Paris Anlaşmasının Hedeflerini Yakalamak için Harekete Geçme Zamanı
Danfoss, iklim değişikliği konusunda iş dünyasının teşvik ettiği en önemli uluslararası platformlardan biri olan ve bu yıl 23’üncü kez düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’na katıldı. 6-17 Kasım tarihleri arasında Almanya’nın Bonn kentinde gerçekleşen konferansta Paris Anlaşmasını hayata geçirme konusu gündeme geldi. Konferansta, Danfoss’u Bölgesel Enerji Bölümü Başkanı Anton Koller temsil etti. Koller, bölgesel enerji altyapılarının CO2 emisyonlarının düşmesine nasıl katkı sağlayabileceğine ilişkin açılış konuşmasını gerçekleştirdi.
Danfoss Başkanı ve CEO’su Kim Fausing: “Enerji verimliliğini artırarak yenilenebilir enerji kaynaklarını gittikçe daha fazla entegre edeceğimiz kentler, yeşile geçişin anahtarıdır. Burada söz konusu olan, şehirleri akıllı ve verimli bir şekilde genişletmek ve geliştirmektir. Hem iklim hem de ekonominin yararına olan çözümler kullanılabilir durumda. Artık bunların yaygınlaşmasını hızlandırmamız gerek” dedi. Fausing, “Paris Anlaşması’nı başarıyla uygulayabilmek için işe binaları, endüstrileri ve enerji sistemlerini birbirine bağlamakla başlayabiliriz, böylece daha yüksek verimliliği ve entegrasyonu teşvik etmeliyiz. Bunun için kentler, politikacılar ve şirketler arasında küresel, ulusal ve bölgesel seviyede güçlü bir iş birliği şart. Ancak bu şekilde en iyi çözümlerin yolunu açarak finansman, siyasi teşvikler, bilgi paylaşımı ve eğitim gibi engellerin üstesinden gelebiliriz” şeklinde sözlerine devam etti.
Konferansın en dikkat çeken konularından biri olan ve Paris Anlaşması’nın hedeflerini yakalamak için sunulan uygun maliyetli üç yöntem ise şu şekilde belirtildi: Enerji, daha verimli kullanılırsa gezegeni 2 derecelik küresel ısınma aralığında tutmak için gereken emisyon düşüşünün yüzde 40’ı elde edilebilir. Yenilenebilir enerji, enerji sistemlerine entegre edilirse, bu rakamın yüzde 35 daha fazlasına ulaşılabilir. Bunu gerçekleştirmenin en uygun maliyetli üç yolu ise; binalarda enerji kullanımını azaltmak, elektrikli motorları kontrol etmek ve akıllı enerji sistemlerinin elemanlarını bölgesel ısıtma ve soğutma sistemleri ile bağlantılı hale getirmektir. Bu çözüm, özellikle kentlerde uygulamaya konursa, sürdürülebilir kalkınma savaşı kazanılabilir.