklı derecelerde etkilenebileceğini de belirtmemiz gerekmektedir. Bu gibi semptomlara sahip olunmasa dahi, kötü hava kirliliği etkisiyle insan bedeninde önemli problemler oluşabilir.

PM1 Partikülleri – Alveolilerden Dolaşım Sistemine

Bu küçük partiküller akciğerlere ulaşıp, oksijen-karbondioksit değişimi yapılan ciğerlerimizdeki minik hava keseleri olan alveolilerin membranlarında dolaşabilir, sonrasında kan dolaşımına katılarak devam eder.

PM1’e Karşı En İyi Koruma – Doğru Hava Filtresini Seçmek

Yaygın Kirliliklerden Oluşan İç Hava

Havalandırma sisteminin kurulumundaki en basit ilke, iç hava ile dış havayı karıştırmaktır. Çünkü dış ortam havası, pek çok çeşit yanma prosesi, dizel atış havası gibi etkiler dolayısıyla oldukça kirlidir. İçeriye verilen dış ortam havası temizlenmezse, iç ortam havası kirlenmiş olur, dolayısıyla binadaki insanların solunum ve dolaşım sistemlerinde oldukça zararlı sonuçlar doğurabilir. Havalandırma sisteminde kullanılan verimli filtreler, partikül ve gazların iç ortam havasına katılmasını büyük ölçüde engeller.

Doğru Hava Filtresini Kullanmak

Doğru hava filtresini kullanmak, sadece iç hava kalitenizi iyileştirmeye yaramaz, aynı zamanda size enerji ve para tasarrufu sağlar. Eurovent’in yeni enerji verimliliği sınıflandırmasıyla, en düşük enerji tüketimi sağlayan, aynı zamanda en yüksek iç hava kalitesini temin eden filtreleri seçmeniz oldukça kolaydır. Günümüzde, hava filtreleri A+’dan E’ye kadar sınıflandırılmaktadır. A+, en düşük enerji tüketimini gösterirken, E, en yüksek enerji tüketimini belirtmektedir. Bu sınıflandırma EN779:2012’ye göre yapılır. Böylelikle filtrenizin yıllık enerji tüketimini, başlangıç verimini ve minimum verimini, filtrelerin üzerindeki etiketler aracılığıyla öğrenebilirsiniz.

 

Hava Filtreleri

Hava filtreleri, havalandırma sisteminizde iyi hijyen seviyesini yakalayarak, insan sağlığını korumaya yönelik olarak tasarlanmıştır. PM1 partiküllerinden maksimum seviyede korunabilmek için, filtreleme verimi minimum % 50 ve üzeri olan kaliteli hava filtrelerini kullanmanız gerekmektedir. Bu hava filtreleri F7, F8 ve F9 verimleridir.

 

 

EN779 Standardı

Hava filtreleri için kullanılan Avrupa Standardı (EN779:2012), filtrelerin, PM1 partiküllerinin bir kısmı olan 0,4μm boyutundaki partiküllere karşı filtreleme verimini test etmektedir.