Yenilenebilir Enerji Türkiye için temiz enerjiden fazlası
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV), “Enerji Ekipmanları Dış Ticaretinde Mevcut Durum ve Fırsat Alanları”adlı raporunu yayınladı. Rapor, Türkiye’nin dış ticaret açığında enerji ekipmanları ticaretinin rolünü ortaya koydu. Raporda alternatif enerji kaynakları (rüzgâr ve güneş) ile kömür ekipmanlarının ithalatı incelendi ve Türkiye’nin yenilenebilir enerji ekipmanları ticaretinden yılda 2.4 milyar, kömür ekipmanları ticaretinden ise yılda 2.5 milyar ABD Doları dış ticaret açığı verdiğini ortaya koydu. Analizin en önemli bulgularının başında Türkiye’deki enerji ekipmanlarına dair teknoloji açığı geliyor. Dış ticaret kalemleri detaylı bir biçimde incelendiğinde Türkiye’nin düşük teknolojili ürün ihraç ettiği, buna karşılık yüksek teknolojili ürünleri ithal ettiği ortaya çıkıyor.
Türkiye güneş enerjisi ekipmanları ihracatında dünya ortalamasının altında yüksek teknolojili ürün üretirken (%6) yoğunlukla düşük teknolojili ürünler ihraç ediyor (%54). Türkiye’de en hızlı gelişen yenilenebilir enerji sektörü olan rüzgârda da durum farklı değil. Rüzgâr enerjisi ekipmanlarında dış ticaret fazlası veren Türkiye, teknoloji kompozisyonunda yine geride kalıyor. İhracatı genellikle orta-düşük teknolojili inşaat aksamlarından oluşurken, yüzde 18 oranında yüksek teknolojili ürün ithal ediyor.
Enerji Ekipmanları Dış Ticaretinde Mevcut Durum ve Fırsat Alanları Raporu, Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanında dikkat çekici düzeyde yatırım yapıldığını ortaya koyuyor. 2003-2014 yılları arasında toplam 7.6 milyar ABD Doları yatırım alan yenilenebilir ve alternatif enerji sektörü, Türkiye’nin en yüksek yabancı yatırım aldığı sektörlerden biri.
Türkiye’nin daha etkin ve teknoloji geliştirmeyi teşvik eden politikalar ile yalnızca enerji sektörünü değil, sanayinin pek çok farklı alanını da geliştirebileceğine dikkat çeken TEPAV Makroekonomi Çalışmaları Direktörü Bengisu Özenç: “Yenilenebilir enerji teknolojilerinin geliştirilmesi, Türkiye’de sanayi dönüşümünü tetikleyebilecek alanlardan biri. Düşük karbonlu teknolojilere yönelim makroekonomik ölçekte enerji ekipmanlarında yerli üretimin teşvik edilmesinde, dolayısıyla orta vadede cari açığımızın azaltılmasında önemli rol oynayacak. Fosil yakıtlı enerji üretim biçimlerine yönelim ise Türkiye’yi orta gelir tuzağına perçinliyor” diyor. Özenç sözlerini şöyle sürdürüyor: “Daha önce 70’ten fazla şirketin katıldığı bir saha araştırmasıyla firmaların enerji yatırım kararlarını incelemiştik. Bu çalışmada, yatırım kararlarını etkileyen unsurların başında kamu politikalarının geldiği ortaya konulmuştu. Kamunun, tüm paydaşların katılımıyla tasarlayacağı, tutarlı, uzun vadeli politikalar yatırımcıya yön gösterici olacak, yatırımları hızlandıracaktır”.
Raporu değerlendiren TEPAV İcra Direktörü Güven Sak ise “Çalışmamız, Türkiye’nin enerji yatırımlarını planlarken Ar-Ge yatırımlarının, yüksek teknolojili ürünlerin önemini ortaya koyuyor. Türkiye ekonomisinin geleceğini planlarken, küresel eğilimleri takip etmeli, bu eğilimlerle uyumlu ileri teknolojili ürünlerin geliştirmesine önem vermeliyiz. Son aylarda yapılan Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları ihaleleri güneş ve rüzgârın ucuz ve yerli elektrik üretimi için önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Bu ihalelerde araştırma geliştirme ve yerli üretim unsurlarının dahil edilmesi Türkiye’nin ekonomik kalkınması açısından bütüncül değerlendirildiğinde çok önemli bir gelişme” diyor.
Raporda şu konuların da altı çiziliyor: “Türkiye ekonomisinin büyüme performansının yıllar içerisinde artan oranda dış kaynağa bağımlı hale geldiği, bu durumun da ekonominin kırılganlığını artırdığı bilinmektedir. Birincil enerji kaynakları dağılımında ağırlıklı olarak (%90) yer alan fosil yakıt hammaddeleri açısından yeterli kaynağa sahip olmayan Türkiye’nin enerji açığı (cari dengenin %78’i), cari işlemler açığı görünümünü daha da kötüleştirmektedir. Bu açıdan değerlendirildiğinde enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına öncelik verilmesi kritik bir konu olarak öne çıkmaktadır. Özellikle yenilenebilir enerji kaynakları söz konusu olduğunda, Türkiye’nin yüksek potansiyele sahip olduğu kaynakları kullanıma alması, aynı zamanda küresel seviyede yaşanmakta olan enerji dönüşümünü yakalaması bakımından da önem taşımaktadır. Her ne kadar enerji makine-ekipmanlarının yerli üretimi konusu, son dönemde ağırlık verilmeye başlanılan yenilenebilir enerji kaynaklarından enerji üretimi çerçevesinde gündeme gelmiş olsa da, yüksek seviyelerdeki makine-ekipman ithalatı diğer enerji tesislerinde de karşılaşılan ciddi bir problemdir”.
Gökçen Parlar Ünal
gokcenparlar@dogayayin.com