Ayna ayna söyle bana; ben mi gerçeğim, avatarım mı?

Kısa bir süre önce telaffuz etmeye başladığımız “Metaverse kavramı”, çok uzak olmayan bir gelecekte hayatımızın bir parçası olacak. Blockchain ve kripto para teknolojilerinin yanı sıra sanal dünyalardaki emtia yatırımlarına da entegre olacak Metaverse, birçok insanın kendi sanal temsilleri yani avatarları ile birbirleriyle ve dijital nesnelerle etkileşime girebilmelerine imkan verecek.
Geleceğin dijital dünyası olarak nitelendirilen Metaverse, bazı farklı meslekler de doğuracak. Eleman.net, yakın gelecekte Metaverse dijital evreninde ilgi görecek, bazılarını bildiğimiz bazılarını ise ilk kez duyacağımız meslekleri paylaştı. Mesela insanların ve şirketlerin sanal arsa, ev, dükkan gibi ihtiyaçlarına da cevap verebilmek için ‘Sanal Emlak Uzmanları’. Metaverse evrenindeki sanal araziler bir çeşit emlak ekonomisi oluşturacak. Bu durum sanal emlak uzmanlığı gibi yeni bir iş tanımını beraberinde getirecek. Blokchain uzmanları ve geliştiricileri; finansal hizmetler, kamu, teknoloji şirketleri, e-ticaret ve pazarlama alanlarında önemli bir konuma sahip olacak. Dijital ortamda bilgi saklama, işleme ve güvenlik konuları hem şirketler hem de bireyler için daha da önem taşıyacak. Dolayısıyla bu alanda uzmanlaşmış elemanlara metaverse ile birlikte daha fazla ihtiyaç duyulacak. Metaverse evreniyle birlikte, özellikle VR (Virtual Reality - Sanal Gerçeklik) tabanlı oyunların prototipini oluşturacak, tasarlayacak ve kullanıcılarla buluşturacak oyun tasarımcılarına rağbet olacak. Fiziksel mağazalarda görmeye alıştığımız satış temsilcileri-uzmanları, avatarları ile dijital evrende de görev yapacak. Siber güvenlik metaverse ile birlikte hayatın her alanına daha fazla yayılacak, her bireyin ve şirketin gelecekte bir siber güvenlik uzmanı olacak. Yeni ve dijital teknolojik yapıya sahip yatırım araçlarına yapılacak yatırımlar özelinde risk yönetimi uzmanları önem kazanacak. Pazarlama yöneticilerinin iş tanımlarına ise yeni görev alanları eklenecek. Pazarlama yöneticileri, kripto paralar ve blockchain teknojilerini de kullanarak potansiyel kullanıcıları tanımlayacak, eğilimlerini izleyecek ve şirketlerin pazar paylarını en üst düzeye çıkarmasına yardımcı olacak stratejiler geliştirecek.
Bütün bunlar aklımıza George Orwell’ın 1984, Aldous Huxley’in Cesur Yeni Dünya, Ray Bradbury’nin Fahrenheit 451 gibi distopik eserlerini ve Matrix, The Truman Show, Simone gibi filmleri getiriyor. Sanki onlardan birinin içine düşmüş gibi hissediyoruz.
Simone (stilize edilmiş adıyla: S1m0ne) filmini izlemediyseniz, en kısa sürede izlemenizi tavsiye ederim… Filmin senaryosunun, yönetmenliğinin ve yapımcılığının altında Andrew Niccol imzası bulunuyor. 2002 yılı ABD yapımı filmin konusu özetle şöyle: Viktor Taransky adında bir yönetmen, yeni filminin aşırı kaprisli başrol oyuncusu çekip gidince işini kaybetme noktasına geliyor. Derken ‘Hank’ adında bir hayranı ölmeden önce ona bir disk getiriyor ve yönetmeni, sanal ortamda yarattığı aktris Simone ile tanıştırıyor. Taransky, kariyerini sürdürebilmek için Simone’u gerçek bir oyuncu gibi lanse ediyor ve sonunda Simone öyle bir üne kavuşuyor ki olaylar, bizim yönetmeni tutuklanma noktasına kadar getiriyor. Muhteşem oyuncu Al Pacino’nun hayat verdiği Victor Taransky karakterinin söylediği şu cümlenin altını hafızamda kırmızı kalemle çizmiştim:
“Sahtekarlığı yaratma yeteneğimiz, artık onu fark etme yeteneğimizi aştı…”
Günümüzün birkaç kelime ile özetlenmiş hali gibi değil mi? Dünyanın hızla sürüklendiği nokta, bazılarımız için heyecan verici, bazılarımız içinse tedirgin edici… İşin kötü yanı, buradan kaçışımız yok… Dünyayı bir yerlere sürükleyen de onunla birlikte sürüklenen de bizleriz. Zor bir denklem… Kaçamadığımıza göre, yaşayıp göreceğiz…
Gökçen Parlar Ünal
gokcenparlar@dogayayin.com