Header Reklam
Header Reklam

TTMD’den Kojenerasyon ve Trijenerasyon Sistemleri Otomasyonu Semineri

05 Nisan 2016 Dergi: Nisan-2016
TTMD’den Kojenerasyon ve Trijenerasyon Sistemleri Otomasyonu Semineri

TTMD İstanbul Şubesi’nin “Sürdürülebilir Enerji Kaynakları ile Destekli Kojenerasyon ve Trijenerasyon Sistemleri Otomasyonu” semineri, 5 Mart 2016 tarihinde Taksim The Marmara Oteli’nde gerçekleşti.

Prof. Dr. Birol Kılkış tarafından verilen seminerde özetle şu bilgiler aktarıldı: “Kojenerasyon sözcüğünü ‘birleşik üretim” değil, sının ve elektriğin ekserjisinin farklı oluşu nedeniyle ‘birlikte üretim’ olarak algılamak gerek. Genellikle enerjinin miktarına bakıyoruz (Termodinamik 1. Prensip) ama niteliğine bakmıyoruz (Termodinamik 2. Prensip). Oysa yapıların sistem tasarımlarında ve performans hesaplarında enerji nitelikleri göz önüne alınmalı. Sürdürülebilir Bina Performans Ölçütleri; Çevre Performansı, Enerji Performansı, Konfor Performansı ve Ekonomik Performanstır. Yenilenebilir enerji kaynakları ve trijenerasyon sistemleri birleşince ortaya büyük bir otomasyon açığı çıkıyor. Sürdürülebilir enerji kaynakları kesikli, fosil yakıtlı enerji kaynakları ise normal koşullarda kesiksizdir. Piyasanın durumu da yönlendirici olabiliyor. Karbon piyasası eskiden daha çok kazandırıyordu. Ama zaman içinde ton birim fiyatı 30 €’dan 7 €’ya düşmüş. Tabii yine de karbon fiyatları tek başına belirleyici değil. Yeşil bina dediğimizde unutulmamalıdır ki yeşil bina, yıl boyunca kesintisiz ‘yeşil’ değil. ‘Yeşil’ olabildiği zamanların çokluğu, büyük oranda otomasyonun başarısına bağlı. ESER Binasında buz depolama sistemi de kullanıldı. Bu sistemde gece üretilen buzun gizli ısısı gündüz kullanım ihtiyacında klima suyuna aktarılıyor. Burada sadece elektrik tüketiminde gece/gündüz tarife farkı nedeniyle kâr edilmiyor, aynı zamanda ekipmanlar, gündüz pik yüklerine göre seçilmek zorunda kalınmadığı için ekipman yatırım bedellerinden de kâr edilebiliyor. Yeşil binalarda akılcı ekserji oranı % 70 olmalı deniyor ama bunun % 60’a çekilmesi konusu Ashrae’de tartışılıyor. Bizde EPDK, lisanssız kullanımda verimlilik sınırı olarak % 80’i kabul ediyor. Kojenerasyon sistem tasarımında kapasite seçimi hassas bir konu. Özellikle yüksek kapasiteler daha riskli. Çoğunlukla kısmi yükle çalışmak durumunda kalabilir. Verim düşer. Bu nedenle kaskad sistemler daha güvenli olabilir; küçük yüklerde non-stop çalışacak, baz yükler için orta kademe devreye girecek, sadece pik yükler için bir kademe olacak, pik yüklerde devreye girecek, diğer zamanlar çalışmayacak. Böylelikle sistem daha verimli hale getirilebilir. Ashrae’de tartışıyoruz: Verimlilik nedir? Kojen’in kendisi mi, uygulamadaki verimliliği mi? Yapının ihtiyaçları göz önüne alınmazsa kojeneratör, jeneratöre dönüşebiliyor. Yani elektrik elde ederken, yapının ısı kullanımı gerekmiyorsa, elde ettiğimiz ısıyı havaya atıyoruz, Sistemi sadece elektrik üreten bir jeneratör gibi kullanıyoruz. Atık ısı Türkiye’de de çok büyük potansiyele sahip ama hukuksal alt yapısı yok. Türkiye’de atık ısıyı onu kullanabilecek bir yere vermek istiyorsun ama yasak. Esenyurt Belediyesi sıcak su dağıttı ve mahkemelik oldu. OSTİM fazla gelen doğalgazı dağıttı, mahkemelik oldu. Bedava bile dağıtamıyorsunuz, sadece kendiniz kullanabiliyorsunuz. 90 C’de sıcak su üretiyoruz. Oysa ısıtmada ihtiyacımız 30 C. Niye 90 C sıcak su üreten kazan kullanıyoruz. Böyle olunca ekserji yıkılıyor. Türkiye’de ekserji açığımız çok yüksek. Anlamamak ayıp değil, anlamak istememek ayıp bence.” Seminer esnasında ESER Binası otomasyon sistemine canlı bağlantı sağlanarak sistemin o anki verimlilik ve enerji tüketim değerleri izlendi. Seminer, katılımcıların soruları ve katkıları ile devam etti.