Header Reklam
Header Reklam

'Hiçbir risk almadan, çözümün parçası olmayı reddederek sadece 'Bu yanlıştır' demek, çözümsüzlüğü beslemektir'

05 Haziran 2011 Dergi: Haziran-2011

?Hiçbir risk almadan, çözümün parçası olmayı reddederek sadece ?Bu yanlıştır? demek, çözümsüzlüğü beslemektir?

 

BEP Yönetmeliği 2009 yılını geride bırakmamıza ramak kalmışken sektörün gündemine bir göktaşı gibi düştü. Düşüş o düşüş... Herkes bu yönetmeliğin ülkemiz ve sektörümüz için ne denli önem taşıdığı konusunda hemfikirdi ve yine herkesin ?Ama...? ile başlayan bir yorumu vardı. Önce bireysel ısıtma sistemlerine getirilen metrekare kısıtı, gündemlerin ilk sırasına oturdu. Dört ay sonra, 1 Nisan 2010?da BEP, revizyona uğradı. Böylece sıcak gündem de yerini korudu. BEP Yönetmeliği?nin uygulanmaya başlaması için gereken yazılım BEP-TR, yönetmelikle ilgili tartışmaları bile geride bıraktı. Sektör bu konuya adeta kilitlendi. Yazılımın tamamlanacağı ve uygulamanın başlayacağı tarih ötelendikçe ötelendi ve nihayetinde yeni bir erteleme yapmayı hiç mi hiç istemeyen Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, BEP-TR?yi az bir kısmı tamamlanmış halde İZODER?in yönetimine devretti. İlk adımda adeta sektörel bir konsorsiyum sağlanmasına çalışıldı, olmadı. Farklı düşünceler, farklı kaygılar pek çok platformda gündeme geldi, tartışıldı, tartışıldı..Son olarak da 13-16 Nisan tarihleri arasında İzmir?de yapılan X. Ulusal Tesisat Mühendisliği Kongresi-TESKON?un odak noktasında yerini aldı. Yazılımı tamamlama işinin yüklenicisi İZODER hariç, konunun tarafları, ilgilileri, sektörün kanaat önderleri TESKON?a davet edildi ve BEP-TR?nin aksaklıklarını, sorunlarını tartıştı. Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği rafa kalkmayacağına, kalkmaması gerektiğine göre, -bir şekilde, bir an önce- uygulamaya başlanması büyük önem taşıdığına göre, konunun sağduyulu bir yaklaşıma ihtiyacı da büyüktü. Halen BEP-TR?nin geliştirilmesi çalışmalarına devam eden İZODER?in Başkan Yardımcısı ve Genel Koordinatörü Ertuğrul Şen?e BEP-TR sürecini, gelinen noktayı ve sonrasını sorduk? 

 

 

BEP Yönetmeliği?nin kısa tarihi

Enerji Verimliliği Kanunu, 2007 yılı Mayıs ayında devreye girdiğinde, bunların işlevsellik kazanabilmesi için aynı anda birçok yönetmelik hazırlığı başladı. Bunlardan biri de Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği?ydi. Bu yönetmeliğin 2 sene içinde hazırlanması öngörülüyordu ve gerçekten de 2009 yılı içinde Binalarda Enerji Performans (BEP) Yönetmeliği yürürlüğe girdi. Ancak yönetmeliğin önemli bir ayağı olan Enerji Kimlik Belgesiyle ilgili yazılım da yönetmeliğin tamamlanabilmesi için gerekiyordu. Yönetmelik bundan yoksun bir şekilde devreye girdi. 2009?un sonbaharında bir ihaleyle bu yazılımın hazırlanması işi, bir şirkete verildi, ciddi bir kaynak sağlandı. Bakanlık, bir an önce çalışmaların başlatılması için böyle bir süreci başlattı. Çalışmanın 2009 yılı sonlarında bitmesi gerekiyordu. 2009 yılı sonunda bitmeyeceği ortaya çıkınca 2010 Nisan?ına ertelendi. Yazılım, bu tarihe de yetişmeyince bu sefer 1 Temmuz 2010?da yürürlüğe gireceği açıklandı. Ancak 2010 yılı Haziran sonuna doğru, konu hakkındaki gelişmelerin pek umut verici olmadığı görüldü.

 

BEP-TR, İZODER?e teklif edildi

21 Haziran?da Bayındırlık ve İskân Bakanlığı?ndan aradılar, BEP-TR ile ilgili ivedi olarak görüşmek istediklerini bildirdiler. Birkaç gün sonra yaptığımız görüşmede, İZODER?in sektörle ilgili çok önemli çalışmalar yürüttüğünü, organize bir yapıya sahip bulunduğunu, özellikle TS 825 konusundaki çalışmayı çok önemsediklerini söylediler ve yazılımın tamamlanması ile ilgili süreci üstlenmemizi talep ettiler.

 

Biliyorsunuz sektör için gerçekten de büyük önem taşıyan TS 825 (Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardı) yazılımını yaptık ve ücretsiz olarak kullanıcılara sunduk. Benzer amaçla kullanılan birkaç yazılım daha olmasına rağmen, İZODER?in yazılımı, sektörde % 80-90 oranı ile en çok kullanılan yazılımdır. Hatta kamuda da tercih gören, adeta bir kriter gibi kabul edilen bu yazılımla yapılan bir hesabı belediyelere götürdüğünüzde onaylatabiliyorsunuz. Bakanlık da bu yazılımın yaygın kullanımı, bu alanda önemli bir tecrübeye sahip olmamız sebebiyle BEP-TR yazılımı projesini bize önerdi. Bu noktanın altını çizmek istiyorum; İZODER kendisini bir yazılım firması olarak konumlandırarak Bakanlığa talepte bulunmuş değildir. Bakanlığın bu istikametteki kanaati ve teklifi, şüphesiz ki bizi hem gururlandırdı hem de düşündürdü.

 

Konuyu ?Sektörel Enerji Verimliliği Platformu?na taşıdık

O dönem başkanımız Sedat Arıman?la görüştüm. Sedat Bey de, şahsen kendisinin ve İZODER?in fikir babalığını yaptığı, TTMD, İSKİD, ISKAV ve DOSİDER?in dahil olduğu ?Sektörel Enerji Verimliliği Platformu? içinde konunun ele alınabileceği düşüncesindeydi. Bu platform, enerji verimliliği konusunda farklı çatılar altında gündeme gelen çalışmalar arasında sinerjik köprüler kurmayı amaçlıyordu ve fikirden öteye geçip kuruluş aşamasındaydı. Bu kurumların başkanlarını bilgilendirdik ve akabinde bir toplantı yaptık. Platform üyelerine meselenin rasyonel çerçevesini çizdik: BEP-TR tüm sektörümüz ve ülkemiz için büyük önem taşıyordu. İZODER?in ısı yalıtımı boyutuyla, yani kullanılan enerjinin dörtte üçünün tarafı olarak bu iş, Bakanlık tarafından teklif edildi. Bakanlık bu işin 1 Ocak 2011?e kadar tamamlanmasını istiyordu ve bunun için bir ödeme yapamayacaktı. Zira bir ödemenin yapılması, hukuki olarak ihaleye çıkılmasını gerektiriyordu, bu takdirde süreç iki yıla kadar uzayabilecekti ve Bakanlık bunu tercih etmiyordu. Evet, çok ciddi ve riskli bir görevdi. Başarılamaması halinde maddi kaynak ve prestij kaybı risklerini taşıyordu. Bunları masaya yatırdık. Uzun tartışmalar sonucunda platform üyelerimizi ikna edemedik. Platform üyeleri özetle, sürenin çok kısıtlı oluşu, kaynak ayrılmayışı, bu görevin ?dayatma? olarak algılanması ve ?etik? sorun olarak ele alınması gibi gerekçelerini öne sürdüler. Birkaç toplantının ardından biz konunun önemine binaen, ülkenin, devletin ve sektörün beklentilerine cevap vermemiz gerektiği sorumluluğuyla hareket edip, bu konuyu tek başına İZODER?in üstlenmesine karar verdik.

 

İZODER, yola yalnız devam etti...

Tabii bir de ?Niye İZODER?? sorusu tartışıldı. Bu işi yapma kararımız halinde sektörde bir bölünmenin olabileceği varsayımları bile konuşuldu. Biz, sürenin ve kaynakların kısıtlı olmasına rağmen, bu işin dışında değil, dahilinde olmamız halinde olası hataların engellenebileceğini ve sektörün beklentilerini sürece yansıtabileceğimizi savunduk. Şunu söyledik; ?1 Ocak?ta mükemmel bir yazılım elde edemeyeceğiz ama işin ucunu bırakmamış olacağız, orta ve uzun vadede de eksiklerin tamamlanması, ihtiyaçların gerektirdiği güncellemelerin yapılması gibi katkı üretimini sürdürebileceğiz, bu işin kontrolü ve denetimi sürecinde yer alacağız?. Buna rağmen açıkçası tepki ve eleştirilerle karşı karşıya kaldık, desteklemeyeceklerini söylediler. Bu görüşmeler aşağı yukarı 1 ay sürdü. Bunun üzerine yola tek başımıza çıkma kararı aldık. Haziran ayı içinde Bakanlığa konuyu sektörel platformumuzda ele alıp teati ettiğimizi bildirmiştik. Bakanlığın uygulamanın yürürlüğe gireceği tarih olarak açıkladığı 1 Temmuz?dan önce bir açıklama yapması gerekiyordu. Bakanlık da bu tarihin 1 Ocak 2011?e ertelendiğini duyurmuştu. Ağustos içinde projeyi üstleneceğimize dair kararımızı resmen Bakanlığa bildirdik. Bakanlıkla resmi olarak 6 Eylül?de sözleşmemizi imzaladık. Bakanlık, elindeki tüm bilgiyi, belgeyi noterde yapılan bu sözleşmeyle İZODER?in tasarrufuna geçirdi.

 

BEP-TR?nin önceki çalışma grubu da yeni dönem çalışmalarının içinde yer aldı

Bize yazılımın bir bilim heyeti tarafından hazırlanan metodolojisinin tamamlanmış olduğu söylendi. Mekanik kısım haricinde yazılımın yaklaşık olarak % 60-70 oranında tamamlandığı, o zamana kadar hizmet veren yazılım kuruluşu tarafından da teyit edildi. Mülkiyet haklarını da üstümüze aldıktan sonra BEP-TR?nin ekibini oluşturmaya çalıştık. Yapılan çalışmaların devamlılığını sağlamak adına ekipte yazılımın metodolojisini hazırlamış olan bilim insanlarının da yer alması için kendilerine öneride bulunduk. ?Bu işe çok emek verdik, Avrupa?da olmayan bir yazılımı kurgulamaya çalıştık, şüphesiz ki başladığımız işi tamamlayabilmeyi isteriz. İZODER gibi kurumsal bir yapının bunu üstlenmesine çok sevindik? dediler. Süreci İZODER?in yönetmesi koşulu ile mutabık kalındı. İşin İZODER tarafından çözüm bulması gereken finans ayağı için üyelerimize, sanayicilerimize çağrıda bulunduk.

 

Sorunun kaynağı kötü yönetimdi

Bu yazılımda bizden önce ortaya çıkan sorunun kaynağı, bizim gözlemlerimize göre kötü yönetimdi. Yani bir tarafta bilim adamları çalışıyordu, bir tarafta da yazılımcılar ama bilim adamlarının çalışmalarının yazılımcılara sağlıklı bir biçimde aktaracak, süreci koordine edecek yetkin bir yönetim gerekiyordu.

Özetle bu işin de bir iyi yönetim işi olduğunu gördük ve bu fikirden hareketle 16-17 kişilik bir ekiple çalışmalara başladık. Projenin başında, proje koordinatörü olarak Hüseyin Onbaşıoğlu hocam görev aldı. Kendisi hem sektörü bilen bir kişi, hem de bilim adamı geçmişiyle, işin bilimsel cephesi ile IT cephesi arasında, kendisine bağlı çalışan IT direktörü ile birlikte iletişim köprüsü oluşturarak sürecin kontrol altında ilerlemesini sağladı.

İşin mekanik ayağında Yıldız Teknik Üniversitesi?nden hocalarımız bulunuyordu. İZODER?in bünyesinden mühendisler, sektörümüzden bu işe katkı verecek yetkinlikte olan kişiler, bu işe kanalize edildi. Böyle bir yapının üstüne de BEP-TR icra kurulunu oluşturduk. Bu kurulun bünyesine Bakanlık da dahil oldu. Her Cuma günü, İZODER Başkanı yönetiminde toplantılar yaptık. Süreç içindeki tatiller de göz ardı edildi.

 

...ve yazılımı teslim ettik

31 Aralık 2010 tarihinde, saat 16.00 itibariyle, yazılımı çalışır şekilde devreye soktuk. Ancak bu arada bu tür yazılımlarda olması gereken ve Bakanlık tarafından verilecek eğitimler istenilen seviyede gerçekleşemedi ve yazılım kullanıma geçmeden önce beta versiyonunun test sürecini yaşayamadık, mümkün olmadı.

İşe başlarken de, söz konusu sürenin bitiminde teslim edilecek yazılımın kusursuz olması beklenmemeli, göz açıp kapayıncaya kadar verilerin girilmesi, birkaç saniye içinde Enerji Kimlik Belgesi?nin çıktısının alınabilmesi düşünülmemeli demiştik. Ayrıca böyle bir yazılım, şüphesiz ki kullanımına dair yeterli bir eğitim olmaksızın, bir çocuk oyunu kolaylığında kullanılamaz. Bugün dünyaca ünlü yazılım firmaları, bilgisayar kullanan hemen herkesin yakından tanıdığı yazılımlarında da aralıksız güncelleme yapıyor, bulunan güvenlik açıklarını kapatacak eklentileri bilgisayarlarımıza yüklüyor. Yani her yazılım, kullanım ömrü boyunca geliştiriliyor. Gelişim ömrünü tamamladığında yeni versiyonları devreye giriyor ve süreç kendini tekrar ediyor. BEP-TR için neden farklı bir beklenti içine girelim ki? TS 825?in yazılımı hazırlandığında girişler bir hatta iki gün sürerken bugün 15 dakika içinde tamamlanıyor.

 

BEP-TR ne yazık ki ?biz? olmayı başarabildiğimiz bir örnek olamadı

Üniversiteyi Almanya?da bitirdim ve 10 yıla yakın orada yaşadım. Genel olarak insanlar orada meselelere hep yapıcı ve olumlu yaklaşım getirmeye çalışıyordu. Hep sonuca odaklı, süreci iyileştirici çözümlerin parçası olmak gibi bir anlayış vardı. Bizde ne yazık ki pek öyle olmuyor. Bir işin odağında olmayacaksa karşısında olmayı tercih edebiliyorlar. ?Ben merkezcilik?, kolektivizmin önüne geçebiliyor. Şüphesiz ki ?ben? yerine ?biz? olmayı başardığımız örneklerimiz vardır ama BEP-TR projesi onlardan biri olamadı. BEP-TR yazılımı ve dolayısıyla BEP Yönetmeliği?nin uygulanmaya başlamasının tüm sektörün, ülkenin yararına olduğu tartışılmaz bir gerçek olmasına rağmen bu işte yalnız kaldık. Oysa İZODER?in bu işe dahil olması, misyonu olan enerji verimli binaların oluşumuna yönelik en önemli unsurlardan biri olarak görmesindendir. Bu uygulama ile enerji faturaları yarı yarıya azalacak, devlet enerji ithalatına ödediği bedelden dörtte bir azaltma sağlayacak, dışa bağımlılığı azalacak. Odaklanması gereken ana fikir bu olmalıydı.

 

Bazı kişiler de, BEP-TR?nin, kendilerine külfet yarattığını düşündü. Ancak o kadar kolaycı olmamak, gayret etmek lazım. Zira başlangıçta külfet olarak görülen şey, daha sonra bir kazanç kapısı olacak.

 

TESKON?da BEP-TR?nin eksilerine odaklanıldı

Biz komada olan bir hastayı ayağa kaldırdık, rehabilite edip koltuk değnekleriyle yürütmeye çalışıyoruz. Şimdi koltuk değneğinin birini attı. Diğer koltuk değneğine çelme takmak yerine omuz vermek gerekmez mi? Nisan ayında İzmir?de yapılan TESKON Kongresi?ne bu konu damgasını vurdu. Bu konuda sunumlar ve bir panel gerçekleştirildi. İZODER davet edilmedi bile. Konuyla ilgili bilgi aktaracak taraflardan biri olması gerekirken adeta gıyabında yargılandı. Isı yalıtımcılarının kendilerine göre bir yazılım yaptığı, sadece ısı yalıtımının gelişmesine yönelik amaçları olduğu doğrultusunda çalıştığı düşüncesi öne sürüldü. Böyle bir şeyin olabilmesi mümkün değil ki. Bakanlığın onayladığı bir metodoloji var, yazılımın sağlaması gereken koşullar inisiyatife bırakılmayacak biçimde tanımlanmış. Yazılımla ilgili süreç yönetimini üstlenen kim olursa olsun bunun dışına çıkamaz. 

TESKON?da yazılımın salt eleştirisi için 40-50 sayfalık bir kitap dağıtıldı. Kitapta sorun olarak öne sürülen aksaklıkların % 80?i o gün için çözülmüş durumdaydı. Bugün, daha da fazlası giderilmiş durumda. Buna rağmen 9 Aralık 2010 tarihinde, örnek olarak Bakanlık binasının sertifikasının verildiği dönemde yaşanan problemler, Nisan 2011?de, dört ay sonra hala devam ediyormuş gibi öne sürülüyorsa bu haksızlıktır, iyi niyetli bir yaklaşım değildir. Yazılım bize teslim edildiğinde % 70?inin bittiğini öne sürenler, sekiz ay sonra yazılımın sadece % 30?luk kısmının çalıştığını söyleyebiliyorsa, kendileriyle çelişmiş oluyorlar.

 

Kanımca insanlar emek vermediği, ilgilenmediği, elini taşın altına koymaktan çekince gösterdiği bir konuda eleştiri hakkını da kendisinde görmemesi lazım. Hiçbir risk almadan, çözümün parçası olmayı reddederek sadece ?Bu yanlıştır? demek, çözümsüzlüğü beslemektir.

 

BEP-TR?yi  hiç kimse tek başına sahiplenemez

Bu yazılımın ortak bir çalışmanın ürünü olduğunu unutmamak lazım. Bu yazılımın içinde; çalışmaya başlayan ilk kuruluşun da, İZODER?in çalışma grubunda görev alanların da, görüş beyan eden, yaklaşım getirmeye çalışan, programı gönüllü olarak test eden mühendislerin de katkıları var.

 

BEP-TR?ye örtülü erteleme

Nitekim gelinen noktada Bakanlık, belediyelerin ruhsat aşamasında binaların enerji performansı hesabı ve buna dair EKB onayını ne yazık ki kaldırdı. Şimdi inşaat ruhsatı almaya giderken, bahse konu olan dökümanların arasına taslak enerji kimlik belgesini koyuyorsunuz. Bu konuda ruhsatı verecek olan belediye elemanı yazılıma girip şifresiyle bakıyor, taslak belge yazılımda varsa, inşaat iznini veriyor. İskân alınacağı zaman da yapının taslak belgeye uygun olup olmadığını yapı denetim kuruluşlarına bırakıyor. Ruhsat alma sürecinde EKB zorunluluğu kalkınca bir boşluğa düşüldü. Tabii ki bu kararda 12 Haziran seçimlerinin payı büyük olmalı.

 

BEP-TR, kapsamı itibariyle dünyada tek

BEP-TR, çerçevesi itibariyle dünyada benzeri olmayan bir yazılım. Enerji kullanım miktarını hesaplayan, karbon salımını belirleyen, alternatif enerji kullanım oranını saptayabilen yapısıyla, aynı anda üç ana çıktıyı verebiliyor. Bu yönüyle eşdeğerinin bulunmadığını düşünecek olursak ne kadar zor bir iş olduğu daha kolay anlaşılabilir.

 

İZODER olarak 500 bin dolar harcadık

Yapılabilecek her şeyin en iyi şekilde yapıldığına inanıyoruz. Hiçbir şeyden kaçınmadık. Hiçbir kazancımız ve bu yönde beklentimiz olmaksızın 500 bin dolar harcadık. Ama bütün bunlara rağmen programın çok kapsamlı ve dolayısıyla güç olması, zamanın kısıtlılığı, eğitimlerin ve testlerin zamanında yapılamaması nedenleriyle aksayan yönleri olan bir süreç başladı. Üstelik seçim süreci gibi kırılgan, hassas bir döneme isabet etmesi de bir diğer şanssızlık olarak karşımıza çıktı.

 

MMO bu işin eğitim ayağını Bakanlıkla anlaşma yaparak üstlendiklerini açıkladı. Eğitimler, Bakanlık ve MMO koordinasyonunda yapılıyordu ama biz de destek verdik. Yazılım tarafındaki kazanılan bilgilerle Ankara?da, Antalya?da, İzmir?de eğitimlerin içinde de bilfiil rol aldık.

 

Dargınlık, kırgınlık olmaksızın yola devam...

1 Ocak 2011?den sonra biz yine bu konunun güncellenmesi için bakım onarım hizmeti vermeye devam ediyoruz. İZODER?in beş kişilik yazılımcı ekibiyle çalışmalarımız sürüyor. Önümüzdeki süreçte bu işin daha iyiye gitmesi için kazandığımız tecrübeyi, insan kaynağı ve bilgi birikimini herkesle paylaşmayı düşünüyoruz. Bu noktada Bakanlığın ortaya koyacağı, bize ihtiyaç duyduğu konularda yanında olacağız. Ama bu çalışmalar, hiçbir zaman bir siyasete, siyasi bir ideolojiye değil, bilimsel, teknik temelde ülke çıkarlarına hizmet etmeye yönelik olacaktır.

 

Önümüzdeki günlerde yine Sektörel Enerji Verimliliği Platformu toplantısı yapılacak, yine bu konu masaya yatırılacak. Sektörün mesleki örgütleri, bileşenleri arasında küslük, dargınlık olmaz. Benzer amaçları paylaşan kişilerin, kurumların diyalog yolu ile aşamayacakları sorun yoktur. 

 

Bu iş İZODER?e öteden beri yaptığı işlerle kazanmış olduğu itibarı dolayısıyla verildi, bu işten itibar kazanabilmesi için değil...

Bu gün İZODER?de 23 kişi çalışıyor. Sektörel meslek örgütlenmelerinin büyük çoğunluğunda böyle bir insan kaynağı alt yapısı bulunmuyor. Her ay iç giderlerimiz, yaklaşık 100 bin lira civarında. CE belgesi veren anonim şirketimiz, Avrupa Birliği projeleri de yürüten bir iktisadi işletmemiz var. Hali hazırda liderliğini yaptığımız iki, partneri olduğumuz bir AB projemiz var. İstanbul İl Kalkınma Ajansı?na sunduğumuz büyük önem taşıyan bir projeden de cevap bekliyoruz. Büyük ölçekli iki AB projesi için de başvuru hazırlığı yapıyoruz. Bunlar hep sektörünün geleceğine ve mevcut sorunların çözümüne dair eğitim, sertifikasyon, denetim, ar-ge ağırlıklı çalışma konuları. Yapı Malzemeleri Yönetmeliği dolayısıyla sektör ürünleri, CE belgesi almak zorunda. Bunu yapacak kurum yoktu. 500 bin dolar civarında para harcayarak laboratuvar altyapısını oluşturarak Türkiye?nin ilk akredite test laboratuvarı TEBAR Test Belgelendirme Araştırma ve Geliştirme Tic. A.Ş.?yi kurduk.

2012 sonunda tamamlanması beklenen bir diğer projemiz de, sektörde istihdam edilen personelin belgelendirilmesi için sınav merkezi oluşturmak. VOC test projesi için AB?den 300 bin Euro?ya yakın kaynak sağladık. Bu projeyle de sektörün 2013 yılı sonu itibariyle sektörde istihdam edilecek kişilerde aranacak sertifikayı, gerekli sınavlara tabi tutarak vereceğiz. Bunun için öncelikle bunun kriterlerini belirleyen meslek standartlarını hazırladık. Şu anda sektörümüzün; ısı yalıtımcısı, su yalıtımcısı, ses yalıtımcısı ve yangın yalıtımcısı olarak tanımlanmış dört meslek standardı bulunuyor. Bizimkilerin de dahil olduğu inşaat sektöründeki 49 meslek standardının oluşturulması, MYK tarafından İnşaat İşverenler Sendikası?nın (İNTES) sorumluluğuna bırakılmıştı.  İNTES, yalıtım iş kolu ile ilgili standartların hazırlanması işini bize devretti. Bununla ilgili bir komisyon çalışması başlattık. 2008-2010 yılı dönemi, bu konu ile ilgili çalışmalarımızı tamamladık ve İNTES?e teslim ettik. Bu standartlar, MYK kanalıyla Resmi Gazete?de 21 Mart 2011?de yayınlandı. Bu standartlara uygun eleman yetiştirme sınav merkezini de AB?den sağlanan ve MFİB tarafından yönetilen kaynakla yapıyoruz.

 

Yalıtım bilincinin gelişmesi için gereken ne varsa İZODER?in çalışma programındaydı

Yalıtım bilincinin gelişmesi, yalıtım uygulamalarının sağlıklı, verimli biçimde, yatırımın faydaya dönüştüğünü kolaylıkla kanıtlayabilen kişilerle, kuruluşlarla, ürünlerle yapılabilmesine bağlıdır. Bu nedenle İZODER işin yetkin personel ve standartlara uygun malzeme tedariğinde aktif rol aldı. Bunun yanı sıra İZODER?in insanlara, gerek kendileri gerekse ülke çıkarları için önemli katkı üretecek yalıtım uygulamaları yatırımları için ekonomik modeller önermesi gerekiyordu. Bundan bir buçuk yıl önce ülkemizdeki 17 bankanın genel müdürleri ile sektörümüzün cirosal hacminin 4 milyar dolar, potansiyelinin ise 50 milyar dolar civarında olduğunu ve ülke ekonomisine ürettiği katma değeri anlatan yazışmalar yaptık. Vakıfbank, Şekerbank, Koçbank, konuya ilgi gösterdi. Şekerbank ?Ekokredi? sistemini böylece kurdu. Sektöre 60 milyon TL gibi bir kaynak sağladı. Şimdi, yeni kaynak olanaklarını Ziraat Bankası?yla, Deniz Bank?la genişletiyoruz. İZODER bu süreçte onay mercii olarak yer alıyor. Şekerbank?ın verdiği her kredinin teknik onayını biz veriyoruz, bizim onayımızdan geçmeyen teklifler kredilendirilmiyor.

80?e yakın sanayicimizin verdiği referanslarla, Türkiye çapında 1800?ü aşkın ?İZODER Uzman Uygulayıcıları? listesini oluşturduk.

Türkiye?de bana göre en aktif, en etkin kuruluş İZODER?dir. Konusuna, sektörüne hakimdir, çözüm üretir. Sektörel meslek organizasyonlarının da amacı budur zaten. Biz, bugün gördüğümüz saygıyı çalışmalarımızla elde ettik. 3-4 milyon TL bütçemizin içinde üye aidatlarının oranı % 25-30 cıvarındadır. Burada göreve başladığımda 250 bin TL bütçemiz vardı ve bunun içinde üye aidatlarının oranı, % 80?ler mertebesindeydi. Üyelerin bile aidatlarını düzenli ödemeleri, derneklerinin kendilerine yansıyan fayda üretmelerine bağlıdır.

İZODER kısa, orta ve uzun vadede neler yapacağını önceden belirler, stratejik eylem planları geliştirerek yol alır. Spekülatif itibar kazanma peşinde koşamaz. Özetle sektöre katkı üretecek projelerde yer almayı, böyle projelerde diğer meslek örgütleri ve çözüm ortakları ile işbirlikleri geliştirmeyi amaçlıyoruz. Bu nedenle geçmişteki sorunlara değil, gelecekteki çözümlere odaklanıyoruz.

 


Etiketler