Clicky

Header Reklam
Header Reklam

Enerji Verimliliğinin Tüketici ve Ürünler Üzerindeki Etkilerine Genel Bir Bakış

19 Ağustos 2016 Dergi: Ağustos-2016
Enerji Verimliliğinin Tüketici ve Ürünler Üzerindeki Etkilerine Genel Bir Bakış

Yazan: Aytaç Yıldız, MAS-DAF Makine Sanayi A.Ş.

Gün geçtikçe tüketimi artan, buna bağlı kaynakları azalan ve azaldıkça pahalılaşan enerjinin tasarrufu ve geri kazanılması 2000’li yılların başından itibaren büyük önem kazanmış olup, günümüzde de oldukça popüler hale gelmiştir. Tasarruflu enerji tüketen ürünler, düşük enerji tüketim miktarları ve verimlilik değerlerine göre sınıflandırılarak kullanıcılara sunulmaktadır. 

Küresel yasalarla, üreticilerin üretim metotlarını ve ürünlerini iyileştirerek enerji sarfiyatının azaltılması hedeflenmiştir. Enerji kullanan ürünlerin tasarruf ve verim sınıfı etiketlemeleri, kullanıcılarda benzer işi yapan ürünlerin tipleri ve markaları arasındaki tercihi öncelikli kıldığı ve kolay seçim yapabilme alışkanlığı kattığı kaçınılmaz bir gerçektir. Santrifüj pompalar, dünya endüstriyel elektrik enerjisinin yaklaşık yüzde yirmisini kullanan hidrolik makineler sınıfında olup, oluşturulan küresel yasalar dâhilinde santrifüj pompaların verimlilik hedeflerindeki payı hızla artırılmaktadır.

Bu çalışmada, küresel enerji tasarrufunun serüvenine genel bir bakış atılacak olup, enerji tasarrufu yönetmeliklerinin ele almış olduğu ürünlerin, kullanıcıları ve sektörleri nasıl etkilediği, ülkemizde yürürlüğe giren çevreye duyarlı pompa kullanımının tesis ve binalardaki tasarruf etkilerine değinilecektir.

Giriş

Enerji verimliliği serüveni, artan enerji tüketimlerini azaltma doğrultusunda ilk standart 1974 yılında ABD, California’da yürürlüğe girmiştir. Ülke bazında yine ABD’de 1975’te tüketici ürünleri için enerji hedefleri, etiketleme, test prosedürlerini içeren federal bir program, 1979’da DOE (Department of Energy) tarafından enerji dönüşüm standartları oluşturulmuştur.

İlk olarak 1970’lerin ortalarında ABD’de başlatılan enerji verimliliği çalışmaları, oluşturulan standartlarla enerji tüketen ürünlerde tasarruf sağlamayı hedeflemişlerdir. 1992’de DOE tarafından oluşturulan standartlarda, ampul ve floresanlarda, tesisat ürünlerinde, elektrik motorlarında, ticari su ısıtıcıları ve HVAC sistemlerinde enerji verimliliği uygulamaları için birçok standart geliştirilmiştir. Uygulanan standart programları ile bugün endüstriyel yapılarda yaklaşık yüzde 29, ticari yapılarda yüzde 60 ve evlerde yüzde 90’lara varan enerji kullanan 50’den fazla ürünü kapsamaktadır.

Türkiye’de ve Dünyada Enerji Tüketimi

İnsanoğlunun temel ısınma-ısıtma enerji ihtiyaçlarının yanı sıra kaliteli bir yaşam sürdürebilme istekleri doğrultusundaki enerji ihtiyaçları, etkin bir biçimde günümüze kadar artarak devam etmektedir. Özellikle Sanayi Devrimi ile birlikte enerji gereksinimi sadece bireysel olmayıp endüstriyel alanlarda her geçen gün artarak devam etmiştir. Günümüzde modernleşmeye devam eden endüstriyel proseslerde insan gücünün yerini enerji kullanan aygıtlar ve ekipmanlar almıştır. Enerji kullanan ürünler, yaşamın vazgeçilmez bir unsuru haline geldiği gibi kullanım trendini de sürekli artırmaktadır. Bu ürünlerle enerji kaynaklarına olan ihtiyacın olduğu kaçınılmazdır. IEA’nın (International Energy Agency) OECD üye ve üye olmayan ülkelerden sağlamış olduğu verilere göre dünya enerji tüketiminin 1972’den 2013’e kadar arttığı bariz görülmektedir (Şekil 1). IEA verilerine göre dünya üzerinde enerji kaynakları türlerinin aynı yıllar arasında tüketiminin değişimine bakıldığında kömür, doğalgaz, elektrik, akaryakıt, biyolojik ve kuru atık yakıtlarından oluşan ve günümüze doğru sürekli artış yapan bir enerji tüketimi söz konusudur. (Şekil 2)’de OECD verilerine göre dünyadaki kaynak tüketimi değişimi görülmektedir. Grafikte her kaynak, salt kullanıcı tarafından harcanan bir enerji kaynağı olmayıp en çok tüketilmekte olan ve temiz enerji sınıfında yer alan elektrik enerjisi üretimi için de harcanmaktadır (1).



Şekil 3’te, 1972’den günümüze ülkemizdeki elektrik kullanımının 2015’lere doğru arttığı görülmektedir. Bireysel bazda bakıldığında, 1972’den 2015 yılına kadar evlerin içerisine çok sayıda EKÜ’ler (Elektrik/Enerji Kullanan Ürünler) girmiştir. İnsanların daha modern bir yaşantı istemesi sebebinin de etkisi ile evlerde de insan gücünün yapmış olduğu işlerin çoğu EKÜ’ler tarafından sağlanmaya başladı. Örneğin 1970’lerden günümüze giren elektrik/enerji kullanan cihazlar, televizyonlar, çamaşır ve bulaşık makineleri, soğutucular, elektrikli mutfak eşyaları, kişisel bilgisayarlar, müzik çalar ve/veya radyolar, klimalar, elektrikli ısıtıcılar, cep telefonları gibi birçok cihaz ev kullanıcıları için hatta TV, müzik çalar, bilgisayar ve cep telefonları gibi ürünler, aynı ev içerisinde bile birden fazla kullanıcı için aynı anda kullanılmaya başlamıştır. Dolayısıyla kişisel EKÜ’lerin hızlı bir şekilde hayatımıza girmesi ile ülkemizde bireysel bazda enerji tüketim paylarının günümüze doğru gittikçe arttığı (Şekil 4)’teki grafikte görülmektedir.

Küresel Enerji Verimliliği Stratejileri ve Yasaları

Avrupa 2020’den 2050 yılına tasarruf hedefini oluşturmuş olup, EU 2020 enerji politikaları ve ölçme kontrolleri ile stratejilerin uygulanması ve CO2 emisyon hedeflerinin tutturulması konusunda kararlıdır. EU 2020’de yüzde 20, EU 2030’da yüzde 34-40 emisyon tasarrufu hedeflemektedir. EU 2050 hedefi; insanların refahı, toplumun genel işleyişi ve endüstriyel emisyon rekabeti oluşturabilmesi için emniyetli, güvenli, sürdürülebilir, ekonomik enerjinin temin edilmesine bağlıdır. 1990’daki CO2 emisyon seviyeleri yüzde 100 kabul edilirse, 2050’de emisyon değerlerinin yüzde 83-87 arasında azaltılmasının mümkün olacağı düşünülmektedir (4).

Pompalarda Enerji Verimliliği

Hidrolik işin sağlanabilmesi için gerekli olan mekanik güç, genellikle elektrik enerjisi harcanarak sağlanabilmektedir. Pompa sistemlerindeki enerji harcamaları EC 640/2009 elektrik motorları ile ilgili regülasyonda açıklandığı üzere 0.75 - 375 kW güç aralığındaki orta büyüklükteki olarak tanımlanan elektrik motorları, güç ihtiyacını en çok karşılayan aralıkta yer alır. Dolayısıyla bu güç aralığında kullanılan pompa sayısı birçok uygulama alanında yoğun olarak kullanılmaktadır. Endüstri alanında tüketilen elektrik, toplam tüketilen elektrik miktarının yüzde 42’sidir. Yine harcanan bu elektriğin 3’te 2’sinin elektrik motorları tarafından harcandığı göz önünde tutulursa, toplamda küresel alanda elektrik motorlarında yüzde 28’lik bir güç tüketimi söz konusudur (4). Orta büyüklükteki elektrik motorları hem adet bazında çok yaygındır hem de tükettikleri enerji miktarlarıyla da önde yer almaktadır. Tüm motor tipleri arasında orta büyüklükteki motorların enerji tüketim oranı yüzde 68’dir (5).

Santrifüj pompalarda harcanan enerji dikkate alındığında su transferi proseslerinde en çok kullanılan pompa yapısı ve güç aralığında enerji verimliliği uygulama şartları getirilmiştir. Sirkülasyon pompaları ile başlayan faaliyet EC 547/2012 sayılı regülasyon ile Avrupa’da kullanılacak olan pompalardaki verimlilik şartlarına uygunluk zorunlu olarak uygulanmaktadır. Regülasyon, verim değerlerini sağlaması gereken pompaları yapılarına ve güçlerine göre detaylandırmış, aynı zamanda da hidrolik değerlerine göre de limitler oluşturmuştur. Dolayısıyla (Tablo 1)’deki şartları sağlayan tüm ürünlerde EC 547/2012’de istenen verim değerlerinin sağlanmış olması istenmektedir. Kapsama giren pompa yapıları (Şekil 7)’de gösterilmiştir.

EC 547/2012 regülasyonunda sağlanması gereken verim değerleri, MEI (Minimum Efficiency Index) olarak tanımlanmaktadır. MEI değerleri Avrupa ve Amerika’da dünya pazarında büyük paylara sahip pompa üreticilerinin ürünlerinden sağlanan veriler baz alınarak oluşturulmuştur. MEI değerleri 1 Ocak 2015 tarihi itibarıyla Tablo 1’deki kapsama giren pompalar için MEI>=0,4 veya MEI >=0,7 değerlerini verilmiş formülasyon ile sağlaması istenmektedir. Türkiye’de EC 547/2012 sayılı regülasyon, Sanayi, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı’nca aynen kabul edilmiş olup “Su Pompaları ile İlgili Çevreye Duyarlı Tasarım Gereklerine Dair Tebliğ” olarak 31 Aralık 2015 tarihinde ülkemizde yürürlüğe geçmiştir. Bu tebliğ, Avrupa’ya göre bir yıllık gecikme ile yerli üreticilerin bu şartlara uygun ürün üretmelerini zorunlu kılmıştır. Aynı zamanda bu tebliğde ürün etiketleri üzerinde yer alacak zorunlu bilgileri de detaylı olarak vermiştir. 

Pompa Sistemlerinde Enerji Kullanan Ekipmanlar

Şekil 8’de illüstre edilen santrifüj pompa, genişletilmiş sistem yaklaşımını göstermektedir. Buraya kadar pompa ve elektrik motorlarının verimliliklerinden kısaca bahsedildi. Bu şekil bize aslında akışkan transfer verimini, pompa, motor ve bir frekans kontrol ünitesi ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmektedir. Dolayısıyla pompalama sisteminde tek başına pompa veriminin iyi seviyelerde olması yeterli olamayacaktır.

Frekans Kontrol Ünitesi: Pompa ve motorlarda olduğu gibi frekans kontrol ünitelerinde de kayıplar söz konusudur. Ürünün üretiminde olası tasarımsal özelliklerinden kaynaklanabilecek kayıplar haricinde, motor ve ünite arası bağlantı uzaklığı ve frekans değişimleri sırasında az miktarlarda da olsa bir verim kaybı yaşanır. Frekans kontrol ünitesi üreticileri bu kayıp miktarlarını kataloglarında tüketicilere sunmaktadırlar. 

Sistemdeki her ürünün kendi içerisinde sağladığı verim kayıplarının toplamı, sistem verimi olarak tanımlanır. Böylece tam bir enerji tasarrufu sağlanacaksa bu en ideal uygulamadır.

Frekans kontrol üniteleri, pompanın istenen debi - basınç aralığındaki değişimlere göre tesisat basıncını devir sayısını kompanse ederek sistem basıncını sabit tutmaya çalışır. Böylece, pompadan daha az yük istenen durumlarda hızını düşürerek güçte azalmalar yaşanır. Bu şekilde enerji tasarrufu değişken oranlarda sağlanmış olur. 2020 yılında 136 TWh enerji tüketimi beklenmektedir. EC 547/2012 Ekodizayn direktifleri uyarınca su iletimi sağlayan pompalarda enerji tasarrufu sağlanarak 2020 yılında 2,5-4,6 TWh elektrik tasarrufu sağlamak hedeflenmiştir (7).

Türkiye’nin Enerji Alanındaki Hedefleri

2014-2018 Dört Yıllık Kalkınma Hedefleri: Türkiye Cumhuriyeti Kalkınma Bakanlığı’nın 2014-2018 dört yıllık kalkınma hedeflerinde imalat sanayiinde gelişmelerin, çevrenin korunması ve enerji verimliliği konularında konulan hedeflerle enerji kullanımı ve verimliliği konularında sorumlu bakanlıklarca yürütülmesi sağlanmaktadır. Türkiye’nin linyit haricinde fosil yakıt rezervlerinin yeterli olmaması sebebiyle enerji arzındaki dış bağımlılığı önemli ölçüde devam etmektedir. Bu bağımlılığı azaltmak için yerli kaynakların enerji üretiminde mümkün olan en yüksek oranda değerlendirilmesi, kalkınma planları bünyesinde hedeflenmiştir.

2014-2018 Türkiye kalkınma hedeflerinde enerji tüketiminde sağlanacak fayda için; enerjinin nihai tüketiciye sürekli, kaliteli, güvenli, asgari maliyetlerle arzını ve enerji temininde kaynak çeşitlendirmesini esas alarak yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını mümkün olan en üst düzeyde değerlendiren, nükleer teknolojiyi elektrik üretiminde kullanmayı öngören, ekonominin enerji yoğunluğunu azaltmayı destekleyen, israfı ve enerjinin çevresel etkilerini asgariye indiren, ülkenin uluslararası enerji ticaretinde stratejik konumunu güçlendiren rekabetçi bir enerji sistemine ulaşılması, temel amaç olarak tanımlanmıştır (8). Enerji Verimliliği Kanunuyla enerjinin verimli kullanımını teşvik eden ve zorunlu kılan düzenlemeler getirilmiş. 2012 yılında yayımlanan “Enerji Verimliliği Strateji Belgesi” ile 2023 yılına kadar enerji yoğunluğunun en az yüzde 20 oranında azaltılması hedeflenmiştir. Enerji, sanayi, tarım, ulaştırma, inşaat, hizmetler ve şehirleşme gibi alanlarda çevre dostu yaklaşımların barındırdığı yeni iş imkânları, gelir kaynakları, ürün ve teknolojilerin geliştirilmesine yönelik fırsatlar değerlendirilerek yeşil büyümenin sağlanması hedeflenmektedir.

En Önemli Yerli Kaynağımız Enerji Tasarrufu

Enerji Verimliliği Derneği’nin başlatmış olduğu bir kampanya olan “Enerji Hanım” ve “Enerji Çocuk” adı altında yürütülen enerji verimliliği kampanyalarının ardından “Enerji Verimli Sanayi” isimli kampanya projesi devam etmektedir. Amaç, enerji verimliliğinin önemini ve faaliyetini evlerden başlayıp yeni nesillere ve üretim tesislerine kadar ulaştırmaktır. Yerli enerji tüketiminin yüzde 28’i sanayiye gitmekte ve sanayide tasarrufa gidilmesi ile;

- 16.000 okul

- 3.200 tam teşekküllü hastane

- 7 Atatürk Barajı

- 10 havalimanı

- 10 Boğaz Köprüsü

- 6 ünite nükleer santral

yapılabilmesi anlamına geldiği vurgulanmaktadır (9).

2014-2018 Kalkınma Planında Sanayide Enerji Verimliliğinin Artırılması: Sanayide harcanan elektriğin yüzde 70’ten fazlasını tüketen düşük verimli AC elektrik motorlarının daha yüksek verimli olanlarıyla değiştirilmesi, KOBİ’lerin enerji verimliliği konusundaki eğitim, etüt ve danışmanlık hizmetlerinin desteklenmesine yönelik mekanizmaların iyileştirilmesi ile enerji tüketim maliyetlerinde tasarruf sağlanması hedeflenmektedir. Yeşil üretim kapasitesi, yenilik, firma becerileri ve sektörler arası entegrasyonun geliştirilmesiyle verimlilik ve yurtiçi katma değerin artırılması; dış pazar çeşitliliği ve bölgesel üretim kapasitelerinin geliştirilmesiyle de istikrarlı yüksek büyümenin sağlanması hedeflenmiştir.

2014-2018 Kalkınma Planında Binalarda Enerji Verimliliğinin İyileştirilmesi: Proje sonrasında sağlanan tasarruflarla geri ödemeye imkân veren enerji performans sözleşmesi borçlanma modeli dâhil olmak üzere, çeşitli finansman yöntemleriyle kamu binalarındaki enerji verimliliği yatırımlarının yaygınlaştırılması ve yalıtımı düşük ve/veya yetersiz yalıtıma sahip eski binalarda, binayı çevreleyen dış yapı zarfının ve ısıtma sistemlerinin yürürlükteki standartları sağlayacak şekilde ısı yalıtımlı niteliğe dönüştürülmesi ile binalardaki enerji tüketim maliyetlerinin azaltılması hedeflenmektedir.

Enerji Etiketlemeleri

Enerji etiketlemelerine enerji kullanan cihazların birçoğunda rastlanılmaktadır. Bu işaretler, kimi zaman enerji verimlilik değerlerini kimi zaman da enerji tüketim miktarlarını ifade etmektedir. Bu anlatımlar, ürüne veya ülkesindeki yasal şartlara göre farklılıklar gösterebilir. Enerji işaretlemelerinin OECD ülkelerinde uygulanması zorunlu olup üye olmayan ülkelerde lanse edilme zorunluluğu şimdilik yoktur. Enerji verimliliği işaretlemeleri; ürünlerin pazarda rekabetini artıran, artırırken de enerji tüketimi düşük veya emisyon değerleri düşük ürünlerin piyasaya arz edilerek dünya enerji kazanımlarının gerçekleşebilmesi adına fayda sağlamaktadır.

Enerji verimliliği işaretlemeleri (Şekil 9), kullanıcılar tarafından kolayca fark edilir ve satın almada karar verici etken olarak rol almaktadır. Tüketiciler tarafından en çok kullanılan ve elektrik enerjisinin tüketiminde önemli payları olan ürünlerde yasal ve teknik şartlara dayanarak enerji verimliliği sınıflandırmaları yapılmaktadır. Üreticiler bu sınıflandırmalara sahip ürünlerinin piyasaya arzını, standartlaştırılmış bir şekilde tüketicilere sunarlar. Günlük hayatta daha çok çalışma ve ev ortamlarında sıklıkla kullanılan elektrikli aletlerin hemen hemen hepsinde görülmektedir. Aynı işi yapan ürünlerin birçok marka ve ürün modelleri arasındaki seçim tercihi, enerji sınıflandırmaları günümüzde G’den A’ya doğru sınıflandırılarak tüketim sarfiyatları düşük olana doğru yapılmaktadır. A sınıfının üzerindeki tasarruflar, A harfinin yanına getirilen (+) işaretlemeleri ile yapılmaktadır. Bu tip işaretlemeler Avrupa Birliği Komisyonu Enerji İşaretlemeleri Yönetmeliği gereğince son kullanıcı tarafından kolaylıkla fark edilir halde tüketiciye sunulmaktadır. Kullanıcının bütçesi doğrultusunda cihaz/ürün fonksiyonları tercihinin ardından enerji sınıflandırması, satın alacağı ürünlerde belirleyici ve tercih edici bir rol almayı sağlamaktadır.

Enerji Etiketlemeleri, A’dan G’ye yedi seviyede yapılmaktadır.

A+’dan ……… F’ye

A++’dan …… E’ye

A+++’dan …... D’ye kadar yine yedişer seviyelik renkli sınıflandırma yapmayı koşul göstermektedir (10).

 

Enerji Verimliliğinin İnsanlar Üzerindeki Algısı

Toplumda daha güçlü oluşturulması gereken algı, enerji verimli ürünlerin çevreyi korumada önemli bir rol oynadıkları ve daha tasarruflu ürünler oldukları için kullanıcıya uzun veya kısa vadede maddi bir kazanç da sağlayacağı yönünde olmalıdır.

T. Yeniçeri ve K. Güner tarafından yapılan araştırma sonucunda; tüketicilerin satın alma niyeti, enerji verimli ürünlere duydukları güven, EVÜ’lere (Enerji Verimli Ürün) karşı tutumları ve çevre bilinci arasındaki ilişkilerin test edilebilmesi amacıyla şu araştırma hipotezleri kabul edilmiştir:

“Tüketicilerin enerji verimli ürünlere karşı duydukları güven, EVÜ’lere karşı tutumu ve çevre bilinci, tüketicilerin enerji verimli ürün satın alma niyetine yönelik tutumların oluşmasında doğrudan etkilidir (11). Sonuçlarına ulaşılmıştır. Bu gibi yapılan araştırmaların neticesinde, EVÜ’lerin toplumda ürün yetenekleri birbirlerine oldukça yakın olan ürünler arasında daha kolay tercih edilmesi her geçen gün daha da artacaktır. Ayrıca üreticilerin verim ve tasarruf kampanyaları ile tüketiciyi bilinçlendirmeyi sürdürmelerinin, kaçınılmaz bir etki sağlayacağı da unutulmamalıdır.

Sonuçlar

Endüstrileşme ile bütünleşmiş yaşam alanlarında hem bireysel hem de endüstriyel bazda enerji tüketiminin gün geçtikçe arttığı kaynaklardan görülmektedir. Uluslararası ve ulusal yürürlüğe geçirilen standartlar ve yasalarla, enerji tüketiminin kontrol altına alınması hedeflenmiş, toplum algısına yerleştirici faaliyetlerle de çevrenin korunması, kısa ve uzun vadelerde yaklaşık nicel kavramlarla hedeflenmiştir. Görülüyor ki, tüketici algısı oluşturmakla ve yasal yaptırımlarla yaşamın hemen hemen her anında enerji ve kaynaklarda tasarruf sağlama bilinci, erdemli bir birey davranış kazanımı sağlamaktadır.

Enerji verimliliği, tasarrufla sağlanabildiği gibi aynı zamanda enerji kullanan ürünlerin tasarımlarının da iyileştirilmesi ile mümkündür. Sonuç olarak ürün gelişimi ile ürün üretiminde ileri teknolojilerin kullanılması ve teknoloji gelişimine de döngüsel katkı sağlaması muhtemeldir.

Enerji tüketiminde önemli kapasitelere sahip su pompaları verimliliklerini artırmak için getirilen uluslararası yasal zorunluluklar, gelecekteki enerji tasarrufuna ciddi katkılar sağlamayı hedeflemektedir. Bu çalışmaların daha bilişsel yapılabilmesi için pompa üretiminde geleneksel imalat yöntemleri yerine daha teknolojik üretim prosesleri oluşturulmalı ve optimum geometriler için bilinçli Ar-Ge faaliyetlerinin sağlanması gereklidir.

 

Kısaltmalar

IEA: International Energy Agency
OECD: Organization for Economic Co-Operating and Development
DOE: Energy of Department
EVÜ: Enerji Verimli Ürün
MEI: Minimum Efficiency Index
EU: European Union
EC: European Commission
EKÜ: Elektrik/Enerji Kullanan Ürün

Kaynaklar

  1. 2015,  Energy Efficiency Market Report 2015, International Energy Agency”
  2. Şekil 1-2, “2015 Key World Energy Statistics, International Energy Agency”
  3. Şekil 3, “Türkiye'de 1972-2015 yılları arası elektrik tüketimi http://www.enerjiatlasi.com/elektrik-tuketimi
  4. 2013, “History of energy efficiency, Alliance Commission on National Energy Efficiency Policy Alliance”
  5. http://www.blog.researchonglobalmarkets.com/electric-motor-environment-saver-power-hogger/
  6. Waide. Paul., Brunner.U. Conrad. 2011, Energy Efficiency Pomlicy Opportunties For Electric Motor-Driven Systems.
  7. 2012, “EC 547/2012 Ecodesign Requirements For Water Pumps”
  8. 2013, “2014-2018 10. Kalkınma Planı”  T.C. Kalkınma Bakanlığı
  9. www.enver.org.tr/tr/haber/enerji-hanim-ve-enerji-cocuk%E2%80%99un-ardindan-enerji-verimli-sanayi-projesi/96
  10. 10- 2012, ENER/C3/2012-523, “Evaluation of the Energy Labelling Directive and specific aspects of the Ecodesign Directive” Final technical report,T. Yeniçeri, K. Güner. 2013 ,
  11. “Enerji Verimli Ürünlere Karşı Tutumun Ve Çevre Bilincinin Satın Alma Niyetine Etkileri Üzerine Bir Araştırma, 62 Pazarlama ve Pazarlama“ Araştırmaları Dergisi, Sayı: 12, ss. 47-67

 

*Bu makale, 9. Pompa Vana Kompresör Kongresi’nde bildiri olarak sunulmuştur.