Tunç KORUN: 'İmalat yapmak, ithalattan daha pahalı'
Form A.Ş. Temsilcilikler Koordinatörü Sayın Tunç Korun bu söyleşidesektör açısından 1994 yılına ilişkin öngörülerini özetleyerek, özellikle Freon gazları konusundaki problemleri dile getirdi.
TERMODİNAMİK: Sayın Korun, kuruluşundan bugüne Form A.Ş. hakkında bilgi verir misiniz?
KORUN: FORM, 3 ortaklı bir şirket olarak 1964 yılında kuruldu. Kurucu üyelerinden ve halen şirketler grubumuzun İdari Meclis Başkanı Sn. Bedi Korun. Yıldız Teknik Üniversitesini bitirdikten sonra lisansüstü çalışmalarını Amerika'da tamamladı. Fabrikamız, 1974'de Ankara'da açıldı ve yerli imalat başladı. Bugüne dek süregelen yerli imalatımız; soğutma grupları, soğutma kuleleri, nemlendirme üniteleri ve yuvarlak kanallardır. Yaklaşık 5 yıl kadar önce İTEK İzolasyon adı altında kurulmuş izolasyon alanında faaliyet gösteren bir firmamız daha var. Halen merkezimiz İstanbul olmak üzere Ankara'da fabrika ve büromuz, Antalya ve İzmir'de de bürolarımız var. FORM, birkaç şirketten oluşmakta.
Form Endüstri Ürünleri Ticaret A.Ş. daha çok temsilcilik ve pazarlama işlerini yürütüyor. Form Tesisler San. A.Ş. imalat işlerini fabrikadan yürütüyor, Form Teknik Taahhüt yurt içi ve yurt dışı taahhüt işlerini yürütüyor. Form Bakım da uzun zamandır asıl konumuz olarak devam ettiğimiz soğutma gruplarında startup bakım işleriyle uğraşıyor. Satışını yaptığımız her türlü malzemenin bakım ve startup'ıyla uğraşıyor. Taahhüt işlerimiz yutdışında Suudi Arabistan'la başlamış, şu anda da ağırlığı Rusya ve Türki cumhuriyetler olmak üzere devam ediyor.
1993 yılı FORM A.Ş. ve aslında sektör geneli açısından beklediğimiz kadar olumsuz çıkmadı. Gerek satışlar gerekse ciro açısından sonuç, bizim için oldukça olumluydu. 1994'ten beklentilerse belirsiz. Özellikle son ekonomik dalgalanmalar bu belirsizliği giderek arttırmakta. Bir de AT'nin de getirdiği bazı değişiklikler sözkonusu. Bunlar da tam olarak netleşmiş değil. 1994 için de olum1" bir bekleyiş yok. Ama 93'te de başlangıçta bu tarz bir bekleyiş vardı . Sonuçta birçok firma açısından kötü bir yıl olmadığı kanısındayım. 1993'de birtakım birliklerin oluşması ve dernek faaliyetleri arttı. Bunun getirdiği etkilerde artacak. Özellikle 94'te bu etki daha iyi görülecek. ISKİD olsun, Tesisat Mühendisleri Birliği Derneği olsun, diğer bazı kurulma aşamasında olan dernekler olsun bunların getireceği sonuçlar 94 yılı içinde görülecek.
Klima sektörü gittikçe daha hızlı bir gelişim gösteriyor. Her sene biraz daha fazla cihaz, yeni teknolojiler giriyor. Gittikçe bu konuda sektör Avrupa'yı, Amerika'yı yakalıyor. "Ne ol ithal edelim" anlayışı azalıyor. Bu da projecilerin de katkıları büyük. Proje konusunda zannedersem bilinçlenmeye başladık. Umarım bu böyle gider. TSE'nin de standartlarında bazı düzelmeler var bu konuda. Ama hala klima konusunda birçok eksikliklerin olduğu görülüyor. Belli standartların oluşturulma çalışması; daha çok doğalgaz konusunda ağırlık kazanmış durumdadır. Ama klima sonusunda belli bir standart hala yok. Klima cihazları açısından 1993 yılının en önemli olaylarından biri soğutucu gazlar olmuştur. Bu gazlardan pistonlu ve santrifüj kompresörlerde kullanılan F11ve F12 gazları ozonu delmesi ve sera etkisi yaratması nedeniyle 1995'de imalattan kaldırılıyor. Zamanın çok kısa olması, acilen bu gazların alternatiflerinin araştırılmasına sebep oldu. Eskiden bulunmuş olan ve F12'den verimsiz olan F134 gazı ozon tabakasına zarar vermemesi sebebiyle güncel duruma geldi. Verimsiz ve pahalı olmasına rağmen alternatif olarak F11 ve F12 gazları yerine kullanılmaya başlandı. Soğutma alanında % 99.5 kullanımı olan F22 gazı ise, çok düşük miktarda ozon delici madde ihtiva ettiğinden 2020 yılında (gelişmekte olan ülkelerde 2025 yılında) kullanımdan kaldırılacak. Endüstride imalat yapan bütün firmalar %80-90 mertebede F22 gazını kullanıyorlar. Bu gazın alternatif çalışmaları Amerika'nın bu sahadaki en büyük 10 imalatçı firması tarafından ortak kurulan bir grup tarafından yapılmakta. Bu konuda özellikle karışımlardan oluşan 10'un üstünde gaz, tek tek or-jinal ekipman üzerinde denenmekte. Bunlardan en olumlu gözüken iki alternatif Klea 66 ve AZ 20 gazlarıdır.
ASHRAE 1994 fuarından alınan bilgilere göre bu gazların pistonlu ve vidalı gruplarda kullanımı iyi neticeler vermiş ve 1995 yılında bu gazların F22 yerine kullanılmasına başlanacaktır. Yeni gazlardan aynı kompresörlerde %20-50 daha fazla verim alınmasının mümkün olabileceği belirtilmekte.
F22'nin halen en verimli ve ucuz gaz olması nedeniyle gerek imalatçılar ve gerekse satıcı firmalar bu gazın alternatiflerini kullanmakta acele etmemektedirler. F22'nin alternatifi piyasaya çıksa dahi bu gazların 2020 senesine kadar kullanılmaya devam edileceği anlaşılmaktadır.
TERMODİNAMİK: Ekipman üretimde, satışında, pazarlama ve taahhüt aşamasında dikkatinizi çeken problemler veya karşılaşılan birtakım avantajlar var mı ?
KORUN: Üretimde gittikçe, yerli imalat yerini dışardan komple cihaz getirmeye bırakıyor. Yeni kanunları henüz tam inceleyebilmiş değiliz. Ama bunun da büyük avantajlar getireceğini düşünmüyoruz. Zaten gümrük vergi oranları düşük olan komple grup getirme oranı iyice düşüyor. Belki bunun karşılığında yerli montaj için parça getirmekte gümrük vergisi olarak düşecek, ancak gene de avantaj komple sistem getirmek yönünde olacaktır. Bu nedenle hala genelde imalat yapmak, dışardan almaktan daha pahalı. Böyle olmaması gerekiyor. Bu konuda ISKİD'in de çalışmaları var. Hatta gümrükler hakkında belli bir değerlendirme yapıp, bunu dernek olarak sunmak konusunda bir çalışma yapılıyordu. İmalatta da gördüğümüz kadarıyla firmalar, yurtdışıyla daha çok çalışmaya başladılar.
Özellikle taahhahüt işlerinde Rusya tarafında çok büyük bir artış gözüküyor. Bu tabii hem imalat hem taahhüt olarak etkiliyor firmaları. Komple taahhüt olarak girdiğimizde yerli imalatlarımıza da kullanım alanları açmış oluyoruz.
Diğer firmaların aldığı taahhüt işlerinde de yerli imalat kullanım oranlarının artacağı düşünülebilir. Bunun oranı hakkında kesin birşey söylenemese de yerli imalata bir artı potansiyel getireceği muhakkaktır. Bu konuda 1994'ün avantajlı bir yıl olması beklenebilir. Temsilciliklerde de kesinlikle artış var. Belki en büyük artış, yurtdışından getirilen malzemede. Ticaret açığımız da zaten bunu doğruluyor. Bu durum klima sektöründe de kendisini gösteriyor. Bizim yurtdışı satışımız azalıyor, fakat yurtdışından getirdiğimiz malzeme gittikçe çoğalıyor. Eskiden bir firma temsilcilik için görüşmeye geldiğinde yaklaşık 2-3 firma vardı Türkiye'de görüşebilecek. Bugün enaz 5-10 firmayla görüşme yapacaklarını söylüyorlar. Demek ki piyasada da çok daha fazla yutdışıyla ilişki kuran, fuarlara katılan firma var. Bununla birlikte daha çok temsilcilik alıp bu konuda Türkiye'de çalışmak isteyen firma var. Dergilere baktığımızda özellikle klima sektöründeki ilanların çoğunluğu ithal ürünlerdir. Bu konuda da herhalde artış devam edecek. Getirilen gümrük seviyeleri, ithalatı kısıtlayıcı değildir. Tersine, Türkiye'nin AT'ye entegrasyonu aşamasında yerli imalatımız bir oranda zarar görecektir. Devlet henüz klimada yerli imalatı destekleyici bir konumda değil. Tam tersi köstekleyici bir konum içinde. Yurtdışı firmalarından Türkiye pazarına ilgi gösterenler çoğalıyor. Temsilcilik arıyoruz diye gelen firmaların adedi de artıyor. Fuarlara katılan yabancı firmalarda da bu sene artış görüldü.
Özellikle gene Rusya tarafındaki işlerle ilgili olarak da istekler var. Yani artık yabancılar Türk pazarını tek başına görmüyorlar. Bunun yanında Türki cumhuriyetlerinin ve Rusya'nın işlerini (Wir-kiye pazarının dahilinde görüyor birçoğu. Bu da olumlu birşey bizim için. Demekki gerçekten taahhüt işlerinde başarılı bir noktadayız. Yabancılar da direk bizim üzerimizden satış yapabilmek amacıyla faaliyet içindeler.
TERMODİNAMİK : Faaliyet alanlarınızdan doğalgazla ilgili baca konusuna değinebilir misiniz?
KORUN : Bizim de 94 için düşüncelerimiz seri imalatlarda daha aktif hale gelmek ve yerli imalata dönmek. Çünkü ürünün yurt dışında yapılması hem anlamlı değil, hem de nakliye olsun, malı istenilen vakitte sağlamak olsun yerli imalat çok daha avantajlı.
Bu nedenle flexıble kanal, izolasyon malzemesi gibi konulardaki seri imalat düşüncelerimiz ve yatırımlarımız devam edecek.
Bununla birlikte temsilciliklerimizde hem belli konularda artış göstermeye çalışıyoruz, hem de daha toparlamaya çalışıyoruz. Bu noktada Türkiye'de, Avrupa'dan rastgele temsilcilikler alıp ne kadar çok temsilciliğin varsa o kadar sağlıklı olur düşüncesi artık geçerli değil.
Yabancı firmalar da artık Türk pazarını yılda 3-5 ünitenin satılabildiği bir pazar olarak görmekten vazgeçti. Kısa sürede aktif hareketler ve sonuç bekliyorlar. Onun için gelişigüzel temsilcilik alan ufak tefek firmalar 1 yıldan daha fazla sürdüremeyecekledir. Biz de, bu sene daha durgun veya verimli olmayan temsilciİlklerimizi eleyip, daha faaliyet gösterebildiğimiz konularda ağırlıklı çalışma hedefindeyiz. Mesela, vidalı soğutma gruplarına Daha verimli olmaları, daha az bakım gerektirmeleri ve daha uzun ömürlü olmaları nedeniyle talebin gittikçe artmakta olduğunu görmekteyiz. Vidalı soğutma gruplarında Türkiye'de öncü olduğumuzu söyleyebiliriz. 1970'li yıllalrda Tekel'e ilk vidalı soğutma grubunu getirmiştik. O zamandan beri getirdiğimiz vidalı soğutma grupları 300'den fazladır. Bu konuda halen piyasada en deneyimli firma olduğumuz söylenebilir. Klima santrallarında Alman Wolf Klimatecnik firmasıyla çalışmalarımız çok verimli bir şekilde sürüyor. Yurtdışında, özellikle Rusya'da çok tatminkar çalışmalarımız var. Nem alma, nemlendirme gibi bizim daha deneyimli olduğumuz konularda ağırlıklı çalışmalarımız devam ediyor. Isı geri kazanım konusunda daha çok faaliyet olacak kanısındayız. Enerji gittikçe daha pahalanıp çarçur edilmekten kurtulmak zorunda. Doğalgaz bacalarında da şimdilik kaos yaşanmaya devam ediliyor. Geçen sene başladı bu iş. Bu sene daha da ivme kazandı.. Ancak bunun birtakım sakıncaları da görüldü. Elinde paslanmaz bir kaynak makinası alan herkes, paslanmaz baca imalatçısı oldu. Ciddi bir teknik çalışına olmaksızın çok komik rakamlarla ancak bir usta bazında faaliyet gösteren firmalar türedi. Şu anda sanırım İstanbul'da en azından 10 tane kadar imalatçı var. Ama gidip bakılsa zannetmiyorum ki hiçbirinin yaptığı imalat TSE belgesi alacak konumda olsun. TSE bu konuda bir standart çalışması içinde. Tabii TSE de bunu Alman firmalarının kaynaklarından yararlanarak ortaya çıkarttı. Bir taslak çıktı. Pek fazla itiraz edemedik ama, Türkiyeki imalat açısınan biraz yüksek bir standart oldu. Kanımca TSE'nin bu çıkan standardı sonucunda bu sefer hiçkimse belge alamayacak.
Bir de kimse ne yapılması gerektiğini tam olarak bilemiyor. Sene içinde o kadar çok telefon geldi ki, "Baca yaptırmak istiyoruz, araştırdık ama bu işten birşey anlamadık, ne yapılması gerekiyor?" şeklinde. Birçok kişi fikir danışıyor. Bir de tabii, bu konudaki görüşülmesi gereken kişiler hep apartman yöneticileri olduğu için anlaşmak da daha problemli oluyor. Teknik bir insan değiller. Ama sonuçta karar verecek kişi konumundalar. Apartman yöneticisiyle ne derecede teknik olarak konuşabilirsiniz? Diğer firmanın verdiği değerler yanlıştır deseniz de, o firmalar da garanti veriyorlar. Sonuçta piyasada 25 yıl garanti veren firmalar var. Kuruluşu 2 yıla ulaşmayan fakat 25 yıl baca garantisi veren firmalar var. Buna hangi apartman yönetici güveniyor bilemiyorum. Bir firmanın arkasında birşeyler olması lazım ki 25 yıl garanti versin. TSE'de birşey getiremedi., EGO başka şekilde yorumluyor, İGDAŞ başka bir şekilde yorumluyor. Ama TSE'nin çıkartacağı bu standartın da pek mantıklı bir standart olacağı kanısında değilim. Zannedersem bu sefer sadece yurtdışındaki imalatçılar TSE belgesi alabilecekler. Sonuçta yerli imalatçıların hiçbirinin TSE alamadığından satışlar gene aynı şekilde devam edecek. Apartman yöneticisi TSE istediğinde tek muhatap Avrupa firmalarıysa, zaten Avrupa firmalarının maliyetleri bariz, bir de baca gibi çok havaleli bir malzemeyi düşündüğünüzde bunun sırf getirme masrafları bacanın fiyatını 2'ye 3'e katlıyor. Hiçbir apartman yöneticisi de 100 liraya yaptıracağı şeyi 300 liraya gidip yurt dışından almak cesaretini gösteremez. Bu nedenle tahminim önümüzdeki yıl kaos devam edecek. TSE'nin biraz daha güncel bir yaklaşım getirmesiyle belki birşey ortaya çıkabilir. Aksi takdirde apartmanlar , 2-3 yıl içinde kimi suçlayacakları konusunda muhatap aramaya devam edecekler.
TERMODİNAMİK: Sayın Korun, 1994'ün sektörümüz için başarılı bir yıl olması dileklerinize katılıyor, bu güzel söyleşi için teşekkür ediyoruz.