İşletmeciler konuşuyor-3: Hastane teknik işletmeciliğinde temel sorunlar,
TERMODİNAMİK: Meslek ya samınız içerisinde hastane teknik işletmeciliğini değerlendirebilir misiniz?
SADIK OCAKÇI: Okul sonrası ve askerlik öncesi dönemimde proje mühendisi olarak birkaç çalışma içerisinde yer aldım. Askerlik sonrasında ise Alarko Alam-saş'a girdim. Alamsaş'ta proje ve talep bazında ağır makina üretimi yapılmaktaydı. Bu dönem içerisinde üretim ve şantiye mühendisliği deneyimi edindim. Hastane teknik işletmeciliğine International Hospi-tal'da başladım. Hastane teknik işletmeciliğinin çok farklı bir uzmanlık alanı olduğunu gördüm. Orada Amerikalı bir ekiple çalıştım. Ameliyathane kliması gibi özel konulan, dializ makinası gibi hastane bünyesine özel ekipmanla-nn tesisatını öğrendim. Ekipte 70 yaşına yakın bir Amerikalı uzman mühendis 'ben 40 yıldır sadece hastane konusunda çalışıyorum' dedi. Yurtdışında hastane işletmeciliği, başlı başına bir uzmanlık alanı olarak görülüyor. Mekanik tesisat alanında ne kadar çalışmış olursanız olun, 'temiz hava' kavramını binanın, mekanın işlevine göre farklı değerlendirmek durumunda kaldığınızda, örneğin ameliyathane gibi bir mekan söz konusu olduğunda ayrımları bilemeyebilirsiniz.
Ameliyathanelerde hava %100 he-pa filtreden geçirilmiş, steril hava olmalıdır. Ameliyathaneleri mutlaka pozitif basınçta bulundurmalısınız. Kapı aralıkları gibi herhangi bir yolla içeriye bakteri nüfuz etmesini önlemek için buna dikkat etmelisiniz.
TERMODİNAMİK: Hastane teknik işletmeciliği özelinde diğer spesifik farklardan örnekler verir misiniz?
SADIK OCAKÇI: Medikal gaz sistemi, yine hastane teknik işletmeciliğinde bulunan bir spesifikas-yondur. Oksijen, ülkemiz hastanelerinde -çoğunlukla- merkezi sistemde düşünülmemiştir. Ama bu ve birkaç hastanede, yurtdışında medikal gaz sisteminde merkezi oksijen dağıtımı, narkoz gaz sistemi, vakum sistemi bulunmaktadır. Kazan dairesi, hidrofor dairesi gibi medikal gaz dairesi oluşturuyorsunuz. Bu daire 24 saat kesintisiz denetim altında tutuluyor. Çünkü, dakikalık kesinti ve arızalar doğrudan insan hayatına mal olabilir. Medikal gaz sisteminde özel bakır boru kullanılmaktadır. Kullanılan malzeme cinsi de farklı. Madikal gaz sisteminde medikal hava da bulunmakta. Özellikle kalp ameliyatları gibi ameliyatlarda solunum fonksiyonları makinaya bağlanıyor. Makinaya verdiğiniz medikal hava; temiz, yağsız, susuz, steril olmalı.. Bir sterilizasyon bölümünde kullanacağımız su miktarı çok önemli. Bu cihazlar yüksek ısı kullandığı için, soğutma hesabı da çok önemli. Bir diğer örnek olarak, pis su gideri konusu verilebilir. Hastanede bulaşıcı hastalık riski bulunmakta. Kan, idrar gibi sıvıları genel kanalizasyon giderine doğrudan veremezsiniz. Bu gibi sıvıların giderinin ayrı olması ve dezenfekte edildikten sonra kanalizasyona verilmesi gerekiyor. Ayrıca kan kolay pıhtılaşan bir madde olduğu için pik borularda çok çabuk tıkanma yaratıyor. Bu gibi durumlar için çelik borunun daha avantajlı olduğunu gördük. Kalın etli PVC'lerin de pik borudan daha iyi sonuç verdiğini söyleyebilirim. Ama ördek yıkama makinalarında kullanılan yüksek ısıda buhar veya su, tesisata verildiğinde PVC'lerde eritme riski yaratabiliyor. Bu yüzden tam olarak hangi işlem için hangi malzeme tercih edilmeli sorusu her durum için ayn cevaplan-malı. Bu gibi soruların yanıtlarını hastane teknik işletmeciliğini yaşarken öğreniyorsunuz.
TERMODİNAMİK: Hastane binasını, yapısal özellikleri ve kullanım koşulları açısından be^er yüzölçümüne sahip alanl n farklı kılan proje bazında özellikler var mı?
SADIK OCAKÇI: Gerçek anlamda bir hastane standardımız, hastane projeciliğimiz yok: İngiliz, Amerikan, Alman ve İsveç standartların bazılarından yararlanılan sağlık standartlarımız var, ama yeterli olduğunu söyleyemeyiz. Koroner yoğun bakım bölümü ile kalp cerrahisinin yoğun bakımı farklıdır. Koroner yoğun bakım, kübik yerleştirilen odacıklardan oluşurken, kalp cerrahisi yoğun bakımı global bir açık olan şeklinde dizayn edilir. Bu gibi önemli ayrımların aşamasında biliniyor, tanınıyor olması şarttır. Sterilizasyon sistemi, çok iyi bilinmelidir. Yurtdışında sadece sterilizasyon alanında hizmet veren kuruluşlar bulunmakta. Bu gibi kuruluşlarla projecilerimi-zin temas kurmaları gerekiyor. Biz, bazı sterilizasyon firmalarını gezdik, teknik donanım olarak kullanılan ekipmanlar olarak teknik gözlem ve tespitlerde bulunduk. Bu gibi spesifikasyonlar sadece mimari projeyi değil, tesisat projesini de etkiliyor.
Hastane bir canlı gibi, sürekli bölünen, çoğalan hücreler gibidir. Bir iş merkezi yapılıp, işletmeye alındıktan sonra çok fazla değişime uğramak durumunda olmayabilir. Ama bir hastane öyle değil. Teknolojik gelişime göre, tıbbi ihtiyaçlara göre değişmek durumundadır. Radyoloji departmanına yeni bir röntgen cihazı alındığında, yeni cihazın gerektirdiği yeni ortam koşulları (ısı, nem vb.) söz konusudur. İnşaat, mekanik, elektrik konstrüksiyonları sürekli değişim gösterebiliyor. Yani bizler, bir yandan işletmeciliği, bir yandan renovasyonu yürütmek durumundayız. Bu süreçte kısmen dış yardım alabiliyorsunuz. Ama genellikle ve ıklı olarak kendi ekibinizle çalışıyorsunuz.
Burada daha önce kalp ameliyatı yapılmıyordu. Bu servisi verebilmek için yoğun bakım bölümünü inşai, mekanik, elektrik-elektronik olarak tesis etmeniz gerekiyor. Bir, iki yıl önce tüp bebek laboratuarı kuruldu. Önce lokasyon problemini çözüyorsunuz; gerekli inşai tadilatı yapıyorsunuz sonra teknik donatılar ve tesisat probleminizi çözüyorsunuz.
TERMODİNAMİK: O halde teknik ekip de, diğer teknik işletme türlerinde olduğundan daha farklı/fazla niteliğe mi sahip olmalıdır?
SADIK OCAKÇI: Hastane teknik servisi, arıza, bakım-onarım gibi durumlarda doğrudan müdahale edebilir yeterlilikte ve hızlı müdahale edebilir yetenekte olmalıdır. Zira herşey, insan sağlığı ve hayatı ile doğrudan ilgilidir. Bu yüzden sistemler yedekli olmasına rağmen yedek sistem devrede iken çok hızlı bir müdahale ile asıl sisteme devreye alabilmelidir. Her cihaz ve sistemi için, o cihazların servislerinin müdahalesini bekleyecek kadar zamanınız ola-mayabiliyor. Bu sebeple her yerde teknik ekip önemlidir ama hastanelerde bu önem maksimum seviyededir, maksimum risk taşınmaktadır.
TERMODİNAMİK: Amerikan Hastanesi'nin tesisat donanımı ve bu donanıma ait -varsa- yeni projelerinden bahseder misiniz?
SADIK OCAKÇI: Bu bina 76 yıl önce yapılmış. Tabii en eski formundan bu güne tanınmayacak kadar değişti. Burası bir vakıftı. Amerikan Vakfı, hastanenin giderek büyüyen yapısını ve bunun sonuçlarını karşılayamadı. Vehbi Koç Vakfı devraldı. Şu dönem içerisinde yaklaşık 40 bin m2 alana sahip ek yapı inşaatımız sürüyor ve mevcut yapı için de modernizasyon projemiz var. Yeni yapılan yapı full otomasyon sistemde olacak. Tahminen 1999 başında işletmeye açılacak. Halen mevcut 3 milyon k cal soğutma kapasitemiz bulunmakta. 600 m' günlük su sarfiyatımız var. 3 milyon k cal ısıtma kapasitemiz var. Üç kazanımız -yedekli olarak-ısıtma gereksinimini karşılamakta. Her sistem yedekli olarak işletmede. UPS sistemi ameliyathaneler, yoğun bakım gibi hassas cihaz kullanımı gerekli her yerde bulunmakta. UPS ve emergency kontroller hastane işletmeciliğinde -özü itibariyle- hayati önem taşıyor. 2 adet 2000 KA jeneratör sistemimiz, 1100 kwa'lık UPS sistemimiz var. Hastane olduğumuz için ve Lejyonel virüsü sakıncası nedeni ile hava soğutmalı grupları tercih ettik. Yerimizin durumuna göre grupları çatıya yerleştirdik. Bu nedenle de en sessiz çalışan Vidalı tipi tercih ettik. Demineralizasyon su sistemimizi geliştiriyoruz. Buhar kalitesi önemli olduğu için 'water treatment' olayına çok dikkat ediyoruz. Hijyenik klima santralleri kullanıyoruz. Zonlama sistemi çok önemli bizim için. Her bölüm için gereken ısı ve nem koşulları farklı. Buhar kalitesindeki problemler, cihazları öldürür. Biz merkezi tesisat sisteminin dışında bio medikal cihazların bakımı ile de ilgiliyiz. Bu konudaki gelişmeleri de takip ediyoruz. Örneğin gaz otoklavlarında etilen oksit kullanılmakta. Dünya genelinde etilen oksitin zehirleyici etkisi nedeni ile yavaş yavaş yasaklanmasının ardından formaldehitli gruplar Amerika ve Avrupa'da yaygınlaşmaya başlarken plazma sterilazatörleri geliştirildi. Bunlar şu dönemde 3.dünya ülkelerinde deneniyor. Bu süreci gözlemliyor ve bekliyoruz. Yatırımlarımızı bu doğrultuda yapacağız.
Dozlama sistemi ile atık arıtımına dikkat ediyoruz. Şehir şebeke suyu için savek sistemi yaptırıyorum. Gelen su filtre edilecek, yumuşatılacak, ultra violeden geçirilecek. Bu şekilde sisteme verilecek. Böylelikle tesisatlardaki boru tıkanma problemleri minimize edilecek. Buz makinalarına -içilebilir nitelikte olduğu için- bu suyu doğrudan verebileceğiz. Tabii çamaşırhane de yumuşatılmamış su da bulunacak. Zira yumuşatılmış su ile durulama yapamazsınız.