Air Liquide, Yenilenen Manisa Tesisinde Yüzde 50 Kapasite Artışı Sağlayacak
Air Liquide, Türkiye ayağında yatırımlarına devam ediyor. Türkiye’de hâlihazırda toplam 7 tesiste faaliyetlerini sürdüren şirket, Manisa’daki dolum tesisini yeniledi. Yenilenmiş tesiste yüzde 50 kapasite artışı sağlanacak.
1902 yılında kurulan ve o günden bu yana büyüme trendini istikrarlı bir şekilde sürdüren Air Liquide, “DNA’sında globallik taşıyan” bir şirket. 75 ülkeye ulaşan bu global tavrın somutlaştırıldığı pazarlardan biri olan Türkiye’de 2008 yılından beri faaliyet gösteren firma, mevcut durumda 4 üretim tesisi ve 3 tüp dolum tesisiyle hizmet veriyor. Son olarak Manisa Organize Sanayi Bölgesi’ndeki tüp dolum tesisini yenileyen Air Liquide, yüzde 50 kapasite artışı elde ederek; azot, oksijen, argon, karbondioksit ve karışım gazlarının dolumunda yıllık 250 bin tüp dolum kapasitesine ulaştı. Yenilenen tesisin bir başka dikkat çeken yanı idari binanın çatısına yerleştirilen 132 adet güneş paneli oldu. Bu bağlamda tesis, yıl boyunca yüzde 50’nin üzerinde güneş enerjisi kullanarak karbon ayak izinin azaltılmasını sağlayacak.
Yenilenen tesisin açılış merasiminin ardından gazetecilerle bir araya gelen Air Liquide Orta Güney Avrupa Direktörü Bertrand Saraux ve Air Liquide Türkiye Genel Müdürü Souhel Bousta, firmanın hem global tarafta hem de Türkiye özelinde mevcut durumunu ve gelecek planlarını aktardılar.
120 Yıldır Sektörün İçinde
“Havanın komponentlerini, elementlerini ayrıştırmaktan doğan bir inovasyon” ile 1902 yılında kurulan Air Liquide’in 120 yıllık tarihi hakkında kısa bilgiler vererek sözlerine başlayan Bertrand Saraux, “Air Liquide Group, bir Fransız firması. 1902 yılında bir icatla sektördeki yerini almış bir firma. İcattan kastımız da şu: Havanın komponentlerini, elementlerini ayrıştırmaktan doğan bir inovasyon. Azot, oksijen, argon ve havadaki diğer moleküllerden bahsediyoruz. Havadaki bu elementler, 120 yıl sonra bugün hala Air Liquide’in faaliyetlerinin yapı taşlarını oluşturuyor. İki ana kullanım alanı söz konusu; biri sanayi, diğeri de sağlık. Sanayinin aklınıza gelebilecek her türlü imalat ayağında kullanılan gazlardan bahsediyoruz. Otomotivden gıdaya, petrokimyadan mikrochip üretimine kadar oldukça geniş bir alanda kullanımı var. Elbette bunlar gözle görebildiğimiz gazlar değil. Fakat üretim proseslerinde kritik öneme sahipler” dedi.
“Sağlık alanındaysa iki iş kolundan söz edebiliriz” diyen Saraux, sözlerine şöyle devam etti: “Bunlardan bir tanesi medikal gazlar. Bunu hastanelere sağlanan oksijen şeklinde kısaca tanımlayabiliriz. İkinci olarak, evde bakım hizmetleri bağlamında genellikle solunumda zorluk yaşayan hastalara yönelik destek hizmetlerini kapsayan iş kolu”.
2021’de 23 Milyar Euro Seviyesine Ulaşıldı
“Air Liquide, 2021’de 23 milyar Euro seviyelerinde bir güce ulaştı. Birçok ülkede ve dolayısıyla birçok pazarda aktif olarak bulunan global bir şirketiz. 75 ülkede faaliyet gösteriyor, 66 bin kişiyi aşan istihdam rakamlarını sağlamış bulunuyoruz” diyerek firma hakkında bilgiler veremeye devam eden Saraux, Air Liquide’in büyük yatırımcılardan ziyade çok sayıda bireysel paydaşı bulunduğunun altını çizdi. An itibarıyla 300 bin bireysel hissedarı olan firma, hem Türkiye hem de globalde yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor.
Öncelikli Hedef Yenilenebilir Enerji
2025 stratejilerini kapsayan ve Advance ismini verdikleri hedefler bütününü de yakın zamanda açıkladıklarını söyleyen Saraux, yenilebilir enerji vurgusu yaptı: “Geçtiğimiz haftalarda Advance adını verdiğimiz 2025 stratejimizi açıkladık. Buna göre en çok odaklandığımız noktalardan biri yenilenebilir enerji. Bu alana kanalize olarak yatırımları o yönde yapmaya başladık. Yeni strateji programıyla birlikte globaldeki yatırımlarımız artacak ve yatırımlarımızın yarısı yenilenebilir enerjilere geçişe odaklanacak. Yeni stratejik planla birlikte Air Liquide, artık finansal hedeflerin yanı sıra sürdürülebilirlik mefhumunu da ana hedeflerine dahil ediyor. Örneğin, çalışanlarımızın çalışma koşullarını daha da iyileştirmek, medikal oksijene sahip olmayan ülkelere bu hizmeti sunmak gibi sosyal ve sürdürülebilir hedefler ana başlıklarımız arasında”.
Stratejileri 4 alt başlıkta topladıklarını dile getiren Saraux, buna da şöyle açıklık getirdi: “Stratejimizin 4 alt başlığı var. Bunlardan ilki, finansal performans bağlamında yatırımlarla büyümeyi sağlama. İkinci nokta, dünyanın karbonsuzlaştırılması. Air Liquide, yoğun elektrik tüketiminden ötürü, aslında karbon emisyonu üreten bir firma. Şirket olarak dünyadaki karbon emisyonunun 0,1’inden sorumluyuz. Rakamsal manada küçük gibi görünse de bir firma için oldukça büyük bir rakam. Dolayısıyla karbonsuzlaştırma noktasında bizim başlangıç noktamız kendimiziz. 2050 yılında karbon-nötr olma amacı doğrultusunda kendi üretimimizi temizlemeyle işe başladık. Karbonun önemli bir kısmı hidrojen üretimi esnasında ortaya çıkıyor. Biliyorsunuz ki hidrojenin çoğu hala doğalgazdan üretiliyor. Burada önemli bir karbon salımı gerçekleşiyor. İşin teknolojisinden bahsedecek olursak ana hedef, ortaya çıkan karbon emisyonun yakalanıp ya tekrar geri kullanılması ya da stoklanması şeklinde ifade edilebilir. Yeni yatırımlarda elektrolizör teknolojisine odaklanıyoruz. Bu ekipmanlarda da yenilenebilir enerji kullanımından yana tavır alıyoruz. Bunlar ütopik hedefler değil. Avrupa’da mevzuat da desteklediği için hayata geçmiş çok önemli karbonsuzlaştırma projeleri var. Belçika, Fransa, Almanya gibi ülkelerde bunun örneklerini görebilirsiniz. Biz, ‘havadan para kazanıyorsunuz’ şeklindeki takılmalara çok maruz kalırız. Ve fakat esasında bizim hammaddemiz hava değil, elektrik. Bugün itibarıyla baktığımızda Türkiye’de kömür kaynaklı enerji üretiminden ötürü karbon salımının yüksek olduğunu görüyoruz. Ama beri yandan Manisa’da bir tüp dolum tesisi ölçeğinde bile dönüşümler başlıyor. Şunu da eklemeliyim: Biz, Air Liquide olarak müşterilerimizin proseslerinde daha temiz üretim yapmalarına da yardımcı oluyoruz. Bunu da kedimize görev ediniyoruz. Tüm bunların yanında finans ötesi performansı da alt başlıklardan biri olarak belirledik. Global bağlamda bakış açımız bu şekilde şekilleniyor”.
“DNA’sında Globallik Olan Firma”
Bertrand Saraux’ dan sonra sözü alan Souhel Bousta ise Air Liquide Türkiye özelindeki mevcut durumu ve gelecek projeleri hakkında bilgi verdi. Bousta, İzmir-Aliağa’da başlayan hikayeyi şöyle özetledi: “Air Liquide DNA’sında globallik olan bir firma. Türkiye de buna güzel bir örnek. Esasından endüstriyel gaz işi oldukça yerel bir iş kolu. İthal edemezsiniz, örneğin Çin’den getirtemezsiniz; ürettiğiniz yerde tüketirsiniz. Air Liquide’in Türkiye’deki hikayesi İzmir-Aliağa’da başladı. Petkim’le bir tedarik anlanşması yapıldı ve Türkiye pazarına ‘merhaba’ denildi. Bu, önemli bir adımdı çünkü Petkim gibi endüstriyel ve büyük bir firmanın gaz ihtiyaçlarının karşılanması noktasında Air Liquide’e güvenmiş olması değerliydi. 2013’e gelindiğinde Ankara-Polatlı’da bir üretim tesisiyle yeni bir yatırıma imza atıldı. Bu, KOBİ’lere yönelik endüstriyel gaz üretimi yapan bir tesis. Büyük hava ayrıştırma kulelerinin içinde basınç ve soğutma teknolojileriyle havadaki gazlar ayrıştırılıyor ve sıvılaştırılıyor. 2015’te bir satın alma ile Air Liquide, Türkiye pazarındaki yerini biraz daha genişletti. Messer Aligaz Sanayi Gazları firmasını satın alarak Kocaeli-Kartepe bölgesinde faaliyetlerine başladı. Manisa’daki bu tesis de o satın almayla Air Liquide’e geçen bir tesis. 2017 yılında tekrar Aliağa’ya dönüş yapıldı. Yeni bir üretim tesisi kurularak bölgedeki KOBİ’lere daha geniş kapsamda hizmet verilmeye başlandı. 2018’de bu sefer yatırım bölgemiz Erzincan-İliç oldu. Burada bir üretim tesisini hayata geçirdik. Anagold madenine 2 tane oksijen üretim ünitesiyle hizmet veriyoruz. Total olarak baktığımızda Türkiye’de Aliağa, Kartepe, Polatlı ve İliç olmak üzere 4 üretim tesisiyle ve Manisa’daki gibi 3 tane de dolum tesisiyle sektörün içinde yer alıyoruz. 1000’in üzerinde müşteriye hizmet veriyoruz. Ekibimiz ise170 kişi”.
Oxy-combustion Teknolojisine Yoğun İlgi
“Endüstriyel gazlar genelde pek bilinmez ama neredeyse tüm ürün üretim proseslerinde bir şekilde endüstriyel gazlara rastlarız” diyerek “neler yaptıkları, nelerde hizmet verdikleri” konusuna ayrıca bir paragraf açan Bousta, sözlerine şöyle devam etti: “Örneğin gıda sektöründe sıvı azotla balık şoklanır ve ihraç edilir. Özellikle Ege Bölgesi’nde bu şekilde üretim yapan oldukça çok firma var. Bu, bir örnek. Paketleme noktasında mesela uçaklardaki sandviçlerin paketleri şişkindir. Bunlar paketlerinde azot olan ve böylelikle tazeliği ve kalitesi korunan ürünlerdir. Bu da ayrı bir örnek. Bir başka örnek de balık çiftlikleri. Buralarda oksijen sayesinde balıkların daha sağlıklı büyümesi sağlanır. Son bir örnek vereyim. Atık su arıtma konusu özellikle son dönemde oldukça popüler, herkesin dikkat kesildiği bir konu. Bu alanda da Air Liquide’in farklı gaz çözümleri mevcut”.
Bousta, içinde bulundukları diğer sektörleri, özellikle Oxy-combustion teknolojisine vurgu yaparak şöyle açıkladı: “Diğer bir sektör otomotiv ve fabrikasyon diye ayırdığımız bir alan. Genellikle kaynak yapan, metal imalatı yapan firmalar bu alana giriyor. Bunlar argon gazı karışımlarını kaynak ya da kesim yapmakta kullanıyorlar. Türkiye metal imalatı noktasında oldukça yoğun çalışıldığı için özellikle Bursa bölgesinde oldukça müşterimiz var.
Malzeme ve enerji dediğimiz alanda ise Oxy-combustion adını verdiğimiz teknolojimiz ön plana çıkıyor. Yanma tarafında büyük fırınlar kullanan cam üreticileri, bakır-alüminyum üreticileri gibi firmalar bu teknolojiyi kullanıyorlar. Fırınlarında yakıtın yanında oksijen de kullandıklarında daha verimli bir yanma sağlayıp yakıttan tasarruf ediyorlar. Mevcut durumda doğalgaz fiyatları sürekli arttığı için bu teknolojiye olan talep de artıyor. Firmalar böylelikle doğalgaz tüketimlerini azaltma şansı yakalamış oluyorlar. Aynı zamanda daha az emisyon salımı yapmaları çevreye verdikleri zararı azaltmış oluyor”.
“Panellerle Tesisin Elektrik İhtiyacının Yüzde 50’sinden Fazlasını Karşılayabiliyoruz”
“Gördüğünüz gibi işimiz sadece gazı vermekle bitmiyor. Bu gazların doğru ve etkili şekilde kullanılması için de müşterilerimize yol gösteriyoruz. Kullanmakla ilgili know-how’u da sunarak müşterilerimizin daha iyi ve daha verimli üretim yapmalarına yardımcı oluyoruz” diyen Bousta, yeniledikleri Manisa tesisleri için de şunları söylüyor: “Bu tesis bizim için Türkiye pazarında önemli bir eşik. Bu yenilemeyle birlikte Manisa tesisimizdeki üretim kapasitemizi yüzde 50 oranında artırmış oluyoruz. Son teknolojiyle bezenmiş modern dolum ekipmanlarıyla daha fazla ve daha çeşitli karışım gazları hazırlayıp tüplere dolduracak ve müşterilerimize gönderebileceğiz. Bu anlamda iyi bir şekilde organize olduk. Bu tüpler görüntü itibarıyla basit bir yapıda gözükebilirler ama içlerinde basınç, kullanım, ergonomi gibi çeşitli başlıklarda çok fazla alana dokunan teknolojiler mevcut. ‘Akıllı tüp’ diye tanımlayabiliriz. Müşterilerimiz de ‘akıllı tüp’ konusuna oldukça önem veriyor”.
Tesisin idari binasının üzerine koydukları güneş panelleri hakkında bilgiler vererek sözlerini sonlandıran Bousta, mevcut potansiyeli şöyle aktarıyor: “İdari binamızın üzerine kurduğumuz güneş panelleriyle kendi kullanımımız için yenilebilir enerji üretimine başladık. 132 adet panelle tesisin elektrik ihtiyacının yüzde 50’sinden fazlasını karşılayabiliyoruz. Tabii burada alan müsaitliği de önemli. Ankara-Polatlı’daki tesisimize daha müsait bir yapıda olduğu için 2 bin 500 panel kurduk. Orası bir üretim tesisi olduğu için mevcut paneller elektrik ihtiyacının bir kısmına karşılık verebiliyor. Kendi üretimimizi karbonsuzlaştırmak grubun stratejisine oldukça uygun. Dolayısıyla Türkiye tarafında bunun devamını getirmeye çalışıyoruz. Yenilebilir enerji üretmek olsun ya da temiz enerjiyi satın alma anlaşmaları olsun bu alanda yatırımlar yapmak istiyoruz”.