Clicky

Header Reklam
Header Reklam

Bülent Vural: 'WİLO Su Pompacılığında Dünya Lideridir'

05 Eylül 1994 Dergi: Eylül-1994
Bülent Vural: 'WİLO Su Pompacılığında Dünya Lideridir'

Mükemmel pompa sloganı ile Türkiye pazarındaki iddialı firmalardan Wilo A.Ş.'nin Genel Müdürü Bülent Vural ile Yayın Danışmanımız Prof. Dr. Doğan Özgür söyleşti. Yeni ürünleri de kapsayan bu söyleşiyi zevkle okuyacağınızı umarız.

 

TERMODİNAMİK : Sayın Vural, WİLO hakkında (Almanya ve Türkiye) bilgi verir misiniz?

VURAL : WİLO, merkezi Almanya'da bulunan bir holdingin kuruluşudur. 1920'li yıllarda sirkülasyon pompasını icat ederek işe başlayan Wilo, onu takip eden yıllarda sirkülasyon pompasına paralel olarak diğer suyla ilgili ürünlerini programına almış ve bugün dünyada su pompacı-lığında belli bir yer edinmiş bir kuruluştur. Tabi bu enternasyonel bir kuruluş olma özelliğine paralel olarak, geçtiğimiz yıllarda 1990'lı yılların başında Türkiye'de de bir Anonim şirket halinde kuruluşunu yapmış ve 92 yılında çalışmalarına başlamıştır. Bundan evvel temsilciliklerle yürütülen Wilo faaliyetleri, 92 yılından bu yana bilfiil Wilo'nun kendisinin kurduğu anonim şirketi tarafınca yürütülmektedir.

TERMODİNAMİK : Wilo'nun bilfiil Türkiye'de kendi şirketini kurarak gin.ıesinin etkileri nasıl olmuştur?

VURAL : Bu etkiler zannediyorum 2 yönlü olmuştur. Bizi ilgilendiren bir yönü Wilo teşkilatıyla ilgilidir. Diğer yönü ise memleketimizin pazarıyla ilgilidir. Türkiye'nin WİLO'ya yeni bir pazar oluşu WÎLO için bir kaza-nımken, "VVilo'nun yıllardır Avrupa'da ve dünyada uyguladığı teknolojilerin memleketimizde de kullanılabilir hale gelmiş olması da Türkiye açısından bir kazammdır. Zannediyorum bu yeni teknikler, yeni teknolojiler gittikçe artan bir yoğunlukta kullanıcılar tarafından tanınmakta, kullanıldıkça da giderek yaygınlaşmaktadır. Tabi memleketimizde gerek kendisi üretim yapan, gerekse kısmen üretim, kısmen ithalat yapan diğer firmalar bundan etkilenmişlerdir. Ürünle-rininin teknolojik seviyelerini, Wi-lo'nun yeni sunduğu ürünlerin teknolojik seviyesini yakalayacak tarzda modernize etme yollarına gitmişlerdir. Bu da zannediyorum, memleketimiz için hayırlı bir iş olmuştur.

TERMODİNAMİK : Wilo'nun çok geniş kapsamlı bir programı var. Belki Türkiye'de şu anda bu kadar geniş kapsamlı bir program uygul""amayacak   ama gelecek   için düşünüyorsunuz?

VURAL : Wilo deyince biz daha ziyade sirkülasyon pompalarını düşünürüz. Halbuki bugün "Wilo'nun bugün programının geniş bir kısmını soğuk su programı oluşturmaktadır. Soğuk su programı deyince, bu branştan olanlar daha ziyade hidroforları, atık su pompalarını, dalgıç pompalarını, foseptik pompalarını algılamaktadırlar. İşte "VVilo'nun soğuk su programı da gittikçe artan bir yoğunlukta Türkiye'deki kullanıcılar tarafından tanınmaya ve kullanılmaya başlamıştır. Programımızın özellikle hidroforlarla ilgili olan bölümü Türkiye pazarı için oldukça enteres ' r. Temiz su dalgıç pompaları böl müz de yine pazarımız için fevkalade ilgi çekicidir. Bu konuda biz de "VVilo anonim şirketi olarak tanıtım çalışmalarına hız vermeyi düşünüyoruz, ki hakikaten kullanıcılar gittikçe artan bir yoğunlukta bunları kullanabilsinler.

TERMODİNAMİK : Günümüzde su kaynaklarının kısıtlanması ile dalgıç pompa pazarının gelişeceği görüşünde misiniz?

VURAL : Dalgıç pompaları pazarı her zaman vardı. Söylediğiniz gibi de gittikçe büyüyerek gelişmektedir. Problem esasında, sadece Türkiye'ye has bir problem değil. Bütün dünya için   geçerli olan   bir   problem. Su bütün dünyada gittikçe azalmaktadır. Dolayısıyla yeraltı su seviyeleri de gittikçe düşmektedir. Bu nedenden dolayı dalgıç pompaların kullanımı da gün geçtikçe yoğunlaşmaktadır. Tabii ki diğer dalgıç pompa üreticileri için olduğu gibi Wilo için de Türkiye'deki dalgıç pompa pazarı önemli bir potansiyel oluşturmaktadır.

TERMODİNAMİK : Bilhassa İstanbul, İzmir, Ankara gibi şehirlerimizde yanlış yerleşim düzeni sonucu cadde seviyesinden çok aşağıda konut yapılmakta. Halbuki Türkiye'de yıl boyunca yağan yağış Almanya'nın ortalamasının üzerinde. Bu bölgeleri korumak için sizin foseptik pompa seriniz var. Bunlardan taban sularını korumak için evlere konulmasını tavsiye eder misiniz?

VURAL : Şehir kanalizasyon şebekesinin şebeke kodunun daha altında kalmış binaların kirli sularının tahliyesi bir problemdir. Her yerde böyledir. Özellikle İstanbul gibi engebeli bir arazi üzerine kurulmuş ve büyücek bir coğrafyaya yayılmış bir şehirde çok önemli bir problemdir. Bunu dikkate alan firmalar -bunlardan birisi de Wilo'dur- bu tür yerleşim yerlerindeki atık suların tahliyesi için çeşitli sistemler geliştirmişlerdir. Bundan bir tanesi hepimizin bildiği foseptik veya kirli su dalgıç pompaları türüdür. Bir diğeri ise foseptik tahliye cihazları diye isimlendirilen ve topyekün kendi kendine bu tahliye sistematiğini içeren cihazlardır. Pompalar ister dalgıç tip, ister diğer tip olsun çalışabilmeleri için bir çukur gereklidir. Yani tahliye edilecek pissu ve foseptik önce bu çukura doldurulmakta, bu çukurdan da bir pompa vasıtasıyla yüksek bir koda iletilmektedir. Bu esas itibariyle pek medeni bir çözüm değildir. Sebebi de önce bir çukur açmak gerekmektedir. Bu çukurun açılması zaten bir masraf teşkil etmektedir. Ondan sonra da pissuyun bu çukurda toplanılması gerekmektedir. Tabii pissuyun bir çukurda   toplanılması     demek, bu çukurun bilfiil yerleşim biriminin içinde veya yanıbaşında olduğu dikkate alınırsa orada koku, mikrop üreme merkezi gibi istenmeyen bir merkez haline gelmektedir. Pompaların çukur içinde kullanmalarının dezavantajı buradadır. İşte buna alternatif olarak geliştirilmiş olan foseptik tahliye cihazlarında ise böyle bir tahliye sisteminde çukur açmaya gerek kalmamaktadır. Cihaz kendi içersinde küçük bir tank ihtiva etmektedir. Bu tamamen dışarıya, hermetik kapanmış bir tanktır. Gerek sıvı, gerek gaz olarak hermetik kapanmış bir tanktır.Yerleşim biriminin tüm atıksu sistemi bu tanka irtibatlanmaktadır. Ve tank içerisine herhangi bir atıksu girince otomatik olarak içindeki pompayı çalıştırmakta ve tahliye sistemi gerçekleşmektedir. Tabii bu cihazları kullanınca, öncelikle inşaat sırasında çukur açmak gerekmemektedir. Dolayısıyla çukur açmak masraflarından ve ona ayrılacak yerden kurtulunmuş olunuyor. Bu fevkalade kolaylık ve tasarruf getiriyor. Özellikle İstanbul gibi kayalık bir arazi üzerine kurulmuş bir şehri düşünürseniz, foseptik çukurları açmanın ne kadar zor olduğunu bilirsiniz. Onu takip eden kullanma sırasında ise, pisliğin, fosepti-ğin, atık suyun biriktirmesi söz konusu olmadığı için bir sinek üremesi, mikrop üremesi, koku üremesi de mevzubahis olmamaktadır. Dolayısıyla bu cihazlar, foseptik pompalarına alternatif olarak daha medeni bir çözüm ifade etmektedirler. İşte bu iki sistem de, Wilo'nun programında mevcuttur. Bizim gayemiz, özellikle bu foseptik tahliye cihazlarını memleketimiz pazarına tanıtmaktır.

TERMODİNAMİK : Türkiye'de yatırımlar   arttıkça veya binaların maliyetleri arttıkça, bunların yanında ısı tasarufu sağlayan binalarda yapıldıkça, kazan sistemlerinin kontrolunda önemli gelişmeler meydana gelmiştir. Üç yollu, dört yollu vanalar gibi. Bu tip bir kontrol sisteminde kademesiz ayarlı bir sirkülasyon pompasına Türkiye'de bir gelecek görüyor musunuz, tavsiye eder misiniz?

VURAL : Enerji tasarrufu sağlayacak her şeyde memleketimiz için gelecek görüyoruz. Çünkü Türkiye, özellikle enerjinin çok pahalı olduğu bir ülkedir. Ve öyle anlaşılıyor ki, bu böyle olmakta da devam edecektir. Özellikle son günlerde gazetelerde takip ettiğimiz kadarıyla, memleketimiz 2000'li yıllarda yeniden bir enerji dar boğazına girecekmiş gibi bir izlenim algılanmaktadır. Durum böyle olunca, demekki enerji daha uzun yıllar ülkemizde bir sorun olmaya devam edecektir. Dolayısıyla enerji tasarrufu sağlayan her şey memleketimizde geleceği olan bir konudur. Zaten çevrecilik, enerji taasrrufunun bir öğesi olan çevrecilik, artık modern firmaların hiç vazgeçmedikleri ve araştırma geliştirme çalışmalarında öncelikle dikkate aldıkları bir konu olmuştur. Wilo da bundan kaça-mamıştır. Dolayısıyla yeni geliştirdiği tüm ürünlerde enerji tasarufu sağlayan ürünlere öncelik vermiştir. Değindiğiniz gibi, gerek sirkülasyon pompalar olsun, gerekse diğer tip santrifüj pompalar olsun ısıtma, soğutma, klima sistemlerinde kullanılan cihazlar, bunların hepsinin devir hızlarını prosesin gerektirdiği ölçülerde kademesiz olarak ayarlama imkanı getirerek, enerji tasarrufu sağlamak yoluna gidilmiştir. Wilo'nun sirkülasyon ve santrifüj pompalarında bu imkanlar hazır cihazlar kullanılarak kullanıcıya basite indirgenmeye çalışılarak sağlanmıştır. Özellikle sir-külatörlerde bu devir sayısını prosesin gereğine göre otomatik olarak ve sonsuz kademede ayarlayabilen teknikler kullanılmış ve bunların seri olarak imalatına başlanmıştır. Geniş ölçüde kullanımına da başlanmıştır. Hatta, 1.1.1996 yılından itibaren Almanya'dan başlamak üzere diğer Avrupa ülkelerine de yayılacak tarzda kazan enstelasyon gücü 70 kilovatı geçen bütün ısıtma sistemlerinde sonsuz kademe sayısı olan sirkülasyon pompaların kullanımı kanunen mecburi hale getirilmiştir. Demekki, 1996 yılı başından itibaren bu pompaların kullanımı Almanya'da zaten zorunlu hale getirilmiştir, Avrupa topluluğu ülkelerine de tavsiye niteliğinde sunulmuştur. Ve öyle anlaşılmaktadır ki, bir kaç sene sonra Avrupa topyekün bunu kullanmaya mecbur kalacaktır. Tabii, bu çok önemli bjr gelişmedir. Yine enerji kapanlı 70 kilovattan daha küçük sistemler için de bir tavsiye haline getirmiştir. Bu tavsiye de bir yerde zorunluluk anlamını taşımaktadır. Aksi halde binaların iskan alması zorlaşmaktadır. Bu söylediğim sistem, hem yeni binalar için geçerlidir, hem de tesisatı yenilenecek olan eski binalar için geçerlidir.

TERMODİNAMİK : Bilhassa sanayi kuruluşlarında sıcak suyun üretildiği yerin uzağında kullanılması söz konusu olabilmektedir. Sizin çok düşük güçlü, basma yüksekliği küçük ancak debisi büyük olan zet tipi sirkülatörleriniz bulunmaktadır. Bunların bilhassa sanayide gerekirse büyük binalarda kullanılmasını tavsiye eder misiniz?

VURAL : Bu da memleketimiz için önemli bir konu. Gerçekten de kullanma sıcak suyunun sirkülasyonu memleketimizde yeni yeni uygulanmaya başlamıştır. Sürekli sıcak suyu olan binalar ve tesisler, sıcak suyunu sirkülasyona tabi tutmamaktadırlar. Dolayısıyla borularda bekleyen su soğumakta, kullanıcı sıcak su vanasını açtığı zaman önce bir müddet soğumuş olan su akmakta. Daha sonra sıcak su akmakta. îşte bu süre zarfında akan su zayi olmaktadır. Sistem büyüdükçe de suyun miktarı da artmaktadır. Örneğin 20 daireli sıcak suyu olan bir apartmanda, bu nedenden bir günde 2-3 tona varan su kayıpları olmaktadır. Sanayide de bu olay böyledir. İşte bunun önüne geçmek için, hem tesisatta bekleyen suyun kendi kendine soğumasını engellemek için, hem de kullanılmak istenmeyen soğuk suyun önce vanalardan akıtılarak zayi olmasını önlemek için hakikaten sirkülasyon pompası üreticileri kullanma sıcak suyu sirkü-latörleri diye tabir ettikleri bir seri çıkarmışlardır. Wilo'da da bu (Z) zet serisi olarak üretilmiştir. Bu serinin özelliği, veya diğer sirkülasyon pompalarından farklılığı, ıslak motorlu olmasına rağmen sistemde dolaşan suyun motora girmemesi dolayısıyla yataklarda veya pompanın diğer mekanik organlarında olan aşınmaları, tozların, metal parçacıkların suya girmesini engellemiş olmasıdır. Yani bunlar ıslak motorlu pompalar olmasına rağmen, pompanın hareket eden parçalarının suyla direkt temas etmediği konstrüksiyonlardır. Z pompalarının özelliği de budur. Bu özellikleri itibariyle gerek konutlarda domestik amaçlı olarak gerekse sanayide proses veya kullanma sıcak sularının sirkülasyonunda geniş ölçekli kullanım bulacağını ümit ediyorum.

TERMODİNAMİK : Gereksinime uygun hidrofor seçiminde hangi kriterler rol oynamaktadır?

VURAL : Suyun arzulanan debide ve o an için yeterli olacak basınçta kullanıcıya ulaşması konfor için önemlidir. Bunun için debid       ıağımsız olarak suyun basıncını          bit kalması ve bu sabit kalan basıncın da istenen seviyede olması hidroforlar için önemli bir özelliktir. Bir hidroforun bunu gerçekleştiriyor olması gerekmektedir. Bu da yüksek yerleşim yerlerinde tek bir hidrofor kullanıldığı zaman veya benzeri cihazlar basıncı regüle edebilecek diğer bazı ek cihazlar kullanılmadığı zaman hakikaten bir problem olarak ortaya çıkmaktadır. Hidroforun yeterli basıncı sabit bir şekilde gerekli olan debilerde kullanıcının ihtiyaç duyduğu debilerde kullanıcıya verebilmesinin yanısıra, bunu yaparken de mümkün olduğunca az elektrik harcayarak, az ses çıkararak, az vibrasyon yaparak gerçekleştirmesi gerekmekte! ' Bu da konforun diğer ölçüleri oL»«?.ta-dır. Yani bir hidrofor kendisinden beklenen fiziksel görevi belli bir sabit bir basınçta belli bir debiyi kullanıcıya ulaştırma görevini yaparken, mümkün olduğunca az elektrik harcıyor, mümkün olduğunca az ses çıkarıyor, mümkün olduğunca az titreşim yapıyor ise ve mümkün olduğunca az servis , bakım, onarım gerektiriyorsa bugünkü teknoloji seviyelerde bir hidrofordan beklenen özelliklere sahip demektir. Wilo hidroforlarını üretirken, pazarlarken bizim üzerinde durduğumuz belli başlı noktalar da bunlar olmaktadır.

TERMODİNAMİK : Hidroforlarda membranlı depoların kullanımı hak-kında bilgi verir misiniz?

VURAL : Membranlı basınçlı tank kullanılan hidroforlarda esas itibariyle salt Wilo'ya özgü bir özellik değildir. Bu artık günümüz teknolojisinde kullanılan bir tekniktir. Ancak memleketimizde yeni tanınmaya başlanmış bir tekniktir. Zannediyorum Wilo firması da bu tekniği ilk tanıtanlardan biri olduğu için, sanki membranlı tank Wilo'ya özgü bir özellikmiş gibi ortaya çıktı. Eskiden hava yastıklı sistemler kullanılırmış. Bu da memleketimizde çok fgm idi. Bu sistemde ya pompa 'la beraber belli bir hava miktarını da tanka emmekte, ki pistonlu pompalı hidroforlarda böyle yapılırmış bu, veya santrifüj pompalarda olduğu gibi bir kompresör vasıtasıyla bir hava tankı yaratılmakta ve oraya su basınçlı bir şekilde depolanmaya çalışılmaktaydı. Ancak sistemin çok teferruatlı oluşu, çabuk arızalanır olması bu tür pompaların, keza tankların havayla besleme işlemlerinde kompresör kullanma gereği, dolayısıyla kompresörün sesi, harcadığı elektrik enerjisi, kapladığı yer, bozulma, arıza ihtimali bu sistemlerin zaman içersinde yerini membranlı basınçlı tank teknolojisine bırakmasına sebep olmuştur. Bir başka sebep de tür hava yastıklı sistemlerde, tan-._n içindeki kullanılabilir su hacmi çok küçük olduğu için hidroforun kapladığı alan bina içersinde çok büyük kalıyor idi. Örneğin bir 30-40 daireli apartmanın hidrofor dairesinde 5-6 bin litrelik tank yapmak gerekiyordu. Bu yeni teknolojide buna gerek olmadığından, kullanılabilir basınçlandırılmış su depolamak daha küçük hacimlerde mümkün olabildiğinden yer olarak da tasarruf sağlama imkanı getirmiştir. Bütün bu sebeplerden dolayı da hava yastıklı kompresörlü tank teknolojisi, yerini membranlı basınçlı tank teknolojisine bırakmıştır.

TERMODİNAMİK : Wilo, Türkiye'ye angaje olduktan sonra, belli parçaları veya belli küçük hidrofor sistemlerinin burada üretilip veya parçalarının burada monte edilip ihraç etme şansını görebilir mi?

VURAL : Biz Wilo A.Ş. olarak kurulurken görevimiz, gerek Türkiye pazarında, gerekse Türkiye çevresindeki veya Türkiye'den etkilenecek pazarlarda Wilo ve benzeri teknolojilerin dağıtımını yapabilmek için görevlendirildik. Yani görevlerimizden bir tanesi Türk pazarıysa, bir diğeri de Türkiye'nin civarındaki ülkelere hizmet verebilmek idi. Durum böyle olunca, muhakkaki hidrofoların ve diğer bazı ürünlerin Türkiye'de kısmen üretimi, montajı sözkonusu olabilir. Veya burada bu tarz üretilmiş yada monte edilmiş ürünlerin Türkiye dışı ihracatı tabi ki sözkonusu olabilir. Bu olacaktır da demiyorum, esas itibariyle gerçekleşmiştir. Bugün vardır. Wilo A.Ş., hidroforların bir kısmını Türkiye'de üretmektedir zaten, montajını burada yapmaktadır. Türkiye dışına da ihracatlarımız küçük seviyelerde de olsa gerçekleşmiştir ve devam etmektedir. Özellikle Rusya'da Türk müteahhitlerin yaptığı işlere, Türkiye'de montajını yaptığımız, üretimini yaptığımız hidroforları göndermekteyiz. Ancak özellikle Orta Avrupa'ya ihracat yapabilmemiz için, montajımızın yanısıra montajda kullandığımız ekipmanın tedarikinde bazı sorunlar vardır. Bu küçük parçacıklar büyük ölçüde yurt dışından ithal edilmek zorunda kalınmaktadır. Bu tür bir ihracat imkansız değil ama zor görünmektedir. Ama Orta Avrupa'nın dışındaki ülkelere bir ihracat her zaman söz konusu olabilecektir.

TERMODİNAMİK : Sayın Vural, verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederiz. Eklemek istediğiniz başka bir mesaj var mı?

VURAL : Ben de Termodinamik dergisine sizin şahsınızda teşekkürlerimi sunuyorum.


Özet olarak söylememiz gerekirse, Wilo firması olsun, Wilo'ya benzer diğer firmalar olsun memleketimize genel anlamıyla su pompaları konusunda bir takım yenilikler getirmektedir. Bu yeniliklerin mutlaka ekonomik sebepleri vardır, teknolojik sebepleri vardır. Yani yeni teknolojiler hem ekonomiktir, hem faydalıdır. İşte biz de bu noktadan hareketle Wilo A..Ş.'nin Türkiye'de de faaliyetlerini yoğunlaştırmasını arzuladık. Zannediyorum bize benzer diğer firmalar da bu noktadan hareketle bu teknolojileri Türkiye pazarına tanıtmaya çalışıyorlar. Bu karşılıklı bir olay olmaktadır. Türkiye pazarından da öğrendiğimiz pek çok yenilikler, pek çok olaylar olmaktadır. Çünkü bu pazarında kendine has özellikleri vardır. Müşterilerin, kulanıcıların kendine has istekleri vardır. Bu istekler büyük ölçüde de haklı isteklerdir. Bu haklı isteklere cevap verebilmek için biz de Avrupalıların kendi içlerinde geliştirdikleri teknolojilerine, bu istekleri karşılayabilecek uyarlamalar yapıyoruz. Bu da yeni tekniklerin doğmasına, yeni ürünlerin doğmasına sebep olmaktadır. Bu da olayın Türkiye pazarından Avrupa firmalarına olan karşı tepkisi olmaktadır. Bu tepki de o firmalarda faydalı bir etki olarak sonuçlarını doğurmaktadır