Header Reklam
Header Reklam

ŞU BİZİM VILFREDO'NUN İŞLERİ...

05 Ağustos 2010 Dergi: Ağustos-2010
ŞU BİZİM VILFREDO'NUN İŞLERİ...

Kabul etsek de etmesek de bazı kuralların hayatımızı, toplumu ve hatta teknolojik gelişimi tanımlaması oldukça şaşırtıcıdır. Üstelik bu kural ya da prensipler uzun yıllar boyunca eleştirel gözler altında denenmiş ve kendini ispat etmiştir. Örneğin, Moore kanunu. Moore kanunu bilgisayarlardaki işlemci gücünün her 18 ayda ikiye katlanacağını öngörür. Moore kanunu mikro elektronik endüstrisinin gelişimini şaşırılacak bir doğrulukta öngörmeye devam etmektedir. 

 

Girdiler            Çıktılar

Nedenler         Etkiler

Çabalar           Sonuçlar

Bu tür bir kural yaratıcılarından biri de Vilfredo?dur. Vilfredo 1900?lü yılların başında Fransa?da yaşayan bir İtalyan ekonomist ve sosyolog idi. Vilfredo?nun ortaya çıkışı Milano?da yürüttüğü bir araştırma çalışmasına dayanır. İtalya?daki servet dağılımını inceleyen Vilfredo, servetin % 80?inin toplumun % 20?sinin elinde toplandığını tespit eder. Hem ekonomi uzmanı, hem de sosyolog olan Vilfredo, kendi içinde basit bir tespite dayanan bu sonucun nasıl bir yankı bulacağını herhalde aklına getirmemişti. Aslında keşfettiği kâinatta bulunan sistematik ve öngörülebilir denge eksikliğinin varlığı idi. % 80- % 20 ilişkisi hiçbir şeyin düz bir çizgide ilerlemediği, gerçekleşen olayların büyük bir kısmının belirleyici olmadığı ve göz ardı edilmesi gerektiği, ancak az sayıda her şeyi etkileyebilecek güçte kuvvetlerin belirleyici olduğunun açığa vurumu idi bu. 1897 yılında keşfedilen bu durum pek çok şeye uygulanarak, 100 yıldan fazla bir süredir hayatımızın bir parçası haline geldi. Artık nereye bakarsak bakalım, kişisel hayatımızda, iş hayatımızda ya da toplumsal hayatımızda karşımıza hep Vilfredo çıkar. İtalyan ekonomi uzmanı ve sosyolog Vilfredo İtalya?nın zenginliğinin yüzde sekseninin yüzde yirmilik bir insan kitlesinin elinde olduğunu gördü ve 80 / 20 ilkesini getirdi.  Bugün Vilfredo?nun soyadıyla anılan bu kanun,  değerin ya da problemlerin % 80?inin nedenlerinin ilk % 20?si tarafından meydana getirildiğini söyler. Bu nedenler insanlar,  maddeler, makineler ya da başka bir şey olabilir. Ama Vilfredo?nun kanunu sonuçlarla nedenler arasında % 80 - % 20 ilişkisinin her zaman yürürlükte olduğunu söyler. Bu oran tam olarak 80-20 olmak zorunda da değildir. Buna benzer dengesiz oranlarda bu kanunu işaret eder. Dolayısıyla 70-30?da, 90-10?da aynı kapsamda ele alınmalıdır. Literatüre baktığımızda kendi adıyla da anılan 80-20 prensibi pozitif ya da negatif bir etkiyi birlikte oluşturan tüm değişken ya da nedenlerden küçük bir miktarının kolektif olarak ortaya çıkarılan etkinin çoğunu yaratması olarak tanımlanmaktadır.[1] Bu prensibe dayanan analiz tekniği de etkin bir problem çözme yöntemi olarak yaygın bir kullanım alanı bulmuştur.

Şekil:80-20 prensibi[2]

Satışların yüzde sekseninin satış gücünün yüzde yirmisi tarafından gerçekleştirildiği söylenir.  Şirket kazançlarının yüzde sekseni ürünlerin yüzde yirmisinden sağlanır. CRM?e temel olan fikirlerden biri de Vilfredo?ya dayanır. Müşterilerinizin pek azı cironuzun önemli bir kısmını oluşturur. Dağıtım kanallarınızın, satış sonrası servis noktalarınızın sınırlı sayıdaki bir kısmının etkinliği diğerlerinin toplamını geçer.

 

Üretim planlama, stok kontrolü ya da satın alma söz konusu ise bilirsiniz ki,  ambardakilerin değerinin yüzde sekseni ambardakilerin yüzde yirmisi tarafından oluşturulur.  Bu sahada etkin olarak kullanılan ABC analizi de Vilfredo?nun prensibine dayanır.  ABC analizinde birim maliyet ve yıllık talebin çarpımından oluşan yıllık ciroya dayalı olarak ürünlerin, malzemelerin bir öncelik sıralaması yapılır. Yüksek cirolu ürünler A kategorisinde, düşük cirolu ürünler ise C kategorisinde değerlendirilir. Böylece hangi ürünlerin öncelikle ele alınacağı belirlenmiş olur.

 

Nedenler

Kümülatif yüzde

Sonuçlar

Kalite kontrol uygulamaları Vilfredo?nun en fazla bilindiği alanlardan birini oluşturur. Az sayıda problemin hataların çoğunu oluşturduğunu söyleyen 80-20 prensibi problem çözme tekniklerinin temelini oluşturur. Vilfredo ortaya koyduğu prensiplerini, prensibin başarısı kadar başarılı bir şekilde anlatabilme becerisini gösteremedi. İkinci dünya savaşı sonrasında 1949 yılında Harvard filoloji profesörü George K. Zipf Vilfredo?nun prensibini ?Minimum çaba prensibi? adı altında tekrar keşfetti.[3] Büyük kalite gurusu Joseph M. Juran[4], Vilfredo?nun adını vererek bu prensibi şöyle özetledi: hayati öneme sahip azınlık ve yararlı ancak önemsiz çoğunluk. 80-20 kuralını diğer istatistikî yöntemlerle birlikte etkili bir şekilde kullanan Juran ilk başlarda dikkate alınmadı. Bunun üzerine 1953?te Japonya?dan gelen daveti kabul ederek bu ülkede uzun süre danışmanlık ve eğitmenlik yaptı. 1970?lerde Japon endüstrisinin yükselerek Amerika için tehdit edici bir seviyeye gelmesi üzerine yeniden keşfedilerek Amerika?ya döndü. Juran Vilfredo?nun işaret ettiği bu düzensiz dağılımın yöneticilerin elini kolaylaştırdığını, daha küçük bir hedefe saldırarak ekonomik ve performans başarıları yakalayabilme olanağını sunduğunu vurgulamaktadır. Sonuçlarının belirleyici olduğu az sayıdaki kritik kalite, yönetsel, finansal ya da maliyet düşürme problemini kapsayan projelerin ele alınması çözüm maliyetlerini de aşağıya çekmektedir. Vilfredo aslında şunu söylemektedir. ?İstediğiniz şeyi elde edebilirsiniz, ancak istediğiniz her şeyi elde edemezsiniz.? Bu nedenle, doğru yönetim seçici olmayı, kaynakları tüketmeden sonuç alabilme becerisini gösterebilmeyi gerektirmektedir.

 

Şekil: Pareto grafiği

 

Kişisel hayatımızın içine de giren Vilfredo?nun prensibi, hayatınızdaki problemlerin çoğunun az sayıdaki insanla ilişkili olduğunu söyler. Hatta kişisel verimliliğin yüzde sekseninin, kişinin yeteneklerinin sadece yüzde yirmisinin bir sonucu olduğu belirtilmektedir. İş hayatında 80-20 kuralı bize kazancın büyük bir kısmını oluşturan az sayıdaki ürün ve hizmetleri belirlememizi ve bunların üzerine yoğunlaşmamızı söyler.

 

80-20 kuralı niye önemlidir? Genelde bir problemin veya sonuçların nedenlerine eşit önem verme eğilimimiz vardır. Her arıza nedeni, her ürün, her müşteri, her proje, her satış kanalı, her üniversite, her arkadaş birbirine eşit önemde ve etkinliktedir. Bu nedenle hepsine eşit mesafede durmalı ve eşit ağırlık vermeliyiz. 80-20 kuralı gerçekten bunun öyle olmadığını, sezgilerimize değil, gerçekte etkin olan azınlığa kulak vermemiz gerektiğini söylüyor. Kazanan hepsini alır kuralı çeşitli örneklerle karşımızdadır. Kobe Bryant ya da LeBron James NBA ligindeki takım arkadaşları ile kıyaslanamayacak yükseklikte kazanca sahiptirler. Jack Welch General Electric firmasını yeniden biçimlendirirken gruptaki şirketlerden kendi sektöründe birinci ya da ikinci olma hedefini koymuş, daha düşük performanslı şirketleri ellerinden çıkarabileceklerini vurgulamıştı. Bu bir mühendis için de, bir girişimci ya da bir pazarlamacı için aynı geçerliliğe sahip evrensel kuraldır. Bunu fark etmezseniz ödeyeceğiniz bedel sadece % 20?yi üreten % 80 ortalama çoğunluğun arasına sıkışıp kalmaktır.

 

Vilfredo?nun 80-20 kuralı siyaset ve politika alanında da yankı bulmuştur. Seçkinci anlayışlar için de Vilfredo kullanılmıştır. İtalyan faşizmi de Vilfredo?nun prensibinden yararlanmıştır.

 

Yanlış, sapkın kullanımlar bir yana, Vilfredo gerçekten günlük yaşantımızın hemen her cephesinde yararlanabileceğimiz bir anahtar sunuyor. O artık yaşamımızın bir parçası. Teşekkürler, Vilfredo Pareto.



[1] Arturo Onnias, ?The language of total quality?, TPOK publications on quality, Torino, İtalya, 1992

[2]Richard Koch, ?The 80/20 principle: The secret to success by achieving more with less?, Doubleday publishing group/ Random House, NewYork, 2008, s.5

[3] Richard Koch, ?The 80/20 principle: The secret to success by achieving more with less?, Doubleday publishing group/ Random House, NewYork, 2008, s.14

[4] J.M.Juran, F.M. Gryna, Jr., ?Quality planning and analysis?, McGrawHill, 1976, s.63


Etiketler