İSİB 2016 Sektör Buluşma Toplantısı Antalya’da Düzenlendi
İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) 2016 Sektör Buluşma Toplantısı, 14-17 Nisan 2016 tarihleri arasında Antalya-Venezia Palace De Luxe Resort Hotel’de düzenlendi. Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı İbrahim Şenel, sektör yetkilileri, öğretim görevlileri, öğrenciler, sektör dernek temsilcilerinden oluşan yaklaşık 400 kişinin katılım gösterdiği toplantıda sektörün geldiği son durum değerlendirildi, teknik bilgilendirme ve eğitim programları gerçekleştirildi.
Toplantı Findeks yetkilisi Doğan Yılmaz’ın verdiği ‘Kredi Kayıt Bürosu Bilgilendirme Semineri’ ile başladı. Kredi Kayıt Bürosu ve Findeks karekodlu çek sistemi hakkında açıklamalarda bulunan Yılmaz, “Çıkardığımız risk raporlarıyla amacımız; üretimi, refahı, istihdamı artırmak ve ticareti daha şeffaf ve güvenli hale getirmek” dedi. Yılmaz, Findeks üyeleri için kredi notu, çek raporu ile hizmet verdiklerini söyledi. Yılmaz’ın ardından İSİB Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Poyraz, açılış konuşmasında öğrencilere seslenerek “İlk olarak geleceğimizi teslim edeceğimiz öğrencilerimize sesleniyorum. Sizi sürekli ve hızla gelişen iklimlendirme sektöründe mesleklerinizi her türlü ideolojinin üstünde tutmaya, araştırmaya, deneyim kazanmaya, yabancı dile hâkim olmaya ve çok çalışmaya davet ediyorum. Değişime hazır olmanız lazım. Standartlarımızın geliştirilmesini siz gençlerden bekliyoruz. Eğitim ve tecrübe çok önemli. Bu salonda bulunan tüm firmalar, siz gençlerimizin emrine amade. Sektörümüzü seçerek doğru bir karar verdiğiniz kanısındayım çünkü sektörümüzün geleceği parlak, ürünlerimizi en çok Avrupa ülkelerine ihraç ediyoruz” dedi. Gençlerin mesleki her türlü etkinliğe katılması gerektiğini vurgulayan Poyraz, “Mesleki birliği sağlayın. Markalaşmak mecburiyetindeyiz, katma değeri yüksek ürünler üretmeliyiz. Bunu sağlamak için de inovatif olmalıyız” şeklinde konuştu. Öğretim görevlilerine seslenen Poyraz, “Değerli akademisyenlerimizden öğrencileri teşvik etmelerini rica ediyorum. Öğrencilerimizin uygulayarak, dokunarak öğrenmelerini sağlayın. Sektörümüz yurt dışı ile sürekli iletişim halinde. Dolayısıyla ikinci hatta üçüncü dili öğrenmeleri için öğrencilerimizi teşvik edin” dedi. İnovasyonun önemine değinen Poyraz, standartlara uygun kaliteli üretim konularında meslektaşlarına tavsiyelerde bulunarak “Değerli meslektaşlarım, kayıt içi çalışmalı, standartlara iyi uymalı, rekabeti adil yapmalıyız. Doğru insanla, doğru kaliteyle, doğru hammaddeyle çalışmamız, tasarım ve inovasyona önem vermemiz gerekiyor” diye konuştu. Poyraz’ın ardından Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı İbrahim Şenel, “Ülkemiz son 15 yıldır ciddi oranda gelişim gösteriyor. İhracatımızı önemli oranda artırdık ve 150 milyar dolara çıkardık. Fakat mevcut çalışmalarımız 2023 ihracat hedefimiz için yeterli değil. Daha çok çaba sarf etmeliyiz. Ekonomi Bakanlığı olarak, gerekli yapısal düzenlemeleri sağlıyoruz. Dünya tek başına bir pazar haline geldi. Firmalar, teknoloji ve kalitesiyle bir adım öne çıkıyor. İklimlendirme sektörü için genç arkadaşlarımızın potansiyeli yüksek. Tasarım önemli bir paya sahip. İklimlendirme sektörünün dünya pazar payı 680 milyar dolar ve Türkiye iklimlendirme sektörü bu pazardan % 0.5 pay alıyor. Kalite ve katma değeri yüksek ürünlerle fark yaratmalıyız. İklimlendirme sektöründe yer alan ürünler, yüksek teknolojili ürünlerdir. Katma değer, tasarım ve ar-ge sayesinde gerçekleşir. Kendi markamız ve kendi tasarımlarımız olmalı” dedi. Tasarım harcamalarını Bakanlığın üstleneceğini, GSMH’dan ar-ge’ye ayrılan kaynağın % 3’e çıkarılacağını sözlerine ekleyen Şenel, “2004’te 655 milyon dolar, 2014’te 3.9 milyar dolar ihracat yapan iklimlendirme sektörünün 2015 yılı ihracatı 3.2 milyar dolara geriledi. 2023’te ise sektörün 25 milyar dolar ihracat hedefine ulaşacağını öngörüyorum” diye konuştu.
3. İklimlendirme Sanayi Ürün ve Mühendislik Tasarımı Yarışması sonuçları belli oldu
Konuşmaların ardından İSİB tarafından düzenlenen “3. İklimlendirme Sanayi Ürün ve Mühendislik Tasarımı Yarışması”nda ilk üçe giren proje sahipleri ödüllerini Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı İbrahim Şenel, Orta Anadolu Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Kahraman ve İklimlendirme Sanayi İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Poyraz’ın elinden aldı. Yarışmada 25.000 TL’lik İSİB Büyük Ödülünü ‘Laminar Flow Üniteli Yeni-Doğan Küvözü Geliştirilmesi’ isimli projesi ile Mustafa Zeki Yılmazoğlu kazandı. 15.000 TL’lik İkincilik Ödülünü ‘Teleskopik Yapıda Pratik Kurulum ve Kullanımlı Yeni Nesil Soğutucu’ isimli projesiyle Teberdar Gürbey kazandı. Son olarak 10.000 TL’lik Üçüncülük Ödülünü ‘Yıkıcı Girişimsel Aeroakustik Yüksek Frekans Filtresi’ isimli projenin sahibi Barış Elbüken kazandı.
Etkinliğin ikinci gününde Murat Sağman, ‘Dünya ve Türkiye Ekonomisi Sunumu, Trendler’ başlıklı bir sunum yaptı. Sağman sunumunda, dünyada ve Türkiye’de ekonomi ve piyasalarla ilgili son gelişmeleri, 2016 strateji ve beklentileri katılımcılarla paylaştı. Sağman, “Dünyanın üretimde de tüketimde de en büyük ekonomisi ABD. Amerika iyiyse dünya iyi, kötüyse dünya kötüye gidiyor. Avrupa’da ise en büyük ekonomi Almanya, ardından İngiltere ve Fransa geliyor. Türkiye, 1950’lerden bu yana ürettiğinin iki katı borçlanmış. Çin’den sonra özel sektörde en çok borçlanan ülkeyiz. İnşaat, kimya, elektrik ve gaz sektöründe çok döviz borcu var fakat döviz geliri yok. Kurun yükselmesi bu alanda faaliyet gösteren şirketleri olumsuz yönde etkiliyor. Dünyada 2015’ten sonra ticarette ciddi oranda bir yavaşlama görülüyor. 2016’da ise döviz savaşları, devlet borçları ve jeopolitik gelişmeler izlenecek. 2016’da riskini yönetemeyen kriz yönetir” diye konuştu. Sağman’ın ardından Serdar Sement, ‘Siyasi ve Ekonomik İstikrar için İnformasyon Toplama-İşleme’ ve ‘Siyasi Risk İzlekleri’ başlıklı bir sunum yaptı. Sement’in ardından ASHRAE Türkiye Chapter Öğrenci Şubeleri Açılışı hakkında sunum yapan Hassan Sultan’dan sonra ASHRAE’ye üye olan üniversite öğrencilerine plaket verildi. Ardından ‘Sanayinin Üniversitelerden Beklentileri’ başlıklı panel yapıldı. Metin Duruk’un moderatörlüğü üstlendiği panelde H. Önder Şahin, Bayram Kömürcü, Mustafa Töngüt, Orhan Turan ve A. Feridun Şimşir panelist olarak yer aldı. Panelde; üniversitelerdeki araştırmaların bir veri tabanında toplanması gerektiğini vurgulayan Önder Şahin, transfer merkezlerinin tek bir merkezde olması ve ar-ge çalışmaları üzerinde durdu. Metin Duruk, YÖK Kanunu’nun değişmesi ve yetişen öğrencilerin sektörün ihtiyacını karşılaması gerektiğini belirtti. Öğrencilerin sektörel tüm sempozyumlara katılması gerektiğini vurgulayan Duruk, Yıldız Teknik Üniversitesi’nin üniversite-sanayi işbirliğine çok güzel bir örnek olduğunu belirtti. Feridun Şimşir, üniversitelerin başvuru merkezlerinin olmasının sanayici için önem teşkil ettiğini ifade etti. Bayram Kömürcü, üniversitelerin sanayinin ihtiyaç duyduğu mühendisleri yetiştirmesi gerektiğini belirterek “Sadece teorik değil pratik eğitim de verilmeli. Üniversite hocalarımızın pratik bilgileri artırılmalı. Çünkü stajlar ne yazık ki yetersiz ve en önemlisi öğrencilerimiz en az iki lisan öğrenmeli” dedi.Orhan Turan ise ülkemizde sanayi yatırımları yerine gayrimenkul yatırımlarının artmasına dikkat çekerek “Ülkemizde gayrimenkule yapılan yatırımlarının artmasının en önemli nedeni; kaliteli, katma değeri yüksek üretimin yapılmaması. Sanayide katma değer ve marka yaratamazsak aynı şeyleri yıllarca tartışacağımızı düşünüyorum. Dünyanın en iyi ilk 500 şirket sıralamasında hiç Türk şirket yok. Bu konu üzerinde düşünmeli, marka yaratmaya odaklanmalıyız” diye konuştu. Panel, soru cevap bölümünün ardından sona erdi.
Panelin ardından Macit Toksoy, ‘AHRI Bölümleri ile İSİB iştigal alanlarının AHRI Standartları Perspektifi ile Karşılaştırılması’ başlıklı bir sunum yaptı.
Etkinliğin son gününde; ‘Kurumsal Verimlilik, Stratejiler ve Hedefler’ başlıklı ilk sunum, Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Dr. Atakan Genç tarafından yapıldı. Genç sunumunda, 2020 yılında iş dünyasını bekleyen kurumsal değişimleri ve kurumsallaşmanın temel ilkelerini anlattı. Genç sunumunda özetle şunları söyledi: “İş hayatında yer alan firmalar, her zaman başlangıçta iş planı ile belirlenen bir yapı ile yola çıkılarak kurulmazlar. 20. yüzyılda kurulan firmalar; çoğunlukla cesur bir girişimcinin kısıtlı bir sermaye ile kurduğu, daha sonra plansız olarak büyüme gerçekleştirmiş bir yapıdadır. Belirli bir büyüklüğe kadar kurucular ve çevresindeki kısıtlı sayıda çalışanı ile hızlı ilerleyen işletmeler, büyüme arttıkça sorunlar yaşamaya başlarlar. Kurumsallaşma, işletmenin büyümeye başladığı noktada oluşmaya başlaması gereken bir olgudur. Kurumsallaşmanın temel amacı; kurum, kuruluş ve işletmelerin, patron, lider yönetici ve önemli personele bağımlı olmadan faaliyetlerini sağlıklı bir şekilde yürütebilmeleri ve geliştirebilmeleridir. Günümüzde aynı pazara hitap eden çok sayıda kurum vardır. Ancak, verimli kurumlar uzun vadede hayatta kalabilme şansına sahiptirler. Verimlilik; işleri doğru yapmaktır, etkinlik ise doğru işleri yapmaktır.” Genç’in ardından Ethem Kocabaş ‘Aklı İmkânsızlığa Açabilmek-Liderliğin Zihin Kodları’ başlıklı sunumunda yaratıcılık üzerinde durdu. Kocabaş, “Çocukların hayal güçleri bloke edilmemeli. Çalışanlarınızın ve çocuklarınızın beyinlerini destekleyin. Çocuk kalan bir yetişkin, rekabet kabiliyetini artırır” dedi. Öğleden sonra TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Erol Arcaklıoğlu ve Rıza Seymen, ‘TÜBİTAK Faaliyetleri ve TEYDEB Destekleri’ başlıklı bir sunum yaptı. Arcaklıoğlu ve Seymen özetle şu bilgileri aktardı: “TÜBİTAK’ın görevleri; bilim, teknoloji ve yenilik politikaları oluşturmak, Ar-Ge altyapısı oluşturmak ve destek sağlamak ve stratejik alanlarda araştırmalar yapmaktır. TEYDEB ise ülkemiz özel sektör kuruluşlarının araştırma-teknoloji geliştirme ve yenilik faaliyetlerini desteklemek ve bu yolla Türk sanayisinin araştırma -teknoloji geliştirme yeteneğinin, yenilikçilik kültürünün ve rekabet gücünün artırılmasına katkıda bulunmak amacıyla kurulmuştur. Bu amaç doğrultusunda destek programları tasarlamakta ve yürütmektedir.” Prof. Dr. Mehmet Arik, ‘İnovasyonun Önemi’ başlıklı sunumunda inovasyon yapmayan firmaların ömrünün uzun sürmeyeceği, inovasyonun yaşam tarzı olması gerektiği mesajını verdi. Arik, “Başarılı bir ar-ge için iyi bir ar-ge takımı kurmak gerekir. Vizyonu geniş olanlar, takımlarını başarıya götürür” dedi. Arik’in ardından TOBB Başkanlık Özel Müşaviri M. Hakan Kızıltoprak ve Ömer Yavaş ‘Türkiye’nin CERN’e ortak üyeliği iş birliği ve ihale olanakları’ konulu bir sunum gerçekleştirdi. Kızıltoprak ve Yavaş sunumunda özetle şunları söyledi: “1954’te 12 Avrupa ülkesi tarafından İsviçre-Fransa sınırında kurulan CERN, dünyanın en büyük hızlandırıcı ve araştırma merkezidir. CERN’in amaçları; bilimsel araştırmalarla sınırları zorlamak, yeni teknolojiler geliştirmek, yarının bilim insanları ve mühendislerini eğitmek, yetiştirmek ve farklı ülke ve kültürlerden gelen herkesi bu amaçlar doğrultusunda birleştirmektir. Ülkemizin CERN ile ilişkisi 1961 yılında ve ilk defa Türkiye’ye tanınan gözlemci statüsü ile başlamıştır. Ülkemizde CERN ile ilişkili olarak yürütülen bilimsel faaliyetler büyük ölçüde TÜBİTAK tarafından koordine edilmiş ve desteklenmiş, ancak 2006 yılında Başbakanlıkça yapılan görevlendirme ile TAEK, CERN ile ilgili ülkemizde yürütülen faaliyetleri koordine etmek, bilimsel faaliyetlere katılmak, ülkemizde yürütülen çalışmalara mali destek sağlamak ve CERN çalışmalarında ülkemizi temsil etmek üzere görevlendirilmiştir. 2010 yılında CERN ile ilişkilerini yeniden gündemine alan Türkiye, 2015 Mayıs ayında yürürlüğe giren anlaşma ile CERN’e Ortak Üye olmuştur. Anlaşmayla birlikte, üniversitelerimiz ve Türk bilim insanlarımızın CERN’de yürütülen projelerde daha aktif yer alması beklenmektedir. Türk sanayicilerimiz ve üreticilerimiz CERN’de yapılan alımlar ve ihalelere katılabilecek, Türk iş profesyonellerimiz ve Türk bilim insanlarımız CERN’de kadrolu çalışabilecek, üniversite öğrencilerimiz ve yeni mezunlarımız CERN’de açılan programlara katılabileceklerdir.” Sunumun ardından çalışmalarıyla sektöre sunduğu katkılardan ötürü Abdullah Bilgin’e İSİB Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Poyraz tarafından plaket verildi. Son olarak Alarko-Carrier firmasından Nurettin Işık ‘Yalın Üretim Teknikleri’ konulu bir sunum gerçekleştirdi. Işık, “Yalın düşünce; giderek daha az emek, ekipman, zaman ve alan harcayarak, israfları önleyerek daha fazla üretebilmeyi ve bunu sürekli iyileştirmeyi sağlayan düşünce sistemidir. Yalın düşüncenin 5 kuralı vardır. Bunlar; değeri belirlemek, değer akışını tanımlamak, değerin akmasını sağlamak, müşterinin çekmesine izin vermek ve mükemmelliği aramaktır” dedi. İSİB 2016 Sektör Buluşma Toplantısı, İSİB Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Poyraz’ın kapanış konuşmasının ardından BACADER’in öğrencilere yönelik bilgilendirme toplantısı ile son buldu.