OTELLER VE NEM;

Klimatizasyondaki yetersizlik (cihazın nem yüküne göre seçilmemesi) duvarlarda difüzyon, eksi basınçtaki binalar, yağmur veya yer altı sularının binaya sızması ve binanın ilk yapıldığında ıslaklığın kurutulmadan işletmeye alınması nemin en önemli nedenleridir. Sonuç ise yüksek nem seviyelerinden dolayı tüm odalarda eşyaların kısa sürede bozulması, binanın yapısının zarar görmesi, her yıl yenilenen boya-badana, konfordan uzak bir iç hava koşulu ve sağlıksız hava. Hasta bina sendromunun (Sick Buil-ding Syndrome) zararları dışında, I990'da Amerika Otelciler Derneğinin yaptığı araştırma sadece nemden dolayı otellerde oluşan zararın yıllık 68 milyon $ mertebesinde olduğunu belirtmiş. Aynı araştırma henüz açılmamış 12 otelin nem problemlerinden dolayı açılamadığını, otel başına 1 milyon $ ve zaman kaybı ile karşı karşıya kaldığını belirtiyor. Bu problemin önemli nedenlerinden biri de ilginç bir şekilde klima cihazlarının büyük seçilmesidir. Klima cihazının büyük olması klimanın çok kısa çalışarak odayı soğutmasını sağlıyor. Ancak bu kısa süre yeterli nem almayı sağlayamadığından odalardaki nem problemi artarak devam ediyor. Özellikle aşırı nemli bölgelerde klimaların daha uzun süre çalışmalarını sağlayacak şekilde veya nem kontrolüde içeren bir otomatik kontrol ile çalıştırılması gerektiği belirtiliyor. Bu problemi yaşamayan yerlerden biri ise Orlonda Florida'daki Walt Disney Oteli. Otelin tüm taze hava emişleri desi-kant kurutucu üniteri ile nemi alındıktan sonra sisteme veriliyor (Kimyasal Rotorlu Nem Alma Cihazları). Koridorlara, odalara ve duvarlara konulan nem sensörlerinde kumanda alan cihazlar ortamı sürekli istenilen nem seviyesinde tutuyorlar. Bu sayede otelin daha az renovasyon ihtiyacı olduğu, kanal içi izolasyonların daha az zarar gördüğü, ortamın daha sağlıklı kılındığı belirtiliyor. Türkiye'deki en büyük otellerin Antalya ve İstanbul gibi nemli bölgelerde olduğu düşünülürse bu konuya daha çok dikkât etmek gerektiği ortaya çıkacaktır.