Babadan oğula şirketlerin kapanması aynı zamanda bir tecrübe erozyonu…
Babadan oğula devreden meslek, neredeyse bir gelenek gibiydi. Baba, sahip olduğu imkanlarla kurduğu işi çocuğuna devrederken, edindiği tecrübeyi de devrederdi. Fakat günümüzde, birkaç nesil boyunca sürdürülen şirketler yok denecek kadar azaldı. Bunun pek çok farklı nedeni var elbette; meslek gruplarındaki kazanç değişimleri, belli meslek gruplarının teknolojinin de etkisiyle geçerliliğini yitirmesi, bireysel tercihler…
Eminim pek çoğunuzun benim gibi şöyle bir düşüncesi vardır: “Çocuklar baba mesleğini sürdürmek istemediklerinde, bu durum babalarda hayal kırıklığı yaratır”. Ama bakın, anketler ve bu konuda yapılan araştırmalar, bunun tam tersini söylüyor: Mesela online araştırma şirketi DORinsight’ın, Babalar Günü için hazırladığı araştırmanın sonuçlarına göre babalar, çocuklarının ‘baba mesleği’ni yapmasını istemiyor. 1-14 Haziran 2019 tarihleri arasında online olarak tamamlanan araştırmaya; Türkiye temsili, ABC1C2DE sosyo-ekonomik segmente mensup 2.101 baba katıldı. Araştırmadan çıkan sonuçlarda babaların %61’inin, çocuklarının baba mesleğini yapmasını istemediği ortaya çıktı.
2017 yılında Kariyer.net’in Babalar Günü kapsamında hazırladığı ve toplam 1.233 çalışanın katıldığı anket de meslek seçiminde ebeveyn davranışlarının değiştiğini gösterir nitelikte. Ankete katılan çalışanların %92’si baba mesleği yerine başka bir mesleği seçtiğini dile getirirken, katılımcıların sadece %8’i baba mesleğine devam ettiğini belirtiyor. Anketi ebeveyn olarak yanıtlayan katılımcıların %71’inin çocuğu bulunuyor. Çocuğu olan çalışanlara yöneltilen, “Çocuğunuzun sizin mesleğinizi devam ettirmesini ister misiniz?” sorusuna katılımcıların %64’ü, “Çocuğumun meslek seçimine karışmam, ne istiyorsa onu seçsin” yanıtını veriyor. Katılımcıların %30’u kendi mesleğinin zor olması nedeniyle çocuğunun da kendisiyle aynı işi yapmasını istemiyor. Çalışanların sadece %6’sı, “Evet, isterim, bu beni mutlu eder” diyor.
Günümüzde, babaların meslek seçiminde ısrarcı olduğu dönemlerin büyük oranda geçmişte kaldığı; ebeveynlerin yönlendirici rolünün ise daha çok ön plana çıktığı görülüyor.
Altınbaş Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Irmak Erdoğan, DHA’ya yaptığı bir açıklamada, aile şirketlerinin %96’sının üçüncü kuşakta son bulduğunu söylüyor. Erdoğan, “Bugün aile şirketlerinin sorunları arasında en çok tartışılan konular, sürdürülebilirlik ve kurumsallaşma. İstatistiklere göre aile şirketlerinin yüzde 30’u ikinci kuşak, yüzde 13’ü üçüncü kuşak ve sadece yüzde 4’ü dördüncü kuşağı görüyor” diyor.
Elbette bireylerin meslek seçimlerinde özgür olmaları onları daha mutlu ediyor ama bir başka bakış açısıyla; babadan oğula şirketlerin kapanması, kocaman bir tecrübe, know-how (yapım yöntemi bilgisi) ve kurulan pek çok ticari ilişkinin de buhar olup uçması anlamına geliyor. Kaldı ki bu üç şey, meslek hayatınız boyunca sahip olabilecekleriniz içinde en kıymetli olanlarıdır. Bu nedenle sahip olduğumuz bilgiyi paylaşmayı, çoğaltmayı bir sorumluluk olarak görmeliyiz. Ülkemizin, dünyada üretim konusunda başarılı olmasının ve “Türk Malı”nın kalitesiyle anılmasının, edinilen tecrübenin kaybolmaması ile çok ciddi ilişkisi olduğunu düşünüyorum.
Şirketinizi evladınıza devretmeyebilirsiniz ama bilginizi ülkenize devretmeyi ihmal etmeyiniz.
Gökçen Parlar Ünal
gokcenparlar@dogayayin.com