Yanlış kullanılan toprak, sera gazı üretiyor
Bilim insanları dünyanın toprak yüzeylerine verilen zararı sert bir şekilde kınama kararı aldı. Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nde (IPCC) yer alan bilim insanları ve hükümet yetkilileri, küresel ısınmayla mücadelede toprağın kullanımına ilişkin bir rapor hazırladıklarını açıkladı. Ağustos ayı içinde tamamlanması planlanan rapor oldukça endişe verici tespitler içeriyor. Çevre Analisti Roger Harrabin, BBC’de yayınladığı bir makalede İsviçre’de bir araya gelen uzmanların raporda yer verecekleri bilgileri özetle şöyle aktardı: “Rapor, insanların yürüttüğü faaliyetlerin toprağın kalitesini bozduğunu, çölleri yaydığını, ormanları azalttığını, vahşi yaşamı yerinden ettiğini ve turbalık (asidik torf toprağından oluşan, ölmüş bitkilerden meydana gelmiş sulak alanların genel adı) alanları kuruttuğunu açıklayacak. Bütün bu faaliyetler toprağın iklim değişimiyle mücadeleye katkı sağlayan bir kaynaktan, atmosfere karbon salımı yapan bir kaynağa dönüşmesine sebep oluyor. Raporda iklimin feci bir şekilde ısınmasının önüne geçmek için toprağın bu şekilde sömürülmesine son verilmesi gerektiği yer alacak. İşlenmemiş topraklar, üzerinde barındırdıkları bitkilerin atmosferi ısıtan karbondioksit gazını tüketmesi sayesinde küresel ısınmaya karşı mücadelede önemli bir rol oynuyor. Bilim insanları raporda, çiftçilik ve kerestecilik yapma yöntemlerimizin karbondioksit salımını artırdığına yer verilecek. Atmosfere salınan ve sera etkisi yapan gazların üçte biri ilâ dörtte biri arasında bir kısmı toprak kullanımından kaynaklanıyor. Raporda toprak kullanımı hakkında zor kararlar alınması gerektiği vurgulanacak. Çünkü toprak için birbiriyle yarışan çok sayıda talep var: Bioyakıt üretimi, plastik ve lif üretimi için gereken bitkiler, kerestecilik, kağıt üretimi, artan nüfus için gıda üretimi ve doğal hayat. Raporda kırmızı et üretiminin bir yandan toprağa büyük bir baskı uyguladığı, diğer yandan da sera gazı etkisi yaratan metan gazı salımının yarısını oluşturduğu aktarılacak.”
Rapor, IPCC’nin toprak kullanımı ve sömürüsü üzerine bugüne kadar hazırladığı en sert rapor olacak. Raporun özünde ise toprağın karbondioksit salım kaynağı olarak mı yoksa karbondioksit depolama alanı olarak mı kullanılacağına dair ikilem yatıyor. Bu, toprağın nasıl kullanıldığına bağlı olarak değişebilir. İngiltere’nin doğusundaki turbalık alanlar bu raporda bahsedilen ikilem için ideal bir örnek. Doğal halinde aşırı sulu olan bu toprakların yüzde 99’u yüzyıllar içerisinde kurutularak tarıma açıldı. Fakat üzerinde tarım yapılan bu topraklar her yıl %1-2 oranında kısmını erozyonla kaybediyor. Bunun altında da turbanın havayla temas etmesi sonucunda oksitlenmesi ve karbondioksit yaratması yatıyor. Problem, bu toprakların aynı zamanda İngiltere’nin en verimli toprakları olması. Çiftçiler bu toprakları karbon tutması için bırakmak yerine üzerinde gıda yetiştirmek istiyor.
Bölgedeki genç çiftçilerden Charles Shopshire, tarlasından atmosfere karışan karbon konusunda endişeli olduğunu anlatıyor. Shopshire iklim değişikliğinin halihazırda bitkilerin büyümesini etkilediğini fark etmiş. Buna karşı “canlandırıcı tarım” denilen teknikleri uyguluyor. Fakat çoğu çiftçi üretim tarzlarını değiştirme konusunda isteksiz. Bilim insanları sorunun devasa boyutlarda olduğunu söylüyor. Bunu çözmenin çok zor olduğunu onlar da kabul ediyor, özellikle ekosistemi korumak için gereken çiftçilik tarzı için yarım milyar çiftçiye daha farklı çalışmaları konusunda eğitim verilmesi gerekeceği için. Bilim insanlarına göre yapmamız gerekenler şunlar:
- Ormanlık bölgeleri korumak (özellikle tropik bölgelerde)
- Daha fazla sebze ve daha az et içeren beslenme tarzına geçmek
- Turbalık alanları korumak ve mümkün olduğunca eski hallerine döndürmek
- Biyoyakıt üretimini azaltmak
- Ekinlerin ağaçlarla bir arada olduğu tarımsal ormancılık (agroforesti) yapmak
- Ekin çeşitlerini çoğaltmak
BBC News’e konuşan ABD merkezli çevreci düşünce kuruluşu WRI’dan Kelly Levin, bu raporun fosil yakıtlardan atmosfere salımı azaltmak için siyasetçiler üzerinde büyük bir baskı oluşturması gerektiğini düşünüyor ve şunu söylüyor: “Eğer iklim problemini çözmeyi bugün zor buluyorsak, bir de gelecekte karbonu tutacak toprak kalmadığında ne kadar zorlanacağımızı hayal edin!”
Kaynak: www.bbc.com
Gökçen Parlar Ünal
[email protected]