Finlandiya'nın Hedefi 2035 Yılına Kadar Karbon Nötr Hale Gelmek
Finlandiya, şirketlerin emisyonlarını optimize etmelerine ve karbon geçiş hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olacak çözümlerdeki gelişmelere liderlik yapıyor. Ağır sanayinin dekarbonizasyonu, acilen ele alınması gereken, insanlık için önemli bir endişe kaynağı olan küresel bir sorundur. Karbon hedeflerine ulaşmak, her endüstriyel sektörde emisyonlarda önemli ölçüde azalmayı gerektirmektedir. Avrupa'daki şirketler hararetle CO2 emisyonlarını azaltmanın yollarını aramaktadır ve Finlandiya, endüstrilerin dekarbonizasyonu ve daha sürdürülebilir değer zincirleri oluşturma konusunda halihazırda gereken uzmanlığa ve öncü çözümlere sahiptir.
Avrupa son üç yıldır önce pandemiyle, ardından Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesinin yol açtığı enerji krizi ve enflasyonla mücadeleye odaklanmıştır. Sektörler, kesintiye uğrayan tedarik zincirleri, ekonomik belirsizlik, karmaşık mevzuat değişiklikleri ve artan enerji maliyetleri gibi günlük gerçeklerle mücadele ederken, emisyon hedefleri arka planda kalabilir.
Ancak, endüstriyel sektörde emisyon hacmi hâlâ çok yüksek seviyededir ve sorunun daha sonra değil, şimdi ele alınması gerekmektedir. 2021 IPCC raporu, karbondioksitte (CO2) önemli ölçüde azalma olmazsa 21. yüzyılda 1,5°C ve ardından 2°C'lik küresel ısınmanın aşılacağı ve önümüzdeki yıllarda diğer sera gazı emisyonlarının ortaya çıkacağı konusunda uyarıda bulunmaktadır.
Aynı zamanda, dünyanın dört bir yanındaki insanlar iklimi ve doğayı her zamankinden daha fazla önemsemektedir. Ernst & Young Geleceğin Tüketici Endeksi 2021'e göre tüketicilerin %49'u çevreye öncelik vermekte ve yaşam tarzlarında ve satın aldıkları ürünlerde iklim değişikliğini göz önünde bulundurmaktadır.
Finlandiya'nın ticaret, yatırım ve seyahat teşvik ve inovasyon finansmanı kuruluşu olan Business Finland'da Endüstrilerin Dekarbonizasyonu Programı Başkanı Marika Ollaranta: “Şirketler, küresel ekonomik belirsizlik sırasında ÇSY değerlerinden ve mevzuatsal beklentilerden ödün vermeden performans sergileme konusunda zorluk yaşamaktalar. Markaların itibarı tehlikededir. İklim hedeflerine ulaşmak, tüm endüstriyel sektörlerin CO2 yoğun süreçlerden daha sürdürülebilir değer zincirlerine temel bir geçiş yapmasını gerektirecektir. Finlandiya halihazırda zaten ticari olarak uygun çözümlere ve inovasyonlara sahip. Avrupa'daki şirketler şimdi doğru kararlar verirse bu çalkantılı zamanları atlatabiliriz" şeklinde açıklamalarda bulundu.
Business Finland’ın Türkiye ofisinde enerji, temiz teknolojiler ve imalat sektörlerinden sorumlu Kıdemli Danışman Pelin Gökçek Adıyaman: “Avrupa Yeşil Mutabakatı dahilinde uygulanacak olan Sınırda Karbon Mekanizması, AB’nin 6. büyük ticaret ortağı olan Türkiye’yi ve özellikle imalat endüstrilerini etkileyecektir. İlgili düzenlemelerden ilk etapta çimento, demir çelik, alüminyum ve gübre sanayilerinin; daha sonra da kimya, tekstil ve kağıt gibi diğer enerji-yoğun sektörlerinin etkilenmesi beklenmektedir. Bu nedenle, Türkiye'nin imalat sanayileri, hızlı bir yeşil geçişe ihtiyaç duymaktadır. Finlandiya’nın halihazırda bu alanlarda var olan çözümleri, iki ülke arasındaki işbirliğinin gelişmesine katkıda bulunacaktır” diye ekledi.
Fin işletmeleri, çeşitli endüstrilerde kanıtlanmış dekarbonizasyon çözümleri sağlamada uzun süredir öncü olmuştur. AFRY, Gasmet Technologies ve Valmet dahil olmak üzere önde gelen Fin uzman şirketler, dünya çapında halihazırda uygulanmakta olan yöntemler sunmaktadır.
AFRY, küresel erişime sahip İsveç-Finlandiya menşeili mühendislik, tasarım ve danışmanlık hizmetleri tedarikçisidir. Enerji verimliliğini artırmak için çalışan AFRY yerel düzeyde gösterdiği faaliyetlerle birlikte proses endüstrisi sektörünü üst düzey proses teknolojisi bilgisi ile desteklemektedir.
AFRY Kağıt ve Karton Teknolojisi Direktörü Jarko Kutvonen: "Şimdiden, her yaştan üretim tesisi süreç verimliliğini artırarak hızlı ve maliyet etkin bir şekilde daha az CO2 salacak şekilde optimize edilebilir. Optimizasyon değişiklikleri verimliliği genelde yüzdesel olarak birkaç düzey artıracaktır ve daha eski fabrikalar için, müşteri yatırım yapmaya hazırsa, çift haneli verimlilik artışı yüzdelerinden bahsedebiliriz" dedi.
Gasmet Technologies dünya standartlarında endüstriyel proseslerden kaynaklanan gaz emisyonlarını ölçmek için gaz analiz sistemleri ve emisyon izleme çözümleri tasarlamakta ve üretmektedir. Şirket, tüm dünyada 6.000'den fazla gaz ve emisyon izleme sistemini başarıyla teslim etmiştir.
Gasmet Teknolojileri CEO'su Nenne Nordström: “Güvenilir emisyon ölçümü, bir tesisin ne tür ve ne kadar emisyon ürettiğini ve emisyonları azaltmak için yapılan yatırımların iyileştirme sağlayıp sağlamadığını anlamaya ve doğrulamaya yardımcı olur. Emisyonlar ölçüm yapılmadan düşürülemez. Emisyonların ölçülmesi genellikle yerel mevzuat gerekliliklerini karşılamak için zorunludur, ancak günümüzde şirketler, örneğin müşteriler, yatırımcılar ve faaliyet gösterdikleri toplum gibi paydaşlarına karşı şeffaf davranmak istiyor” dedi.
Valmet Oyj, selüloz, kağıt ve enerji endüstrileri için önde gelen global bir proses teknolojileri, otomasyon ve hizmet geliştiricisi ve tedarikçisidir. Valmet, yenilenebilir malzemeler ve geri dönüştürülmüş, atık ve yan akımların değerlendirilmesi için gerçekleştirdiği Ar-Ge çalışmalarını daha da güçlendirmeyi amaçlayan ve nihayetinde yeşil geçişi desteklemeye hazır olmasını sağlayan Beyond Circularity adlı yeni bir Ar-Ge ve inovasyon programı başlatmıştır.
Valmet'in Araştırma ve Geliştirmeden Sorumlu Başkan Yardımcısı Janne Pynnönen: "Çeşitli malzeme akışlarının tamamen döngüsel hale gelmesinin yanı sıra, fabrika veya tesis operasyonlarının özerklik seviyesinin önümüzdeki 5 ila 10 yıl içinde artmasını bekliyoruz. Beyond Circularity girişimi kapsamında amacımız, otonom fabrikalara doğru büyük adımlar atmak, enerji verimliliğini daha da artırmak ve emisyonları azaltmaktır. Diğer bir odak noktası teknik yaş, emisyonlar, enerji tüketimi ve su kullanımı gibi kritik göstergeleri dikkate alan yaşam döngüsü hizmetleri konseptlerinin geliştirilmesidir. Tüm bunlarda, veriler ve verilerin aktarımı çok önemlidir" şeklinde açıklamada bulundu.
Program kısmen Business Finland tarafından AB'nin Kurtarma ve Dirençlilik Mekanizması (RRF) aracılığıyla finanse edilmektedir ve uluslararası şirketlerin Finlandiya'daki artan araştırma, geliştirme ve inovasyon yatırımları yoluyla toplumun en acil sorunlarından bazılarını çözmeye davet edildiği "Veturi" lider şirket girişiminin bir parçasıdır.
Finlandiya'nın hedefi 2035 yılına kadar karbon nötr hale gelmektir ve ülke, küresel olarak inovasyonları ve uzun vadeli iş fırsatlarını artırarak sıfır karbonlu bir geleceğe giden yolda öncülük etmektedir. Finlandiya, 1990'larda dünyada karbon vergisini başlatan ilk ülke olmuştur. Bu, Finlandiya sanayi sektörlerini düşük karbonlu çözümler aramaya itmiştir. Dünyanın ilk döngüsel ekonomi yol haritasını oluşturmanın yanı sıra, 14 Fin endüstrisi kendi düşük karbonlu endüstri yol haritalarını tanıtmıştır