TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Enerji Sistemleri Bölümü

Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumuna (TÜBİTAK) bağlı olarak 1972 yılında kurulan Marmara Araştırma Merkezi (MAM)' in 18 araştırma bölümünden biri olan Enerji Sistemleri Bölümünü ziyaret ederek, çalışmaları hakkında bilgi aldık. Enerji Sitemleri Bölümü, İstanbul'a yaklaşık 40 km. mesafede, Gebze yerleşim alanında kurulu bulunan. TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) bünyesinde, ülkemiz enerji ihtiyacının, özellikle çevreyi kirletmeyen kaynaklarca sağlanabilmesi için araştırma-geliştirme (ARGE) faaliyetlerinde bulunmakladır. Enerji Sistemleri Bölümünün amacı, her geçen gün artan enerji ihtiyacı ile buna paralel artan çevre kirliliğine çözüm olarak önerilen yenilenebilir enerji teknolojileri ve çevreye etkisi en az olacak fosil yakıt temizleme ve yakma sistemleri üzerine araştırma yaparak, Türkiye'nin bilim ve teknolojisinin yanışını ekonomisine de katkıda bulunmaktadır. Enerji Sistemi Bölümü'nde yürütülen Projeler ise şunlar: Rüzgar Enerjisi ve Teknolojileri, Kömür Temizleme ve Yakma Sistemleri, Amorf Silisyum (a-Si) Teknolojisi ve a-Si Güneş Pilleri, Güneş Enerjisi-Yapı Malzemeleri, Güneş Enerjisi ile Soğutma Sistemleri ve Endüstriyel Hizmetler. TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Enerji Sistemleri Bölümü Başkanı Sn.Doç. Dr. Engin Türe yaptığımız görüşmede şu bilgileri verdi :
TERMODİNAMİK : Bölümün kuruluşuyla ilgili kısa bilgi verir misiniz?
TÜRE : Enerji Bölümü, 1980 öncesi Fizik Bölümü bünyesinde idi. Daha sonra enerji grubu büyüdükçe makina, enerji ve imalat grubu oluşuyor. Ve bu grup, bu nüve gelişiyor. Fakat makina imalatla enerjinin aslında çok fazla ortak yanları yok. Bu ortaya çıkınca 92'nin 10 Ocağında enerji olarak bir bölüm kuruluyor. Ben de Şubat sonuna doğru bu bölüme atandım. Daha önce Gaziantep Üniversitesi'nde öğretim üyesiydim. Bu şekilde bölüm. Ocak'ta kurulmuş oldu. Çalışmalar başladı, projeler devam etti. Eski projeler vardı. Çoğunun isimleri değişti. Çok genel çerçevede çizilmiş projelerdi. Onlar daha geniş, belirgin olarak yazıldı. Bizdeki çalışmaların hemen hemen hepsi teknolojik ağırlıklı, sanayiye yönelik çalışmalar. Bunları kısaca özetlersek ; Rüzgar enerjisi, kömür teknolojisi, güneş enerjisi. Güneş enerjisinde iki ayrı konu var. Termal güneş ve fotovoltaik güneş. Yani güneş enerjisinin direkt elektrik enerjisine çeviren çalışmalar. Bir de güneş enerjisinden ısı olarak yararlanma. Bu dört grupta toplanıyor çalışmalar. Tabii ayrıntıları var.
TERMODİNAMİK : Bu çalışmaların arkasında sponsor firmalar var mı?
TÜRE : Rüzgarda yok. Güneşte var. Feniş Alüminyum. Bir de Paşabahçe fotovoltait konusunda şu anda temaslar devam ediyor. Feniş karara bağlandı. Paşabahçe ile ortak fizibilite çalışmaları yapılıyor. Kömürde çalışmalarda kendi bünyemizde. Bu konuda yeni bir çalışma başlatmak üzereyiz. Bunun için Ankara'da 11 Haziran'da uzmanlar toplantısı yaptık.
TERMODİNAMİK : Kömür konusunda çalışmaların niteliği, kapsamı konusunda bilgi verebilir misiniz?
TÜRE : Türkiye'de linyitlerin kalitesi maalesef düşük. Fakat geniş linyit rezervleri var. Türkiye'de de çevre kirliliği, hava kirliliği olayı var. Bütün bunlara baktığınız zaman ortaya çıkan tablo şu : Türkiye'de çok uzun senelere yetecek kadar yaklaşık 500 senelik rezerv var. Ama maalesef büyük çoğunluğu da çok düşük kaliteli. Yani kükürt miktarı yüksek. Genellikle Türkiye'de % 2.5 ile % 5 arasında, hatta daha fazla. Bu standartların çok üzerinde. Şu anda hükümetin çıkardığı bir kanunla Türkiye ithal edilen linyitlerin veya kömürlerin kükürt oranlarının % 1'den aşağı olması şarta konuldu. Kalori değerleri ise genellikle 900-1000- 1200-2500 civarında. 4000 olan da var. ama, genellikle 1000-1200. Şöyle bir kıyaslama yaparsak, Sibirya'dan ithal edilen bir Rus kömürü var. Bunların kükürt miktarı binde 12., binde 15, binde 20 civarlarında, Ve kalori değeri de 7800'e kadar çıktığı oldu. Tabii bu değerleri Türk kömürleriyle karşılaştırdığınızda ortaya böyle bir tablo çıkıyor. Bizde malesef kömür kalitesi son derece düşük.
TERMODİNAMİK : Bunu yükseltmek için neler yapılabilir ?
TÜRE : Bunları yükseltmek için birçok yöntemler var. Fakat Türkiye'de bu konuda yapılan çalışmalar hep bir yerlerde bireysel çalışma olarak kalmış. Genel bir çalışma yapılmamış.
TERMODİNAMİK : Sayın Türe, temiz enerji kaynakları ve maliyeti için ne düşünüyor musunuz ?
TÜRE : Evet; bu nokta çok önemli. Temiz enerjinin maliyeti bugün yüksek gözüküyor. Oysa klasik enerji kaynaklarımızın maliyet hesabında bazı faktörler gözardı edilmektedir. Örneğin termik santralın yatırım maliyeti, işletme maliyeti, girdi maliyeti ve toplam maliyetten sonra birim enerji maliyetine bakıldığında termik santraldan kaynaklanan çevre kirliliği ve temizleme giderleri gözardı ediliyor. Öyle ki kömür atmosfere azotoksil, kükürtdioksit ve kanserojen maddeler çıkarmaktadır. Dolayısıyla ozon tabakası etkilenmekte ve sera etkisine maruz kalmaklayız. Dahası nükleer enerjiye de bu çerçevede olumlu bakmıyorum. Nükleer enerjinin ömrü azdır. Atık sorunu vardır. Söküm maliyeti çok fazladır. Gelişmiş sanayi ülkelerinin bile bu maliyetin altından kolaylıkla kalkamadığını görüyoruz. Demek ki ülkemiz için yenilenebilir
enerji kaynakları önemlidir. Bu nedenle bizim bölümümüz de ülkemizdeki rüzgâr haritasını hazırlamaktadır. Böylelikle güneş ve sukaynağının yanısıra rüzgâr da enerji kaynağı olarak değerlendirilebilecektir.
TERMODİNAMİK : Sayın Türe, verdiğiniz bilgiler için teşekkür eder, bölümünüzün çalışmalarında ve sanayi ile işbirliğinde başarılar dileriz.