Clicky

Header Reklam
Header Reklam

'Türkiye'de proje mühendisliğinde profesyonel mühendislik anlayışı ile çıta yüseltilmelidir'

05 Kasım 1996 Dergi: Kasım-1996
'Türkiye'de proje mühendisliğinde profesyonel mühendislik anlayışı ile çıta yüseltilmelidir'

İSMAİL CAN: 1952 doğumluyum. Orta öğrenimimi İstanbul Erkek Lisesi'nde yaptım. Yüksek öğrenimimi Boğaziçi Üniversite-si'nde yaptım. Boğaziçi Üniversi-tesi'nde önce Bilgisayar Mühendisliği sonra Makina Mühendisli-ği'ni bitirdim. 1983 yılı sonunda Avustralya'ya göç ettim. 1983-93 yılları arasında Avustralya'da yüksek binaların sistem dizaynı, kli-matizasyonu alanında kesintisiz çalıştım. Orada uzmanlaştım, profesyonel mühendis oldum. 1993 yılı başlarında Türkiye'ye döndüm. Eşimle birlikte BİRİKİM Mühendisliği kurduk. Türkiye'ye döndüğümde ilk 4 ay ciddi sıkıntı yaşadım. Yaya geçitlerinden rahatlıkla geçemiyor, otobüslere bine-miyordum. Adapte olamadım. İş alanında da kolay olmadı önceleri. Türkiye'ye tekrar "taşınmak" ciddi bir maliyetti. Avustralya'ya geri dönmek isteseniz daha da ciddi bir maliyet getirecekti. Bir gün eşim Emel'le gazeteleri karıştırırken klima konusunda "deneyimli   mühendis"   ilanı   gördük.

 

Başvurduk ikimizi de işe aldılar. İlan TOKAR'ındı. 20 Aralık'ta başlamak üzere anlaştık. Başlamadan önce tatil yapmaya karar verdik. İngiltere'ye gittik. Döndüğümüzde eşim TOKAR'da başladı. Ben de başlayacaktım ama hastalandım. Evdeyim bir gece ll'de kapı çaldı. Lise'den beri görmediğim bir arkadaşım geldi. "Benim BİRİKİM Mühendislik adında bir şirketim var. Şu an bir iş var Yalova AKSA'da. Danışmanlık verildi. Türkiye'ye döndüğünü duydum. Birlikte yapabileceğimizi düşündüm" dedi. O akşam ortak olduk. Ertesi gün işe başladık. Kozyatağı'nda depo olarak tuttuğu camekanlı bir yeri varmış. Hemen orayı ofis haline getirdik. Yalova AKSA'nın genişleme projesinde danışmanlığa başladım. O tarihte arabam yoktu. Sabah 5'te kalkıyorum 5.30 deniz otobüsü ile Yalova'ya gidiyorum. Servise yetişiyorum. Akşam 8'de çıkıp Bostan-cı'daki evime geliyorum. Bu çalışmam yaklaşık dört ay devam etti. Bu dört ay içerisinde bir gün YORK'un seminerine gittim. Seminer buz depolamalı sistemler üzerine idi. Türkiye'de o güne kadar bir örneği yoktu ama Avustralya'da bu tip iki sistem dizayn   etmiştim.   Çünkü   orada 

elektrik fiyatları gece daha u olduğu için fizibl hale geliyor. Seminere konuşmacı olarak gelen kişi Avustralya'lı. Oradan da tanı-şıyormuşuz. O seminerde Erdinç Boz ile tanıştım. Erdinç Boz ile orada ayak üstü beş dakika konuşmuştum. Bir hafta sonra Erdinç Boz aradı. Esbank projesini verdi. Böyle bir şeyi hayal bile edemezsiniz. Eşim Emel, kardeşi Vildan ve ben bu proje üzerinde birlikte çalıştık. Bu proje şimdiye kadar yaptığımız en iyi proje oldu. Tamamıyla yabancı standartlarda yapıldı. Sonradan da en ufak bir hata çıkmadı. Orada kullanılan birçok sistem -otomatik duman   egzost   sistemi,   ekonomi çalışması gibi- Sabancı Center'da dahil olmak üzere Türkiye'de ilk kez kullanılan sistemler oldu. Ardından Demirbank projesini ve Rusya'da bir proje verdiler. 1993'ten beri 16 proje yaptık. 30 bin nr'nin altında proje almadık. Bir tek İzmit'te bir iş merkezi yaptık. Ortağımızdan ayrıldık. Şu an eşimle ortağız. Firmamızda 11 kişi çalışıyor. Ortağımızla ayrılma sebebimiz, biz proje o taahhüt yapıyordu. Hiçbir zaman projenin getirişi   taahhüt-satışta   olduğu   ka-

P|r karlı değildi. Taahhütün geti-ısi proje ile paylaşılmak durumunda kalıyordu. Pek adil değildi.

1997 başında Birikim yapısal bir değişikliğe girecek. Yabancı bir partneriniz olacak. Almanya'nın en büyük 3 proje kuruluşundan biri 100 mühendisi var. Birikimin bu yeni form içerisindeki adı Q & BİRİKİM olacak. Türkiye'deki hukuka göre yabancı firmanın minimum 100 bin Dolar getirmesi gerekiyo ve % 51 oranında Türk ortağı olması gerekiyor. Almanlar'dan geldi teklif. Türkiye'ye girmek istiyorlardı. Bizim iş alım potansiyelimiz cazip geldi. İş alma kapasitemiz iyi 'na işi yapabilecek kalifiye eleman problemimiz oluyor. Onlarda ise 100 kişilik kadro var. Profesyonel mühendislik garantisi veriyorlar. Sistem garantisi veriyorlar. Diyorlar ki biz kendi kurduğumuz sistemi, dizayn ettiğimiz sistemi aynı zamanda kurulmasında kontrolörlüğünü üstlenmişsem 5 yıl garanti ediyorum. 5 yıl süre içerisinde proje raporunda belirtilen koşulları -mesala yazın içeride 24 °C, % 55 nem, kışın 22 °C max. % 45 nem ortamı tutulacak dediğinizde- sağlamak zorundasınız. Daha doğru bir ifade ile sistem işleyişi 5 yıl garanti kapsamındadır. Bu zaman zarfında işletme hatasından   kaynaklanmayan   bir problemi bedelsiz gideriyorlar. Aslında bu bedeli sigorta firması ödüyor. Fakat o mühendislik firmasının ertesi yıl sigorta primleri yükseliyor. Ben, sigorta için Avustralya'da yılda 10 bin USD ödüyorum. Avustralya'da profesyonel mühendis olarak kayıtlı olduğum için bu bedeli ödemek zorundayım.

TERMODİNAMİK: Ürün satışı projeden daha cazipse, ülkemizde mekanik tesisat projeciliği nasıl gelişebilir sizce?

İSMAİL CAN: Bugün yarım daire fiyatı kadar parası olan bir ürün temsilciliği bayiliği olup show-room açabilir. Karı ise her zaman % 10'un üzerindedir. Pro-jecilikte ise, mühendisin çok gençse, tanınmış değilse büyük proje alma şansı hiç yok. Adam niçin girsin projeciliğe çok küçük projelerde ise para kazanma şansı hiç yok. Tabii bu şekilde tasarım-cılık geri gidiyor. Ama dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş bir şey Türkiye'de olacak; Tasarımcı bulunamayacağı için tasarımcıya ödenen para yükselecek. Tasarımcıya harcanan para artınca tasa-rımcılık da gelişecek tasarımcılar çoğalacak.

 

Şu anda yurtdışında 5'te l'i fiyatlarla çalışıyoruz. İlk başladığımızda 8'de 1 fiyatla çalışıyorduk. Esbank projesi, Avustralya'da yapılsaydı 8 katına çıkardı.

TERMODİNAMİK: Taahhüt satışta da bu durum yok mu?

İSMAİL CAN: Hayır. Taahhüdünü yapanlar 3'te 2 fiyatla çalışıyorlar. Birikim mekanik sistem m2 fiyatlarına baktığımız zaman Avustralya'da 200 USD ile Türkiye'de 150 USD. Ama proje bazında bakıldığında Avustralya'da 800 bin USD'a yapılan projeyi Türkiye'de 100 bin USD'a yapamıyorsunuz. Türkiye'de 100 bin USD hiçbir projeye ödenecek bir rakam olarak görülmüyor. Bir Sabancı Center projesi bu rakamı yakındır ki yurtdışında 1,5 milyor USD'hk projedir.

Daha önce büyük projeler için yabancı firmalar tercih ediliyordu. Bizim 1997 Ocak ayından itibaren kuracağımız yabancı ortaklı yapıyla çıtayı yükseltmeye çalışıyoruz. Türkiye'de yeterli standartlar yok. Ne bina kotları var, ne yangın standartları var. Afrika ortasında proje yapmaktan pek farkı yok. Biz de kendi standartlarımız kendimiz yükseltmeye çalışacağız. TMD'de profesyonel mühendislik kavram ve uygulamasını hayata geçirmeye çalışıyor.

TERMODİNAMİK: Profesyonel Mühendislik kavramının açınımı yurtdışında nasıl yapılmakta?

İSMAİL CAN: "Ülkedeki mevcut standartlara tamamen uyularak dizayn yapma" etik olarak getirilen temel bir faktördür. Türkiye'de standart boşlukları vardır bunu nasıl yapabilirsiniz? İkincisi, "işverenin çıkarlarını en az kendi çıkarların kadar korumak". Bu iki koşul Türkiye'de çelişiyor. Örneğin, bakıyorsun yangın standartı yok. Yurtdışında Avustralya'da, Singapur'ta, İngiltere'de ve İngiliz Milletler Topluluğu'na bağlı tüm ülkelerde profesyonel mühendis olarak çalışabilecek koşullara sahibim. Yabancı uygulamalarda olduğu gibi belli yangın güvenliği harcamaları yaptırmam lazım müşterime. Böyle yaparsam işverenin çıkarlarını korumak koşulu ile çelişiyorum. Yangın standardı yoksa, adama niye harcama yaptırıyorsun.

Bir yangın alarm sistemi 40 bin nr'lik bir yapıda 500 bin USD'ı buluyor. Bizler istersek işverene 500 bin USD harcatmayabiliriyo-ruz. Ama buna alışmadık. Bütün ülkelerde bina sahibi insan sağlığına, emniyetine hizmet edecek insan hayatını koruyacak her tür sisteme yatırım yapmak zorundadır.

35-40 bin nr'lik, 20 katlı bir yüksek binanın yangın halinde boşaltılması 45 dakika sürüyor. Bu o binanın herhangi bir katındaki insanlar 45 dakika mahsur kalabilecekler demektir. Bu modern ülkelerde 45 dakika. Türkiye için 1,5 saat. 1,5 saatle insanlar dumandan boğuluyor. Yani insan hayatı  gibi   birtakım  etik  unsurları taşımanız gerekli ve bu unsurlardan hareketle işverene standart olarak getirilmemiş birtakım güvenlik harcamalarını yaptırmaya çalışıyorsunuz. Genç bir mühendis, bunu bilemez, düşüremez. Yurtdışında profesyonel mühendis olarak çalışmamış, o koşulları tanımayan bir mühendis bunu bilemez. Bir hata yapıldığında maaşından kesilir. Burada 5 bin USD'a mal olan bir noktada, mühendisin maaşından nasıl kesersin, adam 5-6 ay ücretsiz mi çalışacak? Burada çalışan arkadaşlara "bu niye böyle olmalı" ikna etmekte bile güçlük çekiyorum. Bir ara Flipinler'den mühendis getirmeyi bile düşündüm. Bu alanda iyi donanımlı, eğitimli adam bulabilmek çok güç. Bu yüzden 2-3 yıl bir yerde çalışmış elemanları, firmalar biriminden transfer etmeye çalışıyor.

TERMODİNAMİK: Eleman probleminin yanı sıra tasarımcılı-ğın başka çözüm bekleyen sorunları nelerdir?

İSMAİL CAN: Fiyatların belirlenmesi. Fiyatlar karşısında müşteriye ne verileceği saptanmalı. Kimi avam proje verir, kimi avam proje ile detay proje arası bir şey verir. Kimi tamamen detay proje verir. Bunun da bir standartı, kuralı yok ki. Biz ne yapıyoruz? 1/100 kat planları çiziyoruz, kolon şemaları, fonksiyon şemaları çiziyoruz. Tüm makina dairelerinden ikişer kesit alıyoruz. Proje bitiyor. Şimdi bu ne projesi oluyor? Belli değil. Yatırımcı "ben senden uygulama projesi isityo-rum" diyor. Bizim verdiklerimiz uygulama projesi değil. Uygulama için üzerine Shock drawmig yapılması lazım. Hatta shock dra-wingli uygulama projesi veya sistem projesi arasında bir tanımlama gelmemiş Türkiye'ye. Biz uygulama projesi diye üzerine yazıyoruz, anlaşmaları imzalıyoruz. Böyle bir şey Avustralya'da yapılsa ciddi zarara girilir. Uygulama projesi yapmayı taahhüt ettiğiniz andan itibaren 1/100 değil 1/50 kat planları, tüm kanal kesitleri, kanalları parçalara ayırma, izometrikler, izometrikler üzerinde tüm ölçülendirmeler, özel imalatlar dahil olmak üzere hepsini yapmamız gerekir. Esbank projesini 80 pafta yaptıysak, uygulama projesi karşıtı 350 paftaya tekabül eder. 350 pafta olunca, fiyat bin dolar olmamalı tabii ki. uu koşullarda tasanmcılık neyere gidecek?

Şu anda eskiden beri devam eden, piyasada çok iyi isimleri olan proje firmaları var. Bunlar gerek endüstriyel alanda gerek bina sektöründe çalışıyor. Bunlardan yetişen proje mühendisleri var. Fakat sonuç olarak gördüğüm; hiç kimse bu sektörde kalıcı olarak devam etmek istemiyor. Bunun sebeplerinden bir tanesi. Bu sektörde uzmanlaşabilmek için minimum 10 sene tecrübeli olmak lazım. Yani karşısındaki bir adamı, işvereni, herhangi bir sistem konusunda ikna edebilmek yetene"' ne gelmek 10 yıl istiyor. Bunun paralelinde iyi bir üniversiteden mezun olacaksın, yabancı dil bileceksin, sürekli olarak yurtdışı ilişkilerin olacak, yurtdışındaki seminer fuarların hepsini yakından izleyeceksin, hepsinden önemlisi motive olacaksın. Motive olmadığın müddetçe hayatta hiçbir işte başarılı olmazsın. Hırs olacak. Bir işte başarılı olabilmen için minimum bir hırsa ihtiyacın var. Yoksa memuriyet yapacaksın. Herkes bir güç elde etmeye çalışıyor. Politik güç, maddi güç, kariyer gücü gibi. Bu üçü birbirine çok bağlı zaten.

TERMODİNAMİK:   Şu   an   yüklenici konumda inşaat firmaları var. Siz tekliflerinizi doğrudan müşteriye mi, inşaat firmasına mı veriyorsunuz?

İSMAİL CAN: Biz yeni ortaklığımızla her şeyden önce sistem garantisi verme mecburiyetini Türkiye'ye getirmek istiyoruz. Çünkü onun parelelinde birtakım dizayn standartları gelecek. İnsanların bu işe bakış açıları değişecek. Bu iş Türkiye'de belli bir seviyeye gelecek, önem kazana-c. Türkiye'de bina yapıyoruz, oiydirme bir cephe geçiyoruz. Hiçbir yerden hava girmiyor. Bu koşullarda tesisatın önemi çok daha artıyor. Tesisatın toplam maliyet içindeki payı da büyüyor. O zaman tesisat, inşaatın içinden ayrılması   gerekecek.   Çok   az   inşaat

 

firması var ki inşaatın içindeki tesisat maliyetini hesaplayabilen şu an ortalama prestij bina maliyetini nr başına 800-900 USD olarak düşünürsek bunun içinde elektrik hariç sadece mekanik tesisat maliyeti 180 USD civarındadır.

TERMODİNAMİK: Ürün çeşitliliği açısından Türkiye nasıl bir konumda'?

İSMAİL CAN: Çok şaşırtıcı ama, ne Avustralya'da ne Singa-pur'ta Türkiye'deki ürün çeşitliliği yok. Hayret verici bir olay. Bu iki ülkede 12 yıl çalıştım. Ürün dallanması açısından Türkiye, dünyadaki en şanslı ülkelerden biri. Her bir ürüne en az üç-dört alternatif   bulabiliyorsunuz.   Ama

 

bir başka şaşırtıcı olay; Türkiye'de bir kanal fabrikası var. Dikdörtgen kanal yapan bir tek fabrika var.

Smacna'ya uygun standartta olması için fabrikasyon olması gerekiyor, sahada yapamazsınız. Silindi-rik kana! yapan üç yer var. Yurtdışında kanalların fabrikasyon olması şartı var. Çekiçlenen kanalın hava kaçırma riski çok yüksek. Kanal sistemi insan vücudunun sinir sistemi gibidir. Doğru çalışmıyorsa sistem sağlıklı işleyemez, felç olur.

TERMODİNAMİK: Bize zaman ayırdığınız ve verdiğiniz değerli bilgiler için teşekkür ederiz.


Etiketler