Commissioning Bakış Açısı Paneli Gerçekleştirildi
“Commissioning Bakış Açısı” Paneli, “Daha Sürdürülebilir bir Gelecek için Esnek HVAC Çözümleri” başlığını taşıyan TTMD XIV. Uluslararası Yapıda Tesisat Sanal Sempozyumu’nun ikinci gününde gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Emre Özmen’in yaptığı panele konuşmacı olarak Atilla Karabulut, Sarven Çilingiroğlu ve Azamet Candemir katıldı.
Moderatör Emre Özmen, panelin açılışında commissioning ile ilgili 2019 yılının Kasım ayında çok kapsamlı bir çalıştay yapıldığını ve bu çalıştayın sonuç bildirgesinin de yakında kamuoyu ile paylaşılacağını söyledi. Özmen, bu çalıştayda commissioning için Türkçe isim önerilerinin de değerlendirildiğini belirtti.
Commissioning kavramını; talebe arzın ne kadar yetişebildiğini doğrulamaya çalışan prosesler bütünü olarak açıklayan Özmen, “Yaşamın pek çok alanında nihai hedefe giderken birtakım doğrulamalar yapmamız gerekiyor. Commissioning, bunların tamamını bir arada uygulayan proses entegrasyonu olarak tanımlanabilir” dedi.
Emre Özmen’in ardından söz alan Kalyon İnşaat’tan Atilla Karabulut konuşmasına, işveren olarak commissioning işletilen ve işletilmeyen proje örneklerini paylaşarak başladı. Karabulut, süreç içerisinde yapılan doğrulamalar ve bunların sağladığı avantajlar ile bina kalitesinin arttığını belirtti. Doğru bir commissioning süreci izlendiğinde işverenin kendi binasına olan güveninin arttığını ve projelerin de bilinir, marka projeler haline geldiğine dikkat çekti. Karabulut konuşmasını şöyle sürdürdü: “Commissioning işletmediğimiz projelerde disiplinler arasında çok ciddi problemler oluyor, alt yüklenici firmalar birbirleri ve diğer bölümlerle uyumlu çalışamıyor. İşverenin projeye tam ikna edilemediği işlere de şahit olduk, eksik imalatlar, hatalı pano gibi pek çok soruna da… Commissioningin sağlıklı bir şekilde işletildiği projelerde ise hataların minimize edildiğini, sürecin çok daha sağlıklı ilerlediğini gördük. İşveren tarafında projelerde enerji verimliliğinin artması, işveren isteklerinin doğru anlaşılıp doğru şekilde gerçekleştirilmesi sonucunda da binanın amacına uygun yapılması, commissioningin sağladığı avantajlar arasında. Türkiye’de her geçen gün bina kalitesi ve akıllı bina sayısı artıyor. Bu binalar oldukça donanımlı binalardır, onlarca akıllı sistem barındırırlar. Bu sistemlerin birbiri ile doğru iletişimi kurması, doğru çalışması, mekanik ve otomasyonun mükemmel uyumu ile sağlanır ki bu da iyi bir commissioning süreci ile mümkün kılınabilir. Commissioning, sektör için yeni bir kavram sayılabilir. Biz her projede şartnamelerimizi, önceki projelerdeki tecrübelerimizi ekleyerek geliştirmeye çalışıyoruz. Bu nedenle sektör tarafından üzerinde hem fikir olunmuş bir şartname bulunması, işimizi ciddi anlamda kolaylaştıracaktır. Tarafların sorumluluklarının net bir şekilde açıklanması işin sağlıklı tamamlanması için şarttır. Projenin kapsamının doğru tanımlanması, commissioning firmasının yeterliliklerinin belirlenmesi, hangi sistemler için commissioning yapılacağının belirlenmesi, performans testi örneklemesi yapılması, hangi normlarda çalışılacağının kararlaştırılması, commissioning faaliyetlerinde kullanılacak programların belirlenmesi, sağlıklı bir iş için olmazsa olmazlardandır”.
Karabulut’tan sonra sözü MCS Mühendislik inşaat Yönetim A.Ş.’den Azamet Candemir aldı. Candemir konuşmasında özetle şunları söyledi: “Commissioning kavramı ile ilk olarak 15 yıl kadar önce yurtdışında yaptığımız bir otel projesinde tanıştım. Türkiye’de ise geçmişi çok eski değil bu kavramın. Bir projede Commissioning firmalarına nasıl ve hangi pozisyonda ihtiyaç duyulacağı iyi anlaşılmalı. Özellikle üstyapı projeleri ile ilgili bir commissioning firmasın ile çalışılmasının ihtiyaçtan öte bir zorunluluk olduğunu düşünüyorum. Dünya genelinde commissioning firması çoğunlukla proje sonunda geliyor ve TAD kısmında daha etkin. Ama nitelikli bir iş için commissioning firmalar özellikle tasarım aşamasından itibaren devrede olmalı, tasarımcı ve yatırımcıya yön vermelidir. Saha uygulamalarında, yüklenici çalışmalarında, nihai ekipman seçiminde destek olmalıdır. Commissioning firmasının, projede yer alan en tarafsız ve bağımsız yapı olması çok önemlidir. Projenin hiçbir tarafı ile en ufak bir çıkar ilişkisi olmamalı. Doğrudan işverene bağlı bir commissioning firmasının sağlıklı çalışamayacağına inanıyorum.”
Azamet Candemir’in ardından söz alan Çilingiroğlu Mühendislik’ten Sarven Çilingiroğlu ise tasarımcı gözüyle commissioning sürecinde tasarımcının rolünü ve katkısını anlattı. Çilingiroğlu, tasarım aşamasında commissioning firmalarının varlığının pek görülemediğine dikkat çekerek aslında commissioning firmalarının tasarım aşamasında işe dahil olması gerektiğini ve bunun projeye pek çok katkısının olacağını dile getirdi. Çilingiroğlu şunları söyledi: “Ülkemizde maalesef commissioning yapılmadığından iletişim ve koordinasyon düzgün sağlanamıyor. Proje süreci uzun ve zahmetli geçiyor. Yatırım ve işletme giderleri çok yüksek oluyor. Tasarımcının proje harici bırakılması söz konusu olabiliyor. Bunun sonucunda onay alınmaksızın proje değişebiliyor, bu da verimsiz sistem tasarımına sebebiyet veriyor. Süreç boyunca ve işletme esnasında tasarımcıya geri bildirim olmadığı için gelecekte yapılacak tasarımların iyileştirilmesi için bir katkı da sunulmamış oluyor. Commissioning süreci, tasarım öncesi, tasarım, imalat ve işletmeyi kapsamalıdır. Tasarım öncesinde bir commissioning firması seçilmeli, bütçe hazırlanmalı ve onaylanmalıdır. Tasarım aşamasında tasarımcı, öncelikle işveren şartnamesini bir commissioning firması ile değerlendirmeli, yorumlamalıdır. Daha sonra yine tasarım temelleri şartnamesi hazırlanmalı ve sistem seçimi yapılmalıdır. Böylece tasarım revizyonları yalnızca geometrik revizyonlara indirgenecek ve işverenin istediği tasarımın yapılmasını garantileyecektir. Tüm şartnameler belirlendikten sonra imalata geçilir, malzeme seçiminde tasarımcı ve commissioning firması görüş bildirir. İşletmede ise bütün üretilen belgeler commissioning firması tarafından güncel hale getirilir, bu belgeler tasarımcı tarafından gözden geçirilerek işverene iletilir. Bu şekilde çalışıldığında revizyonlar azalır. Tasarımdan çok az sapma olur, kabul ve teslim süreci kısalır, iletişim ve koordinasyon yönünden aksama yaşanmaz. Böylece işletmeye geçiş süreci kısalır, müteahhit firma tasarım değişikliğinden daha az etkilenir. İşletme maliyeti azalır ve gelecekte yapılacak işler için bir geri bildirim sağlanarak daha iyi işler yapılmasının yolu açılır.”
Konuşmacıların ardından Moderatör Emre Özmen, anlatılanları değerlendirdi. Panel, katılımcıların sorularının yanıtlanmasıyla sona erdi.