“Enerji Verimliliğinin İnsani Boyutu” Tartışıldı
AB Komisyonu çatısı altında 13-17 Haziran 2016 tarihleri arasında Brüksel’de düzenlenen Sürdürülebilir Enerji Haftası (EUSEW 2016) etkinliği içinde, Avrupa Isı Pompası Birliği (EHPA) “Enerji Verimliliğinin İnsani Boyutu” başlıklı kahvaltılı basın toplantısı düzenledi. 14 Haziran’da Avrupa Parlamentosu MEP Salonu’nda düzenlenen toplantıda EHPA Genel Sekreteri Thomas Nowak “Enerji Birliğinin merkezine tüketicileri koyduğunuzda, satın alma biçimlerinin önünde insani boyutu gözetmeniz gerekir. Vatandaşlar kolay çözümler istiyor. Eğer AB yasa koyucular COP21’in sorumlulukları konusunda ciddi iseler, ısıtma ve soğutma teknolojilerinin ferdi sistem seçimleri konusunda sıralaması olan bir çerçeve planına ihtiyaç duyacaklar. Büyük bir kısmı yenilenebilir enerjilere ve değer sistemlerine entegre edilmiş yüksek verimli çözümlerin teşvik edilmesi gerekmektedir. Bu süreçte işin kolayına kaçma tuzağına düşülmemelidir” dedi.
Toplantıda, AB Komisyonu DG ENER Enerji Verimliliği Birimi Müdür Yardımcısı Claudia CANEVARI, Yeni Isıtma Soğutma Stratejisi başlıklı, EON UK PLC firmasından analist Dr. Stephen Worrall, Düşük Karbonlu Isı Avantajının Tüketicinin Satın Alma Kararı Üzerindeki Etkisi başlıklı birer sunum gerçekleştirdi. Daikin İtalya firmasından Luca Gorno, “Fayda”ları ortaya koyarak ilgiyi çekmek ve teknoloji ile arasındaki bağı kurgulamak, bu konudaki deneyimleri paylaşmak konulu örnek bir çalışmayı basınla paylaştı. Avrupa İnşaatçılar Konfederasyonu EBC’den Riccardo Viaggi, inşaat KOBİ’leri ve tesisatçıların bakış açısı hakkında bilgi verdi.
Toplantı, Avrupa KOBİ’leri Başkan Yardımcısı ve Çevre, Kamu, Sağlık ve Gıda Güvenliği Komitesi’nden (ENVI) Elisabetta Gardini, toplantıyı özetleyen ve ana vurgularına dikkat çeken konuşması ile sonlandı.
Basın toplantısında AB’nin neden yeni bir ısıtma, soğutma stratejisine ihtiyaç duyulduğu şöyle özetlendi:Isıtma ve soğutma, en büyük enerji tüketicisidir (AB’nin nihai enerji tüketiminin yarısı) ve uzunca bir süre de (2050’ye kadar) öyle kalacaktır.Sektör, parçalı bir yapıya sahiptir ve yeterince iyi bilinmemektedir – temel veriler bile eksiktir.Büyük oranda fosil yakıtlara dayalıdır (yenilenebilir enerjilerin payı %16.6).Büyük ölçüde verimsizlik mevcuttur. AB yapı stoğunun %75’i verimsiz yapılardır; Sanayide henüz değerlendirilmemiş, önemli ölçüde tasarruf ve yenilenebilir enerji kullanım potansiyeli bulunmaktadır.Isıtma ve soğutma, Avrupa Birliği’nin enerji ve çevre ile ilgili hedeflerine, Enerji Birliği’nin hedeflerine ulaşmasında anahtar role sahiptir.Enerji Birliği, kısmi hedef ve beklentileri karşılamaktadır, potansiyelin tamamından yararlanmak için kapsamlı bir stratejiye ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu süreçte üç anahtar sinerjik unsur yer almaktadır: Enerji tasarrufu ile yenilenebilir enerjiler gibi düşük karbonlu sürdürülebilir enerji arzının birlikte ele alınması, ısıtma & soğutmanın elektrikli sistemlerle bağıntılandırılması, binaların ısıtma ve soğutması ile endüstrideki atık ısı ve soğu’nun değerlendirilmesinin ilişkilendirilmesi.
Düşük karbonlu ısı avantajının tüketicinin satın alma kararı üzerindeki etkisine bakıldığında unutulmaması gereken şey şudur; insanlar teknolojiyi değil, faydalarını satın alır.
Yapılan bir araştırmada, insanlara cihaz seçimlerinde kendilerine en cazip gelecek üç şıkkı işaretlemeleri istenmiş. Sonuçlara göre somut faydalar arasında olan ‘düşük enerji faturaları’ şıkkı, %80 ile listenin ilk sırasında yer almaktadır. Bunu yine somut faydalar olan; ‘gelecekte masraf çıkartmaması’ %53, ‘dayanıklı, güvenilir oluşu %42 ile takip etmektedir. Duygusal faydalar olan ‘daha çok konfor ve kontrol’ %27 ve ‘düşük karbon salımı’ şıkkının ise %20 olduğu görülmektedir.
Rasyonel ve somut faydalar, duygusal faydalardan daha cazip olmakla birlikte duygusal faydaların hala önem taşıdığını göz ardı etmemek gerekmektedir.
İnsanlar karmaşıklığına rağmen düşük karbonlu yeni çözümler için para ödeyecekler ancak bu sistemlerin tüketicilere diledikleri ısıl konforu sağlaması gerekmektedir.
İletişim yolu ile etkileşim, büyük öneme sahiptir. Bina sahiplerinin yaklaşık yarısı, düşük karbonlu ısıtma konusuna sıcak baktıklarını ifade etmelerine rağmen, bunun yararlarını açıkça tanımlayamamışlardır. İnsanların daha etkin ve ikna edici şekilde bilgilendirmeleri gerekir. Bunu yaparken gerçek örneklere yer vermek, süslü kelimelerden uzak olabildiğince basit bir dil kullanmak, beklentileri gerçekçi bir noktada tutmak adına ısı pompalarının neyi yapıp neyi yapamayacağını tanımlamak önemlidir. Teknolojisini ‘tanıdık’ görebilmeleri için şu söylenebilir: Herkes bir ısı pompasına sahiptir. Mutfaklarında bulunur ve ona buzdolabı derler.