Header Reklam
Header Reklam

Dr.SAGULAR:' TRANE dünyada her türlü , her boyutta klima üreten tek şirkettir '

05 Temmuz 1994 Dergi: Temmuz-1994
Dr.SAGULAR:' TRANE dünyada her türlü , her boyutta klima üreten tek şirkettir '

Ülkemizde ve Ortadoğu'daki aktivitesini artırmak isteyen Amerikan Trane Air Conditioning firması, 1993 yılında Trane Klima Ticaret A.ş.'yi açarak önemli bir adım attı. Tanıtım, pazarlama ve servis etkinliklerini yaygınlaştırmayı çalışan kuruluşun Türkiye Genel Müdürü Dr.Metin Sagular ile Trane Şirketi ve hedefleri konusunda söyleştik.

TERMODİNAMİK : Sayın Sagular, önce sizi tanıyabilir miyiz?

SAGULAR : Benim özgeçmişime baktığınızda çok seyahat ettiğimi görürsünüz. İstanbul, 1953 doğumluyum. 1964'de Almanya'ya giderek 1980'de Köln Üniversitesi'nden mezun oldum. 1980-83 yıllarında Almanya'da çalıştım. 1984-92 yıllarında General Electric Company Deutschland şirketinde çalıştım ve 1989 yılında aynı şirketin ABD'de Virginia eyaletinde bulunan Drive Systems Department bölümüne proje müdürü olarak transfer oldum. Bu arada 1991 yılında aynı eyalette bulunan Old Dominion University ve 1992'de New River Community College'de öğretim üyesi olarak çalıştım.

 

Aynı yıl California eyaletinde bulunan Columbia Pacific University'den Doktor unvanını aldım. 1993 yılında Trane Klima Ticaret A.Ş.'yi kurmak üzere yurda döndüm. Halen bu şirkette Genel Müdür olarak görev yapmaktayım. Şirketimiz yüzde yüz yabancı sermayeli bir şirkettir. Herhangi bir aracı değiliz, tamamen Amerikan Trane Air Conditioning tarafından finanse ediliyoruz. Amacımız Türkiye'de direktman müşteriye hizmet ve servis vermek.

Trane şirketi bilindiği gibi bir Amerikan şirketidir ve merkezi Lacrost Viskons'dadır. 1885 yılında, yani günümüzden yaklaşık 110 yıl evvel Norveçli James Trane diye bir adam buraya yerleşiyor. Orada bugün bizim fan coil dediğimiz, yani soğuk veya sıcak havanın üflenerek çıktığı kutuyu icat ediyor. Aynı zamanda da ehiller grubunun temel prensiplerini de çizerek uyguluyor. Böylece, o zamanlar bugün bizim anlayışımızla air condition sistemini icat etmiş oluyor.

Şirketimizin Merkez Lacrost olmak üzere Amerika'nın çeşitli eyaletlerinde yaklaşık 6 adet fabrikası var. Biz dünyada her türlü, her boyutta klima üreten tek şirketiz. Türkiye'deki çalışmalarımız ise, endüstri ve daha çok 20 ton üzerindeki soğutma grubu kullanılan yerlere yönelik. Bizden önceki distribütörümüz de Türkiye'de başarılı satışlar yapmış. Con-rad Oteli, çeşitli Sabancı ve Koç grupları vb.

Trane Şirketi bir Amerikan şirketi olmakla birlikte aslında direktman American Standart Coperation len holdinge bağlı. American Standart Holding, şu an ABD'nin ilk 500 şirketi arasında sıralamada 128. şirket. Oldukça büyük bir şirket. Finansmanımız onlar tarafından yapılıyor, doğrudan onlara bağlıyız. Aynı zamanda American Standart Holding büyük kamyonlara fren tertibatı üretiyor. Amerika'da şirketimiz genelde inşaat malzemeleri üreten bir firma olarak tanınıyor.

Trane Şirketi olarak klima sistemleri alanında, şu anda global markette satış rakamları itibariyle 2 numaradayız. Fakat teknolojik olarak birinciyiz. Dünyada Trane Şirketi en kaliteli, en arızasız, en iyi üretim şartlarında ürünler üreten bir şirket olarak biliniyor.

Felsefemiz de, reklamımızın dergilere reklam vererek değil, müşterilerin tavsiyesi üzerine gerçekleşmesidir. Zaten müşterilerin büyük bir kısmı bizi biliyorlar, kalitemizi de biliyorlar ve bize geliyorlar. Şirketimizin teknolojik lider olmasının en büyük nedeni , araştırmaya en fazla yatırım yapan şirket olmasıdır. Örneğin bizim Lacrost'da akustik laboratuvarımız var. Şirkette profesyonel düzeyde çalışabilen elemanlara çok önem veriliyor. Şirket elemanlarını seçerken çok ince eleyip sık dokuyor. Nedeni de kendi elemanlarına müşteriye nasıl davranılıyorsa, öyle davramlmasını istiyor. Biz de buna uyuyoruz. Şirketin dünyadaki bütün standartları, Türkiye'deki bizim ofisimiz için de geçer lidir. Kullanacağımız eşyalara kadar herşey bize bildirildi, biz de bunlara duyuyoruz tabii ki.

993 yılında kurduğumuz Trane Klima Ticaret A.Ş. ile Türkiye'deki pazar payımızı artırmayı, müşteriye kaliteli satış ve servis sunmayı amaçlıyoruz.

Ayrıca ana hedeflerimizden biri de ilk 5 yılda, servis organizasyonlarımızı genişletmek. Ankara, Antalya, Adana ve İzmir bölgelerinde de ofisler açarak bu organizasyonu büyütmek.

TERMODİNAMİK : Türkiye pazarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

SAGULAR : Bu konuda oldukça geniş araştırma yaptık. Türkiyemiz aslında klima konusunda oldukça bakir ir ülke. Klima, ülkemizde ciddi olacak yaklaşık son 10 yıldır kullanılmaya başlandı. Değişen bir dünyada yaşıyoruz. Klima sistemleri, eskiden lüks olarak görülüyordu. Bugün klima sistemleri insan rahatlığı ve konfor açısından Türkiye'de gittikçe bir ihtiyaç haline gelmeye başladı. Klimanın büyük iş yerleri haricinde yavaş yavaş evlere de girmeye başladığını görüyoruz.

Belli bir kitle, klimayı, pencereye konulan ve hava üfleyen bir makina olarak biliyor. Fakat, gerçek klima kavramı, mini splitten başlayarak, büyük sistemlere gidiyor. Yani, klima deyince, bir kutudan değil, bir sistemden bahsediyoruz. Klima mekanik, elektrik ve elektronik mühendisliğini ilgilendiren ve bunlarla içice olan bir sistemdir. Günümüzde, klimaların kontrol sistemleri, bunların sofistike olması, bilgisayar uygulamaları da giderek artmaktadır.

İşin bizce önemli noktası şu; klima alan her müşteri prensip olarak işin ekonomik yönünü gözönüne almalı. Burada ekonomiden bahsederken, bunu ikiye ayırıyoruz. Birincisi ilk yatırım, yani cihazın satın alınmasındaki rakamdır, ikincisi ise, işletim masrafıdır. Genelde insanlar en ucuz olanı alma eğilimindedirler. Ancak, 90'lı yıllarda bu değişmeye başladı. Her konuda kalite kavramı yerleşmeye başladı.

Bir cihaz aldıktan sonra, siz o cihazı on yada yirmi yıl kullanacaksınız. Bu kadar süre içersinde bunun işletme masrafı nedir. İşletme masrafı derken, periyodik bakımlar, su masrafı, elektrik masrafı kastediliyor. Kötü bir cihaz alırsak bu masraflar da artacaktır. Biz müşterilerimizi bu konuda uyarıyoruz, sistem seçimi yaparken işin ekonomisini, sadece alırken değil işletme masraflarını da gözönüne alın diyoruz.

Ülkemiz ekonomisi açısından da cihazların etkili bir şekilde çalışmaları önemli. Müşteriyi tatmin etmek de, şirketimiz için çok önemli. Bu konuda çok hassasiyet gösteriyoruz. Uzun vadede rakip firmalardan bizi ayıracak tek konu bu olacak. Yani müşteriye verilebilecek maksimum hizmeti vermek, sadece bir makina satmak değil.

TERMODİNAMİK: BDT ülkelerine satış yapmayı düşünüyor musunuz?

SAGULAR : Son yıllarda Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla, büyük bir potansiyel oluştu. Biz de o pazarı önemli bir pazar olarak görüyoruz. Şu an zaten bir takım projeler var. Verdiğimiz teklifler var. Bu tekliflerin çoğu BDT ülkelerine gidiyor. Çalışmalarımız var.

Ama, öncelikli olarak Türkiye'deki pazarı düşünmek zorundayız. O ülkelere şu an için, herhangi bir ziyaret planlamadık Fakat yapılması gerektiğine de inanıyorum. Ancak, elimizdeki mevcut kadroyla ilk planda,

Türkiye'deki pazarı takip edip, pazar payını arttırmak amacındayız ve bu doğrultuda çalışıyoruz. Eski Sovyetler Birliği ülkelerine iş yapan Türk müteahhit firmalarıyla ilişkilerimiz var. Müteahhitler aracılığıyla onlara zaten hitap ediyoruz.

TERMODİNAMİK : Sayın Sagular, verdiğiniz bilgiler için teşekkür ediyoruz.

Ayrıca eklemek istediğiniz ya da okuyuculara vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?

SAGULAR : Bu fırsatı bize verdiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Termodinamik Dergisi'nin bu konuda en iyi dergi olduğuna inanıyorum. Şunu eklemek istiyorum. Yurt dışında uzun yıllar kaldıktan sonra neden Türkiye'ye döndüğümü soruyorlar. Benim hayatımın büyük bir kısmı ABD ve Almanya'da geçti. Yurt dışında olduğum zamanlarda da Türkiye ile ilişkilerimi hiç koparmadım. Bir eğitimci olarak da, Türkiye'nin insan potansiyeline daha çok önem verilmesini istiyorum. Çocuklarımızın daha iyi bir şekilde yönlendirilmesi gerektiğine.eğitime önem verilmesi gerektiğine inanıyorum. 20001i yıllara gidiyoruz artık. Kaliteli insanların yetiştirilmesi gerekiyor. Benim bu konuda çeşitli üniversitelerde çalışmalarım var. Özellikle, Türkiye'de yeni kurulacak olan özel üniversitelerde katkılarda bulunmak istiyorum.

Bu konu üzerinde hepimizin daha ciddi durması gerektiğine inanıyorum. Yurt dışında edindiğim tecrübeleri şu anki görevimde uygulayabili-yorum. Hem birlikte çalıştığım arkadaşlarım olsun, hem de ileride bizimle birlikte çalışacak arkadaşlar olsun hepsini uluslararası bir düzeye getirmeyi istiyorum.

Unutulmamalı ki, eğitim bir yatırımdır. Buradaki temel amaç, o yatırımın geriye alınmasıdır.

Alacağınız karşılığın iyi olmasını istiyorsanız, yatırımınızı da iyi yapmalısınız.  


Etiketler