Header Reklam
Header Reklam

'Sıcak çok sıcak... Sıcak, daha da sıcak olacak'

05 Ağustos 2010 Dergi: Ağustos-2010

Emre Altuğ?un küresel ısınmaya dikkat çekme amacı taşımayan, ama küresel ısınmayı gayet güzel tarifleyen şarkısının sözleri ister istemez dilimize dolanıyor. Bu günlerde sıcaktan derin bir offf çekebilmek dahi kolay değil, ancak küçük harflerle bir ?hmfff? yapılabiliyor. Bazı bilim adamlarına göre ?buna da şükür?..

Birleşmiş Milletler Çevre Teşkilatı UNEP?in çevre ödülünü kazanmış bilim adamlarımızdan Doç.Dr. İbrahim Birkan, küresel ısınmanın en iyi senaryosu sayılan +2 °C?lik artış sınırının korunması halinde bile alınması gereken pek çok önlem olduğuna dikkat çekiyor. Son buzul çağına giriş ve çıkış arasındaki sıcaklık farkının da 2 °C olduğunu hatırlatan Birkan, Akdeniz Bölgesinin turizm sezonunun 7,5 aydan 4 aya ineceğini, Karadeniz Bölgesinin turizm değerinin artacağını söylüyor. Bu doğrultuda; Avrupa da turizm açısından daha cazip hale gelecek ama öte yandan Alpler?deki kayak tesislerin üçte biri kapanacak ve kayak sporu için tesisleri 1800 metrenin üzerine taşımak gerekecek. Bulunduğumuz yüzyılın sonlarına doğru deniz seviyesinin 1 metreye yakın artabileceği yaklaşımına göre, Kemer ve Belek sular altında kalacak. Zira denizlerde 1 cm?lik dikeyde yükseliş, yatayda 100 cm yayılmaya karşılık geliyor ve 1 metrelik artışta, deniz kıyısı 100 metre içeriye girmiş oluyor. Konuyu turizm açısından irdeleyen Birkan, 49 yıllığına tahsise çıkarılan arazilerin 49 yıl sonra su altında kalabileceğini, yatırımların bu bakış açısı ile şekillendirilmesi gerektiğini söylüyor.

Tabii ki 2003?ten bu yana dünyada gıda üretiminin azalması, denizlerdeki yaşamın da değişiyor olması, yani flora ve faunadaki değişimler nasıl bir geleceğe işaret ediyor?

Geçtiğimiz günlerde New York Times?ta, ?Artık sıcak, dünyanın yeni normali? başlığını taşıyan yazıda NASA verilerine göre dünya sıcaklığının kaydedilmeye başladığı 1880?den beri en sıcak yılı yaşadığımıza dikkat çekilerek, sadece soğuğa karşı dayanıksız olan kınkanatlı böceklerin, havalar yeterince soğumadığı için hızla çoğaldığı ve ABD?nin batı eyaletlerinde ormanların kökünü kuruttuğu bildiriliyordu.

Nature Dergisi?nin son sayısında ise Imperial College London?da evrimsel demografi üzerine çalışan Dr. Arpat Özgül, Kolorado?daki Kayalık Dağlar?da yaşayan büyük bir yer sincabı türü olan sarı-karınlı marmotların küresel ısınma sonucu meydana gelen iklim değişikliğinden nasıl etkilendiğini anlatıyor. Bu sarı karınlı sincaplar, yılın üç-dört ayı koşuşturup durur, 7-8 ay boyunca da kış uykusuna dalarmış. Bu zaman zarfında da vücut ağırlıklarının %40?ını kaybedermiş. Tabii bir kısmı da bu kış uykusu sezonunda telef olurmuş. Ama malum sıcaklar yüzünden uykudan daha erken uyanıyor, uyanır uyanmaz çiftleştiklerinden daha çabuk yavruluyor, daha çabuk yavruladığından yavrular, bir sonraki kış uykusuna kadar daha semiriyorlar, böylelikle kış uykusunda telef olmuyorlarmış. Yani marmot nüfusu 2000 yılından bu yana giderek artıyormuş. Buna karşın İskoçya adalarında yaşayan Soay koyunlarının ağırlıklarında ise son 25 senede düşüş görülmekteymiş. Sebebi benzer, sonucu farklı bir durum örneği bu. Zira kışların ılıman geçmesi ile telef olan koyun sayısı azalınca ve bunun sonucunda koyun nüfusu artmaya yüz tutunca, koyun başına düşen ot miktarı artmadığı için kuzular yeterli beslenemiyormuş, adette çoğalırken giderek zayıflıyorlarmış.

Tabii görüşler, yaklaşımlar arasında ?küresel ısınma mı? O da ne? Dünya var olalı beri, yani ortalama 4 milyar yıldır, yeryüzünün iklim koşullarında değişiklikler görülmüştür, görülecektir. Bunun insan eliyle, sanayiyle CO2 miktarının artırılıyor olması ile ilgisi yoktur? diyenler de var.. Gerçi senaryolara göre kimin haklı olduğunu bekleyip görecek zamanımız yok ama ?adam, sen de.. bizden sonra tufan? diyecek sorumsuzluğumuz da olmamalı..

 

 

Oya BAKIR

oyabakir@dogayayin.com


Etiketler