Header Reklam
Header Reklam

Yangın Güvenliğini Göz Ardı Etmenin Maliyeti Ödenemez!

29 Ocak 2025
Yangın Güvenliğini Göz Ardı Etmenin Maliyeti Ödenemez!

Yazar: Genç Mühendislik Elektromekanik Tesisat Taahhüt Şirketi Kurucu ve Yönetim Kurulu Başkanı İlker Alkun

Kartalkaya'da yer alan Grand Kartal Otel’de, 21 Ocak 2025 tarihinde, sabaha karşı 03.20 sularında başlayan ve 78 kişinin yaşamına mal olan trajik yangın felaketi nedeniyle “yangın güvenlik önlemleri” ülke gündemine oturdu. Yangın güvenliğinin ihmal edilemez şekilde ele alınması için ben de bilgi birikimim ve araştırmalarım sonucunda elde ettiğim tecrübelerden yola çıkarak, “Yangın Önleme ve Yangından Korunma” konusunda göz ardı edilmemesi gereken önemli hususları; daha önce birçok tecrübeli üstat ele almış olmasına rağmen, kaleme alarak katkı sunmaya çalışacağım. 

Ne yazık ki, felaketlerin, afetlerin ardından yükselen farkındalığımız, zaman geçtikçe zayıflıyor ve sanki o acıları unutuyor, yanlışlarımıza ders çıkartmadan devam ediyoruz. Yangın; yaşamı sonlandırabilecek, maddi açıdan geri kazanımı mümkün olamayacak sonuçları olabilen çok ciddi bir tehdit, majör bir risktir.

Yangınların yıkıcı etkileri çok büyük olabiliyor. Bir yangın sırasında alevler ve duman hızla yayılıp, can ve mal kayıplarına ve çevresel kirliliğe yol açabiliyor. Etkili ve eksiksiz uygulanacak yangın güvenliği önlemleri ve prosedürleri; yapılarda projelere uygun sistemlerin uygulanması, sistemlerin devreye alındıktan sonra,  işletme döneminde yetkili servisler ile bakım anlaşmaları yapılıp düzenli test ve kontrollerin sağlanması ile birçok riski ortadan kaldırabiliriz, her şeyden önemlisi hayat kurtarabiliriz. Tıpkı “Deprem Öldürmez, Bilinçsizlik ve Binalar Öldürür” söylemi gibi, “Yangın Öldürmez, İhmaller ve Denetimsizlikler Öldürür” demek de benzer geçerliliğe sahip.

Yangın güvenliği; yangınları önlemek, yangınla ilgili kaza riskini en aza indirmek ve bir yangın durumunda bireylerin ve malların güvenliğini sağlamak için alınan önlemler, prosedürler ve tedbirler dizisini ifade ediyor. Yangınların meydana gelmesini önlemek ve meydana gelmeleri halinde etkilerini azaltmak için farkındalık, hazırlık ve uygun güvenlik uygulamalarının bir kombinasyonunu içermektedir.

Yangın güvenliği insan hayatını ve değerli varlıkları, yatırımları korurken, yapılarda sigorta primlerini de düşürebilmektedir.

Yangınlar zehirli gazlar ve kirleticileri açığa çıkarabildiğinden dolayı, doğal yaşam alanlarını tahrip edebilmektedir. Yangın güvenliği uygulamaları sayesinde çevreye verilen zararı önler veya en aza indirebiliriz.

İşyerini yangınlara karşı koruyarak işletmelerin üretim kesintilerini önleyebilir, işin sürdürülebilirliğini sağlayabiliriz. Mevzuata uygun yangın güvenlik önlemlerinin alınması, yapılarda yasal uygunluğu sağlayacağı için yatırımcı ve işletmeci, cezai müeyyidelerden de korunmuş olur.

Yangını ölümcül bir risk olmaktan çıkaracak gerekli ürünler ve yöntemler, yönetmelikler mevcuttur. Yapılması gereken; bu yönetmeliklerin ve yönetmeliklere, standartlara “uygun” ürün ve uygulamaların yapıldığını düzenli denetleyerek yapıları güvence altına almaktır.

Bizler, Mekanik Tesisat Müteahhitleri,  taahhüt yapım işlerini tamamlayarak hizmete sunduğumuz yapılarda; konfordan önce insan canının güvenliğini sağlamak isteriz. Sonrasında sağlıklı yaşam koşulları ve konforu sunmak isteriz. Ama bu hizmetlerin beraberinde karbon ayak izini küçülterek, çevre dostu bir kimlikte sürdürülebilirliğini sağlamayı hedefleriz.

Yangın riski, insan hayatının kutsallığı düşünüldüğünde yapılarda belki de ilk sıraya koyulması gereken bir önceliktir. Yangın konusunda Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik, Türkiye’de yangın güvenliği konusunda olması gereken uygulamaları ve kuralları tanımlıyor. Pek çok prestijli yapıda, NFPA gibi uluslararası geçerliliği kabul gören standartlara uygunluk da gözetiliyor. Yangın güvenliğini sağlayacak malzemelerde UL ve FM uygunluğu şart koşuluyor. 

Türkiye’de Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik, 2007 yılında yayınlandı. 5 Nisan 2012'de Resmi Gazete’de yayınlanan Bakanlar Kurulu kararı ile yönetmelikte yapılan değişiklikle itfaiye birimlerine verilen denetim yetkisi geri alındı.

Yönetmeliğin 6. maddesinin 4. fıkrasındaki: “Projeler; ilgili belediye itfaiye birimlerinin uygun görüşü alındıktan sonra, ruhsat vermeye yetkili merciler tarafından onaylanarak uygulanır” ifadesi, “Projeler; ruhsat vermeye yetkili merciler tarafından onaylanarak uygulanır” haline geldi. Yani “itfaiye birimlerinin görüşü” alınmayacağı için sorumluluk sahibi yatırımcılar, daha çok “yangın danışmanları”na başvurma yoluna gitti ve Yangın Mühendisliği, Yangın Danışmanlığı ülkemizde önemli bir meslek kolu haline geldi.  Bu kanunun bu hale getirilmiş olması, yangından korunma ve önleme sistemlerinin ihmal edildiği anlamına gelmemeli. Aksine yangın danışmanlarının ülkemizde yapılmakta olan projelerde görevlerini çok hassas ve aşırı disiplinle yerine getirmekte olduğunu, sahada yangın sistemlerinin devreye alınması aşamasında, ortaya konulan disiplinli çalışmaları gördüğümüzü de burada ifade etmem gerekiyor. 

Asıl konu tam da aslında sistemlerin şartnamelerde belirtilen yangın yönetmeliklerine göre çalıştırılıp, devreye alınmasından sonra başlıyor. Sistemler çalışır vaziyette işverenlere, binaların işletme şirketlerine ya da eğitimli personellere teslim ediliyor. Bundan sonraki süreçte işi yapan taahhütçü mühendislik şirketinin uyguladığı tesisatın ve tedarikçi firmaların ilgili ekipmanlarının garanti süreleri başlıyor. 

Burada işletme ekiplerinin, bina yönetim şirketlerinin yangından korunma ve kaza önleme ile ilgili ciddi sorumlulukları başlıyor.

    -Yangın ekipman firmalarının yetkili servisleri ile yıllık bakım anlaşmalarının yapılması gerekiyor.

   -Yangın tesisatı sisteminin sürekli basınçlandırılması, sprinkler ağızlarında ve yangın dolaplarının ağzında su bulunması,   sistemin aktif basınç altında devrede tutuluyor ve kontrol ediliyor olması için gerekli kontrollerin periyodik olarak yapılması. 

    -Yangın dolap içlerinde ve çeşitli mahallerde bulunan yangın söndürme tüplerinin doluluk ve basınç testlerinin periyodik olarak yaptırılmasının sağlanması.

    -Yangın kaçış merdivenlerinin yangın halinde ve diğer acil hallerde binada bulunan insanların emniyetli ve süratli olarak tahliyesinin yapılması için kullanılabilen, yangına karşı korunumlu şekilde düzenlenen, zemin seviyesinde güvenlikli bir alana açılan özelliklerde olması, binalarda periyodik denetim ve kontrollerinin işletme ekipleri tarafından yapılıyor olması gerekiyor.

    -51.5 metreden yüksek binalarda acil durum asansörlerinin doğrudan yangın söndürme ve kurtarma ekiplerinin müdahalesi için hazır edilmiş, çalışıyor vaziyette olduğunun denetimlerinin yapılması gerekiyor.

    -Kaçış yollarında iç hava basıncını, yapının diğer mekanlarındaki basınca göre daha yüksek tutabilmek için, uygun kapasitede ekipmanlar seçilerek, yangın esnasında dumanın kontrol altına alınabilmesi gerekiyor. Acil durum basınçlandırma fanları sayesinde mahallerdeki duman sızıntılarının önüne geçilmesi, yangından arındırılan alanların oluşturularak insanların kaçışlarını sağlayan, itfaiyecilerin müdahalesi için uygun ulaşım yolunu açan fanların dönemsel bakımlarının da işletme tarafından yaptırılması büyük önem taşıyor.

    - Yangın halinde bina içindeki duman ve sıcak gazların yapı içindeki hareketinin yayılmasının önlemek adına gerekli sistemlerin dönemsel kontrollerinin, bakımlarının yapılması da ihmal edilmemeli.

    - Yangın alarm sistemlerinin siren ve flaşörlerinin çalışıp çalışmadığının dönemsel test ve kontrolleri, kalibrasyon bakımlarının yapılması, lüzum görülmesi halinde yenileri ile değişmesi gerekiyor.

    -Binalarda yangın çıkması durumunda yangından kaynaklanan Duman Algılama dedektörlerinin düzenli bakım ve kontrollerinin yapılması şart. Çalışmayan dedektörlerin bakım dönemlerinde anlaşmalı servisler tarafından değiştirilmesi gerekiyor. 

    -Akü ve Bataryalar da periyodik kontrollere tabi tutulmalıdır.

    -İtfaiye ile bağlantı sağlanıyor ise itfaiye ile koordineli bir şekilde alarmın ulaşıp ulaşmadığının test ile teyit edilmesi, işletme ekipleri tarafından düzenli testler ile sağlanmalıdır.

    -Trafo ve pano odalarının, ekipman korumalarının sağlanması için FM 200 yangın söndürme sistemlerinin devrede olması ve periyodik bakımlarının yaptırılması gerekiyor.

    -Trafo odalarında NFPA 13’e uygun sprinkler tesisatının kurulu olması ve bakım dönemlerinde kontrollerinin yaptırılması gerekiyor.

Artık yatırımcı şirketler ve kurumlar mimari, mekanik ve elektrik disiplinlerinin bir arada çalıştığını, bu entegre çalışma sürecine, yangınla ilgili sorun yaşamamak için  “yangın danışmanlarını” da eklediğini belirtmiştim. Yangın mühendisliği profesyonelleri; proje müellifleri tarafından hazırlanan mimari, mekanik ve elektrik projelerini yangın güvenliği açısından inceliyor ve olası bir yangın durumunda, yangının algılanması, duyurulması, yangın yayılımının önlenmesi, duman kontrolü, otomatik söndürme sistemleri, insanların tahliyesi, hatta ilk müdahalenin yapılabilmesi gibi konularda, uluslararası standartlara uygun yöntemleri raporluyor ve sahada uygulatıyorlar.

Yangın güvenlik önlemleri çok geniş bir spektruma sahip. 

Öncelikle “Pasif Yangın Güvenliği”; yapının tasarım aşamasından itibaren çözümlenmesi gereken; kolonlar, taşıyıcı duvarlar, döşemeler gibi yapı elemanlarının ısı etkilerine korunmasını kapsar. Yapı malzemelerinin yangın dayanımlarını gözetmek, olası bir yangında tahliye ve müdahale senaryolarının tatbikatları ve bina kullanıcılarına verilecek periyodik eğitimler de bu kapsamdadır. Kısaca söylemek gerekirse;  Pasif Yangın Güvenliği; yapının tasarım aşamasında alınan ve Yangını Başladığı Alana Hapsetmeye Çalışan, pasif yangın durdurucular ile binalarda uygulanması ve atlanmaması gereken, önemli tedbirlerden bir tanesidir. Günümüzde devam eden birçok projemizin yangın tesisatı şartnamesinde “olmaz ise olmaz” konu başlıklarındandır.   

Bundan sonra Aktif Yangın Güvenliği nasıl olacağı planlanmalıdır. 

Duman algılama ve otomatik yangın söndürme sistemleri binanın dizayn edilmesi ve proje aşamasında eklenen ve yangını kontrol altına alma ve söndürmeyi amaçlayan tüm sistemleri kapsar. Kısacası, pasif yangın koruması yangını yavaşlatmayı ve sınırlamayı hedeflerken, aktif koruma sistemleri, yangını söndürmeye odaklanır. Bu iki sistemin biri diğerinden daha az önemli değildir. Yani “güvenlik” için bunların eksiksiz olarak yapılarda uygulanması gerekir.

Bizim ülkemizde yasal mevzuatımız olan “Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik”  hakkında TÜYAK (Türkiye Yangından Korunma ve Eğitim Vakfı ile Derneği), 2024 Mayıs ayında Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik – Uygulama Kılavuzu (BYKHY Uygulama Kılavuzu) kitabını yayımladı. Bu kitapla; yönetmeliğin mimari ve inşai yangın güvenlik önlemlerini kapsayan ilk 66 maddesine açıklayıcı görsellerle ilave açıklamalar getirdiler. Ardından 2024 yılının Aralık ayında, T.C. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından “Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik Kılavuzu” yayımlandı. Bu kılavuz da yangınlara güvenli bir şekilde müdahale ederek söndürülmesini sağlamak üzere, yangın öncesinde ve yangın sırasında alınacak tedbirlerin, organizasyonun, eğitimin ve denetimin usul ve esaslarını belirlemek üzere, meslek odalarının, kamu kurum ve kuruluşlarının ve akademisyenlerin katılımıyla hazırlandı. Bu tarihten bu yana yeni yapılan binalarda bu uygulamalar eksiksiz olarak uygulanıyor.

Yani mevzuat zeminimiz var, yangının kimyasını, önleme, müdahale yöntemlerini bilen uzmanlarımız var ama mücadele profesyonellerinden önce güvenlik farkındalığına ve yetkisi tam tarif edilmiş kurumların düzenli, kusursuz sıkı denetimlerine ihtiyacımız var. Aslında konu bu kadar basit iken, son yaşananlara baktığımızda tarifsiz bir yetki karmaşasını, denetimi kimin yapması gerekteğini, yapı sahiplerinin sorumluluklarını konuşmaktayız. 

Yangından korunma yönetmeliklerinin eksiksiz uygulanması, binalarında yangın güvenlik önlemlerini yangın danışmanlarından da destek alarak sağlamaları mutlak suretle yapı sahibinin sorumluluğundadır. Bu uygulamaları yapmayanların binaları mühürlenmelidir. Kullanım amacı ve işlevi ne olursa olsun herhangi bir yapının sahibi, bu uygulamaları eksiksiz olarak yaptırmalı olduğu bilincinde hareket etmeli, aksi halde cezai bedeller ödeyeceğinin bilince olmalıdır/oldurulmalıdır. 

Örnek verirsek; tıpkı sigaranın sağlığa zararlarını kamu spotları ile vurguladığımız gibi bilinci artırmak ve yapı sahiplerinin bu konu ile ilgili alacağı riskleri hatırlatmak, ara ara gündemde tutmak için yangından korunma ve önleme “kamu spotu” yayınlarının başlanması faydalı olacaktır. Böylelikle işletmecilerin bilinçlenmesi ve işletme sahiplerinin bu sorumluluklarını yerine getirmediği takdirde ödeyecekleri maddi, manevi bedellerin altı çizilerek etkili biçimde duyurulmalıdır. Buna ihtiyaç olduğu da görülmektedir.
Yangın kurtarma faaliyetlerinde kullandığımız en uzun merdivenimiz 104 metre. 140 metre ve ötesindeki yapılarımızın sayısı her geçen gün artıyor.  100 metre üzerinde yapılarda, dünya sıralamasında ülke olarak 13. sıradayız. Yani yangın riskini uzağımızda tutmanın en güvenilir yolu; ulusal ve uluslararası yönetmelik ve kodları uygulamak, periyodik denetimleri yapmak, mühendisliğin yol göstericiliğine başvurmak gerekiyor.

Bundan sonraki dönemde, “İtfaiye Dronları”nın da itfaiyelerin stoklarında bulundurulması şart koşulması gerektiğini düşünüyorum. Yangınla mücadele söz konusu olduğunda “İtfaiye Dronları”nın, tıpkı Çin devletinde olduğu gibi, bizim ülkemizde de itfaiye araçlarının ulaşılması güç olduğu bölgelerde, anında devreye sokulması, yangına müdahale edilmesi, can ve mal kayıplarının minimum seviyede yaşanması adına bu alanda gerekli yatırımların yapılması gerekiyor. 

Şahsi olarak benim görüşüm;

Ülkemizde son yıllarda yapılan gerek yüksek binaların, gerekse yatayda bulunan her türlü ölçekte yeni yapıların, yangından korunma tedbirlerinin alınması ve yayınlanan kanunlara ve şartnamelere uygun olarak inşa edilmesi ve işletiliyor oluşu konusunda pek bir endişem bulunmuyor. 

Benim esas endişem: 2000 YILI ÖNCESİ İNŞAA EDİLMİŞ OLAN OTELLER, EĞİTİM KURUMLARI, HASTANELER VE TÜM YAPILARIN SİSTEMLERİNİN ESKİ OLMASINDAN DOLAYI RİSK ALTINDA OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM.

ÜLKEMİZDE ÇOK SAYIDA 2-3 YILDIZLI OTEL BULUNUYOR. TIPKI BOLU’DAKİ OTELDE YAŞANAN FACİADA, YANGINDAN KORUNMA SİSTEMLERİNİN VE TEDBİRLERİNİN ALINMAMIŞ OLMASI GİBİ, BU OTELLERİN DE ŞU ANKİ DURUMLARININ  FACİA YAŞANAN OTELDEN ÇOK FARKLI OLDUĞUNU SANMIYORUM.

ESAS BU DURUM HAKKINDA HİÇ ZAMAN KAYBETMEDEN ACİL EYLEM PLANI YAYINLAMAK VE DENETİMLERİ HIZLANDIRMAMIZ GEREKİYOR. 

KİME,  HANGİ KURUMA, YORUMA AÇIK OLMAKSIZIN HANGİ YETKİ VERİLECEKSE VERİLMELİ, DENETİMLER YAPILMAYA BAŞLANMALI. DENETİM SORUMLULUĞU AÇIK VE NET VERİLDİĞİNDE,  KONTROLLERE BAŞLANDIĞINDA BİRÇOK BİNADA YANGINDAN KORUNMA TEDBİRLERİN ALINMADIĞINI GÖRECEKSİNİZ… O ZAMAN YENİ BİR BAŞLANGIÇ YAPMAMIZ GEREKİYOR.

Yangın danışmanlarından, uzmanlardan binalarınız için keşif isteyiniz, binaların yangından korunması için risk ölçümünü yaptırınız. İhtiyaç duyulan sistemleri binalarınıza eksiksiz uygulatınız.

Gerekli tedbirleri alarak, bundan sonra daha fazla insanın yangından dolayı ölümüne sebebiyet vermeyelim…

Sevgiyle Kalın…