Sobalar
Dergimizin bu sayısının özel konusu sobalar. Yaptığımız araştırma bu konuda Türkiye'de sayısal olarak gelişmiş bir soba üretim sektörünün varlığına karşın, soba üreticisi firmalar arasında kamuoyunu ve nihau tüketiciyi aydınlatmayı, bilgilendirmeyi ve bilinçlendirmeyi de amaçlayan firmaların sayısının çok olmadığını ortaya koydu.
Aynı bağlamda tüketicilerin de genelde yeterli bilgi ve bilince sahip olduğunu söylemek kolay değil. Çeşitli bayilerde satılan sobaların teknik özelliklerini, çalışma sistemini, en iyi verimin nasıl alınacağını, gerekli önlemlerin neler olduğunu belirten açıklayıcı broşürlere, kullanım kılavuzlarına rastlamak da çok zor. Böylece sektörde yalnızca birkaç büyük firma ürünlerini yeterli biçimde tanım layabiliyor-tanıtabiliyor. Öte yandan soba üreten firmalara gönderdiğimiz anket formuna gelen cevaplardan sektördeki firmaların %45'inin 5-10 yıllık, %20'sinin 10-15 yıllık ve yine %20'sinin 15-35 yıllık bir geçmişe sahip olduklarını görüyoruz. Firmaların yalnızca %13'ü 5 yıldan az bir süredir hizmet vermekte. Bu bakımdan hiç değilse, zaman faktörü açısından sektörde yeterli bir deneyim birikiminin mevcut olduğu söylenebilir.
Aynı şekilde anket sonuçlarına göre LPG sobalarında ithal girdi oranının %20-30. diğer tip sobalarda ise %10-80 arasında değiştiği ortaya çıkıyor. Demek ki önemli bir ithal girdisi ve dolayısıyla maliyeti ile de karşı karşıyayız. Bu nedenle zaman içersinde ithal aksamın ülkemizde üretilmesinin gerek üretici gerekse tüketici açısından büyük yararlar taşıdığı açıkça ortada. Kuşkusuz hu alanda gerekli atılımı yapmak, sektörde ileri teknoloji kullanan "öncü" firmalara düşüyor.
Bu arada TÜBİTAK ve Teknik Üniversitelerde ülkemizin çeşitli bölgelerine en uygun.en ekonomik ve çevreyi en az kirleten soba türünün ya da türlerinin belirlenmesi için araştırmalar yapılması, sektördeki "öncü" firmaların da bu araştırmaları desteklemeleri gerekiyor. Öte yandan sektörde hiçbir teknik standarda uymaksızın üretimde bulunan ve böylece heın haksız rekabet yapan hem de tüketiciyi istismar eden firmalara karşı önlem alınması zorunlu. Bu konuda ilgili kamu kuruluşlar kadar soba üreticisi firmalara da önemli görevler düşüyor. Bu bağlamda ilk akla gelen soba üreticisi firmaların bir kuruluş (dernek, birlik) çatısı altında biraraya gelerek gerekli iç denetimi sağlayabilmeleri, ortak projelere girebilmeleri . sorunları ortak biçimde duyurabilmeleri ve sektör içi iletişimi gerçekleştirebilmeleri. Böyle bir oluşumun gerçekleştirilmesi halinde yalnızca soba üreticisi firmaların değil, tüketicilerin de büyük yararlar elde edeceğine inanıyoruz.
Saygılarımla
Dr. Sedat OZKOL
Genel Yayın Yönetmeni