İklimlendirme Sektörü CNBC-e’nin Canlı Yayın Konuğu Oldu
İklimlendirme sektörünü temsilen Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder ve Systemair HSK Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Vural Eroğlu, CNBC-e televizyonunun Melda Yücel Kocaalp tarafından sunulan ‘İş Dünyasından’ programının konuğu oldu. 19 Ağustos 2015 tarihinde yayımlanan programda sektörü temsil eden Önder ve Eroğlu, özetle şu bilgileri aktardı:
Hasan Önder: “Seçimler, koalisyonun kurulamaması gibi etkenler piyasayı şüphesiz etkiliyor. Özellikle yabancılar bunu anlamakta güçlük çekiyor ama uzun soluklu bakıyorlar. Ana trendde yatırımların devam edeceğini düşünüyorum. Girişimci, seçim atmosferi diye vazgeçmiyor. Yurtdışındaki yatırımcı Türkiye’ye hâlâ güveniyor. Dünyada soğutma pazarı, ısıtma pazarından üç kat büyüktür. Bizde tersine, ısıtma pazarı yaklaşık % 40 oranında daha büyük. İnovatif, katma değerli ürün üretemiyorsanız, ayakta kalmak güç. Hâlâ kompresör üreten ülke değiliz. İthal ürünler çok fazla. Bu nedenle dövize çok duyarlıyız. Bugün tüm dünyada bir kur savaşı var. Döviz kurundaki bu artış firma olarak bizi çok fazla etkilemiyor. Zira cihaz, TL olarak geliyor, TL olarak satıyoruz. Pazarın yaklaşık % 85’ine Çin hâkim. Herkes Çin’de üretim yapıyor. İthalat maliyetleri % 15 arttı ama şu an satılan klimalar mevcut stoktan, eski fiyattan satılıyor. Ama gelecek yıl pazara en az % 20’lik bir artış olarak yansıyacaktır. Bugüne geldiğimizde cihazların verimliliğinin oldukça arttığını görüyoruz. Eskiden 1 kW elektrikten 2 kW soğutma elde edilirken şimdi bu sayı 7’ye yükseldi. Kullanıcı da çok daha bilinçli. Eskiden klimaları 18 ˚C’ye set ederdik. Şimdi bu kadar düşürmüyoruz. Japonya’da 26 ˚C’ye set ediyorlar. İç ortam sıcaklığı, dış ortamdan 6 ˚C daha az olduğunda, konfor algısı sağlanabiliyor. Eskiden klimalar 12 ˚C üflerdi. Şimdi sezonsal inverter cihazlar 16-17 ˚C üflüyor. Hissedilen sıcaklık, havadaki nem oranına bağlı yükselebildiği için nem alma da, yine konfor algısını artıracaktır. Klima sektörü inşaat sektörü ile çok yakından ilişkili. İnşaat sektörü geliştikçe klima sektörüne yansıyacaktır.”
Vural Eroğlu: “Erken seçim atmosferi, iklimlendirme sektörünü de etkiliyor. Zira iklimlendirme sektörünün % 50 müşterisi devlet. Müşteriyi genelde üçe ayırıyoruz: büyük ölçekli, küçük ölçekli ve bireysel müşteri. 2016 yılı için bireysel klima pazarında olumsuz bir gidişat beklenmiyor. Özellikle büyük ölçekli yatırımcının kararı etkileniyor. Türkiye genelindeki büyüme oranı % 5-6 seviyelerinde iken iklimlendirme sektörü büyüme oranı % 15-17 seviyesinde. İklimlendirme, var olduğu yerde verimi artırır. İklimlendirme zorunlu bir yatırım. Bütün sektörler, iklimlendirme sektörünün müşterisidir. Enerji tasarrufu için bina zarfında yapılan uygulamalarla yapılar giderek daha sızdırmaz hale geliyor. İç hava kalitesi ciddi bir sorun haline geliyor. Üç saat yetebilecek taze havayla tüm günü geçiriyoruz. Dolayısıyla artırmamız gereken; iç hava kalitesidir. Türkiye’nin 60 milyon $ klima santrali ihracat potansiyeli bulunuyor. İklimlendirme ihracatımız, ağırlıklı olarak yakın komşu ülkeler, Kuzey Afrika ve Ortadoğu ağırlıklıdır. Savaşlar ihracatımızı fazlasıyla etkiledi. İran yeni fırsatımız olabilir. Türkiye klima ile 80’li yıllarda tanıştı sayılır. Pazar büyük firmaların akınına uğradı. 90’lı yıllara Türkiye iklimlendirme sektörünün uyanışı diyorum. Bu dönem sektörde, mesleki örgütlenme başladı. Enerji verimliliği ve tasarrufunun önemi giderek artıyor. Tüketicinin birkaç bayi dolaşıp bilgi alması lazım. Evlerde gündüz, güneşliklerin kapalı tutulması, evin gereksiz ısınmasına engel olunması önemli. Cihaz satın alırken biraz daha fazla ödemeyi göze alıp tasarruflu cihaz seçmeleri lazım. Bu, endüstriyel sistemler için de geçerli. İhtiyacın çok üzerinde cihaz kapasitesi seçilmemeli.”