Header Reklam
Header Reklam

AB Yeşil Mutabakatı, Türkiye için çok önemli risk ve fırsatlar barındırıyor 

12 Mayıs 2021 Dergi: Mayıs-2021

Avrupa Yeşil Mutabakatı (EU Green Deal), 11 Aralık 2019’da açıklanan iklim ve çevreyle ilgili zorluklarla mücadele konusunda Avrupa Birliği’nin önceki taahhütlerini daha geniş ve daha etkili bir şekilde yeniden düzenlemeyi amaçlayan bir yol haritası.

Mutabakat kapsamında, 2050’de sera gazlarının net emisyon değerinin sıfırlanması (karbon nötr) hedeflerine ulaşmak için yeni stratejiler belirleniyor. AB, özellikle sera gazlarının azaltılmasının büyük çaba gerektirmesi sebebiyle, büyük kamu yatırımları ve özel sermayeyi iklim ve çevresel eylemlere yönlendirmek için birtakım aksiyonlar alacak.

Mutabakatın bir diğer önemli boyutu ise AB’nin işbirliği içinde olduğu ülkelerden de bu kurallara uymasını bekleyecek olması. Yani AB ülkeleriyle ithalat-ihracat yapan her ülkeyi ve sektörü ilgilendirecek bir konu bu.

AB’nin sera gazı emisyonlarının %75’inden fazlası; enerji üretimi ve kullanımından kaynaklanıyor. Bu nedenle yenilenebilir enerjili ürün ve sistemler ile yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimi, en önemli iki başlık.

Döngüsel ekonomi eylem planı çerçevesinde “sürdürülebilir ürünler” de ön plana çıkacak. Ürünlerinin “çevre dostu” olduğunu iddia edenler ise bu iddiayı kanıtlamak zorunda.  Ambalaj sektöründe geri dönüştürülebilir ve çevre dostu malzemelerin kullanımı, elektronik ürünlerde dayanıklı ve tamiri mümkün, uzun süre kullanım ömrü sunan ürünler tercih edilecek. Ulaştırma sektöründe emisyonların %90’ının 2050’ye kadar azaltılması gerekiyor. Tarım sektöründe riski azaltmaya yönelik önlemler alınacak. Taşıma, depolama, paketleme ve gıda atıkları konusunda harekete geçilerek, gıda işleme ve perakende sektörlerinin çevresel etkilerinin azaltılması hedeflenecek. Komisyon, 2021’de hava, su ve toprak için sıfır kirlilik eylem planını kabul edecek. Binalar, tüketilen enerjinin %40’ını oluşturduğundan verimsiz binaların yenilenebilmesi için AB üye devletlerinin kamu ve özel binalarında bir renovasyon hareketi başlatması bekleniyor. Ayrıca, büyük endüstriyel tesislerden kaynaklanan kirliliği ele almak için AB kuralları gözden geçirilecek. Yani AB Yeşil Mutabakatı, tarımdan ambalaja, enerjiden inşaat sektörüne, ulaşım-lojistik sektöründen karbon piyasasına kadar her şeyi etkileyecek. Bu da önümüzdeki süreçte tüm dünyada çok çetin bir enerji verimliliği ve karbonsuzlaşma yarışının olacağına işaret ediyor. AB ile ticari ilişkisi olan her devletin bu yarışın içinde olması gerek. Ayrıca Green Deal çerçevesindeki fonlar, sadece AB ülkeleri ile sınırlı değil, sürece hızlı uyumlanabilen, devletlerin, sektörlerin bu fonları kullanabilmek için projeler geliştirmesi şart. Kaldı ki Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı AB olduğundan konu, Türkiye için kritik öneme haiz.

Sürdürülebilirlik Akademisi tarafından gerçekleştirilen Yeşil İş 2021 Zirvesi’nde konuşan Ticaret Bakanlığı Uluslararası Anlaşmalar ve AB Genel Müdür Yardımcısı Bahar Güçlü, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın uluslararası ticarette oyunun kurallarını en baştan değiştireceği öngörüsüyle Bakanlık bünyesinde çalışmaları 2020 başında başlattıklarını söyledi.

Sınırda Karbon Düzenlemesi'ne ilişkin olarak Komisyon’a ülke görüşlerinin iletildiğini kaydeden Güçlü, “Türkiye’deki üreticilerin hiçbir şekilde Avrupa’daki benzerlerinden farklı bir muameleye tabi olmaması gerekiyor. Üreticilere bu sistemlere adapte olması açısından yeterli zaman verilmesi ve ek maliyet getirmemesi de önemli. Türkiye’nin bu politikalara uyumu, AB’nin değer zincirlerinin rekabetçiliği açısından da önemli ve ülkemizin AB fonlarından yararlanması gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.

Güçlü, “İlk aşamada düşük karbonlu üretimi teşvik edecek yol haritaları hazırlanması, teşvik sisteminin gözden geçirilmesi, teknolojik altyapının geliştirilmesi için Ar-Ge çalışmalarının desteklenmesi, belgelendirmenin Türkiye’de yapılması ve AB’de tanınırlığının sağlanması, ülkemizde devam eden karbon fiyatlandırma mekanizmasına yönelik çalışmaların Sınırda Karbon Düzenlemesi esasında ele alınması gibi konular eylem planının belli başlı konularını oluşturuyor” dedi.

AB’ye yapılan ihracata uygulanacak karbon vergisi ve eko etiketleme için yeni standartlar getirilmesi bu alanda uyum sürecini tamamlayamayanlar için ekstra yük demek. İyileştirme ve uyum çalışmaları yapılmadığı takdirde Türkiye ihracatta ciddi pazar kaybı yaşayabilir. Yeşil Mutabakat, Türkiye’nin düşük karbonlu üretimi desteklemesine ve bu şekilde yüksek karbonlu ülkelere göre avantajlı konuma gelerek, AB ülkelerine yaptığı ihracatta pazar payını artırması için fırsat da yaratabilir.

İklim değişikliği ekonomisi, çevre konularında uzmanlaşmış İngiltere merkezli bir danışmanlık şirketi olan Pengwern Associates’ın kurucusu John Ward, “AB'nin iklim-karbon nötrlüğü arayışında Türkiye için önemli fırsatlar var. En açık şekilde, karbondan arındırma, yenilenebilir enerjide büyük artışlar gerektirecektir. Türkiye’nin bol yenilenebilir enerji kaynakları, bu talebin karşılanmasında çok önemli bir rol oynayabileceği anlamına geliyor. Enerji kaynaklarının Türkiye için stratejik bir zorluk ve risk olmaktan çıkıp büyük bir güç ve fırsat haline geldiği bir gelecek öngörmek mümkündür” diyor.

Sera gazı salımlarının %70’inden fazlasını enerji sektörüne borçlu olan Türkiye, AB’nin tasarladığı eylem planlarından kendi enerji endüstrisini daha yeşil ve sürdürülebilir hale getirmek adına faydalanabilir. Ayrıca elektriğin yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilmesi her sektör için ciddi derecede önemlidir. Zira ülkemizden AB’ye ihracat yapan her sektör yoğun enerji kullanmakta. Bu enerjinin yenilenebilir kaynaklardan üretilmesi her sektörün karbon emisyonunu azaltmasını, buna bağlı olarak karbon vergisi maliyetinin düşmesini sağlayacaktır.

Dış pazarlara açılma konusunda hevesli firmalar, ciddi bir Ar-Ge hamlesi planlamalı, karbon ayak izlerini mümkün olduğunca küçültmeli. Getirilen karbon vergileri, ürünlerin fiyat rekabeti avantajını ortadan kaldırabilir çünkü. Ayrıca COVID-19 pandemisinin ardından sarsılan ülke ekonomilerinin toparlanabilmesi için yenilenebilir enerji yatırımları, enerji verimliliğine odaklanma ve bu sayede küçülen karbon ayak izleri, yeni pazarlara açılma ve küresel rekabet pazarında var olabilmek için çok kıymetli bir anahtar…

Gökçen Parlar Ünal
gokcenparlar@dogayayin.com