“En büyük hayalimiz, Solar Decathlon’un Türkiye ayağının gerçekleştirilmesi”
Solar Decathlon Afrika kapsamında Türkiye’yi Fas’ta temsil edecek ReYard projesinin yapımına başlandı. ABD Enerji Bakanlığı tarafından 2002'de başlatılan Solar Decathlon'da bu yıl farklı ülkelerden 20 proje yarışıyor. Yarışma için tüm hazırlıklarını tamamlayan Team Bosphorus takımı, evin yapımında ve iç dizaynında kullanacakları malzemelerini daha önceden konteynerler ile Fas'a gönderdi. Takım, 21 Ağustos’ta başlayan Solar Decathlon AFRICA yarışması için, 20 Ağustos’ta Fas’a gitti. Ekibin mentor hocalarından Proje Koordinatörü Prof. Dr. Özden Ağra, projenin geldiği son aşamayı Termodinamik okurlarına anlattı…
Çocuklarımızın hayalleri favori gösterilen projeler arasında ilk üçe girmeyi başardı
Solar Dechatlon için Türkiye’nin daha önce dört kez girişimi olmuş fakat farklı sebepler –genellikle de sponsor bulunamaması- sonucu maalesef bu girişimler sonuçsuz kalmış. Eylül Ayı içinde Fas’ta yarışan ekip ise beşinci ekibimiz. Ekip, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) öğrencileri ile akademisyenlerinden, destek veren mentorlardan ve sponsorlardan oluşuyor. İlk başvurusu Mart 2018’de yapılan ReYard Evi, Nisan ayında ilk 20’ye seçildi. Ekim 2018 ve Ocak 2019 tarihlerinde Fas’ta iki çalıştay düzenlendi ve Solar Decathlon Türkiye ekibi bu çalıştaylara katılıp projelerini anlattı. Hayallerindeki proje o kadar beğenildi ki favori gösterilen ilk üç proje arasında yerini aldı. Düşük maliyetli, çok amaçlı ve esnek kullanım alanları yaratmayı hedefleyen evde, Fas'ın geleneksel mimarisi, sürdürülebilir yenilikçi bir yaklaşımla yeniden yorumladı. Mikro-yosun teknolojisiyle atık su arıtımı ve güneş enerjisinin biyokimyasal çevriminin yapıldığı evden çıkan organik atık ve mikroyosun biyokütlesi biyogaza çevrilip yakılarak elektrik ve ısı enerjisi elde ediliyor. Ayrıca, yakım sonucu açığa çıkan karbondioksit gazı yosun havuzuna geri pompalanarak doğal döngü taklit edilecek, böylece sıfıra yakın karbon emisyonu sağlanıyor. Öte yandan evde, PV (fotovoltaik) paneller, termal güneş panelleri, havadan suya ısı pompası, yerel-doğal yapı malzemesi, evaporatif soğutma, faz değiştiren malzemeler gibi çevre dostu teknolojiler de kullanıldı. Mobilyasından mutfak eşyalarına kadar bir ailenin yaşayabileceği şekilde donatılan evde, 2 hafta boyunca 5 kişi yaşayacak. Bu sayede evin enerji değeri ölçümleri yapılacak. Alanında uzman akademisyenlerden oluşan jüri tarafından bu ölçümler ile "mimari", "market potansiyeli", "mühendislik", "iletişim", "inovasyon", "sürdürülebilirlik", "sağlık ve konfor", "cihazlar", "ev yaşamı" ve "enerji" kriterlerine göre değerlendirilecek.
Bu tür projelerin ülkemizde hak ettiği desteği göremediklerinin altını çizmeden geçemeyeceğim
Bizler bu proje için başlangıçta hiç destek göremedik. Hangi kapıyı çalsak elimiz boş döndük. Ülkemizin zorlu bir ekonomik döneminden geçmesi de elbette bir etkendi ama bu tür projelerin ülkemizde hak ettiği desteği göremediklerinin de altını çizmeden geçemeyeceğim. Projeye bir süre sonra yoğun çabalarımız sonucu çok küçük destekler gelmeye başladı. Mesela Zemin İstanbul’u kullanmamıza izin verildi. Enerji A.Ş. elektrikli araçlar için şarj istasyonlarını kullanmamamıza izin verdi. Önümüzde duran sorun yumağı yetmezmiş gibi bir de projeye yapılan bağışlar için fatura kesilmesi, fatura olmazsa ürünlerin gümrükten çıkarılamayacağının bildirilmesi gibi engeller de çıktı. Okulun fatura kesme yetkisi yok ki… Bu konuda sağ olsun, Fibrobeton ve Aldağ firması müthiş bir destek verdi. Ayrıca Fibrobeton çocuklara yenilikçi, bölge koşullarına uyumlu yapı malzemesi geliştirebilmek için çalışabilecekleri bir alan açtı. Ekibimiz o alanda sekiz ay boyunca inanılmaz bir ar-ge çalışması yaptı. Toplamda 4-5 firmanın gerçek anlamda desteği ile projemiz hayat buldu diyebilirim. Bu firmalardan, özellikle ISK sektöründen, bize gerçekten inanan, projenin her aşamasında yanımızda olan, hiçbir isteğimizi ikiletmeyen Aldağ firmasına ve Sayın Rebii Dağoğlu’na teşekkürü aryıca bir borç biliriz. Rebii Bey, projeye bizim kadar inandı ve en az bizim kadar Solar Decathlon’un Türkiye ayağının gerçekleştirilmesini istiyor. Yine Alligator firması, tüm ekibin uçak biletlerini karşıladı. Büyük bir masraf kalemiydi bizim için ve üzerimizden bu yükü aldılar. Zeki Poyraz da ISK sektöründe bizi destekleyen nadir isimler arasındaydı. Elbette, Türkiye’nin Solar Decathlon yolculuğunu başlatan duayen mentor Hocamız Sayın Prof.Dr.Nilüfer Eğrican’a da içten teşekkürlerimizi ve şükranlarımızı sunuyoruz.
Burada bir parantez açarak, sektörün önde gelen örgütleri, ihracatımızı destekleyen birlikleri gibi kurumlardan hiç destek görmediğimizi de üzülerek dile getireceğim. Onlara “Fas’a bir Türk heyeti götürelim birlikte bu işi bir memleket meselesi gibi görelim” dedik ama maalesef pek ilgi görmedik. Aslında dilimiz döndüğünce projenin önemini aktarmaya çalışıyoruz fakat ne yazık ki pek anlaşılamıyoruz. Bence Türkiye’nin sahip olduğu en kıymetli değer gençliği. Gençlerimize sahip çıkmaz, onları doğru şekilde yünlendirmez ve destek vermezsek, ülkemize en büyük zararı vermiş oluruz.
Moral bozmak, pes etmek niyetinde değiliz
Fas’tan birincilikle dönme hedefi, fazlasıyla iddialı olacaktır. Pek mümkün değil, çünkü senelerdir katılan ve çalışan ekiplerle rakibiz. Bizim için ilk beşte yer almak büyük başarı olacaktır. Fas’a başvururken Solar Decathlon komitesi bize çok net bir şekilde “Eğer buraya ürün getirmezseniz, Türkiye bir daha bu yarışmaya giremez” dedi. Bizim için bu ürünlerin oraya gitmesi, bayrağımızın orada dikilmesi çok önemli. Üç hafta içinde o ev inşallah kalkacak ayağa. Çocuklar orada tek başlarına o evi inşa etmeye çalışıyorlar. Aslında evi Fas’tan önce Türkiye’de kurmak, böylece eksiklerimizi tespit etmek istemiştik ama sponsor ve kaynak azlığından ne yazık ki böyle bir imkanımız olmadı. Bu nedenle evi doğrudan Fas’ta kuracağız. Bir sorun olursa çocuklar orada çözmeye çalışacaklar. Solar Decathlon’da 20 takım birbiriyle yarışıyor ama Türkiye olarak biz, aynı zamanda pek çok olumsuzlukla da yarışıyoruz diyebilirim. Koşullarımızın da çok eşit olduğu söylenemez. Mesela ekip ilk gittiğinde arayıp dediler ki “Hocam Almanlar ve Amerikalıların su basmanlarını o kadar pürüzsüz yapmışlar ki, bizim alanımızla alakası yok. Bizim alanımız pürüzlü”. Ben de dedim ki fotoğraf çekin ve belgeleyin. Çocukların kendilerini yalnız hissetmemeleri için destek olmak üzere mentor hocalarımızdan da bir ekip daima yanlarında. Moral bozmak, pes etmek niyetinde değiliz. Biraz şans, bolca emek ve alın teri var projede, inşallah neticesini de alırız…
Solar Decathlon Türkiye ancak Cumhurbaşkanlığının üstlenmesi ile mümkün olabilir
Bizim en büyük hayalimiz Solar Decathlon’un Türkiye ayağını gerçekleştirmek. Ama bu, tek başımıza yapabileceğimiz bir şey değil. Fas’ta projeyi Fas hükümeti sahipleniyor. Bunu Türkiye’de de Cumhurbaşkanlığının istemesi ve üstlenmesi gerek. Biz Türkiye ayağı için başvurulmasını ve hatta projenin mümkünse İstanbul’da değil, Anadolu’nun farklı bir bölgesinde yapılmasını, o bölgenin de turizm ve teknoloji açısından geliştirilmesini öneriyoruz. Fas’ta kurulan ve beğenilen evleri, hem projeye destek olmak hem de turizme katkı amacıyla kral satın alabiliyor. Biz de projemizi satmak istiyoruz. Türkiye’de kurulacak bir Solar Decathlon köyünün ne kadar ilgi göreceğini, ne kadar turist çekeceğini, ne kadar farklı teknolojiyi ülkemize getireceğini iyi anlamamız lazım. Solar Decathlon Fas, 500 bin ila bir milyon ziyaretçi ağırlamaya hazırlanıyor. Bu etkinliğin ülkemizde olmasını bu yüzden çok arzu ediyoruz.
Ülkemizi orada sahip olduğumuz teknoloji, yepyeni fikirlerimiz, ışıldayan bir gençlik ve zengin kültürümüzle temsil etmek ise bu yolculuğun en keyifli kısmı…
Solar Decathlon Fas’a çocuklar 20 Ağustos’ta gitti. 21 Ağustos’ta yarışma başladı. Üç hafta içinde evi kuracaklar. 13 Eylül’de açılış seremonisi var. Yani evler kurulmuş, tamamlanmış, çalışır halde olacak. Çocuklar evde iki akşam misafir ağırlayacaklar. İlk akşam geleneksel Türk mutfağından seçkiler sunacaklar, ikinci akşam ise sinema filmi izlenecek. Kelebeğin Rüyası filminin gösterilmesine karar verildi. Hakemler evleri gezecek, inceleyecek, düzelnenen etkinliklere katılacak ve puan verecekler. 28 Eylül’de yarışma sonuçlanacak. Gönlümüzde yatan aslan, ilk beşte yer almak. Ülkemizi orada sahip olduğumuz teknoloji, yepyeni fikirler, ışıldayan bir gençlik ve zengin kültürümüzle temsil etmek ise hepimiz için bu yolculuğun en keyifli kısmı…