Header Reklam
Header Reklam

Wilo Mikrofon’un İlk Konuğu Prof. Dr. Emre Alkin Oldu

29 Nisan 2020 Dergi: Mayıs-2020
Wilo Mikrofon’un İlk Konuğu Prof. Dr. Emre Alkin Oldu

Wilo’nun yeni webinar serisi “Wilo Mikrofon”un ilk konuğu Prof. Dr. Emre Alkin oldu. 28 Nisan 2020 tarihinde gerçekleştirilen webinarda Alkin, “Pandemi Sürecinde İşletmelerin Alması Gereken Önlemler”i katılımcılarla paylaştı. Alkin, Covid-19 öncesinde de dünyanın çok parlak bir gidişatının olmadığını söyleyerek başladığı konuşmasında şunları dile getirdi: 

Covid-19’dan önce de dünya iyi durumda değildi
“Pandemi öncesinde de dünyanın işsizlik, yönetişim zaafiyeti, enerji fiyatlarına karşı kırılganlık, siber saldırılar, bankalarınn altyapı, kamu maliyesi, kritik altyapı zaafiyetleri, derinleşen sosyal huzursuzluk, bölgesel-küresel yönetişim zaafiyetleri ve terör saldırıları gibi sorunları verdı. Yani dünya bir gül bahçesi değildi. Bundan sonra da olmasını beklememek gerek. Yani sorun sadece Covid-19 değil. Dünya PMI Endeksi çöküyor. 2017 sonlarına doğru zirve yapan PMI Endeksi, daha sonra ciddi bir düşüş göstermiş durumda. İhracat ticarette çok önemlidir. Dünya ihracatına baktığımızda 2014’teki rakamlara yeniden çok zor ulaşıldığını görüyoruz. 

Türkiye’de bir resesyon beklemiyorum ama ciddi bir şok yaşanacağı kesin
Dünyada en çok ihracatı 2,5 trilyon dolar ile Çin yapıyor. Bu, aynı zamanda dünya ihracatının %17’si anlamına geliyor. Çin’i ABD ve Almanya takip ediyor. Türkiye de ilk 20 içinde yer alıyor. İthalatta ise lider ABD. İkinci sırada Çin geliyor. Baltık kuru yük endeksine baktığımızda karşımızda çok sağlıklı bir grafik göremiyoruz ne yazık ki. ABD bonosu, son 150 yılın en düşük seviyesini gördü. Vadeli petrol fiyatları ise ilginç. Aslında düşen, petrol fiyatları değil, vadeli kontratlardır. Dünyada petrol talebi günlük 95 milyon varil civarındadır. Üretim ise 85 milyon varil idi. Ama talep düştü. Tüm dünyada bir resesyon süreci var. Resesyon iki çeyek üst üste eksi büyüme yaşamak demek. Türkiye geçen yılın ilk çeyreğini çok kötü geçirdi. Bu yıl ise Türkiye’de bir resesyon beklemiyorum ama ciddi bir şok yaşanacağı kesin. 

Petrol fiyatları bir süre daha düşük seyredecek
ABD, Rusya ve Suudi Arabistan’dan fazla petrol üretiyor ve Trump, ikinci kez adaylığını açıkladı. İşsizlik zaten çok yüksek seviyelerde. Bu nedenlerle ABD, petrol fiyatlarını yükseltmeyecektir. Bir süre daha petrol fiyatları düşük seyredecektir. G7 ülkelerinden birinin de kamu borçlanmaları yüzünden batabileceğini düşünüyorum, buna hazır olunmalı. Brexit süreci bizim açımızdan önem taşıyor çünkü İngilltere en fazla ihracat yaptığımız ülkeler sıralamasında 5. sırada.

AB’yi %6.5’lik bir küçülme bekliyor
Brexit ve Covid-19 düşünülerek yapılan değerlendirmelerde; dünyayı % 2.1’lik bir küçülme beklediği dile getiriliyor. Ayrıca Avrupa Birliği için % 6,5, İngiltere için %1.5 çin için ise % 0.1’lik küçülme öngörülüyor. Bunlar Türkiye’yi de ilgilendiriyor çünkü bu bölgelere çok yoğun ihracatımız var. Bizim için önemli bölgelerden Türki Cumhuriyetlere baktığımızda da Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan’ın oldukça sıkıntılı, Özbekistan, Kırgızistan ve tacikistan’ın ise nispeten daha iyi durumda olduğunu söylemek mümkün. 
Dünya işsizlik oranlarından da bazı rakamlar paylaşalım; Avrupa’da işsizlik % 10.4, ABD’de 10.4, Fransa’da %10.4, İtalya’da 12.7, İngiltere’de % 4.8, Rusya’da % 4.9, Polonya’da % 9.9, Romanya %10.1, İspanya’da 20.8 ve Türkiye’de de ne yazık ki %17,2. 

İyi ve kötü durumdaki sektörler
Covid-19’un tarım ve emtia fiyatlarına etkilerinin enflasyonu yükselteceğini de söylememiz gerek. Şu anda dünyada petrol-gaz,  savunma, havayolu, turizm, bankalar harici finans kuruluşları  ve sigorta şirketlerinin kötü durumda olduklarını belirtmeliyiz. Bunun karşılığında telekom, ileri teknoloji, ilaç, kimya, sağlık ürünleri gibi sektörler ise iyi durumdaki sektörler. Pandemi sonrası ise dünyada öncelikle moda ve lüks tüketim, otomotiv, yan sanayi, sektörlerinin toparlanacağını söyleyebiliriz. Petrol, gaz,turizm, savunma sanayii ise en son toparlanma görülecek sektörler olacak.

İnşaat sektörü Türkiye’nin olmazsa olmazlarından ama sadece inşaat sektörüne dayanarak yürümeyi doğru bulmuyorum
Türkiye’nin ilginç bir yapısı var; dayanıklı ve unutkan bir yapı bu. Kriz üç ay daha sürerse, toplum buna adapte olacaktır. Son 15 yılda büyüme hızlarımız iyi ama bu, Cumhuriyet tarihinde bir ilk değil. Atatürk döneminde çok daha iyi olduğunu söylemeliyiz. Merkez Bankası faiz indirimi yaptı ama bu zaten bir zorunluluktu. Euro/dolar hareketlerine baktığımızda siyasette o dönem iyi şeyler oluyorsa bir miktar düşüş oluyor ama genel seyir hep yukarı yönde… Önümüzdeki süreçte kapanan şirketlerin de açılanlardan fazla olacağını söylemeliyiz. Enflansyon ise 11.9 olacak. Tüketici güven endekslerinde bozulmalar var ama bu, içinde bulunduğumuz süreçte çok normal. Sektörel güven endekslerine baktığımızda ise inşaat sektörünün iyi durumda olduğunu görüyoruz. İnşaat sektörü Türkiye’nin olmazsa olmazlarından ama sadece inşaat sektörüne dayanarak yürümeyi doğru bulmuyorum. Türkiye’de hak-özgürlükler, eğitim kalitesi ve adalet konularındaki sorunların acilen çözülmesi gerekiyor. Para kazanma hırsı daha sonra gelmeli. Acilen 5G altyapısına geçilmesi de önemli. Bir de önümüzdeki süreçte yüksek teknolojili tarıma yatırım yapanlar çok ciddi para kazanacaklar, bunun da altını çizmekte fayda var. 

Liderler için 5 Yeni
Liderler için “5 yeni” başlık sözkonusu olacak: Çözüme odaklanın, direncinizi artırın, işe dönüşü planlayın, “yeni normal”i öngörün ve değişime hazırlanın. Aksi halde ayakta kalmanız mümkün değil. 
Yöneticilerin kafa yapılarını derhal değiştirmelerini öneriyorum. Şu anda 60’lı yıllar ve sonrasında doğanlar yönetici pozisyonunda. Bizim nesil ne yazık ki hiyerarşi meraklısıdır. Ama artık hiyerarşi değil, network var. Patronlar dahil hepimiz eşitiz. Bir orkestra gibi. Kişiyi değil, işi kontrol etmeyi öğrenmeliyiz. Burada küçük de bir hatırlatma yapmakta fayda var; eğer “orkestranızda” virtüözler varsa, unutmayın ki onları sadece para ile tutamazsınız. Sevgi, ilgi ve saygıyla tutabilirsiniz. Patronculuk oynamak şirketi batırır. Bu şekilde iyi giden işi bile baltalarsınız. 
Son olarak tüm bu tabloya baktığımda verebileceğim en iyi tavsiye, kısa vadeli şüpheli alacak yaratacağınıza, uzun vadeli sağlam alacak yaratmanız olacaktır.”