Clicky

Header Reklam
Header Reklam

İnşaat sektörü destek bekliyor

15 Kasım 2018 Dergi: Kasım-2018

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), İnşaat Sektörü Ekim 2018 analizini yayınladı. “Yeni Ekonomik Program ve Ekonomik Gerçekler” başlıklı analizde, küresel ve ulusal ekonomideki göstergeler ile önümüzdeki döneme ilişkin sektörel değerlendirmelere yer verildi.
Raporda; "Yurtdışında toparlanma sürerken, yurtiçinde yapım işlerinde kullanılan malzeme fiyatlarında özellikle son iki yıldır yaşanan yüksek artışlarla birlikte kurda öngörülmesi mümkün olmayan yükseliş nedeniyle inşaat firmalarının çok ciddi zorluklar yaşadığı ve destek beklediği” vurgusu yapıldı. İnşaat sektöründe reel büyümenin, 2018 yılı ikinci çeyreğinde sert bir düşüşle %0,8 olduğu kaydedilen analizde, “Geçen yılın aynı döneminde %6,8 oranında büyüme kaydetmiş olan sektörde yaşanan ani yavaşlamanın, döviz kuru, enflasyon ve faizler başta olmak üzere makro ekonomik verilerdeki olumsuz tablo ile yatırım iştahındaki azalmadan kaynaklandığı değerlendirilmektedir. Bu süreçte faaliyetteki yavaşlamanın yanı sıra finansman maliyetlerinde izlenen artışlar, sektör bazında nakit akışını olumsuz etkilemiş; inşaat sektörü istihdamındaki gerileme sürmüştür” vurgusu yapıldı.
İnşaat Sektörü Analizi’nde şu görüşe yer verildi: “Sektörde borçluluk oranları yükselmiş durumdayken, önümüzdeki dönemde de tüm dünyada daralan likidite koşulları üzerinden borçlanma maliyetlerinin artacağı bilinmektedir. Ayrıca büyümeye önemli katkıda bulunan yatırımlarda, döviz kurunda yaşanan yüksek artışların yarattığı ek maliyetler açısından kur riski unsuru mevcuttur. Yapım işlerinde ağırlıklı olarak kullanılan çimento, akaryakıt, demir, bitüm, boru gibi malzeme fiyatlarında özellikle son iki yıldır yaşanan yüksek artışlarla birlikte kurda son 6 ayda öngörülmesi mümkün olmayan yükseliş nedeniyle inşaat firmaları çok ciddi zorluklar yaşadıklarını belirtmektedir”.
Piyasada nakit dönüşünün azaldığının, konkordato ilan eden firma sayısının kayda değer oranda arttığının, yatırımlar açısından bekle-gör stratejisinin korunduğunun altını çizen raporda, son dönemde gayrimenkulün bir yatırım aracı olarak tercih edilmediğine de dikkat çekildi.
Rapor, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumla ilgili de özetle şu önerileri içeriyor: “Ekonomik parametrelerde kalıcı iyileşme için, reel sektör ve bankacılık bilançolarındaki tahribatı düzeltebilecek bir eylem planının; Türkiye ekonomisinin yapısal sorunlarını çözebilecek ve yatırım ortamını güçlendirecek bir ekonomik ajandanın izlenmesi önem arz etmektedir. Yatırımcı nezdinde güveni tekrar tesis etmek adına mali disiplin ve tasarruf vurgulanmalı; borç yerine öz kaynakla fonlanan bir büyüme modeli benimsenmelidir. Siyasi istikrarın ekonomik istikrarla dengelenebilmesi adına, Türkiye ekonomisinin yumuşak iniş yapması; yapısal reformlarla kırılganlıkların azaltılmasının ardından dengeli bir modelle yeniden büyümeye geçmesi gerektiği belirtilmektedir. Güçlü mali temelleri, sağlam banka bilançoları, kriz yönetimi konusunda deneyimli ve esnek özel sektörü ile Türkiye ekonomisinin bu zorlu süreci de atlatacağı değerlendirilmektedir. Döviz-faiz-durgunluk döngüsünde bozulan özel sektör bilançolarının finansal istikrarsızlığa yol açmaması için gerekli olan makro ihtiyati tedbirlerin alınması gerekmektedir. Üretim, ticaret, ihracat, istihdam açısından ekonomiyi destekleyecek bir ortamın sağlanması; uluslararası yatırım ortamı ve finans kesimi ile uyumlu olarak, kamu ve özel kesimin ortak politika ve eylemlerinin sürmesi büyük önem taşımaktadır.”

 

Gökçen Parlar Ünal
gokcenparlar@dogayayin.com