Editörden: Ormansızlaşma, Küresel Isınmaya, Küresel Isınma Pandemilere Destek Veriyor

Doğa mirası kabul edilen, 740 hektarlık bir alanı kaplayan Akbelen Ormanı, çok çeşitli ağaç, iki yüzden fazla bitki, yüzden fazla kuş, otuzdan fazla memeli türlerine ev sahipliği yapıyor. Dünyanın hızla terk etmeye çalıştığı termik santrallere kömür temin etmek için gözden çıkarılan Akbelen’in ağaçlarının yok edilmesi bütün ekosisteme zarar verecek, iklim değişikliğine hizmet edecek, çok vahim sağlık sorunlarına kapı açacak.
2011 yapımı Contagion (Salgın) filminde yönetmen Steven Soderbergh, kurgusal bir salgını övgüye değer bir gerçekçilikle canlandırmak için uzmanlardan bilimsel tavsiyeler aldı. Bu doğrultuda senaryolaştırılan filmde salgın, ormansızlaşmanın neticesinde virüs taşıyan yarasaların, yerleşim yerlerine doğru kaçıp bir çiftlikte domuzları enfekte etmeleri ve sonrasında bu domuzların etlerinin bir aşçıyı enfekte etmeleri ile başlıyor. Tabi ki salgının başlangıç noktasının Çin olması biraz manidar…
Duke Üniversitesi'nde Küresel Çevre Sağlığı doçenti Willian Pan, ABC News'e verdiği bir demeçte, başka bir pandemi olasılığının insanlar ve doğal dünya arasındaki bu arayüzü küçültmemiz sonucu ortaya çıkan tüm çevresel değişiklikler nedeniyle muhtemelen artacağını söyledi. Bunun bir örneği, son zamanlarda Batı Afrika'da meydana gelen Ebola salgınıdır. Harvard Üniversitesi’nden Dr. Bernstein, “Batı Afrika'da hurma yağı için orman kaybı olduğuna dair kanıtlar var. Hurma dikmek için tropik ormanların yok edilmesi neticesinde yarasalar, insanlara Ebola bulaştırdıkları Batı Afrika'nın bir bölümüne taşındı" dedi.
Nature'da yayınlanan bir modelleme çalışması, iklim değişikliği ve habitat tahribatı nedeniyle önümüzdeki 50 yıl içinde 3.000'den fazla memeli türünün göçünü simüle etti. Araştırma sonucu, 4.000'den fazla virüs bulaş vakası olabileceğini gösterdi. Amerika ve Avrupa'daki ılıman ülkelerde tropikal bulaşıcı hastalıklarda şimdiden bir artış görülüyor. Araştırmaya göre, iklim değişikliği 2070 yılına kadar hayvan türleri arasında binlerce yeni virüsün yayılmasına neden olacak ve bu, hayvanlardan insanlara sıçrayan bulaşıcı hastalıkların ortaya çıkma riskini muhtemelen artıracak. Bir çarpıcı sonuç da bir kişinin yaşamı boyunca COVID-19 gibi bir pandemi yaşama olasılığının yaklaşık %38 olduğunu ve bunun önümüzdeki yıllarda ikiye katlanabilecek oluşu.
Araştırmacılar, dünyanın iklimi ısınmaya devam ederken, vahşi hayvanların yaşam alanlarını - muhtemelen büyük insan popülasyonunun olduğu bölgelere - taşımak zorunda kalacağını ve bir sonraki pandemiye yol açabilecek bir viral sıçrama riskini önemli ölçüde artıracağını tahmin ediyor.
Reuters'e göre, COVID aşılarına yapılan küresel harcamalar 157 milyar doları bulacak. Ormanların korunmasına yönelik yapılan yıllık harcamalar ise bundan çok daha az.
Ormansızlaşma, atmosferdeki su buharı ve yağış miktarlarının azalmasına, nehir ve göllerdeki su kalitesinin düşmesine, sel ve taşkın gibi doğal afetlerin sıklığının artmasına yol açar. Zaten küresel ısınmaya paralel olarak büyük tehdit altında olan su kaynaklarımıza zarar verecek her bir hamle, yaşamı sonlandırma çabası olacak. Eskiden insanların “düşünebilen hayvanlar” olduğu söylenirdi. Kendi neslini yok etmeye çalışan başka bir hayvan türü olmadığı için artık bunu söyleyebilmek pek mümkün görünmüyor.
Bu gidişle Robert Lee Frost'un şu sözü de yalan olacağa benziyor: "Hayatta öğrendiğim her şeyi üç kelime ile özetleyebilirim: Hayat devam ediyor."
TERMODİNAMİK