Header Reklam
Header Reklam

“Manisa fabrika yatırımı 50 yıllık emeğimizin, tecrübemizin Türkiye iklimlendirme sektörüne armağanıdır”

08 Mayıs 2017 Dergi: Mayıs-2017
“Manisa fabrika yatırımı 50 yıllık emeğimizin, tecrübemizin Türkiye iklimlendirme sektörüne armağanıdır”

Bu şirkette kısa vadede sayısal değerlerde hızlı artışlar elde etmek adına tutulamayacak sözler vermek ve ucu açık taahhütlerde bulunmak asla kabul edilemez”.

Bu sözler, bu yıl kuruluşunun 50. yılını kutlayan Aldağ Isıtma Soğutma Klima San. ve Tic. A.Ş.’nin yeni vizyonunu yansıtan, sağlam ve kararlı adımlarla yol alan, değişimi yöneten kişiye, Dağoğlu ailesinin üçüncü kuşağı; Rebii Dağoğlu’na ait. Rebii Dağoğlu Aldağ’ın yeni vizyonu çerçevesinde, yeni yatırımları hakkında bilgi aktarırken, yeni rotanın dinamikleri üzerinde durdu :

“Aldağ; Alarko A.Ş. ve Dağoğlu ailesi ortaklığıyla birlikte 1967 yılında kuruldu. Tekstil sektörünün içinde olan dedem ve babam Prof. Dr. Temel Dağoğlu’nun amcaları, Üzeyir Garih ve İshak Alaton Beyler ile ortak oldu ve Aldağ’ın 50 yılı geride bıraktığı yolculuğu, Topçular fabrikamızda; su soğutmalı gruplar, salon tipi soğutma cihazları, konvektör ve evaporatör üretimiyle başladı. 1992’de Dağoğlu ailesinin, Alarko’nun %50 hissesini devralmasıyla şirket, holding çatısı altından çıkarak, bağımsız faaliyet göstermeye başladı. Türkiye iklimlendirme sektörünün yarım asırlık çınarı Aldağ’ın zamana meydan okuyan yapısının temelinde; değişime ayak uydurma yeteneği,  insan değerlerine ve beraberinde eğitime verdiğimiz önem bulunuyor. Bugün için bahsettiğimiz değişim, Aldağ’ın küreseldeki değişimlerin, yereldeki etkilerine uyumluluk stratejisi olarak özetlenebilir. Dünyada enerji ve çevre sorunlarına karşı hassasiyetlerde artış gözlenirken Kyoto protokolü gibi uluslararası anlaşmalar ve Avrupa komisyonunun ErP direktifleri gibi regülasyonlarla başarmayı hedefledikleri bazı temel unsurlar var. Bunlar dünya çapında enerji verimliliğini ve temiz enerji kaynaklarını artırmak, çevre dostu teknolojileri yerleştirmek, sera gazı emisyonunu azaltmak ve yeni nesil enerji teknolojilerini geliştirmek olarak özetlenebilir. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde yeni düzendeki yerini almak isteyen şirketlerin bünyelerindeki tüm iş süreçlerini bu unsurları temel alarak şekillendirmeleri gerekmektedir. Değişen dış ortama uyum sağlamakta zorlanan firmalar ayakta kalamaz. Değişim sürecine adapte olurken de bizi biz yapan 50 yıllık ilke ve prensiplerimize yüz çeviremeyiz. Doğru olan formül; değerlerimizi ve dinamik pazar taleplerini uyumlu hale getirmek. Bunun için herkes, tüm Aldağ ailesi değişimin gönüllü bir parçası olmalı. Hatta değişim çalışanlarımızdan başlamalı, ivmelenmeli. Sürekli ve kontrollü bir şekilde yapılan değişiklik, zamanla içselleştirilir. Değişim; “kararlılık”, “sabır” ve “süreklilik” gerektirir. Değişmek için, değişimi de bir alışkanlığa dönüştürmek gerekir. Bunu gerçekleştirmenin yolu da eğitimden geçer. Sürdürülebilir büyümenin kapısını açan anahtar, eğitimdir. Önümüzdeki dönemde de eğitime çok büyük bütçe ayırıyoruz. Çalışanımızı bir maliyet unsuru olarak görmekten ziyade, bir kaynak olarak görüyoruz. Firma adına farklılık yaratacak ve katma değer sağlayacak olan onlardır. Bizim felsefemize göre en önemli yatırım, insana yapılan yatırımdır.  

EBRD (Avrupa Kalkınma Bankası)’nin süpervizörlüğü kapsamında hem imalat hem de satış-pazarlama süreçleriyle ilgili bazı danışmanlık programlarımız başladı. Bu değişim sürecinde çalışanlarımızın, bayilerimizin ve son kullanıcılarımızın teknolojik değişikliklere adapte olmasını kolaylaştıracak çoklu eğitim modeline yoğunlaştık. Çünkü bu paydaşlarımıza dünyadaki inovatif değişimleri, yeni teknolojileri iyi anlatmamız ve onları bilinçlendirmemiz gerekiyor. Zira yeni süreçteki başarı, değer zincirinin farklı aktörlerinin kendi aralarında entegre biçimde çalışabilme yeteneğine bağlı olarak ilerliyor. Müşterinin markaya duyduğu güvenin temelinde; ürünlerimizde ortaya koyduğumuz farklılık neticesinde elde edilen fayda ve satış öncesi-satış sonrası verilen hizmetlere kattığımız artı değer yatıyor. Müşterilere doğru ürünü sunmak, doğru hizmetin de önünü açar. Müşteri için güvenilir bir çözüm ortağı olmanın yolu; müşterinin ne istediğini anlamak kadar “gerçekte” neye ihtiyacı olduğunu tespit etmek ve bu doğrultuda müşteriyi yönlendirebilmekten geçer. İşte bunu sağladığı için Aldağ, 50 yıldır güven duyulan bir marka.

Sürdürülebilir büyüme modelimizin somut göstergesi; Manisa fabrikamız

Aldağ olarak oldukça yüksek tempoda girdiğimiz bu değişim sürecinde birçok yatırım planımız bulunuyor. 32.000 m2 açık alan üzerine 24.000 m2 kapalı alan olacak şekilde inşa edilen Manisa fabrikamız, bu yatırımların başında geliyor. İstanbul Kartal ve Pendik’te bulunan fabrikalarımızdan sonra, tamamen kendi öz sermayemizle kurmakta olduğumuz Manisa fabrikamızın kazandıracağı güç ile geleceğin iklimlendirme çözümlerini kurgulamaya hazırlanıyoruz.İstanbul Kartal ve Pendik’de bulunan fabrikalarımız ile2017 yılının son çeyreğinde faaliyete geçmesini planladığımız Manisa fabrikamızla birlikte, toplam 41.000 m2 kapalı üretim alanına sahip olacağız. Manisa fabrikamızda, kendi enerjimizi kendimiz üreteceğiz. Fabrikamızın, enerji verimli, konfor şartlarını sağlayan ve çevre dostu kriterlere uygun faaliyet gösterecek bir yapı olmasını hedefledik. Bu doğrultuda mimari, mekanik, elektrik ve atık yönetimi gibi tüm farklı disiplinlerin ilk safhalardan itibaren ‘Bütünleşik Tasarım’ anlayışına uygun olarak entegre bir şekilde çalışmalarını koordine ettik. Böylece sürdürülebilir büyüme modelini ilk önce bu fabrikamızda başlatmış olacağız. Manisa fabrikamız, tamamen yeşil bina konseptine uygunluk hedefiyle dizayn edildi. Bu bağlamda güneş panelleri vasıtasıyla kendi elektriğimizi üretebileceğimiz Manisa fabrikamızda aynı zamanda atık suları ve yağmur sularını yeniden değerlendirebileceğimiz bir sistem oluşturduk. Binanın inşasında kullanılan malzemelerin geri dönüştürülebilir malzemeden üretilmiş olmasına özen gösterdik. Tüm elektrik ve mekanik aksamının enerji sarfiyatını en az düzeyde tutmasına ve çevreye karşı duyarlı olmasına dikkat ettik. Üretim sahamızın klimatizasyonunda, firmamızın ürün gamında yer alan enerji ve çevre dostu olan evaporatif soğutma sistemlerini kullandık. Tesislerimizde kullandığımız ileri seviye yalıtım sistemleriyle ısı kaybımızı minimize ettik. Tüm bu özellikleriyle tesislerimiz ‘Sürdürülebilir bina’ anlayışının adeta canlı bir örneği niteliğini taşıyor.

180 kişilik eğitim salonumuzda düzenli bir eğitim takvimi söz konusu olacak. Manisa fabrikamız için makine tercihlerimizi yaparken, üretimde esnekliğe adapte olabilecek bir yapıyı gözeteceğiz. BMS sistemlerine uyumlu cihazlarımız var ve bunu orada üretilecek tüm cihazlarımıza yayacağız. IoT teknolojisini de makinelerimize adapte edeceğiz. Aldağ olarak Manisa fabrikamızda klima santrali, paket tip hijyenik klima santrali, fancoil, su kaynaklı ısı pompası, ısıtma apareyi ve endüstriyel hava perdesi üretimi yapacağız.

Pendik fabrikamız için 5.5 milyon USD, Manisa üretim tesisimiz için de -şu ana kadar- 12 milyon USD yatırım yaptık. Son iki yılda 17.5 milyon USD bir katma değeri sektöre kazandırdık. Yeni tesislerimizle birlikte istihdamımızı iki katına çıkarmış olacağız. Bu, Aldağ için olduğu kadar Türkiye için de önemli bir kazanımdır, katma değer yaratmaktır.

İhracatımızın artması için bilgi, belge, marka yatırımları yapılmalı

Korumacı politikalar tekrar popüler hale geldi, neredeyse tüm ülkeler “daha çok ihracat, daha az ithalat” hedefleri belirledi. Dolayısıyla bizim de hem ülkemiz hem sektörümüz hem de firmalar bazında yeni planlamalar yapmamız gerekiyor. 

İhracatımızı artırmak, yüzde yüz Türk sermayeli firma için, hem firma hedefi hem de vatanseverlikle ilgili bir tutkudur. Bunun yolu, ihracat pazarlarımızın yerel özelliklerini detaylı analiz ederek araştırmak, pazarın talebi olan Ar-Ge ve inovasyon gereklerini üst düzeyde karşılayabilmek, sertifikasyon gereklerini karşılayabilmek ve yüksek ‘marka’ algısını oluşturabilmekten geçiyor. Aldağ, işte bunun için çalışıyor. Bu hedefte en büyük cesaretimiz, Aldağ ailesinin bireyleri, çalışanlarımızdır. Özellikle mavi yakalı çalışanlarımızın yaratıcılığına, gözlem, analiz ve sorun çözme yeteneğine hayranım. Son derece faydalı fikirlerinin olduğunu görüyorum ve inisiyatif almaktan korkmuyorlar. Aldağ olarak bu ortamı sağladığımızı görmekten gurur duyuyorum.

Tabii ki Aldağ olarak üç nesil boyunca çalışanlarımız olduğunu görmek, evladının buraya gelmesini isteyenlerin, 40 yılını Aldağ’a adamış çalışanlarımızın olduğunu bilmek en büyük mutluluğumuzdur. Onlara minnet borçluyuz.

Meslek örgütlerimizle yakınlığımız ve sosyal sorumluluk projelerimizle de ileride olacağız

Toplumda artan sosyal sorumluluk bilincine karşın bizim de duyarsız kalmamız mümkün değil. İlk etapta kadın istihdamının artırılması ve çok kültürlülüğün gelişmesine yönelik projelerimiz bulunuyor. Hedefimiz, ilk etapta kadın çalışan oranımızı iki katına çıkarmak. Ayrıca çok kültürlülüğün gelişmesine yönelik projelerimiz de bulunuyor. Farklı ülkelerden gelen arkadaşlarımıza, staj programlarımızda yer vermeye başladık. Bunların sayısını artıracağız. Üniversitelerin mühendislik fakültelerinin iklimlendirme bölümünde öğrenim gören öğrencilere yönelik faaliyetlerimizi çoğaltacak ve bunu yabancı üniversitelere de yayacağız. Bizi biz yapan unsurları, farklı kültürlere ve gelecek nesillere aktarmamızın önemli olduğunu düşünüyorum. Bunların hepsi değer yaratma kültürümüzün bir parçası.

Aldağ 50.yılını iklimlendirme sektörüyle birlikte kutlayacak

Aldağ bu yıl 50. yaşını, çeşitli etkinliklerle kutlayacak. Bu etkinlikler; 20, 30 hatta 40 yılını dolduran çalışanlarımıza teşekkürlerimizi dile getireceğimiz bir kutlama ile başlayacak. Ancak 50.yılımızı taçlandıracak en önemli kutlama, yeni fabrikamızın açılışıyla olacak. Manisa fabrika yatırımı 50 yıllık emeğimizin, tecrübemizin Türkiye iklimlendirme sektörüne armağanıdır. Çalışanlarımızı ödüllendireceğiz. Ayrıca müşterilerimiz, iş ortaklarımız, tedarikçilerimiz ve sektör paydaşlarımızla büyük çaplı bir etkinlikte buluşmak istiyoruz. Bunu bizi bugünlere getiren en başta çalışanlarımız, ardından müşterilerimiz, iş ortaklarımız, tedarikçilerimiz ve sektör paydaşlarımıza borçluyuz. Bugüne kadar ne onlar bizi yalnız bıraktı ne de biz onları.

50 yıllık “know-how”ı ile Aldağ, bizatihi akademi demek

Sektör paydaşlarımız bazen “Aldağ Akademi”yi kurmayı düşünüyor musunuz?” sorusunu yöneltiyorlar. Aldağ Akademi başlığında bir yapılanmaya ihtiyacımız yok, 50 yıllık “know-how”ı ile Aldağ, bizatihi akademi demek. Bizde çalışan, süreç içinde kendi firmasını kuran ve hatta rakibimiz olan kimseden hiçbir zaman rahatsız olmadık, aksine gurur duyduk. Sektörde eğer bir farklılık, bir değer yaratıyorlarsa ve Aldağ prensiplerini aynı şekilde iş hayatlarında uygulayabiliyorlarsa, bu bizim için bir gurur kaynağıdır. Bu Aldağ’ı Aldağ yapan unsurlardan biridir.