Header Reklam
Header Reklam

Gerçekten bedava olan bir şey var mı?

06 Haziran 2024 Dergi: Haziran-2024
Gerçekten bedava olan bir şey var mı?

Günümüzde bize “bedava” (Free) diye sunulan o kadar çok hizmet var ki... Bedava, yani karșılıksız șeyler insanları kıșkırtıyor, cezbediyor. Aslında “bedava” diye bir șeyin olamayacağını anlamak güç değil. "Ücretsiz" olarak tanıtılan her șey, en yüksek maliyetle bize geri döner.
Robert Greene'in Gücün 48 Yasası’ndaki sözleriyle: “Ücretsiz olarak sunulan șey tehlikelidir; genellikle ya bir hile ya da gizli bir yükümlülük içerir.
Değeri olan șey, bedelini ödemeye de değerdir."
Birisi size bedava bir șey teklif ettiğinde kendinize șunu sorun: imdi bunu ücretsiz almanın bana maliyeti gelecekte ne kadara mal olacak?
"Bedava öğle yemeği diye bir șey yoktur" atasözünü meșhur eden Nobel ödüllü ekonomist Milton Friedman'dı.
“Almak için önce vermelisiniz.” Bu, karșılıklılık yasasıdır. Birisi size bedava bir șey verdiğinde, karșılığında siz de ona bir șey vermekle yükümlüsünüz. Fiyatı, satın almak için ödediğiniz tutar, değeri ise satın alma ișleminden elde ettiğiniz fayda olarak görmek lazım.
Google, tüm sosyal medya platformları bizlere ücretsiz bir hizmet sunuyor. Ve dünya finans gücüne sahip devler oluyor. Nasıl? Bizlere ücretsiz bir hizmet sunarak nasıl bunca kazancın sahibi oluyor? Onlar bu ücretsiz hizmetin karșılığında bir dizi ürünü bize sunuyor, tüketici konumundaki bizler de potansiyel alıcı konumunda oluyoruz diyebilirsiniz, ama yanlıș… Onlar ürün sunuyor, biz tüketiciyiz diyorsanız yine yanlıș; Onlar tüketici, bizler ise ürünüz. Bizler, her at- tığımız adımı, her yaptığımız paylașımı, tüm tüketim alıșkanlıklarımızı, kim olduğumuzu, nasıl kararlar verdiğimizi bu platformlarda anlatıyoruz, rızamızla…

“Bedava” sandığımız her șeyin bedelini fazlasıyla ödüyoruz. Zaten bir șey “bedava” ise ne kadar değerli olabilir ki? Değerli, kıymetli olan, bedava olamaz.
Bilgilerimizi topluyorlar, bizi satın alma eğilimlerimize yönlendiriyorlar diyorsanız, bu sadece küçük bir amaç olabilir. Bizi, bizler hakkında elde edilen bilgilerle “pazarlanabilecek data” olarak pazara sunmaları asıl kazanç.
Bedava sözcüğünden korkmamız gerekiyor. Karșılığını düșünmemiz gerekiyor. Hiç kimse ücretsiz bir hizmet vermez. Veriyorsa, kazanacağı bir kanal bulmuștur.