Header Reklam
Header Reklam

FENİŞ Alüminyum Sanayi ve Ticaret A.Ş

05 Şubat 1993 Dergi: Şubat-1993
FENİŞ Alüminyum Sanayi ve Ticaret A.Ş

FENİŞ Alüminyum Sanayi ve Ticaret A.Ş. Alurad Ürün Müdürü Sn.Zafer Çizenel'le görüştük.

Termodinamik : Sayın Çizenel; firmanızla ilgili bilgi almadan önce bize kendinizi tanıtmanızı rica edebilir miyiz?

 

Sn. Çizenel : 1953 yılında Balıkesir'de doğdum. Saint Benoit Fransız Erkek Lisesi'ni bitirdikten sonra, İstanbul Teknik Üniversitesi Makina Fakültesi Sanayi Mühendisliği Bölümünden mezun oldum. Daha sonra ingiltere'de Birmingham-Aston Üniversitesi'nde Üretim Teknolojileri ve Yönetim adlı Yüksek Lisans programını bitirdim ve bu çerçevede Hadley and Sections Evans Ltd. Şirketinde Bilgisayar Kontrollü Yönetim ve İşletim Sistemlerinin oluşturulması ile ilgili çalışma yaptım. Türkiye'ye dönünce Rabak A.Ş.'de Sanayi Mühendisi olarak göreve başladım ve bu bölümü kurdum.

Konunun kapsamlı spektrumu çerçevesinde optimum işgücü kullanımı, üretim standartlarının tesbiti, işletme kontrol sistemlerinin oluşturulması ve uygulamaları konularında çalışmalar yaptım.

1988 yılı başında Feniş Alüminyum Sanayi ve Ticaret A.Ş.'de Ürün Müdürü olarak göreve başladım ve gene aynı yıl Alcan Lisansı altında üretimine karar verilen üstün vasıflı ALURAD Radyatörlerinin imalat hattının kurulması, pazarlama ve satış sistemlerinin oluşturulması ile ilgili görevleri yerine getirdim. Halen Feniş Alüminyum Sanayi ve Ticaret A.Ş. bünyesinde Alurad Müdürlüğü görevini sürdürmekleyim.

 

Termodinamik ; Sn. Çizenel; bize kuruluşunuz hakkında bilgi verir misiniz?

 

Sn. Çizenel : Feniş Alüminyum Sanayi ve Ticaret A.Ş. 1963 yılında kurularak Feniş Şirketler topluluğunun çekirdeğini meydana getirmiştir. Çayırova-Gebze arasında 45000 m2 açık, 19000 m2 kapalı alanda kurulmuş fabrikasında herbiri 2000 ton gücünde - biri Schloeman Siemag diğeri Lindeman marka iki adet eks-trüzyon presi, 80.000 Amper kapasiteli eloksal renklendirme hatları, 10.000 ton/yıl kapasiteli billet dökümhanesi, bilgisayar kontrollü cihazlarla donatılmış modern kalıp imalat ünitesi ile Feniş Alüminyum mimari uygulamalara yönelik çeşitli profillerin yanısıra sanayide kullanılan gerek standart , gerekse de karmaşık yapılı özel kondisyonlu profillerin de ekstrüzyonunu gerçekleştirmektedir.

Türk Standartlar Enstitüsü ve Avrupa Eloksalcılar Birliği Kalite Belgelerine sahip olan kuruluşumuz gelişen teknolojiyi yakından takip et-, mekte ve uluslararası know-how anlaşmaları ile yurt dışındaki gelişmeleri Türkiye inşaat sektörünün kullanımına arz etmektedir. Buna örnek olarak 1984 yılında ısı yalıtımlı Feniş-Alcan doğrama ve dış cephe giydirme sistemleri, 1988 yılında Lisansını alarak üretimine başladığı Çapraz Konveksiyonlu Alurad markalı Alüminyum Radyatörleri, 1990 yılında kullanıma sunduğu Feniş-Hart-mann ısı yalıtımlı doğrama ve cephe giydirme sistemleri gösterilebilir. İlişkide bulunduğumuz firmalar dünyada ün yapmış, konularında uzman ve ileri düzeyde AR-GE guruplarına sahip kuruluşlardır. Biz kendi ülkelerinde belli bir kullanımı yasayı] ven ve beğeni kazanarak yer emnŞ sistemleri inceliyor ve en uygununu Türk İnşaat sektörünün hizmetine sunuyoruz. Bu bir yönden İnşaat Sektörü için önemli bir kazançtır. İhracaat faaliyetlerini henüz devlet tarafından özel teşvik tedbirlerinin uygulanmadığı 70'li yıllarda başlatan Feniş Alüminyum bugün üretiminin % 50'ye yakın kısmını ihraç etmektedir.

Feniş Alüminyum ayrıca yeni kurmuş olduğu Bilgisayar Destekli Tasarım Sistemiyle de mimarların ve inşaat sektörünün detay çözümlerine önemli katkılar yapacaktır. Bu arada izninizle ürün müdürlüğünü yaptığım Alurad hakkında bazı bilgiler vermek istiyorum.

Alurad tasarımı İngiltere Eksfrüz-yoncular Birliğinin ALEXAL tasarım ödülünü kazanmıştır. Bilgisayarlı tasarım teknikleri sayesinde çok az bir su hacmi ve çok dar bir yapıya rağmen ısı verimi çok yüksektir. Hafif olması, montaj kolaylığı, korozyona direnci dayanıklılığının yanısıra teknik üstünlüklerle bütünleşen estetik görünümü ile yapıya artı değer kazandıran Alurad gerek mimar, mühendis ve müteahhit, gerekse de kullanıcı yönünden önemli avantajlar eetirir.

llanıcı açısından estetiğin yanısıra, sistemin çok çabuk devreye girmesi, ısıtma konforu ve ekonomi önemlidir. Metalin özelliği ve küçük su hacmi ile çalışması sayesinde kullanımda ekonomi sağlanmaktadır. Alurad'ın metalinden ve tasarımından gelen özelliği ile çok hafif olması sağlanmış, böylelikle her tip duvara, tek bir kişi ile monte edilebilir hale getirilmiştir. Bu özelliği işçilik maliyetinden önemli avantajlar sağladığı gibi hammaliye ve nakliye gibi masrafları da en aza indirir. Yüksek şekil verme özelliği ve düzgün, pürüzsüz yüzey elde etme imkanı veren ekstrüzyon teknolojisi imalat teknolojisi olarak seçilmiştir. Bu imalat tekniği ile H harfi tarzında düşünülmüş profilde su kanalları içeriye alınmış ve böylece dış darbelerin su kanalında zedelenmeye sebep olması önlenmiştir. Radyatörün arka yüzeyine açılan pancurlar sayesinde de hızlı konveksiyon (sıcak hava akımı) sağlanmış ve böylece mekanda homojen ve hızlı ısınma sorunu çözülmüştür. Bu özelliği ısı transfer yüzeyinden maksimum yararlanmayı sağlamış ve patente layık görülmüştür. İngiltere'de pazara sunulmadan önce 2 sene ömür, dayanıklılık, korozyo-na mukavemet ve ısı verimi gibi bir dizi testlere tabi tutulmuştur. Alurad'ın uzun vadedeki davranışını tes-bit için radyatör, kireçli ve yüksek dozda aşındırıcı madde içeren sularla merkezi ve kat kaloriferi sistemlerinde fiilen yaygın bir şekilde yapılan uygulamalı testler Alurad radyatörlerinin güvenilirliği açısından çok olumlu sonuçlar vermiştir. Bu ömür ve güvenilirlik deneylerinden sonra piyasaya giren Alurad Avrupa piyasasında güvenle kullanagelmektedir. Türkiye'de TSE, İTÜ ve ODTÜ gibi bilim merkezlerimizin laboratuarlarında yaptırdığımız deneylerde İngiltere'de yapılan test neticelerine paralel sonuçlar alınmıştır. Alurad ısı verimi ve imalat kalitesi yönünen TSE belgelerini de almıştır.

 

Termodinamik : Sn. Çizenel; bugün firmanızın ve içinde yeraldığnız sektörün başlıca sorunları nelerdir ve bu sorunların çözümü neler olabilir?

 

Sn. Çizenel : Alurad Alüminyum ekstrüzyonu teknolojisi ile üretilen profillerden mamul bir radyatördür. Yapısı ve fonksiyonu dolayısı ile hem Alüminyum sektörünün hem ısı sektörünün sorunlarından etkilenmektedir. Alüminyum sektörü açısından bana göre önemli husus devletin meseleye bakış açısıdır. Makro açıdan Alüminyum kullanımınım özendirilmesi gerekir kanısındayım. Bu özendirme ise bu metalin yaşamımıza daha fazla girmesi ve kullanımda daha tercih edilir olması tarzında gerçekleşmelidir. Devletin bu aşamadaki desteği şartnameler ve birim fiyatlar yoluyla olabilir. Şartnameler yoluyla standarda tam uygun ve yüksek kalite seviyesine sahip Alüminyum ürünlerine talep yaratılır. Birim fiyatlarla da bu husus parasal açıdan desteklenir.

Esasen bu yaklaşımın genelde benimsenmesi otomatik olarak kalitede seviye yükselmesi getirecektir. İstenen parametreler var, kontrolü var ve karşılığında neması var. Bu üçlü gerektiği gibi tesbit edilir, uygulanırsa kendiliğinden lokomotif bir unsur ortaya çıkacaktır.

 

Alüminyumun desteklenmesinin ise çok geçerli nedenleri mevcuttur :

1-Alüminyum çağın en genç ve ev eşyalarından, uzay araçlarına kadar kullanımı en yaygın metaldir. Hafiftir, mukavemetlidir, kolay şekillendirilebilir, yüksek ısı ve elektrik iletim kabiliyeti vardır, korozyona uğramaz dayanıklı ve uzun ömürlüdür.

2-Türkiye'de kişi başına Alüminyum kullanımı 2 kg. gibi çok düşük bir seviyededir. Almanya, Japonya, ABD ve Kanada'da 26-28 kg., gelişmiş Avrupa ülkelerinde 12-20 kg, İspanya, Portekiz ve Yunanistan'da 5-7 kg mertebelerinde bu rakamlar, bir ölçüde gelişmişlik düzeyini belirleme noktasına gelen Alüminyumun tüketiminin ülkemizde de artacağının bir göstergesi olarak kabul edilebilir.

 3-Türkiye Alüminyum'un elde edildiği Boksit Cevheri yönünden oldukça zengindir ve bu cevher kaynağının ülke ekonomisine kazandırılmasının stratejik önemi vardır. Neticede kaynak buradadır ve var olduğunu ifade etmek, rakamlar vermek çözüm değildir. Hareket gerekmektedir.

4-Milli menfaatlar açısından bakılırsa ahşaba nazaran daha ekonomiktir. Bakım gerektirmez, uzun ömürlüdür, ağaç kesimini önler, dolayısı ile ormanların korunması açısından önemlidir.

5-Yangın anında emniyetlidir ve hayati önemi vardır. Zira yanmaz ve dolayısıyla da yangın esnasında plastikte olduğu gibi boğucu klor gazının sebep olduğu can kayıpları önlenir.

6-Kolaylıkla tekrar geri kazanıla-bilir.

7-Doğada, uzun zaman da olsa yok olabilir. Bileşikleri zehirsizdir. Dolayısıyla çevre faktörü açısından önemlidir.

Sayılan tüm bu sebepler dolayısıyla Alüminyuma Devlet dairelerinde, tüm konutlarda ve sair yapılarda doğrama olarak ana malzeme gözü ile bakılması gerekmektedir kanısındayım.

Yüksek ısı iletim katsayısı ve koroz-yona direnci sebebi ile Alüminyum ısıtma elemanları için de en uygun metal konumundadır. Isı sektörü açısından bakılırsa Türkiye'de konutların ancak % 20'si kaloriferlidir. Nüfus artışını, şehirlere göçü karşılayabilmek için her yıl 400.000 konuta ihtiyaç vardır. Bu iki rakam ısı sektöründe mevcut pazar potansiyeli hakkında bir fikir verebilmektedir.

Doğal gaz kullanımının yerleşmeye başlaması pazarı kamçılayacak bir etki doğuracaktır. Ancak bu aşamada malzemenin kalitesinin işletme esnasında sağlayacağı ekonominin hem bireysel hem de makro açıdan çok büyük önemi vardır. Isı sektörünün gelişmişliği milli ekonomi açısından ele alınırsa ortaya yeni bir boyut çıkmaktadır: Enerji kullanımında tasarruf. Isıtma sisteminde kullanılan kazanlar "gerçek ölçüde" ne kadar yüksek verimliyse kullanılan enerjinin o kadar fazlası faydalı hale gelir.

Bu sebeple ısıtma elemanlarında kalitesiz ve verimi düşük malzeme kullanımı kesinlikle önlenmelidir. Bu bir ölçüde tüketici bilinci ile oluşur, ancak neticede tüketiciden ısı mühendisi olması da beklenemez. O halde Almanya'da kullanılan Teknik Yeterlilik Belgesi (TÜV) paralelinde doğru ve dürüst bir uygulama tüketici de tercih rahatlığı sağlayacağı gibi firmaları da belli bir kalite düzeyine çekerek, haksız rekabeti de aynı ölçüde önleyecektir.

Termodinamik : Sayın Çizenel konuya bir de enerji tasarrufu boyutu getiriyorsunuz. Bu konuda görüşleriniz nelerdir ?

Sn. Çizenel: Esasen mesele millidir. Politik anlamda değil tabii. Tasarruf bir anlamda kaynakları iyi kullanmaktır. Bu da refah getirir. Bir birey, bir   aile olarak refah düzeyini tüm katmanlarda arttırmak zorundadır. Bir ölçüde varlığı buna bağlıdır. O halde mesele millidir. Enerji ise ülkemizde en bilinçsizce sarf edilen, makro açıdan en az değerlendirilen kalemdir. Çok basit bir enerji tasarruf tedbirinin bile ülke genelinde hesaplandığında trilyonlarla ifade edilen kazanç sağladığı görülebilir. Ancak konuya radikal ve sade anlatımlı mevzuatlarla çözüm getirilebilir. Radikal; çünkü, tasarruf için öngörülen hususlardan en ufak sapmaya dahi müsade edilmemelidir. Sade mevzuat; çünkü, herkesin anlayıp kontrol edebildiği tarzda ifade edilmelidir. Bu konuda şahsi önerilerim şöyle sıralanabilir.

 

1-Bina yapı elemanlarına yalıtım esasına göre kesin net ölçüler ve tanımlamalar getirilmelidir.

Örnek: Dış duvarlar en az 30 cm Gazbeton veya perde betonlar 10 cm yalıtım malzemesi ve hava boşluğu ile teçhiz edilmelidir. Çift cam hava boşluğu ölçüsü 12mm doğrama fitilli ve ısı yalıtım özelliğinde olmalı gibi.

2-Madde l'deki belirlemeler düzenlenecek bir "inşaat Yalıtım Tanımlama Belgesi"nde açık olarak bulunmalı ve herkesin okuyabileceği tarzda aşılmalıdır.

Bu çerçevede bina yalıtım sınıfı tanımlanması ile haksız rekabet önlenebilir. Konuya uzak kişilerin anlayacağı dil ve tanımlamalar yanısıra k ve X katsayıları ile konuya aşina olan kişilerinde değerlendirme yapabilecekleri belirlemeler yapılmalıdır.

3-Bina da kullanılan kazan verimi mutlaka kazan üzerinde TSE damgası ile beraber belirtilmelidir.

4-Binalarda termostatlı radyatör vanası ve termostatik kontrol elemanları mecburi tutulmalıdır. Bu malzemeler fon ve vergilerden muaf olarak ithal edilmelidir.

5-Apartmanlarda daire girişlerinde ısı sayacı veya pay ölçer tipi uygulamalara yönelinmelidir.

 

Termodinamik : Sn. Çizenel, yeni uygulamaya konulan ISO 9000 Kalite Güvencesi Sistemi hakkında neler düşünüyorsunuz? Bu sistemin sektörümüzde etkileri sizce neler olacaktır?

 

Sn. Çizenel : ISO 9000 tekil ürünlerin kalitesi yerine tüm bir firmanın kalite düzeyini belirleyen ve bu düzeyin sürekliliğini sağlayan bir standarttır. ISO 9000'i alabilmek için kalite güvencesini sağlayan örgütlenmeyi gerçekleştirmek gerekir. Bu örgütlenmenin temeli dök' n-tasyona dayanır. Mamul bünyesine giren dolaysız malzeme standartlarından, imalat amaçlı kalite kontrol prosedürlerine, sipariş almadan sipariş teslimine kadar sergilenen müşteri hizmetine kadar geniş bir spekturumu kapsar.

Buna göre ISO-9000 alınan malın standardını değil, firmayı ve mal üretme kalitesindeki anlayışını sergileyen bir standarttır. ISO-9000 bir mecburiyet değildir. Ancak bir oto kontrol mekanizmasıdır. Yani tüketici ISO-9000 şartını arar hale gelecektir ve neticede firmalar kendi organizasyonlarında reform yapma zorunluluğunda kalacaktır. Bu da önemli ölçüde haksız rekabeti ortadan kaldıracaktır.

Avrupa ülkelerine ihracat bağlantılarında bu standart tercih etkisi yaratacaktır. ISO-9000 özelliği dolayısıyla ister istemez firmayı kurumsal bir kalite anlayışına götürecektir. Bu ise makro açıdan Türkiye'nin yararınadır.

 

Termodinamik : Sn. Çizenel, verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederiz.

 

Sn. Çizenel : Ben de sektörümüzün genç ve dinamik dergisi Termodinamik'e teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dilerim.