Clicky

Header Reklam
Header Reklam

Altensis Kurucu Ortağı Serkan Emin: “Yeşil binalar konusunda ülke olarak daha yolun çok başındayız”

19 Ekim 2017 Dergi: Ekim-2017
Altensis Kurucu Ortağı Serkan Emin: “Yeşil binalar konusunda ülke olarak daha yolun çok başındayız”

Üniversiteden sonra bir araya gelen üç arkadaşın kendi şirketini kurmaya karar vermeleri ile kurulmuş Altensis. Bugün ise Türkiye’de yeşil bina denildiğinde akla gelen ilk firmalar arasında. Şirketin Kurucu Ortaklarından Serkan Emin ile Altensis’i ve faaliyet alanlarını, Türkiye’de yeşil bina pazarının durumunu ve geleceğini konuştuk. Elbette firmanın imzası bulunan çok sayıda projeden birkaçını da detaylı olarak mercek altına aldık. 

Üç yakın arkadaş, başarılı bir ortaklık

Altensis, yeşil binalar konusunda danışmanlık hizmeti veren ilk profesyonel firmadır. Biz üç ortağız; arkadaşlarım Berkay Somalı ve Emre Ilıcalı inşaat yüksek mühendisidir, ben de makine mühendisiyim. Arkadaşlığımız fen lisesinde başlayıp ardından da Boğaziçi Üniversitesi ile pekişti ve nihayetinde iş ortaklığına döndü. Berkay ve Emre Bey, okuldan sonra yurtdışına gidip master yaptılar. Ardından da 7-8 yıl kadar Amerika’da çalıştılar. Yeşil binalarla ilk tanışmaları da oradaki çalışmaları esnasında oldu. Ardından Türkiye’ye dönme kararı aldılar. Ben de o sıralarda Grundfos’ta çalışıyordum. Bir araya geldiğimizde girişimcilik ruhunun da etkisiyle kendi şirketimizi kurma kararı aldık ve 2008 yılında Altensis’i kurduk. O dönem Türkiye’de yeşil binalar pek bilinmiyordu. Ticari binalarda alternatif enerji sistemleri ve enerji verimliliği konularında çalışmaya başladık. Bunlar dahi o zamanlar nispeten yeni sayılırdı. LEED, BREEAM gibi sertifikasyonlar ise neredeyse hiç bilinmiyordu. Ardından ilk projemizi aldık: Unilever’in Türkiye’deki Genel Müdürlük Binası. Unilever, uluslararası bir firma olduğundan yurtdışındaki binalarında da LEED sertifikasyonunu biliyor ve kullanıyordu. Bunun Türkiye’deki binaya da uygulanması konusunda da Berkay Bey ile yolları kesişti. Böylece biz de bu alandaki ilk faaliyetimizi gerçekleştirmiş olduk. Ardından Philips’in Türkiye Yönetim Binası ile devam ettik. Daha sonra Tekfen ile çalıştık. Tekfen, Levent’te Alman OZ grubu ile çalışıyordu, o binayı LEED’li yapmak istediler ve birlikte çalıştık. Ardından da yavaş yavaş bu konu ülkemizde yaygınlaşmaya başladı. Yeşil Binalar Derneği ÇEDBİK’in kurulmasıyla bu konular kamuoyunda daha fazla yer etmeye başladı. Biz de başından beri bir üyesi olarak ÇEDBİK ile ortak çalışmalar yapıyoruz. ÇEDBİK’in düzenlediği eğitimlere eğitmen olarak destek veriyoruz. Ulusal yeşil bina sertifika sisteminin oluşturulması konusunda yürütülen çalışmalara da destek veriyoruz.

Türkiye’deki sertifikalı projelerin % 50’sinde biz varız

Aslında LEED, BREEAM gibi sistemler, birer sertifika gibi algılansa da geri planında çok ciddi çalışmaları kapsıyor. Yani sertifikayı alabilmeniz için geri planda pek çok farklı gerekliliği yerine getirmeniz gerekmekte. İşin sonunda bir sertifika verilmesi, hem devamlılık hem de prestij sağlıyor. Bu nedenle önemli. Sağladığı prestij sebebiyle insanlarda bir motivasyon yaratıyor ve aynı zamanda ticari gayrimenkuller açısından da satışa yardımcı oluyor. Çünkü bilinçli tüketiciler, sertifikalı binaları tercih ediyorlar. Biz yolculuğumuzda en çok çabayı, bu konuyu gayrimenkul firmalarına anlatmak konusunda sarf ettik. İlk başta “gerek yok” diye bakılıyordu, bir kez denedikten sonra aslında sanıldığı gibi maliyetli bir iş olmadığını gördüler. Üstelik pek çok da artı değer yaratıyor sistem. Mesela çevreye karşı daha duyarlı, enerjisini boşuna harcamayan hatta mümkün olduğunca kendisi üreten, prestijli, özetle gerçek anlamda iyi binalar ortaya çıkarıyor. Bu sayede zaman içinde daha çok tercih edilir oldu. Dolayısıyla bizim işlerimiz de doğal olarak bir artış gösterdi. Aslında pazar hızlı büyüyor gibi görünse de ülke olarak henüz yolun başındayız. Çünkü yüksek büyüme oranları söz konusu olsa da (% 50, % 100 gibi), bunun reel manası şu: “Birkaç sene evvel 50 bina yapılmış şimdi devam eden 300 bina var”. Yani bina adedi açısından daha kat edilecek çok yol var  ama evet, pazar hızlı büyüyor ve bu sistemler her geçen gün daha çok talep görüyor, uygulanıyor.  Bizim işlerimiz açısından ise bunun karşılığı şöyle: Bina olarak değil, proje olarak konuşabilirim çünkü bazı projelerde on-on beş tane bina yer alabiliyor. Biz buna da tek proje olarak bakıyoruz. Bu konuda mütevazı olamayacağım; Türkiye’deki sertifikalı projelerin % 50’sini Altensis olarak biz yaptık. Türkiye’de bu işi hakkıyla yapan birkaç firmadan biriyiz. Proje sayısına baktığımızda da ilk sırada yer aldığımızı söyleyebilirim.

Sadece sertifikasyonlar için değil, mevcut binalarda verimliliği artırmak için de danışmanlık hizmeti sunuyoruz

Altensis’in verdiği hizmetler özetle şunlardır: Altensis bünyesindeki uluslararası tecrübeye sahip LEED AP’ler (LEED uzmanları) ile yeni ve mevcut binaların LEED değerlendirme sürecinin her yönüyle yönetimi ve bu kapsamda gerekli mühendislik, koordinasyon ve danışmanlık hizmetlerini başarıyla yürütür. Altensis yetkili BREEAM denetçileri ile yeni binaların BREEAM sertifikası alması sürecinde denetleme ve mühendislik hizmetleri sunar. Yeşil bina etüdü (mevcut binaların ne kadar yeşil bina olduğunun; enerji verimliliği, su verimliliği, iç mekan yaşam kalitesi, atık yönetimi, ulaşım imkanları gibi kriterlere göre, uluslararası yeşil bina sertifika sistemleri ve standartları kullanılarak belirlenmesi) hizmeti de veriyoruz. Ayrıca senelik net enerji harcaması “sıfır” olan özel evlerin  tasarım ve inşaatının danışmanlığını  başarıyla gerçekleştiriyoruz. Enerji Yönetimi (binaların enerji tüketimlerinin düzenli olarak kontrol edilmesi ve raporlanması, trend analizleri ile verimlilik olanaklarının belirlenmesi v.s.), detaylı etüdler ve ölçümler ile binadaki verimsizlik yaratan unsurların tespiti ve bunlara özel verimlilik artıcı projelerin (VAP) oluşturulması, finansmanı ve uygulaması, enerji modellemesi -ki bu konu yeşil bina projelerinin önemli bir unsurudur-, işletmeye alma (Commissioning) ve Enerji Kimlik Belgesi düzenlenmesi gibi konularda da detaylı hizmetler sunuyoruz. Bunların dışında, kurumsal sürdürülebilirlik başlığı altında topladığımız; sürdürülebilirlik stratejisi, sürdürülebilirlik performans yönetimi, kurumsal sürdürülebilirlik raporlaması, karbon yönetimi ve sürdürülebilirlik eğitimleri hizmetlerimiz var. Sürdürülebilirlik Stratejisi; sürdürülebilirlikle, yani çevresel, sosyal, ekonomik ve yönetişimle ilgili riskleri belirleyip fırsatları değere dönüştürerek şirketin sürdürülebilirliğini koruması amacıyla uygulanan stratejisinin hazırlanmasıdır. Sürdürülebilirliğin avantaj sağlayabilmesi için tüm işletme genelindeki operasyonlara ve tedarik zincirine bakılması ve sürdürülebilirliğin üç boyutu ile yani sosyal, ekonomik ve çevresel açılardan değerlendirilmesi gerekir. Bunun için Altensis performans yönetiminin gereçlerinden olan göstergelerin tanımlanıp çevre ve kalite yönetim sistemlerine entegre edilmesinde yardımcı olur. Sürdürülebilirlik Performans Yönetimi derken bunu kastediyoruz. Sürdürülebilirlik Raporlaması; kurumların sürdürülebilir kalkınma hedefine doğru kurumsal performansla ilgili olarak ölçme, açıklama yapma ve iç ve dış paydaşlara karşı sorumlu olma uygulamasıdır. Karbon Yönetimi; kurumsal düzeyde organizasyonun tüm faaliyetlerinden kaynaklanan emisyonların mevcut durumunun verilerinin izlenmesi ve hesaplanmasının ardından işletmelerin iş süreçlerini inceleyip emisyon azaltımı için gerekli önlemlerin alınmasına ve uygulanmasına yönelik hedefler belirlenmesini kapsar. Altensis işletmelere uluslararası standartlara uygun olarak karbon nötrleme/dengelemede de yardımcı olur. Altensis sürdürülebilirlik alanında genel sürdürülebilirlik, ürün sürdürülebilirliği, iklim değişikliği, karbon ayakizi, entegre atık yönetimi gibi konularda genel bilgilendirme ya da firmanın ihtiyacına özel eğitimler de hazırlamaktadır. Ürün Sürdürülebilirliği başlığı altında ise EPD-Çevresel Ürün Beyanları, LCA-Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi, Ürün Karbon Ayakizi hesaplamaları, Özgün Beyanlar (Self-declarations) konularında hizmet sunmaktadır. Mühendislik yazılımları (gelişmiş enerji simülasyon programı Design Builder’ın Türkiye satış ve teknik destek hizmetleri) gibi hizmetler de Altensis tarafından verilmektedir.

Bitirdiğimiz projenin ardından aynı yatırımcının yeni projesinde yine bizi tercih etmesini, başarımızı sınamak için en gerçek gösterge olarak değerlendiriyoruz

Bizim işimiz çok disiplinli bir iş. Dolayısıyla ekibimizde bu çok disiplinliliği karşılayabilecek kapasitede ve sayıda personelimiz yer alıyor. Projelere genellikle en başından dahil oluyoruz. Nadiren biraz daha ileri aşamalarda da girebiliyoruz. Ama genellikle baştan itibaren birlikte yürüyoruz. En sağlıklısı projenin sertifikalı tasarlanıp tasarlanmayacağına baştan karar vermektir. Çünkü o kadar çok detay var ki, her birini sonradan mevcut projeye uyumlandırmak daha fazla efor gerektiriyor. Ekibimizde mühendis ve mimarlar ağırlıklı. İleri mühendislik konularına hâkim bir ekibimiz var. Optimizasyon hesaplarını detaylı şekilde yapıyoruz. Bizim için en önemli projeler, daha önce çalışmış olduğumuz bir müşterimizin bizimle tekrar çalışmayı tercih ettiği projelerdir. Bizimle bir sonraki projesinde tekrar çalışmak isteyen proje yatırımcısı kendi performansımızı değerlendirme kriterlerimizden önemli bir tanesi. Bizim açımızdan kendimizi sınamamızın en güzel ve gerçek yolu bu tip projelerde çalışıyor olmamız. Eğer bir firma bir kez bizimle çalıştıktan sonra diğer projelerinde de bizimle çalışmayı sürdürmek istiyorsa, kendimizi başarılı sayıyoruz.

 

Altensis imzalı yeşil projelerden birkaç örnek

Bursagaz

Altensis'in Verdiği Hizmetler: Commissioning, Enerji Modellemesi, LEED Danışmanlık

Proje Sahibi: Bursagaz A.Ş.        

Kapalı Alanı: 7,373 m2

Projenin Yeri: Bursa, Osmangazi 

Sertifika Tipi: LEED for New Construction

Türkiye’nin üçüncü büyük gaz dağıtım şebekesine sahip Bursa ilinde gaz dağıtım ve ticareti hizmeti veren Bursagaz’ın yönetim binası LEED for New Construction kategorisinde Platin seviyesinde LEED sertifikasına hak kazandı. Doğa dostu ve çevreci bir proje olarak EWE &Bursagaz binasında, bütün su ve elektrik tüketiminin kontrolü otomatikleştirilmiş sistemlerle sağlandı. Hem inşasında hem de dekorasyonunda kullanılan malzemeler uluslararası ‘yeşil bina’ standartlarına uygun olarak seçildi. Yağmur sularının ve atık suların mekanik olarak kontrol edildiği yapıda, cephedeki PV panellerinin ve rüzgar tribününün binanın enerji ihtiyacının %3 ünü karşılaması bekleniyor. Ayrıca binada temiz enerji, doğalgazdan elektrik enerjisi ve ısı üretebilen modüler yapılı bir sistem olan kojenerasyon sistemi kullanılmış ve atık ısıdan istifade eden Absorbsiyonlu Chiller (ABS) ile soğutma sistemi kullanılarak enerji kullanım alanlarının optimizasyonu sağlanmıştır. Bursagaz Genel Merkez Binasında yapılan uygulamaların, hem Bursa’da çevreye duyarlı yeşil bina inşa etmenin öneminin vurgulanması ve yayılmasına olan katkısı hem de çevresel olarak pozitif katkıları çok büyük ve anlamlıdır.

LEED kapsamında yapılan çalışmalar:

Karbon Emisyonlarının Düşürülmesi: Proje konum olarak yoğun yerleşim bölgesi içerisinde yer almaktadır. Bu özelliği ile çevresinde raylı sistem, otobüs gibi toplu taşıma imkânlarına ulaşım kolaylıkla sağlanabilmektedir. Bu da araç kullanımını azaltarak karbon emisyonunun düşürülmesine katkı sağlamaktadır. Otopark kapasitesi minimumda tutularak ve çalışanlarına servis imkanı sağlayarak bireysel araç kullanımının minimuma indirilmesi hedeflenmiştir.Günümüzde giderek önemi artan ve ileride daha da fazla yaygınlaşması öngörülen elektrikli araç kullanımını teşvik etmek adına proje dahilinde elektrikli araç şarj noktası oluşturulmuştur. Çalışanların sosyal ihtiyacını karşılayabileceği market, eczane, hastane, okul, restoran, banka vb. pek çok sosyal imkan yürüyüş mesafesinde ulaşılabilecek yakınlıktadır.Proje kapsamında bisiklet park yerleri ve çalışanlar için duş, soyunma odası tasarlanarak bisiklet kullanımının yaygınlaşması teşvik edilmiştir. Proje kapsamında kullanılacak malzemelerin büyük oranda 800 km’lik bir çap içerisinden temini sağlanarak yerel üretimin desteklenmesi ve ulaşımdan kaynaklı karbon emisyonunun düşürülmesi hedeflenmiştir.
Çevresel Etkilerin Azaltılması: Proje konumu gereği habitata, su havzalarına ve ekosisteme zarar verecek bir noktada değildir. Proje kapsamında yeşil alanlar maksimumda tutulmuştur. Yağmur suyu ve klima yoğuşma suları toplanarak peyzaj sulaması, rezervuar ve pisuvarlarda kullanılarak suyun geri kazanımı sağlanmıştır. Islak hacimlerde kullanılan rezervuar, pisuar, duş ve batarya su tüketimleri minimumda tutularak su tüketimi en az seviyeye indirilmiştir. Yerel ve adapte olmuş bitki örtüsü seçilerek ekosistemin korunması ve sulama suyunun minimuma indirilmesi sağlanmıştır. İnşaat atıklarının ve yerleşimden sonra bina kullanımında çıkan atıkların takibi hedeflenerek atık sahasına giden miktar minimize edilerek geri dönüştürülebilir atıklar ayrıştırılacaktır. İnşaat sırasında geri dönüştürülebilir atık alanları düzenlenerek metal, karton, plastik, cam, palet, kalıp vb. tüm geri dönüştürülebilir atıkların takibi yapılmaktadır. Tasarım aşamasında bina içerisinde ofis ve yoğun sirkülasyon alanlarında dönüşüm kutuları ve ana toplama alanları oluşturularak yine konunun yerleşim sonrasında da takibinin yapılması hedeflenmiştir. Proje kapsamında, içeriğinde kullanım öncesi ve sonrası geri dönüştürülebilir içeriğe sahip malzemeler tercih edilerek geri dönüştürülmüş malzeme kullanımı teşvik edilmiştir. Mekanik cihaz içerisinde kullanılan akışkanların cinsi küresel ısınma ve ozon tabakasına minimum etki edecek tipte seçilmiştir. 
Enerji Verimliliği: Proje kapsamında izolasyon kalınlıkları ve cam ısı geçirgenlikleri yerel yönetmeliklerin üzerinde, ASHRAE 90.1 kriterlerine uygun olarak seçilmiştir. Mekanik cihaz verimlilikleri üst düzeyde tutulmuştur. Dış aydınlatma ve her mahal iç aydınlatmaların enerji verimlilikleri maksimum düzeyde tasarlanmıştır. Hareket ve gün ışığı sensoru kullanılarak enerjinin boşa harcanmasının önüne geçilmiştir. Gelişmiş otomasyon sistemi sayesinde binanın elektrik, ısıtma, havalandırma, soğutma ve su harcamaları ayrı ayrı kontrol edilebilecek, enerji tüketimlerinde herhangi bir sapma olması durumunda gerekli önlemler alınmasına imkan verecektir. Fotovoltaik sistemler, solar paneller vb. uygulamalar ile binanın enerji ihtiyacının bir kısmı yenilenebilir kaynaklardan sağlanacaktır.
İnsan Sağlığı: İnşaat sırasında ve yerleşim sonrasında bina içerisinde kullanılan sağlığa zararlı uçucu organik bileşen (VOC) miktarı LEED kapsamında izin verilen maksimum limit değerlerinin altında tutularak minimize edilecektir. Ayrıca inşaat sırasında boya, yapıştırıcı vb. maddeler ile izolasyon, alçı vb. maddeler ayrı ayrı depolanarak kimyasallardan yayılacak maddelerin emilimi minimuma indirilmiştir. Her mahale verilen taze hava miktarı limit değerleri ASHRAE limit değerlerinin minimum %30 üzerinde tutularak verimli çalışma ortamı sağlanması hedeflenmiştir. Taze hava miktarında set değerlerinden sapma olması durumunda alarm verilerek otomasyon sistemi devreye girecek şekilde planlama yapılmıştır. İnşaat sırasında hava kanalları sarılarak ve montajdan sonra ağızları kapatılarak tozdan korunacak, yerleşim öncesi yapılacak flush-out ile ortamdaki toz ve koku giderilecektir. Hava filtrelerinin verimlilik değerleri yüksek düzeyde olacaktır.

 

JLL Ofis

Altensis'in Verdiği Hizmetler: Commissioning, Günışığı Modellemesi, LEED Danışmanlığı

Proje Sahibi:JLL Turkey   

Kapalı Alanı: 2,585 m2

Projenin Yeri: Şişli, İstanbul       

Sertifika Tipi: LEED for Commercial Interiors

LEED Gold Sertifikalı Maslak Link Plaza içinde konumlanan ve bu kriterlere uygun olarak tasarlanmış olan JLL Ofis LEED Platin sertifikasını almaya hak kazanarak dünyada sayılı Platin sertifikalı ofis projelerinden birisi olmuştur. Bu kapsamda birçok çevre ve insan dostu özellik proje tasarımına ve inşaatına entegre edilmiştir. JLL Ofis projesi tasarımında ve inşaatında LEED kriterlerine uyum sağlayarak, yapılaşmanın çevreye verdiği olumsuz etkileri önleyecek, ayrıca kullanılan stratejiler ve sistemler sayesinde binaların operasyonu sırasında oluşacak işletim giderlerini azaltarak, bina kullanıcılarının konforu arttırılırken, enerji ve su tasarrufu sağlayarak giderleri düşürülecektir.

LEED kapsamında yapılan çalışmalar:

JLL Ofis, LEED Gold sertifikalı Maslak Link Plaza Çekirdek & Kabuk ana binanın Yağmur Suyu Yönetimi & Yeniden Kullanımı, Enerji Verimliliği, Etkili Ölçme & Değerlendirme, Arttırılmış Havalandırma, Arttırılmış ve Az Su Tüketen Yeşil Alanlar gibi mevcut çevre dostu özelliklerinden faydalanmaktadır. Ofisin lokasyonu, toplu taşıma imkanlarına yakınlık, bina içerisinde ve çevresinde bina kullanıcılarına sunulan birçok imkanlarla bireysel araç kullanım ihtiyacının azaltılması ve bu sayede ulaşım kaynaklı karbon emisyonlarının düşürülmesi öngörülmektedir. Ayrıca ofis konum itibariyle yakın çevrede yürüme mesafesinde sosyal donatı ve imkanların bulunduğu gelişim yoğunluğu yüksek bir konumda bulunmaktadır. Bina kullanıcıları ve ziyaretçiler için yeterli miktarda güvenli bisiklet parkları oluşturulmuş, bu sayede alternatif ulaşım desteklenerek bireysel araç kullanımı azaltılırken, spor imkanları oluşturulmuştur. Projede kullanılan su verimli ve konforlu ileri teknoloji ürünü su armatürleri kullanıcı konforundan ödün vermeden uluslararası standartlarda su verimliliği sağlamaktadır. Kullanılan verimli su armatürlerinden dolayı %40’ın üzerinde su tüketiminde azalma sağlanmıştır. Projede enerji harcayan tüm sistemler, LEED tarafından belirtilen uluslararası devreye alma ve test (Commissioning) prosedürlerine uygun olarak denetlenmiştir. Gerek montaj gerek kullanım esnasında hedeflenen performans kriterlerine uygun olarak çalıştıkları denetlenen sistemler bu sayede hem arzu edilen performans ve konfor seviyesini sağlayacak, hem de gereksiz enerji harcamasını ve dolayısıyla operasyonel maliyeti en aza indirecektir. Proje kapsamında kullanılan tüm servis sistemlerinde enerji verimliliğine önem verilmiştir. Verimli aydınlatma armatürleri, ısıtma, soğutma, havalandırma, IT ekipmanları ve mutfak cihazları ile de Amerikan enerji verimliliği standardı (ASHRAE 90.1) gereklilikleri ön planda tutulmuştur. Uluslararası standartlara uygun olarak tasarlanmış bina sistemlerinin enerji sarfiyatları, seçimi yapılan cihazların verimlilikleri üzerinden değerlendirilerek olası verimsizlikler daha tasarım aşamasında belirlenerek düzeltilmiş ve enerji verimliliğinde optimum çözümler sağlanmıştır. Bu sayede bina kullanıcıları konfordan ödün vermeden giderlerini en aza indirebilecektir.Projede seçilen verimli aydınlatma armatürleriyle metrekare başına düşen aydınlatma gücünün standartlara (ASHRAE 90.1-2007) göre %30’un üzerinde azaltılmıştır. Ayrıca projedeki aydınlatma armatürlerinin kurulu güç üzerinden %50’sinden fazlası günışığı, %75’inden fazlası varlık sensörüne bağlı çalışacak şekilde tasarlanmıştır.Projede her türlü sistemin enerji sarfiyatları enerji analizörleri, kalorimetreler ve bunlara bağlı bina enerji takip sistemi vasıtasıyla gözlemlenecektir. Değişik sistemlerin enerji tüketimleri ayrı ayrı gözlemlenerek, işletme esnasında oluşabilecek sorunlar ve verimsizlikler anında tespit edilebilecektir.Ofisin 1 yıllık elektrik tüketimi sonucu oluşacak karbon salınımı yenilenebilir enerji kaynaklarından alınan karbon kredisi ile sıfırlanmıştır.Binada kullanılan tüm inşaat malzemeleri geri dönüştürülmüş – yerel içeriklere sahip, sürdürülebilir ve çevre dostu özellikte olanları tercih edilmiştir. Projede kat bazında geri dönüşüm noktaları oluşturulmuştur. İnşaat sırasında çıkan atıkların ayrıştırılarak minimumda ağırlıkça %50’si yeniden kullanılmış veya geri dönüşüme gönderilmiştir. Bina kullanıcılarının ve içerisinde yaşayacak kişilerin konforu ve sağlığı LEED sisteminin değerlendirdiği ana öğelerdendir. Bu kapsamda binada inşaat esnasında iç mekanlarda kullanılacak yapı kimyasalları, (boya, astar, yapıştırıcı, macun v.s.) içeriğindeki VOC (uçucu organik zararlı bileşik) oranlarının uluslararası limitlere uygun olanlarından tercih edilmiştir.İç mekanların havalandırması için ASHRAE 62.1 standardına uygun olarak gerekli tasarım kriterleri projeye entegre edilmiştir. Binaların içerisine verilen taze hava oranları ASHRAE 62.1 standardının üzerinde tutularak, bina kullanıcılarının sağlıklı ve konforlu bir ortamda yaşamaları öngörülmüştür.Yoğun kullanıcılı mahallerde CO2sensörleri uygulanarak talep kontrollü havalandırma yapılmıştır. Bu sayede havalandırma sisteminin değişen taleplere uyumu sağlanarak verimli ve konforlu bir otomasyon sistemi oluşturulmuştur. Şantiye sırasında mevcut binanın ortak alanlarının, kullanılmak üzere depolanan malzemelerin, havalandırma kanallarının korunması ve şantiyenin genel temizliğine yönelik önlemlerin alınması gibi konular düzenli saha ziyaretleriyle takip edilmiştir. İç mekan termal konfor tasarımı ASHRAE 55 standardına uygun olarak yapılmıştır. Isıtma ve aydınlatma sistemlerinde bireysel kontrole önem verilerek hem enerji tasarrufu hem de iç yaşam kalitesinin artırılması hedeflenmektedir.

Gülnar Koru Evleri

Altensis'in Verdiği Hizmetler: ASHRAE Enerji Etüdü, Blowerdoor testi, Commissioning, Enerji Modellemesi, Günışığı Modellemesi, LEED Danışmanlık

Proje Sahibi: Deneyim İnşaat     

Kapalı Alanı: 3500 m2

Projenin Yeri : Zekeriyaköy, İstanbul    

Sertifika Tipi: LEED for Homes

İstanbul Zekeriyaköy’de yer alan Gülnar Koru Evleri Türkiye’de ilk defa LEED for Homes Platin sertifikası alan proje olmuştur. LEED for Homes değerlendirme sistemi, USGBC tarafından alçak ve orta katlı müstakil evler ve konutlar için geliştirilmiş bir yeşil bina değerlendirme ve sertifikasyon sistemidir.

LEED kapsamında yapılan çalışmalar:

Bina arazisinde  yerel ve adapte olmuş bitkiler seçilerek bitkilendirilen alanların oranı yüksek tutulmuş, peyzaj su tüketimi ve kimyasal gübre kullanımının en aza indirgenmesi ile bina arazisinde, inşaat esnasında ve sonrasında doğal yaşamın korunmasına azami ölçüde dikkat edilmiştir. Binaların ıslak hacimlerinde kullanılan su armatürleri ve vitrifiyeler yüksek su verimli olma özelliği taşımaktadır. Bu seçimlerde uluslararası standartlar göz önünde bulundurulurken, binaların genel giderleri azaltılmış ve kullanıcı konforunun korunması hedeflenmiştir. Bina kapsamında kullanılan aydınlatma ve mekanik sistemlerde enerji verimliliği ön planda tutulmakla beraber, seçilen ekipmanlar ENERGY STAR belgeli veya muadilidir. Amerikan enerji verimliliği standartlarına (ASHRAE 90.1) uygun olarak tasarlanmış sistemlerin enerji sarfiyatları, yapılacak enerji modellemesi sonucunda değerlendirilerek, olası aşırı tüketimler projelendirme aşamasında önlenmiştir.Binada kullanılan beyaz eşyaların uluslar arası enerji verimlilik sınıflarından üst seviyelerde olan tiplerden olması tercih edilmiştir. Konutlarda uygulanacak su baskını ve hava kalitesi sensörleri ile sürekli bir kontrol yapılacaktır. Binaların aydınlatma sistemlerinde uluslar arası enerji verimlilik standartlara uygun verimli armatür ve lamba tipleri tercih edilmiştir. Proje kapsamında soğutma sistemlerinde çevre dostu soğutucu akışkanlar tercih edilmiştir. İnşaat esnasında oluşacak atıkların geri dönüşümü ile ilgili kapsamlı bir atık yönetim planı hazırlanmıştır. İnşaat sürecinde verimli toprağın korunması ve erozyonun önlenmesi ile ilgili önlemler alınmıştır. Bina ısı izolasyonu uluslararası standartların da üzerinde tasarlanmıştır. Kullanılan malzeme tipleri ve ısıl değerleri sertifikalı ve test edilmiş markalardan seçilmiştir. Konutlar nem, haşere, termal değişmeler, yoğuşma, doğal olaylar v.s. gibi dış etkenlere dayanıklı olacak şekilde tasarlanıp, inşa edilmiştir. Bina kullanıcılarının iç yaşam konforu ön planda bulundurulmuştur. Bina havalandırması uluslar arası standartlara uygun olarak tasarlanıp, binada inşaat esnasında iç mekanlarda kullanılacak yapı kimyasalları içeriğindeki VOC (uçucu organik zararlı bileşik) oranları düşük olanlarından tercih edilmiştir. Böylelikle bina kullanıcılarının sağlığı ön planda tutulmuştur. Bina tasarımında gün ışığından en üst düzeyde faydalanılması esas alınmıştır. Bu sayede hem aydınlatmaya harcanan enerjinin azaltılması, hem de gün ışığının iç mekanlarda yaşayanların üzerindeki olumlu etkilerinin kullanılması hedeflenmektedir.