'Dünyanın En Değerli Mozaikleri' Alarko Carrier Güvencesinde

Kültür Bakanlığı’nın verdiği bilgilere göre “Türkiye’nin en büyük müze kompleksi” olarak Şanlıurfa’da açılacak Mozaik Müzesi’nde çok değerli mozaiklerin korunması için uygun iç ortam koşullarının oluşturulması Alarko Carrier klima santralleri ve su soğutma grupları tarafından sağlanacak. Şanlıurfa, Göbeklitepe’de bulunan ve “dünyanın ilk tapınağı” olarak tanımlanan “kutsal alan” ve burada bulunan buluntularla tüm dünyada ilgi uyandırmıştı. Bu nedenle efsaneler diyarı Şanlıurfa, “dünyanın en eski kenti” olarak değerlendirilmişti. Şanlıurfa’da benzersiz geçmişini kucaklayacak büyük ve kapsamlı bir müze proje gerçekleştiriliyor. Buluntulara göre geçmişi 7 bin yıl kadar geriye, prehistorik dönemlere kadar giden, günümüze kadar birçok uygarlığın doğduğu ve yaşadığı bir bölgede yer alan Şanlıurfa sadece bu tarih öncesi dönemden kalan, insanlık tarihinin açıklanması bakımından son derece önemli bulgular veren arkeolojik değerler kadar daha sonraki yüzyıllar boyunca topraklarının altında sakladığı benzersiz değerlere de sahiptir. Bu değerler arasında, yeni müze kompleksi içinde kurulacak mozaik müzesinde sergilenecek dünyanın en değerli mozaikleri de yer alıyor. Bulunan mozaiklerin geçmişi Büyük İskender dönemine, onun komutanlarından I. Nichator’un M.Ö. 312 yılında Urfa ve yöresinde Seleukos Krallığı’nı kurmasına kadar yaklaşık 2300 yıl geriye uzanıyor. I. Nichator, Urfa’daki antik yerleşim üzerine Grek kültür ve sanatına uygun olarak yeni bir şehir kurar. Şehre İskender’in doğduğu kentin adını verir; Edessa Kenti. Mezopotamya’nın zengin coğrafyasında yer alan, insanlık tarihinin en eski tüm birikimine sahip olan Edessa kentinde kültür ve sanat doruk noktasına ulaşır. Şehirdeki görkemli yapılarda salonlar, bahçeler usta sanatçıların yaptığı mozaiklerle kaplanır. Zaman içinde Urfa’da kent üzerine kent kurulurken bu benzersiz mozaikler de kentin katmanları arasında kalır, unutulur. Bu benzersiz hazine, 2005 yılında, şehrin merkezdeki Halil’ür-Rahman Gölü’nün yanı başındaki gecekonduların park yapılmak üzere kaldırılması sırasında Antik Edessa kentinin kalıntılarının bulunmasıyla ortaya çıkar. “Haleplibahçe Mozaikleri” olarak adlandırılan sahada ortaya çıkan mozaikler M.Ö. 4 ile M.S. 3. Yüzyıl arasına tarihlenir. Mozaiklerde ilk dönemlerde daha fazla konu ve teknik olarak Grek üslubunun etkisi saptanırken, M.Ö. 132 ile M.S. 244 yılları arasında bölgede hüküm süren Osrhoene Krallığı döneminde yerel bir üslubun geliştirildiği görülüyor ki bu da mozaikleri benzersiz kılıyor. Haleplibahçe’de 2007 yılında yapılan kazılarda bulunan mozaikler arasında en fazla ilgi çeken, günümüzden 3000 yıl önce Ege’den, Karadeniz’e ve Anadolu’nun içlerine uzanan kültür havzasında var olan ve efsaneleri bugünlere kadar gelen savaşçı Amazon kadınlarıyla ilgili olan mozaiktir. Bu mozaik “savaşçı Amazon kraliçelerinin mozaiğe resmedilmiş dünyadaki ilk örnekleri” olarak değerlendiriliyor.
Müze’de sergilenecek ve çok ilgi görmesi beklenen bir diğer eser ise yurtdışına kaçırılan ve daha sonra Dallas Müzesi’nden geri getirilen, Anadolulu bir ozan olan ve “ozanların babası” olarak tanınan, ilkçağ’da “orfizm” denilen mistik bir akımı kuran, birçok sanatçıya kişiliğiyle ilham veren Orpheus’un müziği ile vahşi hayvanları uysallaştırdığını betimleyen benzersiz mozaik. Uzmanlar, Haleplibahçe mozaiklerinin mozaik tekniği, betimlemelerdeki sanat, ince ve usta işçiliği, özgün bir üsluba sahip olması, 4 mm² boyutunda Fırat Nehri’nin orijinal taşlarından yapılması gibi özellikleriyle “dünyanın en değerli mozaiği” olarak tanımlıyorlar. Haleplibahçe’de yapılan kazılarda M.S. 5-6. yüzyıla tarihlenen bir saray, bir villa, yerden ısıtmalı bir hamam ve bu yapıların tabanlarını süsleyen dünyanın en estetik mozaiklerinin ortaya çıkması üzerine alanın arkeolojik bir kompleks olarak değerlendirilmesine karar verildi. Mozaiklerin yerinden kaldırılmaması için müzenin mozaiklerin bulunduğu alana yapılmasına karar verildi. 26.000 m² alana sahip olan müze kompleksinde 4.000 m²’lik alanda kurulacak Mozaik Müzesi’nde ziyaretçiler mozaikleri yakından görebilecek, canlandırmalarla mozaikler ve bunların bulunduğu saray bölümünün mimarisi hakkında bilgi sahibi olacaklar. Bilindiği gibi önemli ve değerli eserlerin sergileneceği ve depolanacağı müze binalarında eserlerin korunması için uygun iç ortam koşullarının hassas olarak sağlanması ve sürdürülmesi önem kazanıyor. Türkiye’de son yıllarda gerçekleştirilen en önemli müze projesi olan Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi ve Haleplibahçe Mozaik Müzesi’nin hava koşullandırma projesinde Alarko Carrier Gebze Fabrikası’nda üretilen Carrier 39HQ serisi klima santralları, Carrier 30XA Aquaforce Soğutma Grubu ve Alarko fan-coilleri kullanılıyor. Müze kompleksinin bina otomasyon sisteminin malzemeleri de Alarko Carrier tarafından sağlanıyor. Ana yüklenicisi Göncü İnşaat A.Ş. olan bu projenin mekanik tesisat projeleri Ber Mühendislik tarafından yapılmıştır.