ŞU BİZİM VILFREDO'NUN İŞLERİ...

Kabul etsek de etmesek de bazı kuralların hayatımızı, toplumu ve hatta teknolojik gelişimi tanımlaması oldukça şaşırtıcıdır. Üstelik bu kural ya da prensipler uzun yıllar boyunca eleştirel gözler altında denenmiş ve kendini ispat etmiştir. Örneğin, Moore kanunu. Moore kanunu bilgisayarlardaki işlemci gücünün her 18 ayda ikiye katlanacağını öngörür. Moore kanunu mikro elektronik endüstrisinin gelişimini şaşırılacak bir doğrulukta öngörmeye devam etmektedir.
Girdiler Çıktılar Nedenler Etkiler Çabalar Sonuçlar
Şekil:80-20 prensibi[2]
Satışların yüzde sekseninin satış gücünün yüzde yirmisi tarafından gerçekleştirildiği söylenir. Şirket kazançlarının yüzde sekseni ürünlerin yüzde yirmisinden sağlanır. CRM?e temel olan fikirlerden biri de Vilfredo?ya dayanır. Müşterilerinizin pek azı cironuzun önemli bir kısmını oluşturur. Dağıtım kanallarınızın, satış sonrası servis noktalarınızın sınırlı sayıdaki bir kısmının etkinliği diğerlerinin toplamını geçer.
Üretim planlama, stok kontrolü ya da satın alma söz konusu ise bilirsiniz ki, ambardakilerin değerinin yüzde sekseni ambardakilerin yüzde yirmisi tarafından oluşturulur. Bu sahada etkin olarak kullanılan ABC analizi de Vilfredo?nun prensibine dayanır. ABC analizinde birim maliyet ve yıllık talebin çarpımından oluşan yıllık ciroya dayalı olarak ürünlerin, malzemelerin bir öncelik sıralaması yapılır. Yüksek cirolu ürünler A kategorisinde, düşük cirolu ürünler ise C kategorisinde değerlendirilir. Böylece hangi ürünlerin öncelikle ele alınacağı belirlenmiş olur.
Nedenler Kümülatif yüzde Sonuçlar
Şekil: Pareto grafiği
Kişisel hayatımızın içine de giren Vilfredo?nun prensibi, hayatınızdaki problemlerin çoğunun az sayıdaki insanla ilişkili olduğunu söyler. Hatta kişisel verimliliğin yüzde sekseninin, kişinin yeteneklerinin sadece yüzde yirmisinin bir sonucu olduğu belirtilmektedir. İş hayatında 80-20 kuralı bize kazancın büyük bir kısmını oluşturan az sayıdaki ürün ve hizmetleri belirlememizi ve bunların üzerine yoğunlaşmamızı söyler.
80-20 kuralı niye önemlidir? Genelde bir problemin veya sonuçların nedenlerine eşit önem verme eğilimimiz vardır. Her arıza nedeni, her ürün, her müşteri, her proje, her satış kanalı, her üniversite, her arkadaş birbirine eşit önemde ve etkinliktedir. Bu nedenle hepsine eşit mesafede durmalı ve eşit ağırlık vermeliyiz. 80-20 kuralı gerçekten bunun öyle olmadığını, sezgilerimize değil, gerçekte etkin olan azınlığa kulak vermemiz gerektiğini söylüyor. Kazanan hepsini alır kuralı çeşitli örneklerle karşımızdadır. Kobe Bryant ya da LeBron James NBA ligindeki takım arkadaşları ile kıyaslanamayacak yükseklikte kazanca sahiptirler. Jack Welch General Electric firmasını yeniden biçimlendirirken gruptaki şirketlerden kendi sektöründe birinci ya da ikinci olma hedefini koymuş, daha düşük performanslı şirketleri ellerinden çıkarabileceklerini vurgulamıştı. Bu bir mühendis için de, bir girişimci ya da bir pazarlamacı için aynı geçerliliğe sahip evrensel kuraldır. Bunu fark etmezseniz ödeyeceğiniz bedel sadece % 20?yi üreten % 80 ortalama çoğunluğun arasına sıkışıp kalmaktır.
Vilfredo?nun 80-20 kuralı siyaset ve politika alanında da yankı bulmuştur. Seçkinci anlayışlar için de Vilfredo kullanılmıştır. İtalyan faşizmi de Vilfredo?nun prensibinden yararlanmıştır.
Yanlış, sapkın kullanımlar bir yana, Vilfredo gerçekten günlük yaşantımızın hemen her cephesinde yararlanabileceğimiz bir anahtar sunuyor. O artık yaşamımızın bir parçası. Teşekkürler, Vilfredo Pareto.
[1] Arturo Onnias, ?The language of total quality?, TPOK publications on quality, Torino, İtalya, 1992
[2]Richard Koch, ?The 80/20 principle: The secret to success by achieving more with less?, Doubleday publishing group/ Random House, NewYork, 2008, s.5
[3] Richard Koch, ?The 80/20 principle: The secret to success by achieving more with less?, Doubleday publishing group/ Random House, NewYork, 2008, s.14
[4] J.M.Juran, F.M. Gryna, Jr., ?Quality planning and analysis?, McGrawHill, 1976, s.63