Ukrayna-Rusya Savaşı, enerji meselesine sıkı bir vurgu yaptı

Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş, şüphesiz ki dünyada bazı dengeleri değiştirdi. Özellikle “enerji” başlığı bu kez bambaşka bir boyutuyla dünyanın gündemi haline geldi. Görüldü ki, enerji konusunda başka ülkelere bağımlı olan devletler, olası savaş halinde ciddi zorluklarla karşı karşıya kalabiliyor. Enerjisini üretebilen ülkelerin eli, enerjide dışa bağımlı ülkelere göre bir hayli güçlü.
Avrupa Çevre Ofisi’nin (EEB) Yeni Kanalı META’da yazan Alberto Vela, getirdiği eleştiriler oldukça yerinde: “Avrupa Birliği, Ukrayna'daki askeri saldırısı nedeniyle Rusya'ya sert ekonomik yaptırımlar uyguluyor ve aynı zamanda Putin'in savaşını günlük Rus gazı ve petrolü satın alarak finanse ediyor. Bu şaşırtıcı paradoks, Avrupa'yı, otoriter petro-devletlerden ithal edilen, iklimi mahveden fosil yakıtlara büyük ölçüde bağımlı olan enerji sistemine utanç verici bir ayna tuttu. Avrupa Birliği hâlâ Rusya'nın ana enerji müşterisi. 2021'de AB'nin doğalgazının yaklaşık %46'sı ve ham petrol arzının %25'i Rusya Federasyonu'ndan geliyordu. Rusya tarafında petrol ve gaz, federal bütçe gelirinin yaklaşık %40'ını ve ihracatın %60'ını oluşturuyor. Bu nedenle Rus fosil yakıt endüstrisi, Federasyonun askeri bütçesinin önemli bir finans sağlayıcısı oluyor ve sadece bu savaşı değil, aynı zamanda Gürcistan ve Suriye'deki çatışmaları da körüklüyor. Sonunda, uzun süredir devam eden bu garip gaz evliliğini ön plana çıkaran; Ukrayna'ya yönelik acımasız askeri müdahale oldu: AB liderleri, Avrupa'nın Rus fosil yakıtlarına olan bağımlılığını kırma aciliyetinde birdenbire hemfikir oldular.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen, "Avrupa'nın güneş, rüzgâr, hidroelektrik veya biyokütleden ürettiği her kilovat saatlik elektrik, Rus gazına olan bağımlılığımızı azaltıyor” dedi. Avrupa Parlamentosu Birlik Dışişleri Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, “Rus gazına bağımlı olduğumuz için insan hakları ve özgürlükleri savunmaktan vazgeçmeyeceğiz” dedi. Bununla birlikte, Rusya'nın bölge genelinde barış ve demokrasiye yönelik tehditleri yeni değil ve AB'nin Rusya'dan gaz ithalatını son on yılda %25'ten %40'a çıkarması nedeniyle insan hakları ihlallerinin listesi daha da uzuyor. Rusya, Grozni'yi yerle bir ettiğinde, Gürcistan'ı işgal ettiğinde ve Suriye'yi bombaladığında AB buna göz yummuş olsa da, bloğun liderleri sonunda Rus petrolü ve gazı karşılığında insan haklarını takas etmeye razı olmayacaklarını gösteriyor gibi görünüyor. Şimdi soru, bunu nasıl başaracağımız… Cevap açık olmalıdır: Avrupa'da enerjinin fosil yakıtsız bir şebekeye geçişini hızlandırmak için yeterince zorlayıcı iklim, sosyal ve güvenlik nedenleri var. FitFor55 paketi ve kurtarma fonları ile Avrupa Birliği, onlarca yıllık fosil yakıt bağımlılığının üstesinden gelmek için doğru fırsat penceresiyle karşı karşıya (Yazının tamamını buradan okuyabilirsiniz)”
Türkiye de elbette bu durumdan gerekli çıkarımları yapacak ve önümüzdeki süreçte yenilenebilir kaynaklara yönelim artacaktır. Yine, enerji verimliliği yüksek ürün ve sistemlerin de pazarlarında ciddi bir hareketlenme söz konusu olacaktır.
Savaş, Türkiye’nin e-ihracat kanallarını da değiştiriyor. TOBB E-ticaret Meclis Üyesi, Ticimax E-ticaret Sistemleri Kurucusu Cenk Çiğdemli, “Rusya pazarı e-ihracatta Türkiye’nin üç ana pazarından biriydi. Şimdi bu pazarı kaybettik. Ukrayna ve Rusya’ya trafik tamamen bitti. Stoklar Avrupa ve Ortadoğu’ya kaydı. E-ihracat satışlarında Avrupa’ya yüzde 60, Orta Doğu’ya ise yüzde 80’eyakın artış var” dedi. Daha çok Rusya ve Ukrayna ile çalışan e-ihracat sitelerinin, bu kriz döneminde Türki Cumhuriyetler, Avrupa ülkeleri ve Körfez ülkelerine yönelebileceğini ifade eden Çiğdemli, hedeflenen yeni pazarlara yönelik, uygun dilde internet reklamlarına ağırlık vererek dünya üzerinde yeni müşteriler edinmenin mümkün olabileceğini söyledi. Yani Türk üreticilerin e-ticarette de farklı hamleler planlaması, yeni pazarlar bulma yolunda adımlar atması gerekecek.
Son olarak; savaş ile ilgili her türlü çıkarımı, yorumu, eleştiriyi yapabilir, nedenleri ve sonuçları üzerine bol bol konuşabiliriz. Ama gönlümden geçeni de yazmadan yazıyı noktalamak gelmedi içimden. Hep bir ağızdan söylememiz gereken son söz, “Savaşa Hayır!” olmalı. En kötü çözüm bile insanların, özellikle de çocukların, ölümü ile sonuçlanan bir savaştan iyidir…
“Çocuklara kıymayın efendiler,
Bulutlar adam öldürmesin…”
Gökçen Parlar Ünal
gokcenparlar@dogayayin.com