YTÜ İSG Koordinatörlüğü ve TÜYAK İşbirliğiyle Yangın Güvenliği Semineri

Yıldız Teknik Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği (YTÜ İSG) Koordinatörlüğü ve TÜYAK Türkiye Yangından Korunma ve Eğitim Vakfı/Yangından Korunma Derneği işbirliğiyle 26 Nisan 2019 tarihinde “Yangın Güvenliği Semineri” gerçekleştirildi. Seminerin açılış konuşmasını yapan YTÜ İSG Koordinatör Yardımcısı Y. Müh. Gökçe Sönmez, şunları söyledi: “Hepimiz İstanbul’da yaşıyoruz ve İstanbul’un tarihine baktığımız zaman depremleri görüyoruz. İstanbul halkının yaşadığı kabuslardan biri de, ejderha olarak adlandırılan yangınlar. Yangınlarla dolu olan geçmişimize rağmen, ülkemizde maalesef yangın güvenliğine yeterince önem verilmiyor. Yangın güvenliği ve yangın bilincini sağlamadan iş güvenliği, afet güvenliği ve güvenli yaşam kültürünü oluşturmamız imkansız. Günümüzde belediyelerde bulunan itfaiye teşkilatlarının hepsinin aynı imkanlara sahip olduğunu söyleyemeyiz. Bunun yanı sıra denetim, bakım ve işletme noktasında iyi bir yerde olduğumuzu söyleyebilmek de son derece zor. Durum böyleyken, tasarım yapan mimarların, mühendislerin, şehir plancıların, teknik elemanların ve iş güvenliği uzmanlarının önemi artıyor. Daha hafızalarda çok taze bir olay olan Fransa Notre Dame Katedrali’nde yaşanan yangını hepimiz canlı olarak seyrettik. Çok önemli bir kültür mirasının zararına sebep olan bu olayda, uzmanlar kesin olmamakla birlikte yangın algılama sistemindeki bazı aksaklıkların hasarın büyümesine neden olduğunu belirtiyor. Güncelliğini koruyan bu olay, bugün burada toplanmamızın isabetli bir eylem olduğunu gösteriyor. Son olarak bu yıl 33. yılı olan Çernobil felaketi esnasında hayatını kaybeden tüm itfaiyecileri ve sivilleri saygıyla anıyorum. TÜYAK ve YTÜ olarak düzenlediğimiz bu seminerin tüm paydaşlarımız için faydalı olmasını umuyor ve saygılarımı sunuyorum.” Sönmez’in ardından TÜYAK Onursal Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç oturumu başlatmak üzere kürsüye çıktı. Kılıç, “Sayın Sönmez’in de belirttiği gibi her geçen gün yangın nedeniyle bir tarih, bir dünya mirası yok olabiliyor. Aslında gündemde olan Notre Dame Katedrali yangını, büyük bir yangın değildi ve yanan kısımda da çok fazla bir kayıp yaşanmadı. Ancak Brezilya’da çıkan Ulusal Müze yangınında, müze koleksiyonunda bulunan milyonlarca tarihi eser yok oldu. Bunları geri getirmek mümkün değil. Geçmişi geleceğe bağlayan değerlerin yok olduğu bu tip yangınlar, çok büyük yangınlar. Bunun gibi onlarca yangın var. Her platformda belirttiğim gibi her şeyin başı eğitim. Bugün TÜYAK ve YTÜ İSG işbirliği ile düzenlenen seminer de yangın konusunda bilinçlendirme çalışmaları arasında. Yangının itfaiyeyle değil, tasarımla söndürüleceğini hep söylerim. İtfaiye sadece yangının yayılmasını önler. Bugün Yangın Güvenliği Seminerinde; mimari tasarımda yangın güvenliği, yangın algılama ve alarm sistemleri ve yangın söndürme sistemleri konusu işlenecek” dedi. Kılıç’ın ardından YTÜ Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü Yapı Bilgisi Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Ezgi Korkmaz, “Mimari Tasarımda Yangın Güvenliği” başlıklı sunumunu yaptı. Korkmaz özetle şunları söyledi: “Yangınlarda, ölüm ve yaralanmaların büyük çoğunluğuna, binanın yangın güvenliğine uygun olarak tasarlanmaması neden olur. Yapı tasarlanırken olası yangınlar hesap edilerek, gerekli güvenlik önlemlerinin alınması, bir yangın sırasında binada bulunanların binayı hızlı ve güvenli bir şeklide terk etmesini dolayısıyla yaşanabilecek kayıpların en aza indirilmesini ve hatta önlenmesini sağlayacaktır. Yangın güvenlikli tasarım, yangın sırasında binalarda can ve mal güvenliğinin korunumu için en temel gerekliliklerden biridir. Her binanın yangın riskine sahip olması ve yangın oluşumunun tamamen engellenememesi, konunun ciddiyetle ele alınmasını zorunlu kılıyor. Binalarda yangın korunumu disiplinlerarası bir çalışmayı gerektiriyor. Ancak özellikle binanın tasarım ve uygulama sürecinde etkin rolü olan, binada alınacak önlemlerin yasa ve yönetmeliklere uygunluğu konusunu tasarım girdisi olarak ele alan/alması gereken mimarlardır. Özellikle de kamusal binalarda yangın güvenliği konusunun binaların tasarım aşamasında ele alınması büyük önem taşıyor.” Korkmaz’ın ardından EEC Yönetim Kurulu Başkan Vekili Hayri Kartopu “Can ve Mal Güvenliği için Yangın Algılama ve Alarm Sistemleri” başlıklı sunumunda, “Ülkemizde yangın alarm sistemleri 2002’den bu yana zorunlu. Ancak çıkan yangınlarda hâlâ can kaybı ve yaralanmalar oluyor. Bunun sebebi, hatalı tasarım ve uygulamalar ve onaylı olmayan malzemeler. Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik’in uygulanması ile ilgili denetim boşluğu doldurulmalı. Yapı Malzemeleri Yönetmeliğinin uygulanması ile ilgili belirsizliklerin de netleşmesi gerekiyor. Ayrıca TS CEN/TS 54-14’ün tüm gereksinimleriyle uygulanması lazım. Bakım sözleşmelerinin özendirilmesi ve denetimi, kamu binalarının gereksinimlerinin sağlıklı risk değerlendirmeleriyle belirlenmesi ve israfın önlenmesi, Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliğinin de güncellenmesi gerek” diye konuştu. Seminerin son sunumu “Yangın Söndürme Sistemleri” konusuyla İstanbul Üniversitesi’nden Dr. Serdar Gültek tarafından yapıldı. Gültek şu bilgileri verdi: “Yangının çıkma olasılığının en aza indirilmesi ve yangının çıktığı noktada tutulması, can güvenliğinin azamı oranda sağlanması ve sürdürülmesi, mal varlığı kayıplarının en aza indirilmesi, yangın güvenliği çalışmalarından göz önünde bulundurulması gereken kriterlerdir. Dolayısıyla yangın söndürme sistemi seçilirken ve tasarlanırken detaylı bir yangın risk analizi çalışması yürütülmelidir. Yangın güvenliği sistemli bir çalışma gerektirir, ancak sistem bileşenleri yani tasarım, işletme ve denetim, uyum içinde değildir.” Seminer soru-cevap kısmının ardından son buldu.