“Bizim için su; mühendisliğimizin sorumlu olduğu yaşamsal bir kaynak, sürdürülebilir geleceğe vereceğimiz hizmettir”

Burak Köse, EBİTT’in onlarca yıllık tecrübesinin en genç, en idealist öncüsü. “Sadece ofiste oturup çizimler yapan biri değil, aynı zamanda gelecek için endişelenen ve çözüm üreten biriyim” diyor.
EBİTT, akışkan teknolojilerinde hem “fayda odaklılığı” zirveye çıkartmak, hem de sürdürülebilir geleceğe “mühendisliğin gücüyle” katkı sunabilmek amacıyla yola çıkmıştı. Şimdi Burak Köse gibi bu amacın “sürdürülebilir takipçi”leriyle ivme kazanıyor. Su krizi konusunda Ebitt’in bakış açısını Burak Köse anlatıyor…
Dünyamızın en büyük sorunlarından biri olan su krizi, hepimizi yakından ilgilendiriyor. Bu yazıda, bir mühendis gözüyle bu krizi, çözüm yollarını ve teknolojinin bu süreçteki rolünü ele alacağız.
Kuraklık Kapımızda: Suyun Önemi ve Korunumu
Suyun hayat kaynağı olduğunu hepimiz biliriz. Ancak son yıllarda karşılaştığımız kuraklık ve iklim krizi, bu gerçeği daha acı bir şekilde yüzümüze vuruyor. İstanbul'da azalan baraj suları, Uşak’ta suların yalnızca saat 16.00-22.00 arasında kullanıma açılması, Konya Ovası'ndaki obruk oluşumları veya Afrika'da yaşanan su kıtlığı... Bunlar artık uzaktaki haberler değil, yaşadığımız dünyanın gerçekleri. Suyun azalması sadece tarımı değil, şehir hayatından sanayiye kadar her alanda büyük sorunlar yaratıyor. Kaynaklarımızın tükenme noktasına gelmesi, bizleri radikal çözümler üretmeye zorluyor. Suyun korunması artık bir tercih değil, zorunluluktur. Her damlası değerlidir ve bu değeri anlamak, geleceğe atılacak ilk adımdır.
Sürdürülebilir Çözümler ve Doğal Kaynaklar
Bu krizin üstesinden nasıl gelebiliriz? İlk olarak, bireysel ve toplumsal olarak su tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmeliyiz. Gereksiz israfı önlemek ve suyu daha verimli kullanmak, atılacak en önemli adımlardan biridir. Ancak bu tek başına yeterli değil. Sürdürülebilir çözümler üretmek zorundayız. Örneğin, gri su arıtma sistemleri ile evde kullanılan atık suları arıtarak bahçe sulaması gibi alanlarda tekrar kullanabiliriz. Sanayide ise üretim süreçlerinde suyu tekrar dolaşıma sokan döngüsel sistemler yaygınlaştırılmalıdır. Bunların hepsi, teknoloji ve mühendislik bilgisiyle mümkün olacak adımlardır. Doğal kaynakların korunması için doğayla uyumlu çözümler geliştirmek, geleceğimizi güvence altına almanın anahtarıdır.
Yağmur Suyu Hasadı: Geleceğin Çözümü
Kuraklıkla mücadelede en etkili yöntemlerden biri de yağmur suyu hasadı. Bu sistem, düşen yağmur sularını çatı ve yüzeylerden toplayarak depolamayı ve daha sonra kullanmayı içerir. Bu yöntem, hem yeraltı su kaynaklarının korunmasına yardımcı olur hem de su faturalarını ciddi oranda düşürür. Toplanan sular; tuvalet sifonları, bahçe sulaması ve araç yıkama gibi içme suyu kalitesi gerektirmeyen birçok alanda rahatlıkla kullanılabilir. Bu basit ama etkili sistem, şehirlerde ve kırsal bölgelerde yaygınlaşarak büyük bir fark yaratma potansiyeline sahiptir. Mühendisler olarak bu sistemleri daha verimli ve erişilebilir hale getirmek bizim görevimizdir.
Yağmur Suyu Hasadı Uygulamaları için Birkaç Öneri:
• Bahçe Sulama veya Sifon Sistemleri:
o Bir evin çatısından toplanan yağmur suyu, basit bir filtreleme sisteminden geçirilerek bir depoda toplanır.
o Basınçlandırma pompaları bu depodaki suyu, tuvalet sifonları ve bahçe sulama sistemleri gibi içme suyu gerektirmeyen alanlara iletmek için gerekli basıncı sağlar.
o Akıllı sensörler sayesinde, depodaki su seviyesi azaldığında sistem otomatik olarak şebeke suyuna geçiş yapar, böylece su kesintisi yaşanmaz.
• Arıtma veya Soğutma Sistemleri:
o Fabrika veya iş merkezlerinin çatılarından toplanan büyük miktardaki yağmur suyu, daha gelişmiş arıtma sistemlerinden geçirilir.
o Arıtılan su, sanayi tesislerinde soğutma kuleleri, üretim süreçleri veya bina içi temizlik gibi alanlarda kullanılır.
o Bu sistemler, suyun döngüsel kullanımını sağlayarak hem operasyonel maliyetleri düşürür hem de su kaynakları üzerindeki baskıyı azaltır.
• Sulama Sistemleri:
o Yağmur suyu hasadı, sulama ihtiyacının yüksek olduğu tarım alanlarında da büyük bir potansiyel sunar.
o Geniş toplama alanları ve uygun pompa sistemleri kullanılarak, tarlalara ve seralara su sağlanabilir.
o Bu yöntem, özellikle kurak bölgelerdeki çiftçiler için sürdürülebilir bir su kaynağı oluşturur.
Ebitt Pompaları ve Su Korunumu
İşte tam bu noktada, Ebitt Akışkan Teknolojileri olarak biz devreye giriyoruz. Yağmur suyu hasadı sistemlerinin kalbi, suyu toplama ve dağıtma görevini üstlenen pompalardır. Ebitt olarak, bu sistemler için özel olarak tasarlanmış, yüksek verimli ve enerji tasarruflu pompalar üretiyoruz. Bu pompalar, toplanan yağmur suyunu sorunsuz bir şekilde sisteme aktararak, suyun en verimli şekilde kullanılmasını sağlıyor. Aynı zamanda, paslanmaz çelik gibi korozyona dayanıklı malzemeleri sayesinde suyun kalitesinin korunmasını sağlıyor.
Bizim pompalarımız, sadece suyu hareket ettirmekle kalmıyor, aynı zamanda bu sürecin çevresel etkilerini de minimuma indiriyor. Düşük enerji tüketimi sayesinde hem işletme maliyetlerini düşürüyor hem de karbon ayak izini azaltıyoruz. Yani her bir pompa, sadece suyun korunmasına değil, aynı zamanda iklim değişikliğiyle mücadeleye de katkıda bulunuyor.
Genç bir mühendis olarak, Ebitt'in sunduğu bu teknolojinin bir parçası olmaktan gurur duyuyorum. Yaşam kaynağımız olan suyu korumak ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için attığımız her adım, bizim için büyük anlam taşıyor. Unutmayalım ki su, sadece bir kaynak değil, aynı zamanda bir sorumluluktur.