Klima İnsanlığı Nasıl Sonsuza Dek Değiştirdi?
Klima, içinde yaşadığımız dünyayı kelimenin tam anlamıyla değiştirdi. Fanların ve havalandırma sistemlerinin kullanımı, bir odayı soğutmak için kullanılan en eski yöntemlerden biridir. Soğutma amacıyla kullanılan fanları ilk icat edenler eski Yunanlılar olmuştur. Ayrıca havayı sudan geçirerek odayı serinletecek bir sis oluşturmayı içeren bir sistem de geliştirmişler.
Apalachicola Florida'dan bir doktor olan Dr. John Gorrie, 1830'larda sarı humma ve sıtmadan mustarip hastaların hastane odalarını soğutmak için bir klima yapmaya çalıştı. Bunu başarmak için bir kova buzun üzerine hava üfleyen bir fan kullanmıştır.
1881'de donanma mühendisleri, Başkan James Garfield'ın acılarını hafifletmeye yardımcı olmak için buzlu suya batırılmış bezler içeren ve üzerlerine vantilatörle hava üflenen ahşap bir kutu inşa etti. Bu düzenek oda sıcaklığını 20 Fahrenheit derece düşürmeyi başardı, ancak sadece iki ay içinde beş yüz bin pounddan fazla buz kullandıkları için çok yüksek bir maliyeti oldu.
Modern klimanın icadı
Modern klimayı düşündüğümüzde aklımıza genellikle Willis Carrier gelir. Kendisi, günümüzün modern kliması da dahil olmak üzere bugün evlerimizde kullanılacak pek çok şeyi geliştiren, üretken bir mucitti. Kendisi “Klimanın Babası” olarak bilinir ve bu amaçla inşa edilmiş ilk sistemlerden birini yaratmasıyla tanınır.
Willis Haviland Carrier, 17 Temmuz 1902'de ilk modern klima sistemini tasarlayarak yaşama ve çalışma şeklimizi temelden iyileştirecek bir endüstriyi başlattı.
Klima, başlangıcından bu yana büyümeye devam etti; ancak, bu teknolojinin yaygın kullanımını ticari uygulamaların tanıtıldığı 1940 yılına kadar görmedik. İlk kullanım alanları arasında sinema salonları ve müşterilerin yazın sıcak havasından kaçıp, aşırı terlemeden veya sıcaktan bayılmadan rahatça alışveriş yapabilecekleri serin konfor alanlarına geçebildikleri mağazalar yer alıyordu.
İklimlendirmenin gelişmesi
Klimanın ilk günlerinde ticari uygulamaların yaygınlaştığı görülmüştür. Willis Haviland Carrier ilk klima sistemini icat ettiğinden beri, klima üniteleri sinema salonlarında ve kütüphaneler gibi diğer kamusal alanlarda kullanılıyordu. Bir sonraki adım ise bu teknolojiyi evlere ve arabalara taşımak oldu.
Başlangıçta, soğutma teknolojileri ev kullanımı için çok büyük ve pahalıydı, ancak zamanla gelişti. Frigidaire 1929 yılında evler için yeterince küçük ve radyo dolabı şeklinde olan split sistem bir oda soğutucusu tanıttı. Ancak bu sistem pahalıydı ve ayrı bir yoğuşma ünitesi gerektiriyordu. General Electric bu tasarımı geliştirerek bağımsız bir oda soğutucusu geliştirdi ve 1930'dan 1931'e kadar 32 prototip üretti.
H.H. Schultz ve J.Q. Sherman 1932 yılında pencere pervazına yerleştirilebilen bir klima ünitesinin patentini aldığında ev soğutma sistemleri daha kompakt hale geldi. Ancak bu üniteler yüksek maliyetleri nedeniyle yaygın olarak satın alınmadı.
Mühendis Henry Galson, pencere klimasının daha uygun fiyatlı ve kompakt bir versiyonunu geliştirdi ve birkaç üretici için üretim hatları kuruldu. Bu sayede klima, pahalı yükseltmelere gerek kalmadan ev sahipleri için erişilebilir hale geldi ve 1947 yılına kadar bu sistemlerden 43.000 adet satıldı.
1960'ların sonlarında, yeni evlerin çoğunda merkezi klima vardı ve pencere klimaları her zamankinden daha uygun fiyatlıydı, bu da Arizona ve Florida gibi sıcak havaların yaşandığı eyaletlerde nüfus artışına yol açtı. Enerji Bilgi İdaresi'ne göre, şu anda yaklaşık 100 milyon Amerikan evinde klima var ve bu da tüm hanelerin yüzde 87'sini oluşturuyor.
Klimanın toplum üzerindeki etkisi
Klimanın toplum üzerinde önemli bir etkisi olmuştur. Örnek olarak, iklimlendirmenin halk sağlığında sağladığı iyileşme verilebilir.
Geçmişte, sıcaklıklar yüksek seviyelere ulaştığında insanların sıcak çarpması veya diğer hastalıklara yakalanma olasılığı daha yüksekti. Klimalar sıcak hava koşullarında ev ve ofislerin serin kalmasını sağlayarak bu durumun önlenmesine yardımcı oldu.
Klimanın fiziksel sağlığımızı iyileştirmesinin yanı sıra, bir bütün olarak toplum için ekonomik faydaları da vardır. Örneğin: İşletmelerin yıl boyunca etkin bir şekilde çalışmasını sağlar. Bu, dışarıdaki dondurucu soğuklar nedeniyle kış aylarında operasyonlarını durdurmak zorunda kalmak yerine yılın her döneminde mal üretebilecekleri anlamına geliyor.
İnsanlar iş yerlerinde yeterince rahat oldukları takdirde daha uzun saatler çalışabilir.
Şirketler, aşırı sıcağa maruz kalmanın neden olduğu sağlık sorunları nedeniyle çalışanların hastalık izni alması durumunda ekstra maaş ödemek zorunda kalmayarak para tasarrufu sağlıyor.
Klima aynı zamanda televizyon izlemek, yemek pişirmek ve uyumak gibi iç mekan aktivitelerinin de rahatça yapılmasını mümkün kıldı.
Klimaların çevre üzerinde de büyük etkisi vardır. Klima, iklim değişikliğine katkıda bulunan önemli miktarda enerji tüketir. Klima kullanımının artması, enerji tüketiminin ve sera gazı emisyonlarının artmasına neden oldu.
İklimlendirmenin geleceği
Klimanın geleceği parlak. Akıllı evler, sesle kontrol edilen cihazlar ve giyilebilir cihazlar gibi yaşamlarımızı iyileştirmeye ve daha konforlu hale getirmeye devam edecek birçok teknolojik gelişme var. Ayrıca, gezegendeki karbon ayak izimizi azaltmanın bir yolu olarak bizi enerjiyi verimli kullanmaya zorlayan çevresel kaygılarımız da var.
Bu nedenle, iklimlendirmenin geleceği muhtemelen, etkili soğutma sağlamaya devam ederken soğutma sistemlerinin çevresel etkilerini azaltan, enerji açısından daha verimli ve sürdürülebilir teknolojilerin geliştirilmesini içerecektir. İşte iklimlendirmenin geleceğini şekillendirebilecek bazı trendler:
Akıllı ve Bağlantılı Klimalar: Nesnelerin internetine (IoT) bağlı klimalar uzaktan kontrol edilebilir ve enerji tüketimini azaltırken soğutmayı optimize etmek için kullanıcı davranışını ve tercihlerini öğrenebilir.
Yenilenebilir Enerjiyle Çalışan Klima Cihazları: Klima sistemlerine güç sağlamak için güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması, soğutma sistemlerinin karbon ayak izini azaltabilir.
Evaporatif Soğutma: Evaporatif soğutma teknolojisi havayı soğutmak için su kullanır, bu da onu geleneksel iklimlendirme sistemlerine göre enerji açısından daha verimli bir alternatif haline getirir.
Doğal Soğutma: Pasif soğutma, yeşil çatılar ve gölgeleme cihazları gibi doğal soğutma çözümleri, mekanik soğutma ihtiyacını azaltarak binaları daha enerji verimli ve sürdürülebilir hale getirebilir.
Kaynak: www.tcl.com