Dijital saadet zinciri mi, paranın en güvenli hali mi?
Neye yatırım yaparak paranıza on ay içinde yüzde 900 değer kazandırabilirsiniz? Paranın hızlı ve güvenli dolaşımını mı sağlıyor, kara parayı mı özgürleştiriyor tartışmaları hız kesmeden devam ederken, sanal kripto para pazarı 200 milyar USD hacmine ulaştı bile. Kripto paralar, 10 dakika içerisinde hiçbir ülkenin shift koduna takılmadan, hiçbir masrafı olmadan 10 ülke gezebiliyor. İnternetin fişinin çekilmesi, bu paranın transferini engellemenin tek yolu. Bu da mümkün olmadığına göre serbest dolaşım engellenemiyor. Bu yılın başında 20 milyar doları bulmayan pazar, son 10 ayda yüzde 900 büyüdü. Bitcoin’in 5 yıl önce 10 dolarlık değeri ise geçen hafta 7.400 doları aştı.
Arkasında hiçbir devletin, merkez bankalarının, resmi otoritenin bulunmadığı devletsiz, sahipsiz elektronik ortamda üretilen ve kullanılan para birimleri 800-900’ü buldu. Bunların lideri ise 3 Ocak 2009’da hayata geçen, manifesto yazarının -çakma adıyla- Satoshi Nakamoto olduğu Bitcoin (sembolü: ฿, kısaltması: BTC). Bitcoin ile ödeme kabul eden yerler hızla artıyor. Bu sanal paranın işlem kayıtlarının olduğu tek bir merkez yok. İşlemlerin gerçekleştiği çeşitli ağlar bulunuyor. Bir ağda gerçekleşen işlem bilgisi anında diğer ağlara da ulaşıyor, hangi adresten hangi adrese ödeme yapıldığı kayıtlara geçiyor. Elektronik cüzdanınızla Bitcoin işlemlerinizi takip edebiliyorsunuz. Tabii şifrenizi unutmanız halinde sahip olduğunuz Bitcoinleri sanal ortama terk etmeniz de mümkün.
Bitcoin, 200 milyar doların döndüğü bu pazardaki tutarın yüzde 65’ine (yaklaşık 130 milyar dolar) hâkim. Bitcoin’in şu an için en büyük alternatifleri Ethereum 30 milyar dolar, Ripple 8 milyar dolar, Litecoin 3 milyar dolar, Bitconnet 2.5 milyar dolar ve Dash 2 milyar dolar hacme sahip. 2017 yılında Cambridge Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre dünyada kripto para cüzdanı kullanan 2.9 ilâ 5.8 milyon tekil kişiden birçoğu Bitcoin de kullanıyor.
Wikileaks, ABD hükümetinin Visa ve Mastercard’ı yasaklamasından sonra Bitcoin’e yönelmek zorunda kalmıştı. Böylece Wikileaks’in kurucusu Julian Assange’ın, 2010’dan bu yana sağladıkları kazanç ise yüzde 50 bin oldu. Geçen günlerde Assange’ın Twitter hesabından paylaştığı grafik, Bitcoin’in 12 Temmuz 2010’dan 14 Ekim 2017’ye kadarki seyrini gösteriyor; yükseliş 0,06 dolardan 5.814 dolara kadar çıkıyor ve bu yüzde 9,6 milyon getiri anlamına geliyor.
Bitcoin yatırımcılarından sonra hükümetlerin de ilgi odağına girmeyi başarmış durumda. Büyük Okyanus’un güneyinde yer alan ada ülkesi Vanuatu, vatandaşlık hakkı için dijital para Bitcoin’i de kabul edeceğini açıklamış. Bu karar öncesi 200 bin dolar karşılığında vatandaşlık veren Vanuatu, 43.64 Bitcoin (200 bin dolar) karşılığında vatandaşlık vereceğini duyurmuş. Vanuatu da nedir ki diyebilirsiniz ama İngiliz Milletler Topluluğu’na bağlı Vanuatu vatandaşları 113 ülkeye vizesiz seyahat edebiliyor. Hem de bu ülkeler içinde İngiltere, Rusya ve Avrupa Birliği üyeleri de yer alıyor. Vatandaşlarına düşük vergi imkânı tanıyan Vanuatu’da çift pasaporta sahip kişilerden gelir vergisi de talep edilmiyor (Vanuatu’nun örtülü reklamı gibi oldu ama neyse…)
Bu Bitcoinler bilgisayar ortamında üretiliyor, buna “madencilik” deniyor. Ama bu, sıradan bir bilgisayarda değil, çok güçlü, özel cihaz sistemlerinin kurulumunu gerektiriyor, bu çok ciddi bir yatırım demek. Bitcoin madenciliği yapmak isteyen kuruluşlar, çok yüksek enerji, soğutma gibi maliyetleri dolayısıyla, İzlanda gibi enerji bedellerinin çok düşük olduğu yerleri tercih ediyor. Türkiye merkezli bir sermaye grubu da Gürcistan’da 10 milyon dolarlık yatırımla bu paranın madenciliğine başlamış bile.
Aslında hiçbir merkezi otorite tarafından kontrol edilmeyen Bitcoin’in yasal durumu, tüm dünyada tartışmalı. JPMorgan CEO’su Jamie Dimon, Bitcoin’i “dolandırıcılık” olarak nitelendiriyor. Öte yandan yaygınlaşmasını isteyenler de çok. ABD’de bu konudaki yeni yasa tasarısı meclisten geçerse, 31 Aralık tarihinden itibaren 600 doların altındaki transferlerden vergi alınmayacak. Chicago Borsası, bu yılın sonundan itibaren Bitcoin’in resmi olarak vadeli işlemlerde kullanılabileceğini açıkladı. Japonya, Estonya ve Rusya kendi “milli Bitcoin”ini üretecekmiş. Online alışveriş devi Amazon, kripto sanal para birimi Bitcoin’e rakip olmak için kolları sıvadı.
Doviz.com verileri de Türkiye’den de dijital paralara büyük ilgi olduğunu gösteriyor. TL ile Bitcoin alınabilen Türkiye’de üç farklı Bitcoin borsası var. Türkiye’den her gün 20 binin üzerinde yatırımcı Bitcoin verilerini takip ediyor. Bitcoin’i yakın takibe alan ve kripto paraların finansal istikrara katkı sağlayabileceğine inanan Merkez Bankası (TCMB), bu kapsamda geçen günlerde Blockchain Çalışma Grubu oluşturulduğunu duyurdu. Son tahlilde Türkiye özelinde yasadışılığı değil, yasal boşluğu söz konusu olan Bitcoin’in riski kullanıcıya ait.
Kripto paralara dair kuşkular kolay kolay giderilemeyecek olsa da, gösterilen ilgi artacak gibi görünüyor. Güvenmek iyi mi, yoksa güvenmemek daha mı iyi bilemiyorum. Hayırlısı…
Oya Bakır
oyabakir@dogayayin.com