Avrupa’daki Veri Merkezleri Su Sıkıntısı ile Karşı Karşıya

GlobalData, Avrupa'daki veri merkezleri için bir sonraki büyük zorluk olarak su kıtlığının ortaya çıktığını açıkladı.
Bu yıl Avrupa'da orman yangınlarında önemli bir artış yaşanırken, rekor düzeyde kuraklık ve aşırı sıcaklar kaydediliyor, veri merkezlerinin soğutulması için su temini bölge için kritik bir sorun olarak ortaya çıkıyor. Lider bir veri ve analiz şirketi olan GlobalData, sektör tartışmaları; büyük ölçüde artan enerji taleplerine odaklanmış olsa da, su kıtlığının artık hızla büyüyen dijital altyapının sürdürülebilirliği ve dayanıklılığı için aynı derecede acil bir risk oluşturduğunu belirtiyor.
GlobalData Kurumsal Teknoloji ve Hizmetler Baş Analisti Robert Pritchard şöyle diyor: "İklim değişikliği, orman yangınlarından ani sellere kadar dünya çapında giderek daha şiddetli hale gelen hava koşulları yarattı. Aşırı ısınan toprak, yeraltı su kaynaklarına daha az yağmurun emilmesine ve bunun yerine kuru toprakların üzerinden akmasına neden olarak çoğu zaman yaşamları ve geçim kaynaklarını yok ediyor. İklim değişikliği ayrıca, sürekli genişleyen veri merkezi tabanını soğutmak için su ihtiyacının ele alınması gereken bir sorun haline gelmesi anlamına geliyor."
Veri merkezi büyümesinin neden olduğu altyapı talepleri, şirketlerin ihtiyaçlarını karşılamak için yeni nükleer teknoloji ve diğer çözümlerden yararlanmaya çalışmasıyla, artan enerji gereksinimlerine odaklanma eğiliminde olmuştur. Örneğin Singapur ve İrlanda'nın Dublin kenti gibi dünyanın dört bir yanındaki bazı ülkeler ve şehirler, vatandaşlarına genellikle aşırı yüklenen altyapılar nedeniyle enerji teminini güvence altına almak için yeni veri merkezi inşaatlarını durdurmuş veya engellemiştir.
Pritchard şunları ekliyor: "Veri merkezi sağlayıcıları, özellikle yapay zekanın (YZ) yaygınlaşması göz önüne alındığında, büyümelerinin enerji taleplerini karşılamak için teknoloji yeniliklerinden yararlanıyor."
Su soğutmaya alternatif bulma ve genel kullanımı azaltma çabalarına rağmen, suyun büyük bir rol oynadığı gerçeği değişmiyor. OECD, 2027 yılına kadar YZ araçlarının yılda 4,2-6,6 milyar metreküp su gerektireceğini tahmin ediyor; bu, Danimarka gibi bir ülkenin yıllık toplam kullanımından veya Birleşik Krallık'ınkinin neredeyse yarısından fazla. Pritchard şöyle açıklıyor: "Teknolojideki çoğu şeyde olduğu gibi, ortaya çıkan zorluklar için de çözümler bulunacaktır. Ancak sorun şu ki, herhangi bir çözüm iklim değişikliği ve vatandaşların yaşamları üzerindeki doğrudan etkisi bağlamında ele alınmalıdır. Bu sadece bir teknoloji meselesi değil, aynı zamanda politik ve sosyal bir meseledir."
Enerji altyapısı ve kullanımı konusunu karşılaştırırken dikkat edilmesi gereken başka noktalar da var.
Pritchard şu sonuca varıyor: "Yeşil aklamacıların yüzünü kızartan gizleme taktiklerinden, arkasına saklanılacak karbon kredilerinin su eşdeğeri yok. Daha da önemlisi, enerji sektöründe şebeke kesintileri için yerinde yedek jeneratörler varken, su için bir eşdeğer yok. Bunun da ötesinde, çok daha önemli bir sorun gibi görünen kritik su altyapısına yönelik potansiyel terör saldırısı tehdidi var."